YEREL HABERLER - 08 Aralık 2016 Perşembe 15:32

Veteriner Hekimler Odası’ndan sahte ’organik gıda’ tepkisi

A
A
A
Veteriner Hekimler Odası’ndan sahte ’organik gıda’ tepkisi

Bursa Veteriner Hekimler Odası (BVHO) Başkanı Sinan Sağlam, insan sağlığı için en güvenli gıda çeşidi olan organik gıda konusunda yeterli denetim ve kontrol mekanizmasının işletilmediğini söyledi. Sağlam, birçok ürünün organik gıda adı altında satılarak tüketicinin kandırıldığını belirterek, yetkilileri denetim mekanizmalarını harekete geçirmeye çağırdı.
BVHO Başkanı Sinan Sağlam yaptığı açıklamada, besin zincirinin üretim aşamasından tüketim aşamasına kadar olan sürecin çok önemli olduğunu, bu süreçteki en küçük zafiyetin insan sağlığına zarar vereceğine vurgu yaptı. Gıda güvenliği konusunda birinci derece sorumlu olan veteriner hekimler olarak, tüketicilerden haksız kazanç sağlamaya yönelik girişimlere dikkat çekmek istediklerini kaydeden Sağlam, son yıllarda artık herkesin aşina olduğu organik gıdayla ilgili gerek bilinçsizlikten, gerek art niyetten kaynaklanan suiistimaller olduğunu belirtti. Pazarlarda, bakkallarda, sokaklarda birçok ürünün organik gıda adı altında satıldığını, tüketicinin kandırıldığını öne süren Başkan Sağlam, bu konuda yeterli denetim mekanizmalarının işletilmemesinin, sorunu giderek büyüttüğünü bildirdi.

Üretim koşulları kanunda belli
Bitkisel ve hayvansal gıdalardan oluşan besin zincirinin, organik yöntemlerle üretilmesinin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de insan sağlığı açısından büyük önem taşıdığını söyleyen BVHO Başkanı Sinan Sağlam, Avrupa Birliği uyum yasaları çerçevesinde Türkiye’de de 2005 yılında Organik Tarım Kanunu’nun yürürlüğe girdiğini hatırlattı. Organik gıdayı, ’Genetiği değiştirilmemiş ürünler ve yetiştirilmesinde ve işlenmesinde kimyasal madde kullanılmamış ürünler’ olarak tanımlayan Sinan Sağlam, kanunda bir ürünün organik olabilmesi için üretim koşullarının belli olduğunu söyledi. Sağlam açıklamasında şunları dile getirdi:
‘Organik ya da ekolojik tarım, üretimde kimyasal girdi kullanmadan, üretimden tüketime kadar her aşaması kontrollü ve sertifikalı tarımsal üretim biçimidir. Tarım ürününü yetiştirmek için hiçbir tarım ilacı ve yapay ürün kullanılmaz. Eğer üretimde yapay herhangi bir yardımcı madde kullanılırsa bu ürünler organik ürün olmaktan çıkar. Dünyada gelişmiş ülkeler de sorun büyük oranda çözülmeye doğru gitmiştir. Bu konuda denetimi kabul eden şirketler organik ürün sertifikası almaktadır. Ürünlerini doğal ürün, organik ürün adı altında satmaktadırlar. Organik ürünün veya girdinin, üretiminden tüketiciye ulaşıncaya kadar olan tüm aşamalarını kontrol etmek ve sertifikalandırmak üzere yetki verilmiş gerçek veya tüzel kişiler var. Bütün kontrol yöntemlerinin uygulanması sonucu işletmenin, organik ürünün ve girdinin mevzuata uygun olarak belgelendirilmesi gerekir. Keşke besinlerimizin hepsi organik tarıma uygun olarak üretilmiş olsa ama her ne hikmetse tezgahına ürün koyan herkes organik gıda etiketiyle satış yapıyor. Satılan ürünlerin çoğunun organik olmadığı ortadadır. Denetim mekanizması olmayınca organik gıda adı altında tüketiciye pahalı ürün satılıyor.’
BVHO Başkanı Sağlam, sertifikası olan, gerçek anlamda organik gıda üretimi yapan firma ve kişileri, topluma sağlıklı gıda sundukları için takdirle karşıladıklarını, ancak, organik olmadığı halde sattığı ürünlerin organik olduğunu öne sürerek haksız kazanç sağlayanların ayıklanması gerektiğini söyledi. Sağlam, yetkilileri etkili denetim yapmaya, tüketicileri de bilinçli hareket etmeye çağırdı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul TAV Havalimanları ilk çeyrekte 17,1 milyon yolcuya hizmet verdi TAV Havalimanları 2024’ün ilk üç ayına ilişkin finansal ve operasyonel sonuçları açıkladı. TAV bu dönemde 321 milyon avro ciro ve 86 milyon avro FAVÖK elde etti. Havalimanı işletmeciliğinde Türkiye’nin dünyadaki lider markası TAV Havalimanları yılın ilk üç ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 22 artışla 17,1 milyon yolcuya hizmet verdi. TAV’ın işlettiği havalimanlarında dış hat trafiği geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 27 arttı. TAV Havalimanları İcra Kurulu Başkanı Serkan Kaptan, “Kış döneminde yolcu trafiğimiz uzayan turizm sezonu ve havalimanlarımıza uçan havayollarının yürütmekte olduğu filo genişletme stratejilerinden olumlu etkilendi. Böylece birinci çeyrekte, geçen seneye göre dış hat yolcumuz yüzde 27, toplam yolcumuz da yüzde 22 büyüdü. Gerek İzmir, gerekse Ankara havalimanlarımız iç hattan dış hata transfer stratejisine odaklanan AJet, Pegasus ve SunExpress’in filo büyümesinden olumlu etkileniyor. Faaliyetlerimizdeki başarının tamamını finansal sonuçlarımıza da yansıtmayı başardık. Ciromuz yüzde 28 artarak 321 milyon avroya ve FAVÖK de yüzde 97 artarak 86 milyon avroya ulaştı. Düşük sezonda olmamıza rağmen net kar da pozitife döndü ve 9 milyon avro oldu. İyi bir başlangıç yaptığımız 2024’ün yüksek sezonu olan yaz aylarında da canlı bir trafik beklemeye devam ediyoruz. Erken rezervasyonlar da bize bu yönde olumlu sinyaller veriyor" dedi. "Antalya yatırımımızı 2025’in ilk çeyreğinde, Ankara yatırımımızı da 2025’in son çeyreğinde bitirmeyi planlıyoruz" Tarihi ölçekteki büyük yatırım programlarının planladıkları takvime uygun bir şekilde ilerlediğini söyleyen Kaptan, "Bu program doğrultusunda Antalya, Almatı ve Ankara Esenboğa havalimanlarımızla birlikte diğer havalimanı ve hizmet şirketlerimize yatırım yapıyoruz. Almatı yatırımımız yüzde 94 oranında tamamlandı ve Haziran 2024’te yeni dış hat terminalinin açılışını yapmaya hazırlanıyoruz. Yeni terminalin Almatı yolcusu için hizmet kalitesi ve seyahat tecrübesinde iyileşme oluşturmasını bekliyoruz. Yüzde 77 oranında tamamlanan Antalya yatırımımızı 2025’in ilk çeyreğinde ve yüzde 42 oranında tamamlanan Ankara yatırımımızı da 2025’in son çeyreğinde bitirmiş olmayı planlıyoruz. Bu yatırımlarımıza ek olarak, Medine Havalimanı’nın kapasitesini yıllık 8 milyon yolcudan 18 milyon yolcuya çıkaracak ve iki etap halinde yapılacak olan ek yatırımlara da katılma kararı aldık. Bu büyük yatırım programımız sonucunda 2020 yılında 8 sene olan ortalama işletme süremizi 2024 yılında 29 yıla çıkardık. Satın alma bedelleri ve kira peşinatlarını dahil ettiğimizde 2025 yılına kadar toplam yaklaşık 2,5 milyar avro yatırım büyüklüğüne ulaşmış olacağız. Bu büyüklük sektörümüzün geleceğine olan güvenimizin en önemli göstergesidir. Programımızda mesafe kaydettikçe yatırımlarımızın meyvelerini de almaya başlıyoruz. Bu kapsamda, 2024 yılı için 430 milyon ile 490 milyon avro arasında FAVÖK beklemeye devam ediyoruz. İlerleyen senelerde yatırımlarımızdan daha da artan geri dönüşler bekliyoruz ve kendimize orta vadede 2018 yılında yakaladığımız tarihi en yüksek FAVÖK seviyesi olan 573 milyon avroyu geçme hedefi koyuyoruz. Bu hedef artık kısa zamanda ulaşılabilir bir mesafede duruyor. Çalışanlarımızın büyük gayretleri ve hissedarlarımızla iş ortaklarımızın destekleri sayesinde TAV Havalimanları’nı bir dünya markası haline getirmeyi başardık. Orta vadeli hedefimiz olan tüm zamanların en yüksek FAVÖK rakamına ulaşmak hedefimizi de yakın zamanda birlikte gerçekleştireceğimize olan inancım tam” diye konuştu.