ASAYİŞ - 20 Haziran 2018 Çarşamba 11:49

Ahlat jandarmadan kaçak avcılara geçit yok

A
A
A
Ahlat jandarmadan kaçak avcılara geçit yok

Bitlis’in Ahlat ilçesinde jandarma ekipleri tarafından yapılan yol kontrollerinde bir kamyonette kaçak avlanmış yüklü miktarda inci kefali balığı ele geçirildi.

Bitlis’in Ahlat ilçesinde jandarma ekipleri tarafından yapılan yol kontrollerinde bir kamyonette kaçak avlanmış yüklü miktarda inci kefali balığı ele geçirildi.


Van Gölü’nde yaşayan tek balık türü olan ve 15 Nisan- 15 Temmuz arasında avlanması yasaklanan inci kefali balığıyla ilgili önlemler devam ederken, kaçak avlananlara da cezai işlem uygulanıyor. Bitlis’in Ahlat-Malazgirt yolu üzerinde yol kontrolü yapan jandarma ekipleri şüphe üzerine durdurdukları kamyonetin kasasında kasalar içinde yüklü miktarda kaçak avlanmış inci kefali balığı ele geçirildi. Balıklara el konulup araç 15 gün trafikten men edilirken, sürücüye ise idari para ceza uygulandı.


Konu ile açıklama yapan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Su Ürünleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, inci kefalinin Van Gölü’nde yaşayan tek balık türü ve bölgedeki 14 bin insanın geçim kaynağını oluşturduğunu söyledi. Böylesine önemli bir kaynağın sürdürülebilir bir şekilde kullanılmasındaki en önemli faktörün artık bütün Türkiye’nin bildiği gibi üreme dönemindeki kaçak avcılığı ve avcılığın önlenmesine bağlı olduğunu ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Akkuş, “Bu nedenle üreme dönemi geldiği zaman Van Gölü etrafındaki dere ağızlarında inanılmaz bir koruma çalışması yürütülüyor. Van’da yaşayan insanlar olarak biz sadece Van ili sınırları içerisindeki dereleri biliyoruz. Fakat bu koruma çalışması gölün bütün etrafında yani 450 kilometrelik bir alan içerisinde gerçekleştiriliyor. Çünkü her ne kadar Van Gölü olarak adlandırsak ta gölün büyük bir kısmı Bitlis sınırları içerisinde kalıyor ve Bitlis’ten dökülen derelere inanılmaz bir balık göçü gerçekleşiyor. Yine Erciş bölgesinde kaçak olarak avlanan balıkların Diyarbakır ve Batman’a geçiş güzergahı Bitlis’in sınırlarından özellikle Adilcevaz ve Ahlat üzerinden oluyor. Bu nokta da özellikle Ahlat ve Adilcevaz İlçe Jandarma komutanlıkları 2 senedir çok özverili takdire şayan bir çalışmaya imza atıyorlar. Özellikle bu sene içerisinde Ahlat ve Adilcevaz İlçe Jandarma komutanlıkları tarafından yapılan uygulamalar neticesinde inci kefalinin koruma çalışmalarına çok çok büyük bir katkı sağlamıştır” dedi.



“Ahlat’ta 25 tondan fazla canlı balık göle salındı”


İnci kefalinin koruma çalışmalarının 3-4 adımdan oluştuğunun altını çizen Dr. Öğretim Üyesi Akkuş, “İnci kefali koruma çalışmaları 3-4 adımdan oluşuyor. Birincisi balığı avlattırmayacağız. İkincisi balığı avlattırdık taşıttırmayacağız. Üçüncüsü ise sattırmayacağız. İşte bu noktada Bitlis ve Ahlat İlçe Jandarma komutanlıkları Erciş’te yakalanan kaçak balıkların diğer illere geçişini önlemek için 24 saat esasına göre nöbetleşe olaraktan yolu tutmuşlardır. Ayrıca Ahlat ilçesinden Van Gölü’ne dökülen Karmuş Çayı inci kefalinin önemli bir üreme noktasıdır. Dolayısıyla buradaki üreme döneminde yapılacak olan faaliyetler göldeki inci kefali stokunun korunması açısından çok önemlidir. İşte bu noktadan baktığımız zaman Ahlat bölgesinde takdire şayan bir korumanın olduğunu görüyoruz. Sadece son 1 aylık rakamları dikkate aldığımız zaman 25 tondan fazla canlı balık yakalanarak göle salınmıştır. Önleyici çalışmalarla beraber yine tonlarca balığının avlanmasının önüne geçilmiş, böylesine önemli bir kaynak korunmuştur. Bu noktada Bitlis jandarması tarafından yapılan çalışmalar, doğa koruma çalışmaları açısından bir örnek teşkil etmektedir. Her ne kadar bölgemizin öncelikleri farklı olsa da doğal kaynaklar korumamız gereken, gelecek nesillere kesinlikle aktarmamız gereken kaynaklar içerisinde yer alıyor. Van Gölü’ndeki yaşayan inci kefali 600 bin yıldır bu gölde ve 600 bin yıldır bu göçü gerçekleştiriyor. Eğer bu göçü üreme dönemi hazırlığı içerinde önüne geçemezsek 600 bin yıldır burada yaşayan balığın yok olması ile karşı karşıya kalacağız. İşte bu noktada her ne kadar balığın büyük olan büyük oranda göçü Van’a, Van il sınırları içerisindeki derelere gerçekleşiyor olsa da koruma çalışma alanında Bitlis’te çok çok önemli. Çünkü buralar geçiş güzergahı. Eğer bu güzergahı kapatamaz, bu güzergahı tutamazsan koruma çalışmalarında çok çok büyük bir aksaklığa sebebiyet vermiş olacağız. Bu nedenle son 2 yıldır Bitlis İl Jandarma Komutanlığı tarafından yapılan özellikle Ahlat ve Adilcevaz İlçe Jandarma komutanlığı tarafından yapılan koruma çalışmaları çok çok başarılı bir şekilde devam etmektedir” dedi.



“Ahlat ve Adilcevaz ilçe jandarma ekipleri çok başarılı”


Elbette ki sıfır bir avcılıkta söz etmenin mümkün olmadığını ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Akkuş, “Evet hedefimiz tek bir tane dahi inci kefalinin avlatılmamasıdır. Fakat bunu gerçekleştirmek için bu şartlar altında biraz zor. Dolayısıyla bunu en asgariye indirmemiz lazım. Eğer bu geçiş güzergahlarını tam manası ile kapatabilir, bunları buralardaki geçişin önüne geçebilirsek Van il sınırları içerisindeki kaçak avcılığı da büyük oranda engellemiş olacağız. Bu noktada başta Ahlat İlçe Jandarma Komutanlığı olmak üzere Adilcevaz İlçe Jandarma Komutanlığı ve Bitlis İl Jandarma Komutanlığına çok çok teşekkür ediyoruz. Yıl içerisinde üreme döneminden önce Ahlat İlçe Jandarma Komutanlığı tarafından Nazik Gölü’ndeki yapılan uygulamalarla beraber buradaki bir çok manyat ağına el konulmuş ve bu ağlar imha edilmiştir. Böylelikle buradaki Nazik Gölü’nde yaşayan inci kefallerinin de piyasaya girmesinin önüne geçilerek kaçak avcılığa çok önemli bir darbe vurulmuştur. Temenni ediyoruz ki bu koruma çalışmaları tüm ülkemizde örnek niteliğindeki çalışmalar olacaktır. Çünkü her ekonomi, ekoloji üzerinde yükselir. Her ne kadar bir canlı türünün varlığını sürdürmesine saygı duyuyoruz elbette ki. Fakat bu işin önemli olan bir kısmı da ekonomik boyutudur. Çünkü bugün devlet eliyle bir kişilik istihdam alanı bile oluşturabilmek için milyonlarca lira para harcıyoruz. Neden elimizdeki hazır mevcut bir kaynağı kurmayalım. İşte bu noktada Bitlis İl Jandarma Komutanlığına bağlı Ahlat ve Adilcevaz İlçe Jandarma komutanlıklarının vermiş olduğu mücadele çok çok önemlidir. En büyük umudumuz bunu koruma çalışmalarının ilerleyen yıllarda daha da artarak devam etmesidir” dedi.



“Ahlat ve Adilcevaz ilçe jandarma yaptıkları başarılı çalışma ile en az 100 ton balığı kurtardı”


Ahlat ve Adilcevaz ilçe jandarma ekiplerinin yaklaşık 30 tona yakın kaçak avlanmış balığa el koyulduğunun altını çizen Dr. Öğretim Üyesi Akkuş, “Yaklaşık 25 tondan fazla canlı olarak yakalanmış inci kefali balığını da Karmuş Çayına salıvermişlerdi. Üreme dönemi başından itibaren toplamda 25 ton canlı balığı göle saldılar. Yapmış oldukları önleyici faaliyetler ile beraber avcılık işlemi dahil gerçekleşmeden birçok suçu, yani avcılığı engelleyerek en az 100 ton balığı kurtardılar. İnci kefali kaçak avcılığında kullanılan büyük boyutlu av araçları torbalı olarak ifade ettiğimiz manyat türü av araçlarıdır. Fakat dere kenarlarına gittiğimiz zaman insanların kendi elleriyle yapmış olduğu ufak av araçlarını da görüyoruz. Özellikle tırıvırı veyahut da paraşüt olarak adlandırılan bir av aracı mevcut. Bu av aracının 1380 sayılı Su Ürünleri Kanununa göre üretilmesi ve satılması tamamen yasaktır. Fakat bölgemizde her bir bakkalda 3 liraya 5 liraya her tarafta satılmakta ve bu av aracını alan insanlar akarsuların kenarına giderek bunlarla balık yakalamaktadırlar. Görünüş olaraktan çok masum çünkü tırıvırı dediğimiz av aracı 3 kilo 5 kilo belki balık yakalayabileceğiniz bir av aracı. Fakat bu dönemde bir balık 10 bin balık demektir. Çünkü her bir balık ortalama 10 bin yumurta bırakıyor. Bu noktada Ahlat İlçe Jandarma Komutanlığı en ufak bir avcılığa dahi göz açtırmayaraktan bir balık 10 bin balık felsefesiyle meseleye yaklaşmıştır. Bu yaklaşım tarzının bütün göl kenarında hakim olması en büyük dileğimiz ve arzumuzdur” şeklinde sözlerini tamamladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Terziler, tuhafiyeciler ve konfeksiyoncular iftarda bir araya geldi Kütahya’nın Tavşanlı ilçesinde Terziler, Tuhafiyeciler ve Konfeksiyoncular iftarda bir araya geldi Düzenlenen etkinliğe, terziler, tuhafiyeciler ve ailelerinin yanı sıra, Türkiye Terziler Federasyonu Genel Başkanı Ali Sefa Şen, Kütahya Esnaflar ve Sanatkarlar Odası Birliği Başkanı İbrahim Yiğit, siyasi partilerin Tavşanlı Belediye Başkan Adayları ve çeşitli davetliler katıldı. Türkiye Terziler Federasyonu Genel Başkanı Ali Sefa Şen, yaptığı konuşmada, daha önceleri Tavşanlı Terziler, Tuhafiyeciler ve Konfeksiyoncular oda başkanı Halil Sezer’in güzel birlikteliklere imza attığını, iftar programların geleneksel hale getirdiğini bildiğini ve buna da bugün şahit olduğunu ifade etti. Ali Sefa Şen, birlik ve beraberliğe vurgu yaparak, sektörde dayanışmanın önemine değindi. Şen, terziler ve tuhafiyecilerin güçlerini birleştirerek daha güçlü bir sektör oluşturabileceklerini belirtti. Kütahya Esnaflar ve Sanatkarlar Odası Birliği Başkanı İbrahim Yiğit, Tavşanlı’daki terziler ve tuhafiyecilerin buluşmasına katılarak destek verdi. Yiğit, sektörün güçlendirilmesi ve esnafın haklarının korunması adına her zaman yanlarında olduklarını ifade etti. Gecede konuşan Başkan Halil Sezer, "Gerçekleştirdiğimiz iftar programlarını bundan sonra da daha güzel ve daha tertipli şekilde devam ettirmek istiyoruz. Ben ve yönetim kurulu üyelerimiz hepinizin Ramazan ayını kutluyorum." dedi. Düzenlenen birlik iftarında Oda üyesi Kıbrıs Gazisi Ali Yıldırım’a, deri işlemeciliğinde Devlet sanatçısı ünvanı alan Tahsin Kiriş’e, Meslekte 50 yılını doldurmuş ve halen devam eden Ayakkabı tamircisi Yüksel Göktürk’e ve terzi Halil İbrahim Uslu’ya plaket takdim edildi. Terziler ve tuhafiyeciler, gelecekte de benzer etkinlikler düzenleyerek bir araya gelme ve sektörlerini güçlendirme yolunda kararlılıklarını sürdüreceklerini belirttiler.
İstanbul İstanbul’da yaban hayvanlarına ait yüzlerce tahnitin ele geçirildiği operasyonunun detayları ortaya çıktı İstanbul’un Sarıyer ve Arnavutköy ilçelerinde yapılan operasyonda, koruma altındaki yaban hayvanlarına ait 396 tahnite el konulmuştu. Yurt içi ve yurt dışında avladığı hayvanları tahnitleyerek kendisine özel müze kuran Ali H.Ü. adlı şüpheli yakalandığı öğrenildi. Alınan bilgilere göre, öldürülmüş yaban hayvanlarının dolgusunu süs eşyası olarak sergileyen ve bunun ticaretini yapan bir kişi olduğu ihbarı üzerine harekete geçen İstanbul Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube ekipleri, İstanbul’un Sarıyer ve Arnavutköy ilçelerinde iki ayrı adreste yüzlerce hayvanın tahnit şekilde bulunduğu bilgisi üzerine çalışma başlatmıştı. Tespit edilen adreslere dün gerçekleştirilen baskında, yaban hayvanlarına ait 396 parça işlenmiş süs eşyası ve tahnit ele geçirilmişti. Operasyonunu yeni detayları ortaya çıktı tabiat canlılarının tahnit ve trofelerinin bulunduğu belirlenmesi üzerine düzenlenen operasyonda Ali H.Ü. adlı 1 kişi “şüpheli” olarak gözaltına alındı. Adreslerde yapılan aramalarda ise piyasa değeri yaklaşık 75 milyon lirayı bulan aralarında geyik, Amerika antilobu, bizon, jaguar, timsah ve ayı ile dağ keçisi tahnitinin de bulunduğu çeşitli türde yüzlerce dolgu hayvan tahniti ele geçirildi. Bulunan tahnitlerin profesyonel avcı olduğu aktarılan Ali H.Ü. tarafından 30’u aşkın ülkede yurt içi ve yurt dışında avladığı hayvanlardan oluştuğu kaydedildi. Operasyonda yakalanan şüpheli Ali H.Ü.’nün, Türkiye’deki son Anadolu kaplanını da Hakkari’de vurup öldürdüğü, derisini de sergilediği belirlendi. Adreslerdeki aramalarda aralarında ise Türkiye’deki son Anadolu kaplanının postunun da yer aldığı ceylan, leopar, bizon, kutup ayısı, timsah, aslan, maymun ve jaguar gibi farklı türde hayvanlar ile çeşitli boynuz ve hayvan dişlerinin yer aldığı 396 parça malzeme ele geçirildi. Söz konusu mahluklara ait trofe, post ve eşyalarının da yer aldığı ele geçirilen materyaller Doğa ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü yetkililerine teslim edileceği öğrenildi. Yakalanan şüpheli Ali H.Ü., ifadesi alınmak üzere emniyete götürüldü.
Trabzon Balık çok alan yok Karadeniz’de son zamanlarda sezonun en bereketli sezonu yaşanırken faklı balık çeşitleri tezgâhları süslüyor. Balıkçılar balık fiyatlarının Ramazan öncesine göre daha ucuz olmasına rağmen vatandaşın pek rağbet göstermediğini belirtirken en ucuz balık kilosu 40-50 TL’den satılan istavrit oldu. Trabzon Balık Hali’nde farklı balık çeşitleri tezgahları süslerken balıkçılar, satışların bugünlerde durgun olmasından yakınıyor. Ramazan’da balığa olan ilginin Ramazan öncesine göre azaldığını fiyatlarında gayet makul olduğunu belirten balıkçılar en ucuz olan istavrite bile ilginin olmadığını belirtiyorlar. Balıkçı esnaflarından Erkan Keleş, Ramazan’da satışların durgun geçtiğini belirterek “Her şey bol. Ramazandan önce balık daha çok satılıyordu Ramazan geldi satışlar durdu. Mezgit 75 TL, istavrit 40 TL, Somon Ramazandan önce 150-200 TL idi şimdi 125 TL. Dolayısıyla fiyatlar bayağı düştü ama vatandaş yemiyor sebebini de bilmiyoruz. Balık Ramazandan önce daha bol idi daha pahalı idi Ramazan’da da bol fiyatı ise daha ucuz. En ucuz balık istavrit kilosu 40 TL” dedi. Balıkçı esnaflarından Mehmetcan Örseloğlu, balık fiyatlarının makul olmasına rağmen vatandaşın balığı tercih etmediğini kaydederek, “Bu sezon bolluk bereket sezonu diyebiliriz. Sezon başından beri balık hiç hız kesmedi fiyatlarda gayet makul. Balık ucuz olmasına rağmen vatandaş daha çok tavuk ete yöneliyor. Balık ucuz olmasına rağmen vatandaşın tüketmemesine şaşırıyoruz. İstavrit 50 TL, mezgit 125-150 TL, sargan 250 TL, sarıkulak 75-100 TL, hamsi 100 TL, levrek 200 -300, somon 150 TL, tirsi 50 TL, kupez 50 TL, barbun 200-250 TL. Fiyatlarımız Ramazan öncesine göre aynı gayet makul “diye konuştu. Balıkçı esnaflarından Emin Avcı ise balık çeşidinin çok olduğunu ancak alan olmadığından yakınarak“ Fiyatlarımız gayet normal. İstavrit 40-50 TL, somon 150, alabalık 125 TL, levrek, çupra 200-250 TL, mezgit 150-300 TL, yerli hamsi 150 TL, sargan 300 TL, barbun 250-300 TL. Fiyatlarımız Ramazan öncesine göre daha ucuz daha uygun. Ramazan’da balığa fazla talep yok. Genelde Ramazan’da balığa talep daha fazla olur ama bir haftadan beri fazla talep yok. Çeşit bol alan yok” ifadelerini kullandı.
İstanbul “Vaatler kararsız seçmen için yetersiz kalıyor” Kararsız seçmenler ve depremzedelerin yerel seçimlerde önemli rol oynayacağını ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Sibel Çalışkan Ercan, belediye başkan adaylarının kentin sorunlarına odaklanması gerektiğini vurguladı. 31 Mart 2024 Yerel Seçimlerine günler kala belediye başkan adayları sahalarda hızlarını artırarak çalışmalarını sürdürüyor. Birçok belediye başkan adayı mega projeleri ile seçmenden oy isterken, seçmenin adaylar tarafından sunulan vaat ve projelere karşı tepkisi ise merak ediliyor. Konu ile ilgili önemli açıklamalarda bulunan İstanbul Arel Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Sibel Çalışkan Ercan, seçimlerde kararsız ve genç seçmemin sonuçları önemli derece de etkileyeceğini ifade etti. Gençlerin son günlerde gündeme gelen siyasi tartışmamalardan rahatsız olduğunu belirten Ercan özellikle istihdam anlamında izlenecek politikaların gençler tarafından daha çok önemsediğini söyledi. “Gençlerimiz şu an kararsızlar” Dr. Öğretim Üyesi Sibel Çalışkan Ercan; “Önemli bir seçmen profiline dikkat çekmek istiyorum. Kararsız seçmenler. Kararsız seçmenlerin şu anda olumlu ya da olumsuz yaklaşacakları belli değil. Bu kararsız seçmenlerin içerisinde de belli bir kitle var; genç kitle. Gençlerimiz şu an kararsızlar. Gençlerimiz bu siyasi olaylardan rahatsızlık duyuyorlar. Umut verici; politikalar anlamında, istihdam anlamında izleyecek politikaları önemsiyorlar. Bir diğer önemli kesim ise depremzedeler. Biliyorsunuz 6 Şubat 2023 tarihinde büyük bir deprem yaşadılar ve bu durumdan muzdaripler. Sağlam binalarda yaşamak istiyorlar. Bu tüm insanların hakkı. Depremzedeler korunaklı sağlam binalar istiyorlar. Daha umut verici kentlerde yaşamak istiyorlar. Bunun içinde partilerin uyguladığı politikalar çok önemli. O nedenle benim önerim bu vaatler gençleri de düşünerek, depremzedeleri de düşünerek bu hassasiyet çerçevesinde gerçekleşirse çok daha güzel ilerler” şeklinde konuştu. “Vaatler arasında çok eksikler var” Açıklamasının devamında İstanbul’un kent sorunlarına odaklanılması gerektiğinin altını çizen Dr. Öğretim Üyesi Sibel Çalışkan Ercan özellikle deprem riskinin gündemde tutulması gerektiğini vurguladı. Dr. Öğretim Üyesi Sibel Çalışkan Ercan; “Trafik ve ulaşım İstanbul için temel bir sorun. Konut kira fiyatlarının artıyor olması, çevre kirliği tüm Türkiye’de büyük bir problem. Bunun önüne geçilmesi için çözüm geliştirilmeli. Siyasi partilerin buna odaklanması gerekiyor. Su kirliliği, su kıtlığı bunlar gündemimiz olmalı. Alt yapı ve yerleşim sorunları. Deprem riski gündemimiz olmalı. Sosyal ve kültürel çatışmalar var. Buna ilişkin yine vaatler benimsenirse ve önlemler alınırsa güzel olur” dedi. “Gençler düşünce ve fikirlerini dile getirmek istiyor” Yerel seçimlerin ülkemiz için hayırlı olmasını dileyen Ercan; “Gençler düşünceleri, fikirlerini dile getirmek istiyorlar. Şu anda bu şartlarda rahatça, özgürce dile getiremediklerini, korktuklarını, ilgi duymadıklarını, siyasi olaylardan bir şeylerin beslendiğini ifade ediyorlar. Katılımcı demokrasi ne demekse, o gerçekten gerçekleşsin. Seslerinin duyulmasını istiyorlar. Biz derslerde olabildiğince onlara söz hakkı vermeye çalışıyoruz. Güzel etkileşimli dersler yapıyoruz. Onlar bu dersleri hayatta da yaşamak istiyorlar” ifadelerine yer verdi.