POLİTİKA - 10 Mayıs 2018 Perşembe 10:48

"Tek amacımız devletimize, milletimize ve memleketimize hizmet olacaktır"

A
A
A
"Tek amacımız devletimize, milletimize ve memleketimize hizmet olacaktır"

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Bingöl milletvekili aday adayı Ziya Sözen, siyasete girmesindeki tek amacının devlete, millete ve memlekete hizmet olduğunu söyledi.

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Bingöl milletvekili aday adayı Ziya Sözen, siyasete girmesindeki tek amacının devlete, millete ve memlekete hizmet olduğunu söyledi.


Girdiği bu kutlu yolda aday gösterilmesi durumunda bir kesimin, bir aşiretin veya bir bölgenin değil, bütün Bingöl halkının hizmetinde olacağını kaydeden Ziya Sözen, listeler belirlendikten sonra da kendisinin aday gösterilip gösterilmemesine bakmadan bu davaya sonuna kadar hizmeti kendine şiar edindiğini dile getirdi. Sözen, "Bilindiği üzere 24 Haziran 2018 tarihinde yapılacak erken genel seçimlerde AK Parti Bingöl milletvekili aday adayı oldum. Bu yola çıkarken tek amacımız devletimize, milletimize ve memleketimize hizmet etmektir. Bunun dışında siyasetten bir beklentimiz yoktur ve olmayacaktır. Girmiş olduğumuz bu kutlu yolda milletimizin desteği ve Cumhurbaşkanımızın aday olmamız yönünde teveccühü olursa, bir kesimin, bir aşiretin, bir bölgenin değil, bütün Bingöl halkının milletvekili olacağım. Halkımıza hizmet ederken asla insanlarımız arasında ayrım yapmayacağım. Eşitlik, adalet ve hoşgörü temel felsefem olacaktır" dedi.



"Kırmızı çizgimiz devlete ihanet edenlerin karşısında dik durmaktır"


İmkan verildiği taktirde hizmet ederken hiç bir şekilde ayrım yapmayacaklarını belirten Ziya Sözen tek kırmızı çizgilerinin devlete ihanet edenlere karşı dik durmak olduğunu söyledi. Sözen, "Bizim tek kırmızı çizgimiz devletine, milletine, memleketine ihanet edenlerle şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonrada asla yanyana olmamaktır. Vatanını, milletini, bayrağını seven Hemşehrilerimiz hangi bölgenin insanı olursa olsun hangi aşirete mensup olursa olsun gecemizi gündüzümüze katarak onlara en iyi şekilde hizmet sunma gayretinde olacağız. Sivil toplum örgütü başkanlığı yaparken temsil ettiğimiz bir kesim olsa da milletvekili olduğumuz takdirde bütün Bingöl halkına hizmet edeceğiz. Çünkü biliyoruz ve inanıyoruz ki Bingöl halkı dik duruşuyla, vatanseverliğiyle ve yıllarca partimize olan desteğiyle bu hizmeti fazlasıyla hak ediyor. Biz de bu gerçekler ışığında Bingöl halkına hizmet etmeyi kendimize bir görev olarak görüyoruz. Yıllarca Ankara’da edindiğimiz çevre, bilgi, birikim ve devlet bürokrasisi ile olan ikili ilişkilerimizi kullanarak halkımızın hak ettiği hizmetleri görmesi için elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Bingöl halkımızın bunu özellikle bilmesini istiyorum ki; gerek mecliste gerek diğer alanlarda her daim Bingöl halkını en iyi şekilde temsil ederek onların başını dik tutacak, onların bize verdiği desteği karşılıksız bırakmayarak onlara hizmet edeceğiz. Çıkmış olduğumuz bu kutlu davada Allah bizleri halkımıza, milletimize, devletimize ve siz saygı değer Bingöl halkına karşı mahcup etmesin inşallah. 21 Mayıs akşamı açıklanacak olan AK Parti Bingöl milletvekili listesinde yer alsam da almasam da milletimize ve partimize karşı olan sorumluluğum ve bağlılığım devam edecektir. Listede yer alsam da almasam da asla küsmeyeceğim asla darılmayacağım, asla kırılmayacağım. Şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonrada partimize, davamıza ve davamızın lideri olan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a karşı olan sevgimiz ve sadakatimiz artarak devam edecektir. Saygıdeğer Bingöl halkından en büyük ricamız ve arzumuz 21 Mayıs akşamı belli olacak AK Parti Bingöl aday listesinden hangi değerli adaylarımız yer alırsa alsın onların etrafında kenetlenmek onlara destek sunmak ve Ak Parti bayrağını Bingöl’de en yükseğe çekmek en büyük amacımız olmalıdır. Bu kapsamda herkes üzerine düşeni fazlasıyla yapmalıdır. Allah izin verirse 24 Haziran akşamı gerek cumhurbaşkanlığı seçiminde gerek milletvekili seçiminde Bingöl halkı Türkiye’de en yüksek oyu alan iller arasına girerek kendisine yakışanı yapacaktır. Bingöl halkı kurulduğu günden bu yana Ak Parti’ye olan desteğini aralıksız artırarak devam ettirmiş ve Cumhurbaşkanımızın her daim başını dik tutma gayretinde olmuştur. Allah izin verirse bu sevgimiz 24 Haziran akşamı da en zirveye ulaşacaktır. Bu kapsamda çıkmış olduğumuz bu kutlu yolda halkımızın dualarını ve desteklerini bekliyoruz" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ordu Çılgın arıcı: Arılara yarı çıplak ve eldivensiz müdahale ediyor Ordu’nun Fatsa ilçesinde arıcılık yapan Abdulkadir Yirmibeşoğlu, maske ve eldiven olmadan yarı çıplak bir vaziyette arı kovanlarını açarak, adeta arılara meydan okuyor. Arılarının kendisini tanıdığını iddia eden Yirmibeşoğlu, tehlikeli olduğu bu işin kuralını bilmeyenlerin denememesi gerektiğini belirtiyor. Fatsa ilçesinde arıcılık yapan, 47 yaşındaki Yirmibeşoğlu, kendi arılarına olan güvenini farklı bir yöntemle sergiliyor. Arılarının kendisini tanıdığını iddia ederek, maske ve eldiven olmadan yarı çıplak kovanlarına arasına giren Yirmibeşoğlu, insanların bunu denememeleri gerektiğini belirtiyor. Yirmibeşoğlu arılarına güvendiğini, günün belirli saatlerinde çıplak da girse arıların bir şey yapmayacağını söyledi. “Arı işi şakaya gelmez” Arıcılığın, kendilerinde 3 kuşaktır devam ettiğini söyleyen Yirmibeşoğlu, yarı çıplak vaziyette arılara girmenin tehlikeli olduğuna dikkat çekerek, “3 kuşak arıcılık ile uğraşıyoruz. Kimi zaman yarı çıplak videolar çekip sosyal medyama atıyorum. Ben arıların ilmini bildiğim için bana bir şey yapmıyorlar. Arıları kızdırmamak gerekiyor. Kıyafetler temiz olacak, sabun ve parfüm kokusu olmayacak. Güneşin kızdırdığı anda ne yaparsanız yapın arı insana dokunmaz, çünkü yem almaya gidiyor. Tabii, bu oyun değil, bunu bilmeyenler kesinlikle soyunmasın, arı işi şakaya da gelmez, sonuçları ağır olabilir” diye konuştu. “Arılarım beni tanır, ben denemedim kimse denemesin” Arılarının kendisini tanıdığını iddia eden Yirmibeşoğlu, “Arı sokması sonucu komaya girenleri gördüm. Arılar beni tanır, zaten insanları, sahibini tanır. Onlar bizim oyuncağımız gibi oldu, çıplak da girsek bir şey yapmıyor” ifadelerine yer verdi. “Yağmurlu ve bulutlu havalarda kesinlikle arıya girilmez” Arı kovanlarının hava şartları ve günün belirli saatlerine göre açılması gerektiğini anlatan Yirmibeşoğlu, “Gündüz sıcakta saat 12.00-13.00 arasında arıya çıplak girilir ama akşam saatlerinde, yağmurlu ve bulutlu havalarda arıya kesinlikle girilmesin, o zaman çok fena çarpar. Bana ‘arılara üfleyen adam’ da diyorlar” şeklinde konuştu.
Erzurum Masterler Koşu Grubu Kırmızı Periler diyarında Çeşitli mesleklerde çalışan, esnaf, akademisyen, emekli ve yöneticilik yapan 35 ile 70 yaş üzerindeki kişilerin bir araya geldiği Palandöken Masterler Koşu Grubu, bu defa Narmanlı Peri Bacaları’nda koştu. "Çılgın Dadaşlar" olarak nitelendiren grubun koordinatörlüğünü yapan Hikmet Maraşlı, “Her pazar yaptığımız sabah koşumuzu, ekip üyemiz olan Halkbank Bölge Müdürü Yardımcısı Emrullah Okumuş ve Narman Belediye Başkanı Adem Kınalı’nın daveti ile Narman Peri Bacalarında gerçekleştirdik. Amacımız; koşumuzu Peri Bacalarında yaparak, oranın doğal güzelliklerinin daha büyük kitlelere duyurulmasına katkı sağlamaktı. Bunu da gerçekleştirdiğimiz için mutluyuz. Çünkü Peri Bacalarının bulunduğu kanyon gerçekten doğa harikası bir yer.” dedi. Palandöken Masterler Koşu Grubu, Erzurum’dan 25 kişilik bir grup halinde, Narman Peri Bacalarına gitti. Sabah saat 08:00 de başlayan etkinlik, tesislerin bulunduğu alandan, seyir terasının bulunduğu noktaya kanyon içerisinden yürüyerek tırmanan koşu grubu, seyir terası noktasından aşağıya 7 km ‘lik bir koşu gerçekleştirdi. Palandöken Masterler Koşu Grubu daha sonra Narman Belediye Başkanı ile yaşam boyu spor ağırlıklı kısa bir sohbet toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıda, Narman’da uzun soluklu, gelenekselleştirilecek bir yarı maraton ya da ultra maraton düzenlenmesi konusunda fikir alışverişinde bulunduklarını ifade eden Hikmet Maraşlı “Bu konuda Belediye Başkanının da olumlu düşünceleri var, kendileri konu üzerinde çalışma yaparak gerektiğinde Palandöken Masterler Koşu grubunuzun da tecrübelerinden faydalanacaklarını anlattılar. Daha sonra Erzurum’a dönüş yaptık. Tüm katılımcı arkadaşlarımızla birlikte, böyle otantik bir ortamda yürüyüş ve koşu yapmanın mutluluğunu yaşamış olduk.” şeklinde konuştu.
Antalya Arıcıların yeni favorisi avokado ve muz balı İlkbahar aylarının gelmesiyle beraber Antalya’nın Alanya ilçesinin yüksek kesimlerimde arı kovanı bakımı dönemi başladı. Kovanlardaki petekleri yenilemeye başlayan arı yetiştiricileri yeterli balın olmadığını kontrol ettikten sonra faaliyetlerine başlıyor. 436 tane arıcının olduğu öğrenilen Alanya’ya ilçe dışından da gezginci arıcılar gelirken, bahar döneminde ilçede konakladıktan sonra dönem sonunda ayrılıyorlar. Zengin bir floraya sahip Alanya’da arı yetiştiricileri tarafından toplanan yayla, püren, badem, dağ çileği balının yanı sıra bu dönem avokado ve muz balı ön plana çıkıyor. Avokado ve muz balının Türkiye’de çoğunlukla Alanya’da olduğunu belirten arı yetiştiricileri bu bal türleri üzerinde çalışmalar yapıldığını dile getirdi. “Zirai ilaçlama arıcılar için çok büyük tehlike” Alanya İlçe Tarım ve Orman Müdürü Mehmet Rüzgar ve Antalya Arıcılar Birliği Danışmanı Kemal Öztürk, ilkbahar arı kovanı bakımı hakkında bilgiler verdi. İlçe Tarım ve Orman Müdürü Rüzgar, Alanya’daki arıcı sayısı ve ilçeye dışardan gelen arıcılar ile ilgili konuşarak, “Alanya gerek bitki örtüsü gerekse atmosfer olsun ciddi anlamda arıların ve arıcıların konakladığı, arıcılık üretiminin yapıldığı bir yer. Alanya’da 436 tane arıcı var. Bunlar 100 kovan ve üzeri olan arıcılar. Diğer illerden 500’e yakın gezginci arıcı geliyor. Bunlar da Alanya’da konaklayıp, kendi bölgelerine dönüyorlar. Bahar dönemine de girdiğimiz için arıcılar hem kovanlarının hem ekipmanlarının bakımlarını yapıyorlar. Biz de bu konuda teknik sağlıyoruz. Ekiplerimiz sürekli arıcıların yanında. Kovanların, arıların bakımlarını gerçekleştiriyorlar. Arıcılar bitki florasından yararlandığı için özellikle bahçe, tarla, sera olduğu bölgelerde zirai ilaçlama yapıyorlar. Bu arıcılar için çok büyük tehlike. Bitkisel üretim yapan üreticileri uyardık. İlaçlama yaparken gerekli tedbirleri alarak ilaçlama yapılması konusunda bilgilendirdik” dedi. "Kovanlara petek vererek arıları ilave hasat yöntemiyle geliştiriyoruz” Demirtaş Mahallesi’nde arı yetiştiriciliği işiyle uğraşan Antalya Arıcılar Birliği Danışmanı ve Selçuk Üniversitesi Hadim Meslek Yüksekokulu Mezunu Arıcılık Teknikeri Kemal Öztürk, ilkbahar aylarının gelmesiyle kovan bakımlarının başladığını belirtti. Bu dönemde arıların güçlenip kovanlarında bal yapacak düzeye geldiğini ifade eden Öztürk, avokado ve muz balının Türkiye’de Alanya bölgesinde bulunduğuna dikkat çekti. Kovan bakımıyla ilgili konuşan Öztürk, “Kovan bakımının ilk döneminde ana arı balı var mı yok mu kovanın yeterli besin stoku olup olmadığı kontrol edildikten sonra arılarımız destekleme şuruplarıyla beraber faaliyetlerini artırıyorlar. 10’lu kovanlar doldukça petek istedikçe kovanlara petek vererek arılarımızı ilave dediğimiz hasat yöntemiyle geliştirmeye çalışıyoruz” dedi. “Arılar güçlenip kovanlar bal yapacak düzeye geliyor” “Bu yılki bahar çalışmalarımıza başladık. Şimdi zaman itibarıyla yayla hazırlığına başlıyoruz. Ocak ayının 10’u gibi çalışmalarımız başlıyor” diyerek sözlerine devam eden Öztürk, “Bizler de ana arı kontrolümüzden sonra kovanlarımızda yeterli bal olup olmadığını kontrol edip yılın ilk aracılık faaliyetine başlıyoruz. Alanya’da ilk çiçeklenme Ocak ayının 20’si itibariyle badem ağaçlarının çiçek açmasıyla başladı. Arılarımız da yılın ilk yavrulama dönemine başlıyor. Böylece arılarımız güçlenip, kovanlarımız bal yapacak düzeye geliyor. Bu dönemde badem ağacından sonra avokado, narenciye, yaban bitkisi olarak sandal ya da dağ çileği olarak da bilinen ağaçların çiçek açmasıyla nektar verimi zirveye çıkıyor ve arılarımız çok güzel bir gelişmeyle beraber yıla hazırlanır. Nisan ayının gelmesiyle yayla hazırlığına arıcılarımız başladı. Daha yüksek baharın erken geldiği bölgelere göç edip arılarını geliştirmeye çalışıyorlar” diye konuştu. “Avokado ve muz balının üretilebileceği alanlarda çalışma başladı” Alanya’da son dönemde avokado bahçelerinin yapılmasıyla ve muz yetiştiriciliğiyle beraber avokado ve muz balının yetiştiğini de vurgu yapan Öztürk, Muz balı üzerinde Arıcılar Birliği’nin çalışmalar yaptığını ifade etti. Öztürk, "Anadolu balları arasında sıralamaya girmeye başladı. Son yıllarda geniş alanlara avokado ve muzun ekilmesiyle avokado ve muz balının üretilebileceği alanlar başladı. Alanya’da halk arasında dağ çileği olarak da bilinen sandal balı yetiştiriliyor. Arı yetiştiriciliği ve bal konusunda zengin bir flora çeşitliliği var. Aynı zamanda ikliminde ılıman geçmesinden dolayı 12 ay aracılık faaliyeti yapılabilecek bir bölge. Muz balı henüz yeni yetiştiriciliğine başlandığı için arıcılar birliği bu konuda gereken çalışmayı yapıyor. Muz meyvesinin sağlık açısından zenginliği herkes tarafından biliniyor. Bir muz meyvesini andıran lezzet aroması olan bir bal. Ilıman bir iklime sahip olduğu için Anadolu’nun diğer bölgelerinden de göçer arıcıların kış bakımı amacıyla yoğun olarak geldiği bir bölge. Yerli arıcılar olarak 40 bin civarında koloni var. Anadolu’nun diğer illerinden gelen arıcılarla beraber 70-80 bin dolayına yükseliyor” şeklinde konuştu.
Mersin MEÜ, ’sıfır atık belgesi’ alan üniversiteler arasına adını yazdırdı Mersin Üniversitesi (MEÜ), yürütülen çalışmalar sonucunda Temel Seviye Sıfır Atık Belgesi’ni aldı. MEÜ tarafından gerçekleştirdilen Temel Seviye Sıfır Atık Belgesi başvurusu Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğünce incelenerek onaylandı. Sürdürülebilir kalkınma hedefleri çerçevesinde kaynakları korumak, atıkları kontrol altına almak, geri dönüştürülebilir atıkları ekonomiye kazandırarak tasarruf sağlamak, gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak amacıyla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı nezdinde başlatılan ’Sıfır Atık’ projesi kapsamında yapılan başvuru sonucunda, MEÜ Çiftlikköy Yerleşkesi Temel Seviye Sıfır Atık Belgesi’ni aldı. Adını, sıfır atık belgesi alan yükseköğretim kurumları arasına yazdıran MEÜ’nün çevreye verdiği değer de böylelikle tescillenmiş oldu. "Örnek bir üniversite olmak için çalışmalarımıza devam edeceğiz" Yeşil Kampüs çerçevesinde kapsamlı çalışmalar yürüttüklerini belirten Rektör Prof. Dr. Erol Yaşar, "Sürdürülebilir Çevre Uygulama ve Araştırma Merkezi ve Sıfır Atık Komisyonu tarafından yürütülen çalışmalar neticesinde, Temel Seviye Sıfır Atık Belgesini almaya hak kazandık. Bu süreçte büyük emekleri bulunan Prof. Dr. Yağmur Uysal, Doç. Dr. Osman Orhan, Doç. Dr. Zeynep Görkem Doğaroğlu ve Entegre Çevre Bilgi Sistemi yetkilisi Tufan Yıldız’a özverili çalışmalarından dolayı teşekkür ediyorum. Sıfır Atık Belgesi ile çevreye duyarlı ve bu alanda farkındalık oluşturma konusunda örnek bir üniversite olmak için çalışmalarımıza devam edeceğiz" dedi.