YEREL HABERLER - 15 Temmuz 2017 Cumartesi 13:07

Bilecik’te ’’Dakikalar ile Darbe Süreci’’ Konferansı düzenlendi

A
A
A
Bilecik’te ’’Dakikalar ile Darbe Süreci’’ Konferansı düzenlendi

Bilecik’te, ’’15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’’ kutlamaları kapsamında ’’Dakikalar ile darbe süreci’’ konulu konferans düzenlendi.

Bilecik’te, ’’15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’’ kutlamaları kapsamında ’’Dakikalar ile darbe süreci’’ konulu konferans düzenlendi.


Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi Salonu’nda yapılan konferansa, Bilecik Valisi Tahir Büyükakın, Bilecik Belediye Başkanı Selim Yağcı, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Taş, Bilecik İl Jandarma Komutanı Albay Hacı Mehmet İnce, Vali Yardımcıları Hıdır Kahveci, Mustafa Kemal Özgün ile daire müdürleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile vatandaşlar katıldı.


Konferans veren Sakarya Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Haluk Selvi, konferansta, 1 yılın sonunda gelinen süreçte Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının geleceğe daha umutla baktığını, birbirine daha fazla kenetlendiğini, içerisinden çıkması muhtemel böyle gruplara da meydan vermeyeceği bilincine sahip olduğunu belirtti. Selvi, “4 nesilde farklı darbeler yaşadı. Yaşadığımız darbeler içerisinde 15 Temmuz’daki kadar dış kaynaklı, dış mihraklı ama kendi milli, manevi değerlerine düşman, bunları tahrip etmeye yönelik başka bir hareketi de görmek mümkün değil. Kaçınılmaz bir şekilde bu 15 Temmuz darbesini ordu içerisindeki bir grupla beraber yapan, organize eden Fethullahçı Terör Örgütü’nden başka bir şey değildi. 15 Temmuz darbe girişimi emir komuta zinciri dışında gerçekleştirilmiş olan bir eylemdir. Bunların ne kadar acımasız, bir nefrete bürünmüş olduğunu bize net bir şekilde gösteriyor. Bu yönüyle 15 Temmuz’u düşündüğümüzde geleceğe dair daha umutlu, daha güçlü daha sağlam adımlarla yürüyoruz. 40 yıllık içimizde gizli bir şekilde farklı yüzlerle yapılanmış olan bir teşkilatı, bir organizasyonu kısa süre içerisinde temizlememiz mümkün değildi. 1 yıl geçti hala devam ediyor. Bu yönüyle şer gibi görünen bir hadisenin bizim açımızdan Türkiye Cumhuriyetinin geleceği ve bekası açısından iyi neticeler doğurduğunu ifade etmek gerekiyor. Bunun üzerine gitmek zorundayız” dedi.


Ordu içerisinde şuurlu ve bilinçli komutanların da bulunduğunu ve FETÖ’nün eylemlerine karşı direnen 1’inci Ordu Komutanlığının unutulmaması gerektiğini belirten Prof. Dr. Selvi, ’’Yine o gecenin kilit noktalarından biri şüphesiz ki hadisenin dönem noktası Ömer Halis Demir’dir. Onun göstermiş olduğu kahramanlıktır. 15 Temmuzun bizi sevindiren, cesaretlendiren bir yönü de o gece sokağa çıkanlar, tankların önüne yatanlar, şehadet için yürüyenler gençlerdir. İçimizdeki milli ve manevi ruhun ölmemiş olduğunu gördük.’’ diye konuştu. Operasyonun uluslararası alanda devleti yıpratmak ve yok etmek hadisesi olduğunu anlatan Prof. Dr. Selvi, sözlerini şöyle tamamladı: ’’Burada açık ve net tavrımız, milli ve manevi değerlere bağlı, kendine güvenen, devletine, milletine, meclisine sahip çıkan bir iradedir. Cumhurbaşkanımızın söylediği gibi ’’Milli iradenin üzerinde bir güç yoktur.’’ Türklerin eli temizdir. Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve idarecilerinin eli temizdir. Allah’a çok şükür hiç kimseye veremeyeceğimiz hesabımız yoktur. 15 Temmuzun sadece FETÖ grubunun değil bunların uzantısı olan Amerika’da haberleşme kanallarıyla ortak bir organizasyon olduğunu gösteriyor. Bu örgüt kesinlikle bir menfaat çetesiydi. Bu tür yapılanmalara da bir daha müsaade etmemeliyiz. Bu dava Recep Tayyip Erdoğan davası değil, onun da haykırdığı şey bu, ’’Bu dava vatan davası, bu dava millet davası, bu dava bin yıl daha bu coğrafyada yaşama davasıdır. Türkiye’nin Anadolu’da var olma davasıdır.’’ Biz bir olursak, biz beraber olursak, üzerinde Peygamber duasının farkında olursak bu milletin sırtını yere getirmeye kimsenin gücü yetmez” dedi.


Bilecik Valisi Tahir Büyükakın’ın Prof. Dr. Selvi’ye Osmanlı armasının bulunduğu tabak hediye etmesiyle konferans sona erdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tekirdağ Teleferikte ailesiyle mahsur kalan makine teknisyeni: "Kazadan 10 dakika önce arayıp uyarmıştım" Antalya’da yaşanan teleferik kazasında ailesiyle birlikte mahsur kalan ve Çorlu ilçesinde yaşayan Makine Teknisyeni Cezmi Türkyılmaz, “Henüz olay yaşanmamıştı, ben arayıp uyardım ama maalesef 10 dakika sonra kaza meydana geldi. Çok üzücü bir olay fakat önüne geçilebilirdi” dedi. 12 Nisan tarihinde Antalya’nın Konyaaltı ilçesindeki Sarısu-Tünektepe teleferik hattında bulunan bir teleferik direği devrilip seyir halindeki bir kabine çarptı. Kabinin parçalanması sonucu Avukat Memiş Gümüş hayatını kaybederken, 17 kişi de yaralanmıştı. Kaza sonrası tamamen duran teleferik kabinlerinde mahsur kalan 174 kişi, yaklaşık 1 gün süren çalışmalardan sonra tahliye edildi. Çorlu ilçesinde yaşayan Cezmi Türkyılmaz, üniversitede okuyan kızını ziyaret için gittiği Antalya’da yolculuk için bindiği teleferikte, kabinlerde mahsur kalan 174 kişi arasında yer aldı. Türkyılmaz ve ailesiyle yaklaşık 7 saat sonra helikopter vasıtasıyla mahsur kaldığı kabinden kurtarıldı. Olayla ilgili konuşan Makine Teknisyeni Cezmi Türkyılmaz, “Gezi amaçlı teleferiğe bindik ve geziyi tamamladıktan sonra dönüş için teleferiğe bindik. Bu sırada direklerden bizim kabinin üzerine kıvılcım sıçradı. Bunu kızım fark etti ve bana da söyledi. Ben de bu konulara karşı bilgisi olan bir makine teknisyeniyim. Kafamı kaldırıp baktığımda direğin üzerinde makaralar kilitlenmiş dönmüyordu. Hemen kabinde yazan irtibat numarasını arayarak, görevlilere ulaştım ve kazaya sebebiyet verilmesin diye teleferiği durdurmalarını ifade ettim. Arayıp, ‘direğin üzerindeki makaralar dönmüyor. Bu yüzden çelik halat kıvılcım çıkarıyor, teleferiği hemen durdurun’ dedim. Telefonu kapattılar 5 dakika sürdü, herhangi bir durdurma olmadı. 5 dakika sonra tekrar aradım ve ‘sakın yolcu almayın, teleferiği hemen durdurun, kıvılcım ve duman çıkıyor’ dedim. 3-4 dakika sonra teleferik tekrar start alınca bir baktım arkaya etrafı toz bulutu kapladı. Telefon kayıtlarına bakılabilir muhtemelen ilk ben arayıp uyardım. Benim aradığımda stop edilip bırakılsaydı bu olay yaşanmazdı” diye konuştu.
Antalya Deniz kaplumbağaları ilk yuvayı yaptı Antalya’nın Manavgat ilçesi Sorgun-Side sahilinde ilk yetişkin deniz kaplumbağası yuvası tespit edildi. Manavgat’ta nesli tükenme tehlikesi altındaki deniz kaplumbağalarının yuvalama alanlarından Sorgun- Side sahilinde, yeni sezonun ilk kaplumbağa yuvası tespit edildi. Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan aldığı araştırma izinleriyle izleme faaliyetlerini yürüten DEKAFOK Kıyı Koruma Derneği tarafından belirlenen kaplumbağa yuvası, korumaya alındı. Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve genelgelerle nesli koruma altına alınan deniz kaplumbağalarının yuvalama alanları, her yıl olduğu gibi bu yıl da çeşitli uyarı ve tedbirlerle korunacak. Bunların başında yuvalama alanlarından motorlu araçların geçmesi, sahilde ateş yakılması, yavruların deniz yönüne gitmesini engelleyebilecek yapay ışıklar, havai fişekler ve çöpler gibi faktörlerin yasaklanması geliyor. İlk yuva, geçtiğimiz yıldan 18 gün önce tespit edildi DEKAFOK Kurucu Başkanı Seher Akyol, bu yıl beşinci koruma ve izleme sezonuna hazırlandıklarını belirterek, "2020 yılında bu işe başladığımızda bize ’Burada caretta mı olur?’ demişlerdi. İlk yıl burada carettaların olduğunu, ikinci yıl ise deniz analarının en büyük avcısı carettaların aslında buradaki en büyük çalışma alanı olan turizm için ne kadar önemli olduğunu gösterdik. Üçüncü yıldan itibaren ise çevreye duyarlı halkımızın muhteşem çabalarıyla daha da güçlendik. Bu yıl beşinci sezonumuza hazırlanırken çok daha müsterihiz çünkü vicdani duyguları son derece gelişmiş olan halkımız artık ne yapması ve yapmaması gerektiğini çok iyi biliyor. Geçmiş dönemlere bakarak duyarlılığıyla beni çok etkileyen off-road sürücülerimiz ekim ayının ortalarına kadar sahillerimizde araçla geçmemesi gerektiğini, kampçılarımız ateşin deniz kaplumbağalarına ne gibi zararlar verdiğini çok iyi biliyor. Bölgedeki otellerimiz bu konuda tam destekçimiz ve bu dönemde onlarla ve duyarlı personelleriyle muhteşem bir uyum yakalıyoruz" dedi. DEKAFOK tarafından yapılan açıklamada; ilk yuvanın geçtiğimiz yıldan 18 gün önce tespit edildiği belirtilirken, yetişkin deniz kaplumbağalarının ağustos ortalarına kadar yuvalamaya devam etmesinin beklendiği, yavruların ise ilk yuvadan yaklaşık 50 gün sonra çıkmaya başlayacağı ve geçen yıl olduğu gibi ekim ayının ortalarına kadar çıkışlarını sürdüreceği kaydedildi.
Hatay Küçük Barış Manço takma saçı, bıyığı ve sahne performansıyla beğeni topladı Depremin vurduğu Hatay’da açılan Barış Manço temalı kütüphane hizmete açıldı. Kütüphanenin açılışında Barış Manço’ya benzemek için takma saç ve bıyık takan küçük çocuk, sahne performansıyla beğeni topladı. Asrın felaketinin ilk saatlerinden itibaren bölgeye yardıma koşan Antalya İl Sağlık Müdürlüğü’nde görevli 38 yaşındaki Acil Tıp Teknisyeni Havva Aydanur Ertuğrul, afetzede vatandaşlara umut olmaya devam ediyor. Hatay’da bir çok projeye imza atan Ertuğrul, kurucusu olduğu Ülkem Okuyor Derneği öncülüğünde 21. Kütüphanesinin açılışını gerçekleştirdi. Antakya ilçesinde bulunan Katar - 4 konteyner kentte açılan Barış Manço temalı kütüphane vatandaşlara hizmet etmeye başladı. Barış Manço severler ve Ülkem Okuyor Derneği işbirliğinde açılan kütüphanenin açılışı renkli görüntülere sahne oldu. Barış Manço’ya benzemek için peruk ve bıyık takan ilkokul 2. sınıf öğrencisi Ayaz Nalçak, açılışa katılanlardan büyük beğeni topladı. Lale Manço, kütüphanenin eşinin ismini taşıyacak olmasından dolayı mutlu olduğunu belirterek, “Havva hanım önderliğinde bu gün Ülkem Okuyor Derneği’nin 21 kütüphanesini açıyoruz. Bu kütüphane Barış Manço’ya ithaf edildi. Tabii bizim buraya katkımız da var. İzmanço ve Barış severler katkıda bulundu. Burası Havva hanımın emekleriyle bizim eserimiz oldu. Kütüphanemiz Barış Manço adıyla anılacak ve gerçekten mutlu oldum. Depremzede çocukların Barış Manço’yu tanıyabilecekleri bir ortam oluşturmaya çalıştıklarını belirten Ertuğrul, “Depremin ilk gününden beri sahadayım. Ancak sağlıkçı olarak değil deprem bölgesine kitap yığan kadın olarak biliniyorum. Ülkem Okuyor Derneği olarak 21. Kütüphanemizi açtık. Derneğimiz açtığı kütüphanelerde artık iş birlikleri yapıyor. Lale hanım ve Barış severler olarak 21. Kütüphanemizi birlikte açmak istediklerini söylediler. Hatay’ın Antakya ilçesinde bulunan konteyner kente Barış Manço temalı bir kütüphane kazandırdık. Çocukların girdiklerinde Barış Manço’yu hatırlayabilecekleri bir ortam oluşturmaya çalıştı” şeklinde konuştu.