SAĞLIK - 25 Şubat 2018 Pazar 10:28

40 yıllık eşini böbreğiyle hayata bağladı

A
A
A
40 yıllık eşini böbreğiyle hayata bağladı

Bursa’da, 63 yaşındaki Bayram Çetinkaya, 40 yıllık eşi Ayten Çetinkaya’ya böbreğini vererek, hayat arkadaşına umut ışığı oldu.

Bursa’da, 63 yaşındaki Bayram Çetinkaya, 40 yıllık eşi Ayten Çetinkaya’ya böbreğini vererek, hayat arkadaşına umut ışığı oldu.


Bursa’nın Büyükorhan ilçesinde yaşayan Çetinkaya çifti, uzun yıllar böbrek rahatsızlığı ile mücadele etti. Ayten Çetinkaya’nın böbrek rahatsızlığının artması üzerine böbrek nakli yapılması gerektiği söylendi. 40 yıllık hayat arkadaşı Bayram Çetinkaya ise hiç tereddüt etmeden eşine böbreğinin birini verdi. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde yapılan tahlil ve tespitlerin ardından Bayram Çetinkaya’nın böbreği eşi Ayten Çetinkaya’ya uygun bulunarak ameliyata karar verildi. 8 saat süren operasyonun ardından Çetinkaya’nın böbreği eşine nakledildi.


Hayat arkadaşının sağlığı için hiç tereddüt etmeden böbreğini verme kararı aldığını dile getiren Bayram Çetinkaya, “1977 yılında eşim Ayten ile evlendik. 1993 yılında idrar yollarında bir kanama olduğunu tespit ettik ve fakülteye gittik. Fakülte idrar yollarında iltihap olduğunu söyledi. Doktorlar tarafından yapılan operasyon sonucunda bu kanama giderildi. Aradan 10 yıl geçtikten sonra tansiyon rahatsızlığı ile ilgili Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesine müracaat ettik ve bunun böbrek rahatsızlığı ile ilgili olduğunu öğrendik. Bu sonucu öğrendikten sonra yaklaşık 16-17 yıldan beri fakülte hastanesinde tedavisine devam edildi. En son 2016 yılının sonlarına doğru bir rahatsızlık geçirdik. Kan değerlerinin yükselmesi sonucu böbreklerin daha da rahatsızlandığını, çalışamaz hale geldiğini öğrendik ve fakülte hastanesinde 1-1 buçuk ay yattık. Tedaviler sonucunda değerler düzelince tekrar taburcu olduk. Daha sonra tedaviye dışarıdan devam ettik ama bu süre zarfında değerlerin tekrardan yükselmesi üzerine Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesine tekrardan gittiğimizde değerlerin yüksek olduğu görüldü. Doktorlar artık böbrek nakli olacak dedi. Kan gruplarımızın bir olduğunu öğrendik. 40 yıl önce evlendiğim eşime hiçbir tereddüt duymadan böbreğimi verme kararı aldım. 8 Şubat 2018’de 8 saat süren operasyonla nakil gerçekleşti. Şu an ben taburcu oldum, ama hanımım fakültede steril bir ortamda yatıyor. Yanına giremiyoruz, tahlil ve tetkikler devam ediyor" dedi.


Eşinin durumunun her geçen gün daha iyiye gittiğini söyleyen Çetinkaya, "Doktorların ve nakil hemşirelerinin gayretleri ve titiz çalışmaları sayesinde inşallah daha iyiye gidecek, daha iyi olacak. İnşallah bu günleri hiç görmemiş, yaşamamış gibi 15-20 gün içerisinde hanımımla beraber kol kola evimize döneceğiz. İlaçsız, stressiz bir hayat süreceğimize inanıyorum" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon Prof. Dr. Osman Bektaş: "Doğu Karadeniz 3 riskli fay ortasında yer alıyor" Doğu Karadeniz Bölgesi’nde dolgu ve heyelanlı alanlarındaki yapılaşma deprem riskini büyütüyor. Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, bölgenin 3 tane fay arasında bulunduğuna dikkat çekerek yerel yöneticilerinin deprem algısını benimsemeleri gerektiğini söyledi. Doğu Karadeniz Bölgesi’nin dik ve engebeli arazi yapısı tehlikeli yapılaşmayı beraberinde getirdi. Son yıllarda dolgu ve heyelanlı alanlarda yükselen yüksek katlı binalar deprem riskini arttırdı. 3 riskli fay ortasında bulunan Doğu Karadeniz Bölgesi’nde uzmanlar özellikle dolgu ve heyelanlı alanlara yapılan yüksek katlı binalara karşı uyarılarda bulundu. Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, Trabzon’daki yapı stokunun depreme dayanıklı olmadığını belirterek “Yerel yöneticilerin Doğu Karadeniz’in deprem tehlikesini kabullenmesi gerekir. Maalesef yıllardan beri burada deprem olmaz buranın deprem tehlikesi yoktur diye Doğu Karadeniz’in yapı stoku maalesef depreme dayanıklı değildir. Yani hem şu andaki yapı stokumuz depreme dayanıklı değil hem şehirleşme, heyelan sahaları üzerinde, yamaçlarda veya kumsal alanda yapılaşmalar mevcut. Kumsaldaki bir apartman üç depremi hissetti. Şimdi bu durumda burada deprem tehlikesi yok demek mümkün mü? Mümkün değil. Yani her şeyden önce yöneticilerin bu deprem algısını benimsemeleri lazım. Halkın daha duyarlı olması lazım. Toplum ve yöneticiler ile el birliği verirsek bu gelecek kuşağı daha sağlıklı, daha güvenli bir yaşam ortamı bırakmış oluruz” dedi. Trabzon’da Yomra, Beşirli ve Akyazı’da riskli yapıların olduğuna dikkat çeken Bektaş, “Deprem açısından eğer değerlendirecek olursak en riskli yerlerden bir tanesi Yomra’da Şana mevkii. Kumsal alan üzerindeki binalar veya dere yatağındaki büyük binalar. Ayrıca Beşirli ve Akyazı mahallelerinde heyelan sahaları üzerinde dikilmiş çok katlı binalar. Bunlar her an sallanıyor. 10 kilometre açıkta kuzeyimizde Karadeniz fayı var. Deprem kaynağı. Güneyimizde 100 kilometre uzaklıkta Kuzey Anadolu fayı var. Türkiye’nin en büyük fayı. Doğumuzda Kuzeydoğu Anadolu fayı var. Bu üç tane deprem kaynağı arasında ben kumsalın üzerindeyim ve her depremi de hissediyorum. O zaman deprem tehlikesi yok demek ne kadar doğrudur?” ifadelerini kullandı.
Bursa (Özel) "Tarlasını yola çevirenlere" kızdı, tabelayı dikti Bursa’da parsel parsel sattıkları arazilerin yolunu çiftçinin mahsul ekili tarlasından geçiren emlakçılar, köylüyü çileden çıkardı. Tarlasının ortasından kaçak yol yapıldığını gören köylü ise, “Bu tarladan emlakçı geçemez, vatandaşa helaldir” tabelası asıp yolu kapattı. Bursa’nın Nilüfer ilçesine bağlı 165 haneli Güngören Köyü’ndeki arazileri parsel parsel satan emlakçıların oyunu, köylüyü isyan ettirdi. Emlakçılar, ’hobi bahçesi ve tiny house projesine uygun’ diyerek arazileri köy ve doğa hayali kuran vatandaşlara satmak istedi. Ancak iddiaya göre emlakçılar satışa çıkardıkları arazinin yolu olmayınca, Yücel Özdemir’e ait tarlanın ortasından izin almadan yol geçirdiler. Durumu fark eden arazi sahibi Yücel Özdemir (37) tarlasının ortasından giden yolun izinsiz yapıldığını görünce hemen emlakçıyı aradı. Fakat emlakçıyla anlaşamayan Özdemir, “En azından ahlaken bana bir sorsaydı, ben hayvancılıkla uğraşıyorum. Benim mahsulümü ezip geçti. Kendisinden şikayetçi olacağım” dedi. Kendisine ait tarlanın yol olarak kullanılmasına izin vermeyen Yücel Özdemir, tarlanın girişine “Buradan emlakçı geçemez, şahsa helaldir” tabelası dikti. Yaşadığı mağduriyet üzerine konuşan Özdemir, “Bir emlakçı benim tarlamın arka tarafında hobi bahçesi yapmak için yer alıyor. Buraya gidecek yolu bulamayınca beni aramadan kepçelerle tarlamın ortasından yol geçiriyor. Burada hayvanlarımı otlatıyordum, şimdi tarlamın 3’te birini kullanamıyorum. İnsan en azından beni arar, "anlaşalım" diye sorar. Ben kendisini aradığımda da komik rakamlar teklif ediyor, "istediğim gibi yol geçiririm" diye konuşuyor. Üstelik beni mahkemeye vereceğini söylüyor” diye konuştu. Yol krizinin sık sık yaşandığını belirten Köy Muhtarı Mesut Aydın ise, “Burada sık sık parsel sorunu yaşanıyor. Bu köyün 165 hanesi 300 kişilik yerli nüfusu var. Fakat bu rakam şu anda 900 kişiye ulaşmış durumda. Yer sahibi olan vatandaşlar aldıkları arazinin yolu var mı? yok mu? bakmadan ev yapmaya kalkıyorlar. En azından burada kurulan bir muhtarlık heyeti var. Gelip bize danışsınlar. Şimdi birçok köylümüz bu durum nedeniyle mağdur oluyor. Mahsulü çiğneniyor, iş mahkemeye gidiyor” dedi.