GENEL - 11 Ekim 2018 Perşembe 12:25

“Doğal ve Kültürel Değerleri ile Dirilişin Şehri Bilecik” paneli

A
A
A
“Doğal ve Kültürel Değerleri ile Dirilişin Şehri Bilecik” paneli

Bilecik Valiliği, Orman Genel Müdürlüğü, Bursa Teknik Üniversitesi ve Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi’nin ortak çalışmalarıyla “Doğal ve Kültürel Değerleri İle Dirilişin Şehri Bilecik” konulu panel düzenlendi.

Bilecik Valiliği, Orman Genel Müdürlüğü, Bursa Teknik Üniversitesi ve Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi’nin ortak çalışmalarıyla “Doğal ve Kültürel Değerleri İle Dirilişin Şehri Bilecik” konulu panel düzenlendi.


Bilecik Şeyh Edebali Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen panele, Bilecik Valisi Tahir Büyükakın’ın yanı sıra Orman Genel Müdür Yardımcısı Yusuf Şahin, Şeyh Edebali Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Taş, Bursa Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Arif Karademir, Bursa Orman Bölge Müdürü Yalçın Akın, İl Emniyet Müdürü Ertuğrul Namal, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Uysal Ağaoğlu, öğretim görevlileri ve kurum amirleri ile çok sayıda öğrenci katılım gösterdi.


“Bilecik için ortak fikrimiz olmalı”


Bilecik Valisi Büyükakın, burada yaptığı konuşmada, bu tür çalışmaların şehirlerin planlanması ve gelişim süreçlerinde çok önemli olduğuna dikkat çekti. Bilecik’in tarihi olduğu kadar doğası, ekolojik yapısı ile de oldukça önemli bir konuma sahip olduğunu ifade etti. Büyükakın, “Bilecik ile ilgili proje ve çalışma içerisinde gözlemlediğim ve üstüne basa basa söylediğim bir konu var. Bu ilin nüfusunun bir metropol haline gelmesine milyonlara ulaşmasına hiç gerek yok. Maksimum 500 bin nüfusu geçmeyecek şekilde sakin şehir statüsü koruması ama aynı zamanda bir ilgi merkezi olması için yatırımların yapılması gerekiyor. Bu yatırımlar da sadece devlet eliyle ya da büyük yatırımcıların milyon dolarları harcamasıyla değil şehrin kendi insanının ipin ucundan tutmasıyla olabilecek şeyler. Bilecik’te bir tek deniz yok ona da ihtiyaç yok. Bir dizi çıktı, Bilecik’in çeşitli tarihi yerleri ilgi odağı oldu. Fakat bir gün bu dizi bitecek. Bizim Bilecik’in kaderini güzelleştirmek gibi bir ortak fikrimiz olması gerekiyor. Bu şehir çevredeki illerin tamamına en fazla 3 saat mesafe uzaklıkta. Bakın Pazaryeri ve Gölpazarı’nda kırsal alanlarda çiftlik tarzında eko turizme elverişli konaklamalı alanlar yapan vatandaşlarımız var. Tebrik edilecek işlere imza atmışlar. Bunun gibi bir sürü örnek çıkarılabilecek mesleki yatırımlar söz konusu. Bilecik tarım, hayvancılık, sanayi, eko turizm ve öğrenci şehri haline gelebilecek güzide bir yer. Hep birlikte bunun kıymetini bilmeli ve bu hususta elle tutulur gözle görülür projelerin altına imza atmamız gerekiyor. Bu bilinçle hareket edersek Bilecik kazanacak” diyerek panelde ele alınacak çalışmaların Bilecik ve ülkemiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum” ifadelerine yer verdi.


“Bilecik küçük bir Türkiye”


Bursa Orman Bölge Müdürü Yalçın Akın da Vali Tahir Büyükakın’a ve üniversitelere verdikleri destekten dolayı teşekkürlerini iletti. Konuşmasında Bilecik’in havza olarak küçük bir Türkiye olduğunu belirten Akın, "Bilecik projelere, yatırımlara açık kıymetli bir il. Bu ilin ormanları ve orman köylülerini korumak, onları kalkındırmak hususunda görevlerimiz var. Üstümüze düşen görevimizi planlı çalışmalarımızla yerine getiriyoruz. Ormanlarımızın ve orman köylülerimizin devlete 5 milyar dolarlık kazanımı için proje ve yatırımlarımız söz konusu. İnşallah çalışmalarımızda başarılı olacağız” şeklinde konuştu.


“Bereketli topraklarımız sürekli üretiyor”


Bursa Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Karademir ise, “Bursa, Bilecik ve Kütahya şehirlerimiz Marmara bölgesinin hem tarihi, hem eko turizmi için hem de iklimsel güzellikleriyle insanlara Allah’ın bir lütfü. Bu bölgede ortak projelerimizle, hocalarımızın teknik araştırmalarıyla göç yollarımızı daha gözde hale getirmek, ormanlarımızın veriminden ve bölgemizin bize sunduğu imkanlardan devletimize fayda sağlamak için çalışmaktayız. Bilinçli ve faydacı bir tavır sergileyerek tarihi geçmişi ile atalarımızın yerleştiği bu toprakların bereketinden en güzel şekilde faydalanmak için çalışmalarımıza devam edeceğiz. Panele desteklerini esirgemeyen başta sayın valimiz olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ederim” ifadelerine yer verdi.


Panel, Bursa Teknik Üniversitesi’nden Doç. Dr. Gül Atanur’un modaratörlüğünde Prof. Dr. Nurfeddin Kahraman, Prof. Dr. Cengiz Türe, Prof. Dr. Mustafa Yılmaz, Şeyh Edebali Üniversitesinden öğretim üyeleri Refik Arıkan, Yeliz Okşak ve Sultan Ece Altınok Çalışkan ile ekoturizm uzmanı Ersin Demirel’in sunumları ve sertifika takdim töreni ile son buldu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay 5 milyon euroluk Avrupa Birliği projesi deprem bölgesinde tanıtıldı Deprem bölgesinde ekonomik kalkınmanın öncüsü olan Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı (DOĞAKA), Sosyal Girişimcilik Güçlendirme ve Uyum Projesi çerçevesinde; Hatay, Kahramanmaraş ve Osmaniye’de hızlandırma hibe programını tanıttı. Asrın felaketinde hasara uğrayan deprem bölgesinin yeniden ayağa kalkması için yürütülen çalışmalar devam ediyor. Deprem bölgesinde en büyük hasarı alan illerden olan; Hatay, Osmaniye ve Kahramanmaraş’ın ekonomik anlamda değer kazanmasına öncülük eden Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı (DOĞAKA) bölgedeki faaliyetlerini sürdürüyor. Sosyal Girişimcilik Güçlendirme ve Uyum (SEECO) Projesi; kapsamında DOĞAKA öncülüğünde Kahramanmaraş, Osmaniye ve Hatay’da hızlandırma hibe programı tanıtıldı. SEECO Projesi kapsamında ilan edilen Hızlandırma Hibe Programı’nın açılış ve tanıtım toplantısı potansiyel faydalanıcılar ve kamu kurumlarının temsilcileri ile Hatay, Kahramanmaraş ve Osmaniye illerinde gerçekleştirildi. Toplantıda katılımcılar, SEECO projesi hakkında bilgilendirildi. SEECO projesi; Avrupa Birliği’nin FRIT (Türkiye’deki Mülteciler için AB Mali Yardım Aracı) Programı kapsamında, Dünya Bankası ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü koordinasyonunda yürütülmekte olan bir çalışma. SEECO Projesinin amacı, sosyal girişimcilik yoluyla kadınların ve gençlerin sosyal ve ekonomik yönden güçlendirilmesine ve toplumsal uyumunun sağlanmasına katkıda bulunarak, kadınlar ve gençler için yeni istihdam alanları oluşturulması. Toplam bütçesi 5 milyon euro olan hibe programı kapsamında, Hatay, Kahramanmaraş ve Osmaniye illerinde KOBİ’lere yönelik ve en az 1 yıl önce kurulmuş şahıs işletmelerine, şirketlere ve kooperatif işletmelerine, KDV hariç 3 bin ile 25 bin Avro arasında hibe desteği sağlanması amaçlanıyor. SEECO projesi çerçevesinde başlayacak olan ‘Hızlandırma Hibe Programı’ için son başvuru tarihi 17 Mayıs 2024 olarak açıklandı.
Manisa Özgür Özel’den milliyetçilik vurgusu Manisa’nın Kula ilçesinde halka seslenen CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Ben yakamdaki parti rozetindeki 6 okun altısına da aşığım. Bu altı oktan milliyetçilik okunu hiç kimseye bırakamayız. Onun için birileri kendini milli kendinden olmayanları gayri milli, kendisini makbul geri kalanları hain ilan etmeye kalkıyordu. Bu oyuna gelmeyiz. Ne milliyetçiliği ne milli olmayı ne de vatan severliği asla ve asla size bırakmayız. Bunun üzerinden algı operasyonlarına teslim olmayız" dedi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, memleketi Manisa’daki ziyaretlerinin üçüncü ve son durağı olan Kula ilçesinde vatandaşların sevgi gösterileriyle karşılandı. Özel, partisinin Kula ilçe başkanlığını ve Kula Belediye Başkanı Hikmet Dönmez’i ziyaret ettikten sonra Kula Yunus Emre ve Şehit Ömer Halisdemir Kent Meydanında otobüs üzerinden halka hitap etti. "Atatürk’ün iki emanetine gözümüz gibi bakacağız" Kula Yunus Emre ve Şehit Ömer Halisdemir Kent Meydanında halka seslenen Özel, “Cumhuriyet tarihinde ilk kez Manisa’da hem büyükşehiri hem merkez ilçeleri hem 15 ilçeyi kazanıp bugün sizin karşınıza büyükşehir belediye başkanlarımızla, ilçe belediye başkanlarımızla büyük bir onur ve gururla çıktık. Hepinize yürekten teşekkür ediyorum. Hiç şüphe yok bu başarı sadece CHP’ye ait değildir. Öyle yaparsak büyük bir haksızlık yapmış oluruz. Bu başarı Kula ittifakının başarısıdır. Herkesin katkısının farkındayız. Bundan sonra iş bu büyük birlikteliği bir arada tutmak. Hikmet Başkanımız belediyenin kapılarını ardına kadar açtı. Onun hedefi Kula’ya en iyi hizmeti yapmak. Biz de Kula’ya destek için ne gerekiyorsa Mansur Yavaş’sa Mansur Yavaş’tan, Ekrem İmamoğlu ise Ekrem İmamoğlu’ndan her türlü destek. Biz bu seçimlerde bir zafer kazanmadık. Biz bu seçimlerde bir görev aldık. CHP olarak bu büyük ittifakı büyütmenin, korumanın, önümüzdeki seçimlere taşımanın ve dolayısıyla cumhuriyetin ikinci yüzyılının ilk genel seçimlerinde partimizi birinci parti yapmanın, Atatürk’ün partisini iktidar yapma görevi aldık. BU görev partizanca bir görev değildi. CHP herhangi bir parti değildir. BU parti Cumhuriyeti kim kurduysa, bu memleketi kimler kurtardıysa onların kurduğu bir partidir. BU parti baba ocağıdır. Hepimiz baba ocağına doğarız, orada büyürüz. Kimi ırakta oturur, kimi yakında oturur ama herkes bilir ki baba ocağı oradadır, bacası tütmekte, çorbası kaynamaktadır. O bacayı tüttürenler CHP’lilerdir. BU baba ocağı sadece CHP’lilerin değildir. Burası hepimizin. Burası dedemizin, babamızın partisidir. Biliriz ki başımız sıkınca gideceğimiz yer baba evidir. Zorda kalırsak, başımız sıkışırsak gideceğimiz yer baba evidir. Kimse size şimdiye kadar neredeydiniz demez. Kim Atatürk’ü seviyor, kim bayrağını, ülkesini seviyorsa biz de onu seviyoruz. Kim ki İstiklal Marşı çalarken ağlayan filenin sultanlarıyla ağlıyor, kim ki milli takım gol attığında havalara sıçtırıyorsa onlarla birlikteyiz. Biz kibre, güç zehirlenmesine kapılmayacağız. Aksine sorumluluğumuzun farındayız. Bu ülkede yoksulluk, işsizlik var. Çifti, esnaf perişan, emekliler açlığa terk edildi. 10 bin lira ile. Kira versin aç kalırsın, karnını doyursan sokakta kalırsın. Böyle bir ülke oluşturdular. Onun için mücadele verip halkın iktidarı kurmak, tekrar Atatürk’ün cumhuriyet, kimsesizlerin kimsesidir sözünü hatırlamak, uygulamak, işsizliği, yoksulluğu bitirmek, emeklinin yüzünü güldürmek, çiftçiyi milletin efendisi yapmak için hep birlikte çalışacağız. Birileri kavga etmemizi istiyor. Asla ve asla suni gündemlerin peşine takılmayacağız, kimlik siyaseti oyunlarına gelmeyeceğiz. Biz bu ülkenin gerçek sorunlarını konuşup onu dile getirip çözmek için mücadele edeceğiz. Diyorlar ki ‘Gel benimle kavga et’ ben kavga edeceksem, çiftçinin, emeklinin, yoksulun kavgasını edeceğiz. Millet bizden kavga istemiyor. Millet, oturun, çalışın ve derdime çare olun diyor. Yeniden seçimler olup iktidar olana kadar ana muhalefet partisiyiz. Bu ülkenin çıkarları için sonun kadar mücadele edeceğiz. Atatürk’ün iki emaneti olan hem Türkiye Cumhuriyeti’ne hem de partimize gözümüz gibi bakacağız" dedi. "Milliyetçilik oyununa gelmeyiz" "Ben yakamdaki parti rozetindeki 6 okun altısına da aşığım" şeklinde konuşmasına devam eden Özel, "Bu altı oktan milliyetçilik okunu hiç kimseye bırakamayız. Onun için birileri kendini milli kendinden olmayanları gayri milli, kendisini makbul geri kalanları hain ilan etmeye kalkıyordu. Bu oyuna gelmeyiz. Ne milliyetçiliği ne milli olmayı ne de vatan severliği asla ve asla size bırakmayız. Bunun üzerinden algı operasyonlarına teslim olmayız. Yaşasın cumhuriyet. Yaşasın Cumhuriyet Halk Partisi. Bu ülkeyi Atatürk’ün emanet ettiği gibi çiftçisine de, işsizine de sahip çıkana kadar, emekliler hakkını alana kadar önce muhalefet mücadele edeceğiz sonra iktidarda hepsinin yüzünü güldüreceğiz. Bize oy verenleri pişman etmeyeceğiz, oy vermeyenlerin de gönlünü kazanacağız. ‘Keşke ben de verseydim’ dedirteceğiz. İlk seçim gelsin oy atacağım dedirteceğiz. Bu partiyi nasıl yüzde onların altında Kula’da yüzde 50’nin üzerine getirdiysek, neredeyse Türkiye şampiyonu yaptıysak hep birlikte bu partiyi çok çalışarak iktidar yapacağız. Bunun için başta şunu ifade edeyim. Hikmet Başkan kazandı Kula kazandı, Ferdi Başkan kazandı Manisa Kazandı. Türkiye İttifakı kazandı, Türkiye kazandı. Ben partimizin genel başkanı olarak Hikmet Başkana şunu söylüyorum, sen çalış biz arkandayım. Örgütümüz bana emanet, örgütümüze Hikmet Başkanı emanet ediyorum, Hikmet Başkana Kula’yı emanet ediyorum sizleri de Allah’a emanet ediyorum" diyerek konuşmasını tamamladı.
Hakkari Engelli çift, inşaatını bitiremedikleri evleri için destek bekliyor Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde yaşayan Çiğdem ve Orhan Dağdeviren çifti, temelini geçen sene attıkları evlerini tamamlamak için yetkililerden ve duyarlı vatandaşlardan destek bekliyor. Yüksekova’ya bağlı Çevreli Küme Evleri’nde yaşayan Çiğdem ve Orhan Dağdeviren çifti, 2022 yılında dünya evine girdi. Bedensel engelli olan ve tekerlekli sandalyeye mahkum bir hayat süren çift, kendilerine bir ev inşa etmek istedi. Geçen sene arsalarının üzerine temel atan çift, maddi imkansızlıklar yüzünden evlerini tamamlayamadı. En büyük hayallerinin evlerine yerleşmek olduğunu kaydeden Dağdeviren çifti, yetkililerden ve duyarlı vatandaşlardan destek bekliyor. Evlendikten sonra Yüksekova’da kaldıklarını kaydeden Çiğdem Dağdeviren, “Kaldığımız dairede hem kiramız arttı hem de giriş çıkışları bizim için sıkıntılıydı. Köye geldik, kaynımın evinde kalıyoruz. Onların evinin giriş çıkışı da bizim için rahatsız edici. Biz geldik bir temel attık. Malzemelerin bir kısmını borçla aldık, bir kısmı için de hayırseverler yardımcı oldu. Temeli attık ama geçen seneden beri bu temel böyle. İkimizin de engelli maaşı çok düşük. Valimiz olsun, vatandaşlar olsun, destek bekliyoruz kendilerinden. Biz de evimize girmek istiyoruz. Rahat etmek istiyoruz” şeklinde konuştu. Attıkları temelin ikinci yıla gireceğini ve temelde kullandığı inşaat malzemelerinin büyük kısmını borçla aldığını söyleyen Orhan Dağdeviren ise, “Zor durumdayız, sıkıntıdayız. İmkanlarımız yok. Tek gelirimiz engelli maaşımız. Onunla da bir şey yapılmıyor. Geçen seneden beri abimin evindeyiz. İçeri girmek, dışarı çıkmak bizim için çok sıkıntılı. Gelip gidemiyoruz. Kendimize göre ev yapmak için temel attık ama tamamlayamadık. Milletimiz bize destek olursa çok seviniriz” şeklinde konuştu.