POLİTİKA - 22 Ağustos 2017 Salı 14:40

Başbakan Yardımcısı Fikri Işık: "Teşkilatları, arkadaki isimsiz kahramanlar oluşturuyor"

A
A
A
Başbakan Yardımcısı Fikri Işık: "Teşkilatları, arkadaki isimsiz kahramanlar oluşturuyor"

Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, AK Parti’nin teşkilat yapısına çok büyük bir önem verdiğini vurgulayarak, "Teşkilatın varlığı aslında havanın oksijeni gibi.

Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, AK Parti’nin teşkilat yapısına çok büyük bir önem verdiğini vurgulayarak, "Teşkilatın varlığı aslında havanın oksijeni gibi. Varlığında kimse kıymetini bilmiyor ama havada oksijen azalınca insanlar için ne kadar büyük sıkıntı başlarsa teşkilatsızlık da o kadar büyük bir sıkıntı demektir. Bunun Türk siyasi hayatında aslında en güzel örneklerinden biri Demokratik Sol Parti’dir. Teşkilatı olmadığı için yüzde 22’den yüzde bir buçuklara düşmüş bir partidir biliyorsunuz" dedi.


Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, birtakım ziyaretler için geldiği Bilecik’te ilk olarak Bilecik Valisi Tahir Büyükakın’ı makamında ziyaret etti. Daha sonra AK Parti Bilecik İl Başkanlığını ziyaret eden Işık’ı AK Parti Bilecik Milletvekili Halil Eldemir, Bilecik Belediye Başkan Vekili Nihat Can, AK Parti İl Başkanı Fikret Karabıyık, AK Parti Merkez İlçe Başkanı Serkan Yıldırım, AK Parti İl Kadın Kolları Başkanı Ümran Erdoğan Karayiğit, AK Parti İl Gençlik Kolları Başkanı Servet Yılmaz, ilçe ve belde belediye başkanları ile partililer karşıladı.


AK Parti Bilecik İl Başkanlığında toplanan partililere Bilecik’in Osmanlı Devleti’nin ve cumhuriyetin kurulmasında büyük bir rol oynadığını söyleyeN Işık, "Türkiye’nin en ayrıcalıklı en önemli illeri başında gelen Bilecik’te olmaktan büyük bir memnuniyet duydum. Bilecik bizim için kuruluşun, dirilişin be daha sonra kurtuluşun sembolü bir ilimizdir. 400 çadırlık bir beylikten bir cihan devletine yürüyüşün bir başlangıç noktasıdır. Sadece bir cihan devleti olma noktasında değil, bizi biz yapan değerlerinin Bilecik’ten bütün dünyaya yayılmış olması da bu ilin nüfusunun, yüz ölçümün ve diğer sahip olduğu güzelliklerinin çok daha ötesinde çok büyük bir ağırlığa sahip olduğunu gösteriyor. Bu ilde yaşamak bir ayrıcalık ama bu ilde yaşamanın ayrı bir sorumluluğu olduğunu da unutmamak lazım" dedi.



"Teşkilatları arkadaki isimsiz kahramanlar oluşturuyorlar"


Işık, teşkilat yapılanmasının önemli olduğunu ifade ederek, "Ben de teşkilattan gelen bir arkadaşınızım. Kocaeli’nde il yönetim kurulu üyeliği, Ar-Ge başkanlığı, teşkilat başkanlığı ve daha sonra 4 yıl Kocaeli İl Başkanlığı yaptım. Ardından milletvekilliği, teşkilatta koordinatörlüğü, teşkilat başkan yardımcılığı, Milli Eğitim Komisyon Başkanlığı ve bakanlık görevlerinde bulundum. Teşkilatların ne kadar önemli olduğunu bilen bir arkadaşınızım. Teşkilatçılığın ne kadar zor olduğunu da bilen bir arkadaşınızım. Bu kutlu davanın bir parçası olmak, bu hareketin bir ferdi olmanın da tarifsiz bir ayrıcalığın olduğunu da bilen bir arkadaşınızım. Ülkenize yapılan her bir hizmete katkı vermiş olmanın her birimiz aslında manevi hazzınıza yaşıyoruz. Belki belli hizmetlerinin yapılmasında öne çıkan isimler vardır ama bir de arkada isimsiz kahramanlar vardır. Teşkilatları o arkadaki isimsiz kahramanlar oluşturuyorlar. Belki milletvekilimizin, il başkanımızın, belediye başkanımızın ismi biliyor ama arkada yüzlerce, binlerce teşkilat mensubu arkadaşımız var" dedi.



"Teşkilatsızlığın Türk siyasi hayatındaki en güzel örneklerinden biri Demokratik Sol Parti’dir"


Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, Türkiye’nin şu an geldiği durumundaki en büyük rolün Recep Tayyip Erdoğan’a ait olduğunu ifade ederek, "Bugün Allah’a ham dolsun son 15 yılda Türkiye o IMF’nin üç kuruşuna muhtaç bir ülke olmaktan bugün dünyada muhtaçlara yardım yapan bir ülke konumuna geldiyse hiç kuşkusuz bunda liderimiz, genel başkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın çok büyük bir önemi var. Onunla birlikte yol yürüyen isimsiz kahramanların büyük katkısı ve desteği var. Zaten bir ekip olma böyle mümkün oluyor. Bir ordunun bir komutanı oluyor ama, o orduyu bir zafere ulaştıran adı sanı bilinmeyen binlerce asker oluyor. Teşbihte hata olmasın ama, siyasette de bir lider var, liderin etrafında güçlü bir kadro var, ama onları arkadan destekleyen, onla birlikte yol yürüyen binler, on binler,yüz binler, milyonlar var. İşte teşkilat böyle bir güç. Teşkilatın varlığı aslında havanın oksijeni gibi. Varlığında kimse kıymetini bilmiyor ama, havada oksijen azalınca insanlar için ne kadar büyük sıkıntı başlarsa teşkilatsızlık da o kadar büyük bir sıkıntı demektir. Bunun Türk siyasi hayatında aslında en güzel örneklerinden biri Demokratik Sol Parti’dir. Teşkilatı olmadığı için yüzde 22’den yüzde bir buçuklara düşmüş bir partidir biliyorsunuz. Teşkilat olsaydı belki, yaptığı bir çok hatanın önüne geçebilirdi. o açıdan bizim için teşkilatımız son derece önemli ve olmazsa olmazımız. Teşkilatın gücünün korunması, teşkilatın partimiz ilkeleri doğrultusunda faaliyet yapması bizim için son derece önemli. Bu açıdan sizlerin bugüne kadar yapmış olduğunuz hizmetlerden dolayı çok teşekkür ediyoruz. Bir kongre sürecindeyiz. Bu süreçte bir yenilenme olursa, şimdiden göreve devam etmeyecek arkadaşlara teşekkür ediyoruz. Yeni görev alacak arkadaşlarımıza başarılar dileriz ama, konumuz, pozisyonunuz, makamınız, mevkiniz ne olursa olsun en büyük onur kendi medeniyet değerlerimizin üzerinde yoluna devam etmesi, AK Parti’nin bir neferi olarak bu kutlu davaya hizmet etmek" ifadelerine yer verdi.


Konuşmaların ardından Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Gazi’nin kayınpederi ve devletin manevi kurucusu olan Şeyh Edebali’nin türbesini ziyaret etmek için il başkanlığı binasından ayrıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Masterler Koşu Grubu Kırmızı Periler diyarında Çeşitli mesleklerde çalışan, esnaf, akademisyen, emekli ve yöneticilik yapan 35 ile 70 yaş üzerindeki kişilerin bir araya geldiği Palandöken Masterler Koşu Grubu, bu defa Narmanlı Peri Bacaları’nda koştu. "Çılgın Dadaşlar" olarak nitelendiren grubun koordinatörlüğünü yapan Hikmet Maraşlı, “Her pazar yaptığımız sabah koşumuzu, ekip üyemiz olan Halkbank Bölge Müdürü Yardımcısı Emrullah Okumuş ve Narman Belediye Başkanı Adem Kınalı’nın daveti ile Narman Peri Bacalarında gerçekleştirdik. Amacımız; koşumuzu Peri Bacalarında yaparak, oranın doğal güzelliklerinin daha büyük kitlelere duyurulmasına katkı sağlamaktı. Bunu da gerçekleştirdiğimiz için mutluyuz. Çünkü Peri Bacalarının bulunduğu kanyon gerçekten doğa harikası bir yer.” dedi. Palandöken Masterler Koşu Grubu, Erzurum’dan 25 kişilik bir grup halinde, Narman Peri Bacalarına gitti. Sabah saat 08:00 de başlayan etkinlik, tesislerin bulunduğu alandan, seyir terasının bulunduğu noktaya kanyon içerisinden yürüyerek tırmanan koşu grubu, seyir terası noktasından aşağıya 7 km ‘lik bir koşu gerçekleştirdi. Palandöken Masterler Koşu Grubu daha sonra Narman Belediye Başkanı ile yaşam boyu spor ağırlıklı kısa bir sohbet toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıda, Narman’da uzun soluklu, gelenekselleştirilecek bir yarı maraton ya da ultra maraton düzenlenmesi konusunda fikir alışverişinde bulunduklarını ifade eden Hikmet Maraşlı “Bu konuda Belediye Başkanının da olumlu düşünceleri var, kendileri konu üzerinde çalışma yaparak gerektiğinde Palandöken Masterler Koşu grubunuzun da tecrübelerinden faydalanacaklarını anlattılar. Daha sonra Erzurum’a dönüş yaptık. Tüm katılımcı arkadaşlarımızla birlikte, böyle otantik bir ortamda yürüyüş ve koşu yapmanın mutluluğunu yaşamış olduk.” şeklinde konuştu.
Antalya Arıcıların yeni favorisi avokado ve muz balı İlkbahar aylarının gelmesiyle beraber Antalya’nın Alanya ilçesinin yüksek kesimlerimde arı kovanı bakımı dönemi başladı. Kovanlardaki petekleri yenilemeye başlayan arı yetiştiricileri yeterli balın olmadığını kontrol ettikten sonra faaliyetlerine başlıyor. 436 tane arıcının olduğu öğrenilen Alanya’ya ilçe dışından da gezginci arıcılar gelirken, bahar döneminde ilçede konakladıktan sonra dönem sonunda ayrılıyorlar. Zengin bir floraya sahip Alanya’da arı yetiştiricileri tarafından toplanan yayla, püren, badem, dağ çileği balının yanı sıra bu dönem avokado ve muz balı ön plana çıkıyor. Avokado ve muz balının Türkiye’de çoğunlukla Alanya’da olduğunu belirten arı yetiştiricileri bu bal türleri üzerinde çalışmalar yapıldığını dile getirdi. “Zirai ilaçlama arıcılar için çok büyük tehlike” Alanya İlçe Tarım ve Orman Müdürü Mehmet Rüzgar ve Antalya Arıcılar Birliği Danışmanı Kemal Öztürk, ilkbahar arı kovanı bakımı hakkında bilgiler verdi. İlçe Tarım ve Orman Müdürü Rüzgar, Alanya’daki arıcı sayısı ve ilçeye dışardan gelen arıcılar ile ilgili konuşarak, “Alanya gerek bitki örtüsü gerekse atmosfer olsun ciddi anlamda arıların ve arıcıların konakladığı, arıcılık üretiminin yapıldığı bir yer. Alanya’da 436 tane arıcı var. Bunlar 100 kovan ve üzeri olan arıcılar. Diğer illerden 500’e yakın gezginci arıcı geliyor. Bunlar da Alanya’da konaklayıp, kendi bölgelerine dönüyorlar. Bahar dönemine de girdiğimiz için arıcılar hem kovanlarının hem ekipmanlarının bakımlarını yapıyorlar. Biz de bu konuda teknik sağlıyoruz. Ekiplerimiz sürekli arıcıların yanında. Kovanların, arıların bakımlarını gerçekleştiriyorlar. Arıcılar bitki florasından yararlandığı için özellikle bahçe, tarla, sera olduğu bölgelerde zirai ilaçlama yapıyorlar. Bu arıcılar için çok büyük tehlike. Bitkisel üretim yapan üreticileri uyardık. İlaçlama yaparken gerekli tedbirleri alarak ilaçlama yapılması konusunda bilgilendirdik” dedi. "Kovanlara petek vererek arıları ilave hasat yöntemiyle geliştiriyoruz” Demirtaş Mahallesi’nde arı yetiştiriciliği işiyle uğraşan Antalya Arıcılar Birliği Danışmanı ve Selçuk Üniversitesi Hadim Meslek Yüksekokulu Mezunu Arıcılık Teknikeri Kemal Öztürk, ilkbahar aylarının gelmesiyle kovan bakımlarının başladığını belirtti. Bu dönemde arıların güçlenip kovanlarında bal yapacak düzeye geldiğini ifade eden Öztürk, avokado ve muz balının Türkiye’de Alanya bölgesinde bulunduğuna dikkat çekti. Kovan bakımıyla ilgili konuşan Öztürk, “Kovan bakımının ilk döneminde ana arı balı var mı yok mu kovanın yeterli besin stoku olup olmadığı kontrol edildikten sonra arılarımız destekleme şuruplarıyla beraber faaliyetlerini artırıyorlar. 10’lu kovanlar doldukça petek istedikçe kovanlara petek vererek arılarımızı ilave dediğimiz hasat yöntemiyle geliştirmeye çalışıyoruz” dedi. “Arılar güçlenip kovanlar bal yapacak düzeye geliyor” “Bu yılki bahar çalışmalarımıza başladık. Şimdi zaman itibarıyla yayla hazırlığına başlıyoruz. Ocak ayının 10’u gibi çalışmalarımız başlıyor” diyerek sözlerine devam eden Öztürk, “Bizler de ana arı kontrolümüzden sonra kovanlarımızda yeterli bal olup olmadığını kontrol edip yılın ilk aracılık faaliyetine başlıyoruz. Alanya’da ilk çiçeklenme Ocak ayının 20’si itibariyle badem ağaçlarının çiçek açmasıyla başladı. Arılarımız da yılın ilk yavrulama dönemine başlıyor. Böylece arılarımız güçlenip, kovanlarımız bal yapacak düzeye geliyor. Bu dönemde badem ağacından sonra avokado, narenciye, yaban bitkisi olarak sandal ya da dağ çileği olarak da bilinen ağaçların çiçek açmasıyla nektar verimi zirveye çıkıyor ve arılarımız çok güzel bir gelişmeyle beraber yıla hazırlanır. Nisan ayının gelmesiyle yayla hazırlığına arıcılarımız başladı. Daha yüksek baharın erken geldiği bölgelere göç edip arılarını geliştirmeye çalışıyorlar” diye konuştu. “Avokado ve muz balının üretilebileceği alanlarda çalışma başladı” Alanya’da son dönemde avokado bahçelerinin yapılmasıyla ve muz yetiştiriciliğiyle beraber avokado ve muz balının yetiştiğini de vurgu yapan Öztürk, Muz balı üzerinde Arıcılar Birliği’nin çalışmalar yaptığını ifade etti. Öztürk, "Anadolu balları arasında sıralamaya girmeye başladı. Son yıllarda geniş alanlara avokado ve muzun ekilmesiyle avokado ve muz balının üretilebileceği alanlar başladı. Alanya’da halk arasında dağ çileği olarak da bilinen sandal balı yetiştiriliyor. Arı yetiştiriciliği ve bal konusunda zengin bir flora çeşitliliği var. Aynı zamanda ikliminde ılıman geçmesinden dolayı 12 ay aracılık faaliyeti yapılabilecek bir bölge. Muz balı henüz yeni yetiştiriciliğine başlandığı için arıcılar birliği bu konuda gereken çalışmayı yapıyor. Muz meyvesinin sağlık açısından zenginliği herkes tarafından biliniyor. Bir muz meyvesini andıran lezzet aroması olan bir bal. Ilıman bir iklime sahip olduğu için Anadolu’nun diğer bölgelerinden de göçer arıcıların kış bakımı amacıyla yoğun olarak geldiği bir bölge. Yerli arıcılar olarak 40 bin civarında koloni var. Anadolu’nun diğer illerinden gelen arıcılarla beraber 70-80 bin dolayına yükseliyor” şeklinde konuştu.
Mersin MEÜ, ’sıfır atık belgesi’ alan üniversiteler arasına adını yazdırdı Mersin Üniversitesi (MEÜ), yürütülen çalışmalar sonucunda Temel Seviye Sıfır Atık Belgesi’ni aldı. MEÜ tarafından gerçekleştirdilen Temel Seviye Sıfır Atık Belgesi başvurusu Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğünce incelenerek onaylandı. Sürdürülebilir kalkınma hedefleri çerçevesinde kaynakları korumak, atıkları kontrol altına almak, geri dönüştürülebilir atıkları ekonomiye kazandırarak tasarruf sağlamak, gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak amacıyla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı nezdinde başlatılan ’Sıfır Atık’ projesi kapsamında yapılan başvuru sonucunda, MEÜ Çiftlikköy Yerleşkesi Temel Seviye Sıfır Atık Belgesi’ni aldı. Adını, sıfır atık belgesi alan yükseköğretim kurumları arasına yazdıran MEÜ’nün çevreye verdiği değer de böylelikle tescillenmiş oldu. "Örnek bir üniversite olmak için çalışmalarımıza devam edeceğiz" Yeşil Kampüs çerçevesinde kapsamlı çalışmalar yürüttüklerini belirten Rektör Prof. Dr. Erol Yaşar, "Sürdürülebilir Çevre Uygulama ve Araştırma Merkezi ve Sıfır Atık Komisyonu tarafından yürütülen çalışmalar neticesinde, Temel Seviye Sıfır Atık Belgesini almaya hak kazandık. Bu süreçte büyük emekleri bulunan Prof. Dr. Yağmur Uysal, Doç. Dr. Osman Orhan, Doç. Dr. Zeynep Görkem Doğaroğlu ve Entegre Çevre Bilgi Sistemi yetkilisi Tufan Yıldız’a özverili çalışmalarından dolayı teşekkür ediyorum. Sıfır Atık Belgesi ile çevreye duyarlı ve bu alanda farkındalık oluşturma konusunda örnek bir üniversite olmak için çalışmalarımıza devam edeceğiz" dedi.