GÜNDEM - 18 Nisan 2024 Perşembe 15:44

Alevler arasından kurtarılan yavru oğlağına kavuşmuştu: “Dünyayı o an bana verselerdi umurumda olmazdı”

A
A
A
Alevler arasından kurtarılan yavru oğlağına kavuşmuştu: “Dünyayı o an bana verselerdi umurumda olmazdı”

Bolu’da dün çıkan yangında ahır, fırın evi ve 2 samanlıkta bulunan toplamda 2 bin adet saman balyası küle dönmüştü. Yeni doğan oğlağın öldüğünü sanan Hülya Deniz, alevlerin arasından kurtarılan oğlağı teslim alınca sevinç gözyaşları döktü. İHA’ya konuşan Hülya Deniz, “Dünyayı o an bana verselerdi umurumda olmazdı, oğlağı gördüm ya orda o bana yetti” dedi.


Yangın, dün öğle saatlerinde Mudurnu ilçesine bağlı Yıldırım Beyazıt Mahallesi’nde Mustafa Denizli’ye ait samanlıkta meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, henüz bilinmeyen bir nedenle samanlıkta yangın başladı. Samanlıkta çıkan yangın kısa süre içerisinde büyüdü. Yangının alevleri hemen bitişiğinde bulunan ahır, fırın evi ve diğer samanlığa sıçradı. Ahırda bulunan bir traktör, 16 büyükbaş, ve 7 küçükbaş hayvan vatandaşlar tarafından kurtarıldı.



Gözü gibi baktığı oğlağa kavuşunca mutluluk gözyaşları döktü


Yeni doğan oğlağa gözü gibi bakan Hülya Deniz, yavru oğlağın öldüğünü sandı. Vatandaşlar tarafından sakinleştirilmeye çalışılan Hülya Deniz, alevlerin arasından kurtarılan oğlağı teslim alınca sevinç gözyaşları döktü. Yangın sebebiyle, ahır, fırın evi ve 2 samanlıkta bulunan toplamda 2 bin adet saman balyası küle dönmüştü. Yangın nedeniyle mağdur olan Deniz ailesine çevre köylerden saman balya desteği geldi. Munduşlar Köyü Muhtarı Hakkı Yiğit, köyündeki vatandaşlardan topladığı 500 adet saman balyasını, aileye teslim etti.



“‘Onu babaanneme götürmem lazım’ dedim”


Oğlağı babaannesi Hülya Deniz’e götüren Cansu Deniz, “Birisi oğlağı getiriyordu, onu görür görmez dedim ki, ‘onu babaanneme götürmem lazım’ dedim. Aldım onu hemen kucağıma babaanneme götürdüm. Çok mutlu oldu. Baygınlık geçirirken oğlağı görünce kendine geldi. O an bende çok mutlu oldum duygulandım” diye konuştu.



“Dünyayı o an bana verselerdi umurumda olmazdı”


Kalbinde pil bulunan ona rağmen hayvancılığı son nefesine kadar devam ettireceğini belirten Hülya Deniz, yangın anında oğlağın kendine getiriliş anlarını İHA muhabirine anlattı. Oğlağın yaşadığını görünce çok duygulandığını belirten Hülya Deniz, “Dünyayı o an bana verselerdi umurumda olmazdı, oğlağı gördüm ya orda o bana yetti. Gerçekten torunum ağlayarak getirince duygulandım. Oğlağı görünce çok sevindim. Çocuğum gelmiş kadar sevindim. Bana, ‘hayvancılığı bırak, uğraşma’ diyorlar. Ben bunlara kıyamıyorum. Son nefesimi verene kadar hayvancılığı bırakamam” dedi.




Alevler arasından kurtarılan yavru oğlağına kavuşmuştu: “Dünyayı o an bana verselerdi umurumda olmazdı”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Lösemiyi yendi mücadelesini ve başarı hikayesini arkadaşlarıyla paylaştı Kütahya Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Domaniç Hayme Ana Meslek Yüksekokulu’nda (MYO) Sosyal Sorumluluk Projeleri dersi kapsamında lösemi farkındalığı etkinliği gerçekleştirildi. Etkinlikte lösemiyle mücadelesini ve tedavi sürecini anlatan lösemiyi yenen Elif Naz Holoğlu’nun konuşması oldukça duygulandırdı. Kütahya Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Domaniç Hayme Ana Meslek Yüksekokulu’nda (MYO) Sosyal Sorumluluk Projeleri dersi kapsamında düzenlenen lösemi farkındalığı etkinliğinde, daha önce lösemi hastalığına yakalanan ve tedavi olan MYO öğrencisi Elif Naz Holoğlu, lösemi ile mücadele ve tedavi süreci, ailenin desteği ve başarı hikayesini arkadaşlarıyla paylaştı. Öğr. Gör. Yasemin Durmaz’ın yürüttüğü Sosyal Sorumluluk Projeleri dersi kapsamında gerçekleştirilen etkinlikte lösemi ve onunla mücadele ve tedavi süreci konusunda sosyal güvenlik bölümü öğrencileri Esma İrem Temur, Senanur Kezban Balta, Elif Yıldız ve Ayşe Yakar tarafından öğrencilere bilgiler verildi. Daha önce lösemi hastalığına yakalanan ve tedavi olan MYO öğrencilerinden Elif Naz Holoğlu, Lösemi, tedavi süreçleri, tedavi süreçlerinde yaşadıkları, ailesinin destek ve ilgileri konusunda yaşadıklarını öğrenci arkadaşları ile paylaştı. Öğr.Gör. Yasemin Durmaz “Lösemi hastalığını tanıtmak, farkındalık oluşturarak bu hastalıkla ile mücadele yolları konusunda bilinç kazandırmak, lösemili çocukların ve ailelerinin sıkıntılarını topluma aktarmak ve toplumu bilinçlendirmek amacıyla lösemi konusunda çevremizde duyarlılık oluşturulmasına katkı sunmak istiyoruz” dedi. Lösemiyi yendi, okumayı kendi öğrendi Küçük yaşta lösemi teşhisi konulan Holoğlu, kemoterapi ve ışın tedavisi süreci ile iyileştiğini anlattı. Bu süreçte yaşadığı zorlukları ve doktorların kendisine okuyamayacağına dair söylediklerini paylaşan Holoğlu, "Ben ortaokula başladığımda okuma yazmayı kendim öğrendim. Bu süreçte çok zorlandım. Adalet lisesini kazandım. Çalışarak ve kendi çabamla. Anneannemle yaşıyorum ben, onlar dedi ki üniversiteye gerek yok. Zaten yeterince zorlandın lisede. Ama ben kendi çabamla üniversiteyi kazandım. Sonrasında da işte burada yaptığım bir çok etkinlik, çalışmalar var devam da ediyorum." dedi. Holoğlu, lösemi ile mücadelede pes etmenin ve hayallerinden vazgeçmenin asla bir çözüm olmadığını vurgulayarak, "Bu süreci çocukluğumdan beri yaşadım. Şimdi gördüğünüz gibi sağlıklıyım. Yaşadıklarımdan öğrendiklerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Sizlerde lütfen Lösemi ile ilgili burada öğrendiklerinizi cevrenizle paylaşarak Lösemi farkındalığı oluşturunuz, birlikte bunu oluşturalım" diyerek katılımcılara lösemi ile ilgili farkındalık çağrısı yaptı.
Ankara Bakan Bayraktar: “Türkiye, yaklaşık 5.8 milyar metreküp gazını depoluyor” Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “Bugün gelinen noktada Türkiye yaklaşık 5.8 milyar metreküp gazını depoluyor” dedi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Tuz Gölü Yer Altı Doğal Gaz Depolama Tesisi’nde incelemelerde bulundu. Bayraktar, depolama tesisini gezdikten sonra yetkililerden bilgi aldı. Ardından tesiste çalışan işçilerin 1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı’nı kutlayan ve onlarla sohbet eden Bayraktar, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Doğal gaz boru hatlarıyla, Türkiye’nin Rusya, Azerbaycan ve İran’dan uzun yıllar doğal gaz tedariki yaptığını hatırlatan Bayraktar, 2016 yılından sonra “Milli Enerji ve Maden Politikası” kapsamında doğal gazı sıvılaştırılmış şekilde alabilmek için altyapıyı şekillendirmeye başladıklarını ifade etti. Bu hedefleri doğrultusunda Türkiye’nin yaklaşık 30 milyon metreküp günlük sıvılaştırılmış LNG alabildiğini söyleyen Bayraktar, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Bugün itibarıyla 160 milyon metreküp doğal gazı sıvı halde alabilecek hale geldik. Bu bir anlamda Türkiye’deki hane halkının kışın en soğuk zamanında ihtiyacı olan gazı, sıvı olarak gemilerle tedarik edebilecek altyapıya sahip olduğumuz anlamına geliyor. Hem boru hatları hem de LNG alabilecek altyapılarımızı gerçekleştirdik.” Tuz Gölü Yer Altı Doğal Gaz Depolama Projesi’nin çok önemli olduğunun altını çizen Bayraktar, “Burada da hem kapasite artışı, ikinci faz, üçüncü fazda da Türkiye’nin doğal gaz depolama kapasitesini artırmayı ve doğal gazdaki arz güvenliğimizi daha güçlü hale getirmeyi hedefliyoruz. Doğal gazda bir başka önemli hamlemiz, yeni boru hatları, depolama tesislerimiz” dedi. “1 milyon 800 bin hanenin doğal gazını kendi doğal gazımızdan karşılar hale geldik” Sıvı olarak doğal gazı almanın ötesinde Türkiye’nin şimdi de kendi doğal gazını üretir hale geldiğini vurgulayan Bayraktar, “Bugün itibarıyla üretimimiz yaklaşık 4,6 milyon metreküp günü buldu. 1 milyon 800 bin hanenin doğal gazını kendi doğal gazımızdan karşılar hale geldik. Bunu da artırmayı hedefliyoruz. İlk etapta, önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde 10 milyon metreküpe ulaşmış olacağız” diye konuştu. Son 8 yılda yaklaşık 4,3 milyar dolar altyapı yatırımlarına kaynak ayırdıklarını ve yatırım yaptıklarını belirten Bayraktar, depolamada ve tesislerin kapasitesinin artırılmasında yatırımların yaklaşık 4.3 milyar doları bulduğunu ifade etti. “Türkiye yaklaşık 5.8 milyar metreküp gazını depoluyor” Özellikle Tuz Gölü’nde çok büyük bir depolama potansiyelinin var olduğunu aktaran Bayraktar, “Türkiye yaklaşık 5.8 milyar metreküp gazını depoluyor. Önümüzdeki 5 yıl içinde yani 2028 yılına geldiğimizde Türkiye kullandığı yıllık doğal gazın yüzde 20’sini depolar hale gelecek. Türkiye’nin tüm ihtiyacının yüzde 50’sini depolayabilecek altyapıya sahip olabiliriz. Bu yatırımları hedefliyoruz. Hem bu bölgede hem de diğer bölgelerde hızlı bir şekilde bu yatırımlarla Türkiye’nin arz güvenliğini tamamen sağlamış olacağız. Onun ötesinde bütün bunlar kendi üretimimiz, farklı kaynaklardan doğal gazı almamızla beraber Türkiye’yi bir doğal gaz merkezi haline getirmiş olacağız. Bu proje bizim için çok önem arz ediyor. Onun için ara ara buraya geliyoruz” şeklinde konuştu. Bakan Bayraktar basın açıklamasının ardından yetkililerle ve işçiler ile yemek yedi.