EKONOMİ - 09 Ocak 2012 Pazartesi 14:53

ALLİANZ DÜNYA ÇAPINDA SEL RİSKLERİNİ DEĞERLENDİRDİ

A
A
A
ALLİANZ DÜNYA ÇAPINDA SEL RİSKLERİNİ DEĞERLENDİRDİ

Allianz Grup, dünya çapında gerçekleştirdiği sel odaklı risk araştırmasını yayınladı. Raporda son 10 yılda tüm dünyada meydana gelen sel felaketleri ve sonuçları detaylı bir şekilde inceleniyor.
Rapora göre, geçtiğimiz 40 yılda doğal felaketlere dayalı sigortaların yıllık maliyet oranları 8 katını aştı. Bu oranlar 1970’te dünya çapında 5 milyar dolarken, 2010’da 40 milyar doları geçti. Sadece 2010’da 180 milyon kişi su baskınlarından zarar gördü.
Dünyanın en büyük sigorta şirketlerinden Allianz Grup, matematikçiler, profesörler, hukukçular, bilişim teknolojileri uzmanları, meteorologlar, mühendisler, risk analiz uzmanları, tarihçiler ve iktisatçılardan oluşan zengin kadrosuyla hazırladığı risk raporlarını yayınlamayı sürdürüyor. Sel odaklı risk araştırmasını geçtiğimiz günlerde yayınlayan Allianz Grup, raporda dünya çapında sel felaketlerinin yarattığı zararı inceledi.
2010 yılında Çin, Pakistan ve Avrupa’da gerçekleşen su baskınlarında 180 milyon insanın zarar gördüğünü aktaran raporda, son 40 yılda doğal felaketlerin sigorta maliyetlerine yansımasına da yer verildi. 1970’lerde doğal felaketlere dayalı sigortaların yıllık maliyet ortalaması 5 milyar dolarken, bu rakam 2010’da 40 milyar doları geçti.
TÜRKİYE’DE RİSKLER CİDDİYE ALINMIYOR
Raporu değerlendiren Allianz Türkiye Mali İşler Direktörü Solmaz Altın, "Sellerin sebebi sadece küresel ısınma değil. Yanlış yapılaşma, yüksek riskli alanlara yerleşim gibi sosyo-ekonomik etkenler de sel felaketlerinden daha çok zarar görülmesine neden oluyor. Dünya üzerinde çok az sayıda bölgenin su baskınlarından etkilenmeyeceğini söyleyebiliriz" dedi ve Türkiye’deki durum hakkında bilgi verdi: "2 yıl önce yaşadığımız sel felaketi, sel teminatı da bulunan yangın branşına ilgiyi arttırmıştı ancak
veriler de gösteriyor ki ilgi yeterli düzeye ulaşmadı. Şu anda yine yurdumuzun dört bir yanından sel felaketi haberleri geliyor. Türkiye gibi sigorta bilincinin düşük olduğu ülkelerde, sel gibi riskler yeterince ciddiye alınmıyor ama felaket yaşandıktan sonra sigortaya ilgi yeterince olmasa da artıyor. Global birikimi ve yerel uzmanlığı bir araya getiren Allianz olarak Türk halkını sigorta konusunda bilinçlendirmek için çalışıyor, A’dan Z’ye tüm sigorta ihtiyaçlarını karşılamak üzere ürünler geliştiriyoruz.
Sel felaketi konusunda da riskleri ve olası hasarları olabildiğince gerçekçi öngörebilmek adına detaylı modellemeler kullanıyor ve yerinde gerçekleştirdiğimiz kapsamlı risk analiz çalışmaları ile birlikte müşterilerimizi mevcut riskleri hakkında bilgilendiriyoruz. Su baskınlarından zarar gören müşterilerimiz içinse hasar sürecinde olabildiğince hızlı destek sunarak bu zor günlerinde müşterilerimizin daima yanında oluyoruz".
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.