POLİTİKA - 31 Mart 2017 Cuma 13:17

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu Burdur’da

A
A
A
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu Burdur’da

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Burdur Yeni Sanayi Sitesi Kooperatifi’nde esnaflarla buluştu.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Burdur Yeni Sanayi Sitesi Kooperatifi’nde esnaflarla buluştu.


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, referandum çalışmaları kapsamında Burdur Yeni Sanayi Sitesi Kooperatifi’nde esnaflarla kahvaltıda buluştu. Kılıçdaroğlu burada yaptığı konuşmada, “Önümüzde bir anayasa değişikliği var 16 Nisan’da, görüşünüz ne olursa olsun, siyasi tercihiniz ne olursa olsun mutlaka sandığa gidin ve oyunuzu kullanın. Bu anayasa değişikliği hepimizi ilgilendiriyor, ister esnaf, ister çiftçi, ister sendikalı, hepimizi ilgilendiriyor. Gideceğiz oyumuzu kullanacağız. Biz siyasi parti tercihi yapmıyoruz, özel bir tercihte de bulunmuyoruz. Bulunacağımız tercih bu anayasa değişikliğini kabul mu edelim, etmeyelim mi bunun üstüne inşa edersen, kendimize şunu soracağız; derdimizi çözüyor mu, esnafın, sanayicinin, işsizin derdiniz çözüyor mu, Türkiye’ye itibar kazandırıyor mu, bunların hiçbirini yapmıyorsa, rahatlıkla hayırlı bir iş yapın ve ’hayır’ oyunu kullanın. Anayasa değişikliği ile esnafın, taksi şoförünün, esnafın sorunu çözülecek diyorsanız ’evet’ oyunu kullanın, tercih milletin tercihidir. Millet geçim derdinde, birileri seçim derdinde, milletin derdi varken, onu bırakmışız referandum derdinde koşuyoruz, vatandaşın derdine çözüm üretiyorlar mı, üretmiyorlar, hep beraber sandığa gideceğiz” dedi.



“Cumhurbaşkanı tarafsız olursa 80 milyonu tercih eder”


"80 milyonun cumhurbaşkanı mı olsun yoksa kendine oy veren insanların cumhurbaşkanı mı olsun" diyen Kemal Kılıçdaroğlu, "Cumhurbaşkanı tarafsız olursa 80 milyonu tercih eder, siz derseniz ki cumhurbaşkanı taraflı olsun diyorsanız, evet oyu kullanacaksınız, cumhurbaşkanı tarafsız olsun 80 milyonu temsil etsin diyorsanız, hayır oyu kullanacaksınız. Herkes akıl süzgecinden geçirecek, hangisi doğru hangisi yanlış, cumhurbaşkanı aynı zamanda da bir partinin de genel başkanı olsun diyorsanız evet oyu kullanacaksınız. Başbakanlığı kaldırıyorlar, başbakanlığa bu memlekette ihtiyaç yok diyorsanız evet oyu kullanacaksanız ama olur mu başbakana ihtiyaç var diyorsanız hayır oyu kullanacaksınız. Diyorsanız ki başbakanlığa gerek yok diyorsanız evet oyu kullanacaksınız tercih bu kadar kolay ve bir o kadar da zor" şeklinde konuştu.



Milletvekili sayısı


Vatandaşların 550 milletvekili seçip meclise gönderdiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:


“Başbakan bir hükümet kuruyor, güvenoyu istiyor, güvenoyu kullandıktan sonra görevine başlıyor. Bu doğru diyorsanız hayır diyeceksiniz ama diyorsanız ki bu meclise ne gerek var 550 milletvekili ama oldu 600 milletvekili, hiç gerek yok güvenoyu istemesin, meclisi de boş verin diyorsanız evet oyu kullanın. Biz bugüne kadar ne başbakanlar gördük, taş taş üstüne koyan her başbakana saygı duyuyoruz, icraatı yanlış ya da kötüdür ama meclise geldi hepsi güvenoyu istedi, hepsi geldi TBMM’de hesap verdi, şimdi deniyor ki ne gerek var meclise hesap vermeye. Milletvekillerini biz seçtik, süreleri dolmadan bir kişi niye çıksın meclisi fesih etsin, bu doğru değil diyorsanız gideceksiniz hayır oyu kullanacaksınız. Bunun demokrasiyle ilgisi var, bir kişi milli iradeyi reddedebiliyor, bir kişinin iradesi milli irade olsun diyorsanız evet oyu kullanacaksınız. 80 milyonun iradesi bir kişiye emanet edilmez. 550 milletvekili ortak iradeyi temsil ediyor diyorsanız hayır oyu kullanacaksınız. Birlikte mücadele edeceksek, bu işin sağcısı, solcusu, ülkücüsü, milliyetçisi yoktur.”


Bir milletin kaderini mahkemenin tayin edemeyeceğini ifade eden CHP lideri Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:


“Anayasa mahkemesine neden gitmediniz deniliyor. Bir milletin kaderini mahkeme tayin edemez. Demokrasiden yana mı, otoriter yönetimden mi yana kullanacaksınız, buna siz karar vereceksiniz. Demokrasi istiyorsanız hayır oyu kullanacaksanız, demokrasiye ne gerek var diyorsanız evet oyu kullanacaksınız. Ne diyorlar ’hayır oyu kullananlar teröristtir’ diyorlar, bu memlekette evet diyen de hayır diyen de bizim vatandaşımızdır. Ne demek terörist, çıksın milletin önüne desin ki şunlar için evet oyu kullanın, biz de diyelim ki hayır oyunu bunlar için kullanalım söyledikleri efendim çift başlılığı ortadan kaldırmak için ama son zamanda kullanamıyorlar, devlette çift başlılık yok ki, kaç tane cumhurbaşkanı var bir tane, kaç başbakan var bir tane, nerede çift başlılık var ama ne zaman çift başlılık olacak bu anayasa geçerse, çünkü hem cumhurbaşkanı hem de genel başkanı olacak iki başlı olacak doğrudur diyorsanız evet, değil diyorsanız hayır oyu kullanacaksınız. ’Kılıçdaroğlu doğruları söylemiyor’ diyorlar. Neyi doğru söylemiyorum, hem cumhurbaşkanı, hem parti genel başkanı olmaz diyorum, cumhurbaşkanı tek olmalı, hepimizi temsil etmeli, çünkü cumhurbaşkanlığı bizim ortak paydamızdır, çünkü arabasında Türk bayrağını taşır, bir parti genel başkanı da arabasına Türk bayrağını takarsa ne olur, bir tarafına Türk bayrağını, bir tarafına parti bayrağını takacak, 80 milyonu nasıl temsil edecek.”


Alanya’da esnafın turist duasına çıktığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Herkesle kavga edersen turist gelmez. İşin özü sandığa gideceğiz, elimizi vicdanımıza koyacağız ve ona göre oy kullanacağız. Hayır çıkarsa kaos olur diyorlar, niye kaos olsun, Sayın Cumhurbaşkanı 2019 yılına kadar yerinde, bir sorun çıkmaz, Binali Yıldırım yerinde mi yerinde, hayır çıktığı zaman başbakanlığı düşecek mi, düşmeyecek, bakanlar yerinde mi yerinde, hayır çıktığı zaman bakanlıkları düşmeyecek. Diyorlar ki hayır çıkarsa sosyal yardımlar kesilir. Niye kesilsin, sosyal yardımlara karşı çıkan var mı, hiçbir parti karşı çıkmıyor, o zaman neden kaos çıksın. Evet çıkarsa Türkiye sonu belli olmayan bir sürecin içine girer. Bütün annelere soruyorum freni olmayan bir otobüse çocuklarınızı bindirir misiniz, bu yeni düzenin freni yok, TBMM’ye hesap soramıyor, hiçbir bakan TBMM’de hesap vermeyecek. Milletvekili bakan olmayacak, meclisle saray arasına kocaman bir duvar çekiliyor ama bugün siz TBMM’ye gelirsiniz, milletvekili alır sizi bakana götürür, yeni düzende meclise gelmenize gerek yok, çünkü telefonlara çıkmayacak, meclise gelmeyecek, devletin yapısı ve işleyişiyle ilgili bütün yetkileri başkana veriyoruz. Bir kararname ile muhtarlıkları kapatabilir, yetkisi var mı var, doğrudur diyorsanız evet oyu kullanacaksınız ama doğru değil, muhtarlar mahallenin temel taşıdır, olmaz, kaldıramaz diyorsanız hayır oyu kullanacaksınız, demokrasiden yana mı, otoriter tek adamdan yana mı olsun diyorsanız, karar vereceksiniz” ifadelerini kullandı.



Yetki tartışması


Kılıçdaroğlu, açıklamalarına şöyle devam etti:


“Anayasalar neden önemli biliyor musunuz? Anayasalar vatandaşın geleceğini güvence altına alan, toplumsal uzlaşma belgeleridir. Her vatandaşın geleceğini güvence altına alır, vatandaşın geleceği bir kişiye emanet edilmez, biz 80 milyonun geleceğini bir kişiye emanet ediyoruz. Asıl tehlike bir kişiye bu kadar yetki verirseniz ve herhangi bir kişi, kurum, devlet, organizasyon bir kişiyi kandırırsa, ikna ederse, 24 saatte Türkiye Cumhuriyeti Devletini ele geçirir. Başkana öyle yetkiler verilecek ki, bu evet geçerse bütün müsteşarlar, emniyet müdürleri, valiler, komutanlar, MİT müsteşarı dahil en geç 24 saat içinde değiştirebilir. Bir kişiyi ikna ettiniz mi devleti ele geçiriyor. O nedenle diyorum, hepimiz düşünelim. Büyük Ortadoğu Projesini de iyi düşünün, Irak parçalandı, Suriye parçalandı, Suriye’ye niye girdik, evde bile karar alırken, otururuz karar veririz, şimdi biz bütün karar mekanizmalarını bir kişiye bağlıyoruz. Doğan riski, doğan tehlikeyi herhalde anlatabildik. Ben doğruları söylemiyorsam, gelirsiniz sizin televizyon kanalında otururuz, oturalım konuşalım, cesaret edip çıkamıyorlar, 18 madde, ben de elime anayasa kitapçığını alacağım, ben de maddeleri okuyacağım sen de okuyacaksın, vatandaş da evinde oturup, izleyecek. Çıkamıyorlar. Devletin forsunu, devletin arabalarını, devletin otobüslerini, uçaklarını, parasını ve televizyonlarını kullanıyorlar ama evet bir türlü anlatamıyorlar bizim tek güvencemiz var, Allah’ımız. Bu anayasa hepimizin anayasası, çocuklarımızı, anayasamızı, kurtuluş savaşını, Erzurum’u, Sivas’ı, Amasya’yı düşünün, ne diyor Amasya anlaşmasında; milletin istikbalini, milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktır.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tunceli Ani sıcaklık değişimleri dutun merkezini vurdu Dünyanın önemli dut üretim merkezi olan Tunceli’nin Çemişgezek ilçesine bağlı Ulukale köyünde ani sıcaklık değişimleri dut ağaçlarını vurdu. Çemişgezek ilçesine bağlı Ulukale köyünde tam organik üretilen ve coğrafi işaret alan Ulukale dutu, yılda ortalama 500 ton üretiliyor. Bu dut dünya pazarında "Ulukale dutu" ismiyle talep görüyor. Aroması ve altın sarısı rengiyle birçok ülkeye ihraç edilen Ulukale dutu, bu yıl ani sıcaklık değişimleri nedeniyle meyvesi olgunlaşmadan dökülmeye başladı. Durumun tespiti için Çemişgezek Kaymakamlığı İlçe Tarım ve Ormancılık Müdürlüğü ekipleri tarafından inceleme yapıldı. Ekiplerin yaptığı inceleme sonucunda meyvenin dökülmesinin ani değişiklik gösteren hava sıcaklıkları arasındaki ciddi orandaki farktan kaynaklandığı belirlendi. ’’Dut üretimi ile ilgili sıkıntılarımız var’’ Üreticiler, ani sıcaklık değişiminden kaynaklı gerçekleşen zararın da sigorta kapsamına alınmasını talep etti. Ulukale ve Bozağaç Köyleri Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı ve aynı zamanda dut üreticisi Necmettin Duman, "Ben Ulukale ve Bozağaç Köyleri Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Kurucu Başkanı ve aynı zamanda dut üreticisiyim. Bu yıl coğrafi işaret belgesi ve patenti köyümüzde olan ve endemik sayılabilecek Ulukale dutunun üretimiyle ilgili sıkıntılarımız var. Çemişgezek İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri ile birlikte bu sıkıntıları gidermek için çalışmalar yapıyoruz. Bu çalışmalar nedeniyle buradayız. Bahçelerimizde bu yıl iklimsel değişikliklerden dolayı sıkıntı yaşıyoruz. Bu sıkıntıları inşallah İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri ile birlikte müştereken halledeceğiz’’ dedi. Dut üreticisi Tarkan Altınoluk ise, ’’Biz Ulukale köyünde dut yetiştiriyoruz. Gece ve gündüz sıcaklık farklarından dolayı ürünlerimizde büyük bir kayıp yaşıyoruz. Bunun sigorta kapsamına alınmasını devlet büyüklerimizden rica ediyoruz. Dolu, don ve fırtına, bunlar sigorta kapsamında. Ancak yağmur ve bu hava sıcaklıklarının değişim göstermesinden dolayı oluşan zararlar sigorta kapsamı dışında kalmış. Bu etkenlerin de sigorta kapsamı içerisine alınmasını rica ediyoruz. Dutumuz çok kaliteli. Birinci kalite dut üretiyoruz. Dutumuz dünyanın birçok ülkesine gidiyor. Ürünümüz bu şekilde zarar gördüğü zaman büyük kayıplar yaşıyoruz" diye konuştu.
Adana Kozanlı öğrenciler "Bağlı ol ama Bağımlı Olma" projesi ile Avrupa’ya açıldı Adana’nın Kozan ilçesinde İsmet İnönü Ortaokulu öğretmen ve öğrencileri tarafından hazırlanan Erasmus çalışması çerçevesinde "Bağlı ol ama Bağımlı Olma" projesi Türkiye’de 452 proje arasından ilk 8’e girdi. Öğretmen ve öğrenciler dijital bağımlılığa çözüm için dünya ülkeleri çocukları ile bir araya dijital bağlantı kurarak geldi. Birçok projeye imza atan Kozan İsmet İnönü Ortaokulu öğretmen ve öğrencileri, Polonya ve İtalya’daki öğrenciler ile bir araya gelerek ülkelerindeki dijital bağımlılık sorununu konuşarak kendi ülkelerinde bağımlılıkla mücadele için çözüm önerileri hakkında fikir alışverişinde bulundular. Öğrenciler Türkiye’de dijital bağımlılığın gençler arasında daha yoğun gözlemlendiğini ifade ederek Avrupa’da bağımlılıkla mücadele sürerken Avrupalı gençlerin dijital platformları bilgiye ulaşmak için kullandığını gözlemlediler. Polonya ve İtalya’daki eğitimciler ve öğrenciler ile sınıf ortamında hazırlanan dijital platform üzerinden bir araya geldiklerini aktaran okul müdürü Levent Çörekli, "Türkiye Ulusal Ajansına yapmış olduğumuz başvuru kabul edildi. ’Bağlan ama Bağımlı Olma’ adlı proje ile Türkiye’de değerlendirmeye değer bulunan yüzlerce proje arasından onaylanan 8 projeden 1.’si olarak hibe almaya hak kazandık" dedi. Çörekli, koordinatörü olunan proje 60 bin euro bütçeli, İtalya ve Polonya’nın ortak olarak yer aldığı öğretmen hareketliliği ile projenin birinci hareketliliğini 15-19 Nisan 2024 tarihleri arasında İtalya’nın ev sahipliğinde Roma’nın Pitigliano şehrinde gerçekleştirdiklerini ikinci hareketliliği Türkiye ev sahipliğinde sanal toplantı olarak okulda gerçekleştirdiklerini ifade etti. Koordinatör Emrah Gümüş, öğrencilerin de projede yer aldığını kaydederek, "Aynı sorunu yaşayan farklı ülkelerdeki çocuklar birlikte paylaşmış yaparak, ortak bir çözüm arayışı içinde oluyorlar. Amacımız öğrencilerimizi dijitale bağlı ama bağımlı olmadan doğru kullanım ve en az kullanım üzerine çalışma yapmış olduk" diye konuştu. "Bizim ülkemizde bağımlılık maalesef daha çok" Öğrencilerden Mediha Yılmaz, yabancı ülkelerden kendi akranlarıyla bir araya geldiklerini söyleyerek, "Türkiye’de gençlerde bağımlılık daha çok. Yurt dışında gençler daha çok bilgiye ulaşmak için kullandığını gözlemledik, bizim ülkemizde maalesef gençler sosyal medya eğlence için kullanmakta" şeklinde konuştu. "Siber zorbalığın evrensel bir sorun olduğunu gözlemledik" Siber zorbalık üzerine yabancı öğrencilerle konuştuğunu aktaran Öykü Aydın, "Ben de siber zorbalığa maruz kaldım. Dijital bağımlılık sorununu hepimiz yaşıyoruz ama çözümlerimiz var. Özellikle hepimizin dijitalle uzak durmak dışarıda arkadaşlarımızla vakit geçirmeliyiz gibi ortak birçok görüşümüz var. Dijital zorbalık da hem bizim ülkemizde hem yabancı ülkelerde maalesef yaşadığımız bir durum. Bu sorun maalesef evrensel. Bence Avrupa’da bağımlılık oranı bize göre daha az. Orada daha çok araştırma için kullanılıyorlar" dedi.