YEREL HABERLER - 15 Mayıs 2017 Pazartesi 18:47

Bitlis’te “Tecrübe Konuşuyor, İçimizdeki Kahramanlar” projesi

A
A
A
Bitlis’te “Tecrübe Konuşuyor, İçimizdeki Kahramanlar” projesi

Gençlik ve Spor Bakanlığının "Tecrübe Konuşuyor, İçimizdeki Kahramanlar” projesi kapsamında, Fetullahçı terör örgütünün (FETÖ) darbe girişiminin bertaraf edilmesinde büyük katkı sağlayan gaziler, yaşadıklarını Bitlis’te anlattılar.

Gençlik ve Spor Bakanlığının "Tecrübe Konuşuyor, İçimizdeki Kahramanlar” projesi kapsamında, Fetullahçı terör örgütünün (FETÖ) darbe girişiminin bertaraf edilmesinde büyük katkı sağlayan gaziler, yaşadıklarını Bitlis’te anlattılar.


Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) konferans salonunda dizi ve sinema oyuncusu İsmail Hakkı Ürün’ün moderatörlüğünde gerçekleştirilen program, saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Kur’an-ı Kerim tilavetinin okunmasıyla devam eden programda, Veysel Çelikdemir tarafından "15 Temmuz" temalı kum sanatı gösterisi ve 15 Temmuz gecesi kameralara yansıyan görüntülerin yer aldığı sinevizyon gösterimi yapıldı. Yapılan sunumun ardından 15 Temmuz gazilerinden Mesut Yeşilyurt, Muhammed Enes Karagöz ve Mehmet Şükrü Kıntaş, 15 Temmuz gecesi yaşadıklarını Bitlisli vatandaşlarla paylaştı.


Programın açılışında konuşan İsmail Hakkı Ürün, 15 Temmuz’da bir haçlı seferi yaşandığına dikkat çekerek, “Haçlılar karanlık zihinleriyle, karanlık odalarda bir plan kurarak bunu de ülkemizde gerçekleştirmeye çalıştılar. Ne var ki, hamdolsun muvaffak olamadılar. Bu millete çarptılar. Aynı dağa çarpan, kayaya çarpan su gibi paramparça olup geri teptiler ve bu tarihe altın harflerle yazılan milli bir zafer oldu elhamdülillah” dedi.


Darbe girişimi sırasında İstanbul’da sokağa çıkarak darbeye karşı mücadele eden gazi Mehmet Şükrü Kıntaş ise, “Darbe haberini aldığımda arabayla oturduğum semte doğru gidiyordum. Kardeşim beni arayıp bu o haberi verdiğinde, beynimden vurulmuşa döndüm. Aklıma hemen babamın 80 darbesinde yaşadıkları geldi, bize anlattıkları geldi. Babam o darbede dışarıda yakalandığı için 40 gün boyunca hapis yatmış ve işkence görmüştü. Onun için dedim bizde bu zamanda o zilleti yaşayacağız. Ben bunları düşündükçe çıldırdım, arabada kendimi yiyip bitirdim. Hemen bu darbeye karşı ne yapabilirim diye düşünüp, tanıdığım herkesi aradım. Darbeden haberdar edip hepsine öncülük ederek bir yere topladım. Biz o gece öyle bir birliktik ki; kol kola girmiş, pazılarımızı şişirmişiz, tekbirler getiriyoruz. Yani o an değil tank, ne olursa bize etki edemezdi. Çünkü o gece sinelerimiz toplu atıyordu. Alevi, Sünni, Türk, Laz, Çerkez diye bir şey yoktu, o gece hepimiz birdik. Hepimizin kalbi sadece vatan, vatan, vatan diye atıyordu. Bu yüzdendir ki tankları, tüfekleri ve F16’ları bize işlemedi. Biz o gece birlik olduğumuz için bunu başardığımıza inanıyorum. Allah bu birlikteliğimizi de kıyamete kadar bozmasın inşallah” diye konuştu.


Darbe girişimine karşı Ankara’da sokağa çıkarak gazi olan Muhammed Enes Karagöz de, neden darbeye kalkıştıkları sorusunu yönelttiği bir askerin kendisine yumruk attığını anlatarak, “O asker bana o yumruğu attıktan sonra benim için her şey bitti. Babamı darp ettiler, beni darp ettiler. Bir şey diyemiyorum, ama canım çok yandı. Başka bir ülkenin askeri yapsa zorumuza gitmezdi. Ama bizim askerimiz bunu yapınca farklı bir şey, baya bir üzüldük. Ben normalde bir iğneden bile korkan biriydim, ama o gece her şey çok farklıydı. Etrafımızda o kadar insanın şehit olmasına rağmen içimizde zerre kadar bir korku olmadı. Külliyenin yanında polislerin üzerine füze atılmasına şahit olduk. O polislerin silahları bile yandı. Biz bir yana kaçarken, bir tane daha, sonra bir tane daha füze atıldı. O an ben şoka girdim. Babam beni oradan aldı. O külliyenin önünde bacağı kopanlar ve paramparça olan insanlar vardı. Benimde koluma şarapnel parçası isabet etmişti. Hastane gittiğimde film çekip şarapneli çıkardılar. Birazda karaciğerim zarar görmüş ondan dolayı. Şu an Allah’a şükür iyiyiz. Ben şu an şehit çocuklarıyla vakit geçiriyorum. Onlar bana ilaç gibi geliyor. Psikologa falan hiç gerek kalmıyor. Zaten şehit çocukları bana psikolog ve ilaç oluyor” şeklinde konuştu.


Darbe girişimine karşı Ankara’da direnirken gazi olan Mesut Yeşilyurt ise, babasının yıllarca Adnan Menderes’in idam edilirken hiçbir şey yapamamanın üzüntü ve ezikliğini yaşadığını anlattı. Kendisinin de babası gibi üzülmemek ve ezik hissetmemek için sokağa çıktığını ifade eden Yeşilyurt, “Dedim ki bu milletin hür iradesiyle seçmiş olduğu Cumhurbaşkanını birilerinin alaşağı etmesine eğer ben göz yumarsam; benim şerefim, onurum ve haysiyetim zedelenmiş olur. Kesinlikle ve kesinlikle buna razı olmazdım. Çünkü babamın gözündeki o çaresizlik ve ezilmişliği hiçbir zaman unutmamıştım. O gece hemen alelacele yatsı namazını kılarak sokağa çıktım. Büyük oğlum 18 yaşındaydı. Bana ‘baba gitme, seni vururlar’ dedi. Dedim ki, oğlum vatansız kalmaktansa, haysiyetsiz ve şerefsiz kalmaktansa vurulur ölürüm. Bunları görmem daha iyi dedim” ifadelerini kullandı.


Düzenlenen program, 15 Temmuz ile ilgili kısa konser ve 15 Temmuz gazilerinden Mesut Yeşilyurt, Muhammed Enes Karagöz ve Mehmet Şükrü Kıntaş’a plaket ve hediye takdiminde bulunulmasıyla sona erdi.


Programa kamu kurum amirleri, davetliler ve çok sayıda öğrenci katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Özgür Özel’den milliyetçilik vurgusu Manisa’nın Kula ilçesinde halka seslenen CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Ben yakamdaki parti rozetindeki 6 okun altısına da aşığım. Bu altı oktan milliyetçilik okunu hiç kimseye bırakamayız. Onun için birileri kendini milli kendinden olmayanları gayri milli, kendisini makbul geri kalanları hain ilan etmeye kalkıyordu. Bu oyuna gelmeyiz. Ne milliyetçiliği ne milli olmayı ne de vatan severliği asla ve asla size bırakmayız. Bunun üzerinden algı operasyonlarına teslim olmayız" dedi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, memleketi Manisa’daki ziyaretlerinin üçüncü ve son durağı olan Kula ilçesinde vatandaşların sevgi gösterileriyle karşılandı. Özel, partisinin Kula ilçe başkanlığını ve Kula Belediye Başkanı Hikmet Dönmez’i ziyaret ettikten sonra Kula Yunus Emre ve Şehit Ömer Halisdemir Kent Meydanında otobüs üzerinden halka hitap etti. "Atatürk’ün iki emanetine gözümüz gibi bakacağız" Kula Yunus Emre ve Şehit Ömer Halisdemir Kent Meydanında halka seslenen Özel, “Cumhuriyet tarihinde ilk kez Manisa’da hem büyükşehiri hem merkez ilçeleri hem 15 ilçeyi kazanıp bugün sizin karşınıza büyükşehir belediye başkanlarımızla, ilçe belediye başkanlarımızla büyük bir onur ve gururla çıktık. Hepinize yürekten teşekkür ediyorum. Hiç şüphe yok bu başarı sadece CHP’ye ait değildir. Öyle yaparsak büyük bir haksızlık yapmış oluruz. Bu başarı Kula ittifakının başarısıdır. Herkesin katkısının farkındayız. Bundan sonra iş bu büyük birlikteliği bir arada tutmak. Hikmet Başkanımız belediyenin kapılarını ardına kadar açtı. Onun hedefi Kula’ya en iyi hizmeti yapmak. Biz de Kula’ya destek için ne gerekiyorsa Mansur Yavaş’sa Mansur Yavaş’tan, Ekrem İmamoğlu ise Ekrem İmamoğlu’ndan her türlü destek. Biz bu seçimlerde bir zafer kazanmadık. Biz bu seçimlerde bir görev aldık. CHP olarak bu büyük ittifakı büyütmenin, korumanın, önümüzdeki seçimlere taşımanın ve dolayısıyla cumhuriyetin ikinci yüzyılının ilk genel seçimlerinde partimizi birinci parti yapmanın, Atatürk’ün partisini iktidar yapma görevi aldık. BU görev partizanca bir görev değildi. CHP herhangi bir parti değildir. BU parti Cumhuriyeti kim kurduysa, bu memleketi kimler kurtardıysa onların kurduğu bir partidir. BU parti baba ocağıdır. Hepimiz baba ocağına doğarız, orada büyürüz. Kimi ırakta oturur, kimi yakında oturur ama herkes bilir ki baba ocağı oradadır, bacası tütmekte, çorbası kaynamaktadır. O bacayı tüttürenler CHP’lilerdir. BU baba ocağı sadece CHP’lilerin değildir. Burası hepimizin. Burası dedemizin, babamızın partisidir. Biliriz ki başımız sıkınca gideceğimiz yer baba evidir. Zorda kalırsak, başımız sıkışırsak gideceğimiz yer baba evidir. Kimse size şimdiye kadar neredeydiniz demez. Kim Atatürk’ü seviyor, kim bayrağını, ülkesini seviyorsa biz de onu seviyoruz. Kim ki İstiklal Marşı çalarken ağlayan filenin sultanlarıyla ağlıyor, kim ki milli takım gol attığında havalara sıçtırıyorsa onlarla birlikteyiz. Biz kibre, güç zehirlenmesine kapılmayacağız. Aksine sorumluluğumuzun farındayız. Bu ülkede yoksulluk, işsizlik var. Çifti, esnaf perişan, emekliler açlığa terk edildi. 10 bin lira ile. Kira versin aç kalırsın, karnını doyursan sokakta kalırsın. Böyle bir ülke oluşturdular. Onun için mücadele verip halkın iktidarı kurmak, tekrar Atatürk’ün cumhuriyet, kimsesizlerin kimsesidir sözünü hatırlamak, uygulamak, işsizliği, yoksulluğu bitirmek, emeklinin yüzünü güldürmek, çiftçiyi milletin efendisi yapmak için hep birlikte çalışacağız. Birileri kavga etmemizi istiyor. Asla ve asla suni gündemlerin peşine takılmayacağız, kimlik siyaseti oyunlarına gelmeyeceğiz. Biz bu ülkenin gerçek sorunlarını konuşup onu dile getirip çözmek için mücadele edeceğiz. Diyorlar ki ‘Gel benimle kavga et’ ben kavga edeceksem, çiftçinin, emeklinin, yoksulun kavgasını edeceğiz. Millet bizden kavga istemiyor. Millet, oturun, çalışın ve derdime çare olun diyor. Yeniden seçimler olup iktidar olana kadar ana muhalefet partisiyiz. Bu ülkenin çıkarları için sonun kadar mücadele edeceğiz. Atatürk’ün iki emaneti olan hem Türkiye Cumhuriyeti’ne hem de partimize gözümüz gibi bakacağız" dedi. "Milliyetçilik oyununa gelmeyiz" "Ben yakamdaki parti rozetindeki 6 okun altısına da aşığım" şeklinde konuşmasına devam eden Özel, "Bu altı oktan milliyetçilik okunu hiç kimseye bırakamayız. Onun için birileri kendini milli kendinden olmayanları gayri milli, kendisini makbul geri kalanları hain ilan etmeye kalkıyordu. Bu oyuna gelmeyiz. Ne milliyetçiliği ne milli olmayı ne de vatan severliği asla ve asla size bırakmayız. Bunun üzerinden algı operasyonlarına teslim olmayız. Yaşasın cumhuriyet. Yaşasın Cumhuriyet Halk Partisi. Bu ülkeyi Atatürk’ün emanet ettiği gibi çiftçisine de, işsizine de sahip çıkana kadar, emekliler hakkını alana kadar önce muhalefet mücadele edeceğiz sonra iktidarda hepsinin yüzünü güldüreceğiz. Bize oy verenleri pişman etmeyeceğiz, oy vermeyenlerin de gönlünü kazanacağız. ‘Keşke ben de verseydim’ dedirteceğiz. İlk seçim gelsin oy atacağım dedirteceğiz. Bu partiyi nasıl yüzde onların altında Kula’da yüzde 50’nin üzerine getirdiysek, neredeyse Türkiye şampiyonu yaptıysak hep birlikte bu partiyi çok çalışarak iktidar yapacağız. Bunun için başta şunu ifade edeyim. Hikmet Başkan kazandı Kula kazandı, Ferdi Başkan kazandı Manisa Kazandı. Türkiye İttifakı kazandı, Türkiye kazandı. Ben partimizin genel başkanı olarak Hikmet Başkana şunu söylüyorum, sen çalış biz arkandayım. Örgütümüz bana emanet, örgütümüze Hikmet Başkanı emanet ediyorum, Hikmet Başkana Kula’yı emanet ediyorum sizleri de Allah’a emanet ediyorum" diyerek konuşmasını tamamladı.
Hakkari Engelli çift, inşaatını bitiremedikleri evleri için destek bekliyor Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde yaşayan Çiğdem ve Orhan Dağdeviren çifti, temelini geçen sene attıkları evlerini tamamlamak için yetkililerden ve duyarlı vatandaşlardan destek bekliyor. Yüksekova’ya bağlı Çevreli Küme Evleri’nde yaşayan Çiğdem ve Orhan Dağdeviren çifti, 2022 yılında dünya evine girdi. Bedensel engelli olan ve tekerlekli sandalyeye mahkum bir hayat süren çift, kendilerine bir ev inşa etmek istedi. Geçen sene arsalarının üzerine temel atan çift, maddi imkansızlıklar yüzünden evlerini tamamlayamadı. En büyük hayallerinin evlerine yerleşmek olduğunu kaydeden Dağdeviren çifti, yetkililerden ve duyarlı vatandaşlardan destek bekliyor. Evlendikten sonra Yüksekova’da kaldıklarını kaydeden Çiğdem Dağdeviren, “Kaldığımız dairede hem kiramız arttı hem de giriş çıkışları bizim için sıkıntılıydı. Köye geldik, kaynımın evinde kalıyoruz. Onların evinin giriş çıkışı da bizim için rahatsız edici. Biz geldik bir temel attık. Malzemelerin bir kısmını borçla aldık, bir kısmı için de hayırseverler yardımcı oldu. Temeli attık ama geçen seneden beri bu temel böyle. İkimizin de engelli maaşı çok düşük. Valimiz olsun, vatandaşlar olsun, destek bekliyoruz kendilerinden. Biz de evimize girmek istiyoruz. Rahat etmek istiyoruz” şeklinde konuştu. Attıkları temelin ikinci yıla gireceğini ve temelde kullandığı inşaat malzemelerinin büyük kısmını borçla aldığını söyleyen Orhan Dağdeviren ise, “Zor durumdayız, sıkıntıdayız. İmkanlarımız yok. Tek gelirimiz engelli maaşımız. Onunla da bir şey yapılmıyor. Geçen seneden beri abimin evindeyiz. İçeri girmek, dışarı çıkmak bizim için çok sıkıntılı. Gelip gidemiyoruz. Kendimize göre ev yapmak için temel attık ama tamamlayamadık. Milletimiz bize destek olursa çok seviniriz” şeklinde konuştu.