GENEL - 29 Nisan 2017 Cumartesi 17:45

Sağlıklı gelecek için tohumlar Nilüfer’de el değiştirdi

A
A
A
Sağlıklı gelecek için tohumlar Nilüfer’de el değiştirdi

Nilüfer Belediyesi, Anadolu’nun bitki çeşitlerini korumak için "Tohum Takas Şenliği" düzenledi.

Nilüfer Belediyesi, Anadolu’nun bitki çeşitlerini korumak için "Tohum Takas Şenliği" düzenledi. Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, "Sağlıklı günler ancak ve ancak GDO’suz ürünlerle mümkündür" dedi.


Nilüfer Belediyesinin, Kent Konseyi, EKODER ve Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi iş birliği ile bu yıl üçüncüsü düzenlediği Nilüfer Tohum Takas Şenliği, Bursa’nın önemli tarım merkezlerinden Ürünlü Mahallesi’nde gerçekleştirildi. Trabzon’un Çaykara ilçesi Uzuntarla köyünden, İzmir’in Seferihisar ilçesine kadar Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden yerel tohumların takas edildiği şenlik ilgi gördü.


Şenlik, Nilüfer Kent Bostanları’nın ziyaret edilmesiyle başladı. Organik ürünlerin üretildiği Kent Bostanları ziyaretinin ardından Ürünlü Mahallesi Meydanı’nda yer alan etkinlik alanına geçildi. Anadolu topraklarının dünyanın en zengin toprakları arasında yer aldığına dikkat çeken Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Türkiye’nin her geçen gün yanlış tohum politikalarıyla bu özelliğini kaybettiğini söyledi. Bozbey, "Bizler Anadolu topraklarında yıllarca kendi kendimize yetecek olan üç beş ülkeden biri olarak övündük. Ama geldiğimiz nokta hiç iç açıcı değil. Buna tabi ki uluslararası tekellerin, uluslararası şirketlerin tamamen yoksullaştırarak fazla kazanma gibi düşüncesinden kaynaklandığını özellikle belirtmek istiyorum. Birileri buna ‘dur demeli’ diye düşünüyoruz. Ama onun zamanı geldi de geçiyor. Buna ‘dur’ diyecek de bu topraklarda yaşayan insanlardır. Ne zaman ki kendi özümüze, kendi toprağımızda ekilene sahip çıkarsak, onu desteklersek o zaman çark geriye dönmeye başlayacaktır. Birileri geri adım atacaklardır. Yerel yöneticiler olarak yıllardır bu konuda çaba gösteriyoruz. Ülkenin tarım politikaları adına beklediğimiz güçlü sesin bir an önce duyulmasını arzu ediyoruz" dedi.



"Sağlıklı günler ancak ve ancak GDO’suz ürünlerle mümkündür"


Her yıl daha da güçlenerek gerçekleştirdikleri Tohum Takas Şenliği ile sağlık dolu yerel tohumlarla üretilen ürünlerin sofraları donatmasını istediklerini belirten Bozbey, "Sağlıklı günler ancak ve ancak GDO’suz ürünlerle mümkündür. Anadolu coğrafyasında kayıt altına alınmış 12 bin bitki türü var. Türkiye’nin Avrupa kıtası üzerinde var olan bitki çeşitliliğinden daha zengin. Üzerinde yaşadığımız topraklar gıda olarak tükettiğimiz bir çok bitkinin de ana vatanıdır. Türkiye; buğday, arpa, mercimek, nohut, elma, armut, kiraz, Antep fıstığı ve kestanenin gen ve çeşitlilik merkezidir. Ama bugüne geldiğimizde, gıda egemenliğimiz tehdit altın olduğunu hep beraber görmekteyiz. İşte bu tehdit, tarım ve gıda endüstrisinin baskısıyla olmaktadır. Bu tehdit, dünyanın şekillendirilmesinde önemli rol oynayan tohum, tarım kimyasalları ve endüstriyel gıdayı üreten ve pazarlayan şirketler eliyle yapılmaktadır. Ülkelerin tarım politikaları manipüle edilerek halkların gıda egemenlikleri gasp edilmektedir. Halktan yana tavır koymayan, tarım politikalarını çiftçisinden ve tüketicisinden yana değil, şirketlerden yana belirleyen hükümetler ise tarımın çöküşünden, hayvani ve bitkisel üretimin düşmesinden sorumlu olmaktadır" diye konuştu.


Gen ve çeşitlilik merkezinin Türkiye olması ile övündüğümüz temel gıda maddelerinin günümüzdeki durumunu da değerlendiren Mustafa Bozbey, "Nohudu artık ithal ediyoruz. Geçen yıl yapılan 39 milyon dolarlık nohut ithalatının 15 milyonu Meksika’dan, 9 milyonu da Hindistan’dan gerçekleştirildi. Kuru fasulye Arjantin ve Kırgızistan’dan, arpayı hükümet, Toprak Mahsulleri Ofisi üzerinden 100 bin tonluk ithalat için kuruma yetki verdi. Binlerce ton ithal ediyoruz. Bu sene Toprak Mahsulleri Ofisi üzerinden 40 bin tonluk ithalat yapılacağı söyleniyor. Binlerce ton mısır ithal etmeye devam hem de çoğu GDO’lu olmak üzere. Üstüne üstlük bir de gümrük vergilerini sıfırlıyorlar. Kavun Kosta Rika’dan, karpuz ise İran’dan ithal ediliyor. Elmayı Şili’den havucu Avustralya’dan, dünyanın en fazla çay tüketen ülkesi olarak övünüyoruz, ama Sri Lanka’dan ithal edilen çayın miktarı yüzde 12 oranında artarak 49 milyon dolarlık bir seviyeye ulaştı. Yerel çay üretimimizin çok büyük bir kısmını üreten ÇAYKUR’un da Katarlılara satılacağı haberi eğer doğruysa, bundan sonra yudumlayacağımız çay boğazımızdan kim bilir nasıl geçecek" diyerek ithalat oranlarına sitem etti.



"Tohum Kütüphanesi ile yerli tohumlarımızı geleceğe taşımak istiyoruz"


Bozbey, "Tohum Kütüphanesi ile yerli tohumlarımızı geleceğe taşımak istiyoruz. Kent Bostanları, halkı tarımla buluşturan, toprağın kokusunu içine çeken kentliye bir vefa duygusu yaşatmayı amaçladığımız bir alandır. Öyle ki, toprağa vurulan her kazmada, sökülen her ayrık otunda, tek bir tohumun yeşermesi mucizesine nasıl emekle ulaşıldığının anlaşılmasına olanak sağlanmaktadır" dedi.


Açılış konuşmalarının ardından Nilüfer Belediyesi Çevre ve Kırsal Alan Danışmanı Arca Atay’ın moderatörlüğünde forum gerçekleştirilirken, Ahmet Aykanat ile ‘Tohumdan Fidana’ Karikatür Atölyesi ve Ekoder ile ‘Tohum ve Fide Dikimi Atölyesi’ gerçekleştirildi.


Trabzon’dan tohum getiren Ahmet Aydınlı ise, bu şenliğin genişleterek sürmesini isteyerek, geleceğe bu tohumları aktarmak gerektiğini söyledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.