EKONOMİ - 19 Ekim 2018 Cuma 12:13

Türkiye’nin ilk yüksek basınçlı alüminyum enjeksiyon fabrikasının temeli atıldı

A
A
A
Türkiye’nin ilk yüksek basınçlı alüminyum enjeksiyon fabrikasının temeli atıldı

Bursa’da Türkiye’nin ilk yüksek basınçlı alüminyum enjeksiyon fabrikasının temeli, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank tarafından atıldı.

Bursa’da Türkiye’nin ilk yüksek basınçlı alüminyum enjeksiyon fabrikasının temeli, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank tarafından atıldı.


Temel atma töreninde konuşan Oyak Renault Genel Müdürü Antoine Aoun, “Türkiye hükümetine bu süreçte bize verdikleri destekten ötürü teşekkür ediyoruz. Bu tesisin Türkiye otomotiv sanayii ve Oyak Renault için önemi büyük. Türkiye otomotiv sektörünün geleceği böyle yatırımlara dayanacak. Biz öncü olmaktan ve böyle yatırım yapmaktan mutluluk duyuyoruz” dedi.


Renault Grubu Avrasya Bölgesi Başkan Yardımcısı Nicolas Maure, “Bugün burada temelini attığımız yeni alüminyum enjeksiyon tesisi, Renault Grubu’nun gelecek yıllarda Türkiye’de gerçekleştirmeyi planladığı yatırımların ilk adımı. Oyak ile 50 yıllık ortaklığımızın yenilenmesi ve Oyak Renault Bursa Fabrikası’nın yüksek üretim performansı, Türkiye’de yeni projeler geliştirmemizin yolunu açıyor. Devam eden bu yatırımlar Oyak Renault Otomobil Fabrikaları çalışanlarımızın bilgi birikimi ve uzmanlığı ile birleşerek, Türkiye ekonomisine ve Renault Grubu’nun dünya çapındaki büyümesine katkıda bulunmaya devam edecektir” diye konuştu.


Oyak Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Taş, tesisin Türkiye için önemli bir yatırım olduğunu söyledi.



“Türkiye’ye yatırım yapan, üreten ve istihdama katkı sağlayan tüm firmalar bizim için çok kıymetli”


Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ise, “Bu yatırım proje esaslı teşvik sistemi sayesinde gerçekleşti. Bu tesisle birlikte ülkemizde ilk defa alüminyum motor bloku üretilecek. Bu bloklar Renault’un hibrit araçlar için geliştirdiği yüksek teknolojili yeni nesil motorlarda kullanılacak ve üretimin büyük bir bölümü ihraç edilecek. Ben bu yatırımı 3 sebepten dolayı çok önemli buluyorum. Temellerini attığımız bu tesis, yüksek katma değerli üretim hedefimize doğrudan etki ediyor. Üretim aşamasında dünyada birkaç yerde bulunan ileri teknoloji kullanılacak, nitelikli istihdama ve ihracata ciddi katkılar sunacak. Cari açığı yıllık 2.3 milyar dolar azaltabilecek bir üretimden bahsediyoruz. Gayemiz bu ve benzeri yatırımların katlanarak artması. Üretimde dönüşüme ihtiyacımız var. Türk sanayii bu dönüşümü gerçekleştirebilecek güce sahip. Devlet olarak biz tüm imkanlarımızla girişimci ve sanayicilerin yanındayız. Oldukça cazip bir teşvik sistemine sahibiz. Bakanlık olarak yerli ve yabancı ayrımı gözetmeden yüksek katma değerli yatırımları ülkemize çekmeyi hedefliyoruz. Türkiye’ye yatırım yapan, üreten ve istihdama katkı sağlayan tüm firmalar bizim için çok kıymetli” dedi.



“Üretimde kullanılacak birçok ürün burada yapılacak”


Oyak Renault tarafından yapılan bu yatırımın yerlileşme politikasına destek verdiğini vurgulayan Varank, şunları söyledi:


“Üretimde kullanılacak birçok ürün burada yapılacak ya da alüminyum yerli yan sanayi üreticilerimizden temin edilecek. Bu sayede yerli kaynaklarımızdan mümkün olan en verimli şekilde yararlanılacak. Biliyorsunuz, sanayide ara malı ithalatımız çok yüksek. Bu problemi aşmak adına yerlileştirme programını hayata geçirdik. Sunduğumuz tüm desteklerde bu programı merkeze alacağız. Böylelikle ithalata olan bağımlılığı azaltıp hem cari açığın düşmesine hem de dış kaynak ihtiyacının azaltılmasına fayda sağlayacağız. Ekonominin temelleri, reel sektördeki bu dönüşüm sayesinde daha da güçlenecek. Sağlıklı büyüme ve vasıflı istihdam artışıyla küresel ekonomide hak ettiğimiz sıralara yükseleceğiz.”



“Bu yatırım ülkemize ve ekonomiye duyulan güvenin somut göstergesi”


Varank, şöyle devam etti:


“Türkiye, 16 senede çok önemli başarılara imza attı. Daha da önemlisi, bu başarıları her türlü iç ve dış şoklara karşı kazandık. Türkiye ekonomisi, karşılaştığı her türlü zorlu teste rağmen dayanıklılığını korudu ve yoluna güçlenerek devam etti. Başka ülkelerin yıllarca etkisinden kurtulamayacağı hadiseleri iş birliği, kararlılık, tecrübe ve memeleket sevdamız sayesinde aştık. En kötü ve en zorlu günler geride kalmaya başladı. Hep birlikte geleceği en iyi şekilde inşa etmeye devam edeceğiz. Siyasi istikrar, öngörülebilirlik ve yatırımcı dostu politikalarımız ile ülkemize daha fazla uzun vadeli üretim yatırımı çekeceğiz. Bu yatırımların, hem teknoloji transferi hem de istihdam artışları ile ülkemizde ciddi katma değer oluşturmasını istiyoruz. Sözlerime son verirken, ülkemiz için bu yatırımı hayata geçiren firma sahiplerinden Oyak Renault’dan bir talebim var. 2020 yılından önce Renault’un hibrit otomobil modellerinin Türkiye’deki fabrika hattından çıkmasını arzu ediyorum. Firmanızın bunu yapabileceğine yürekten inanıyorum. Bu tesisin ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyor, katılımlarınızdan dolayı hepinize teşekkür ediyorum.”


Oyak Renault’un Bursa’ya yapacağı fabrikanın maliyeti 100 milyon avroyu bulacak. 100’den fazla kişiye istihdam sağlayacak fabrika, 8 bini kapalı 10 bin metrekarelik alana inşa ediliyor. Bu yatırımla ülkedeki cari açığın azalmasına yıllık 2.3 milyar dolar katkı sağlaması bekleniyor.


Törene, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Groupe Renault Dünya Başkan Yardımcısı Thierry Bollore, Renault Grubu Avrasya Bölgesi Başkan Yardımcısı Nicolas Maure, Oyak Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Taş, Oyak Genel Müdürü Süleyman Savaş Erdem, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Arda Ermut, Renault Mais Genel Müdürü Berk Çağdaş, Oyak Renault Genel Müdürü Antoine Aoun ve Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak törene katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.