GENEL - 26 Haziran 2017 Pazartesi 10:40

Umut yolculuğunun son durağı

A
A
A
Umut yolculuğunun son durağı

Umut yolculuğunun en yoğun noktalarından birisi olan Çanakkale’nin Ayvacık ilçesinde, ‘mülteci mezarlığı’ oluşturuldu.

Umut yolculuğunun en yoğun noktalarından birisi olan Çanakkale’nin Ayvacık ilçesinde, ‘mülteci mezarlığı’ oluşturuldu. Umut yolculuğunda yaşamını yitirenler, ailelerinin rızası ile burada defnediliyor. Umut yolculuğunun nasıl sona erdiği, mezar taşlarına işleniyor.


Orta Doğu’daki karışıklık ve iç savaştan kaçarak Avrupa ülkelerine göç etmek isteyen kaçak göçmenlerin umut yolculuğu, her zaman düşledikleri gibi sonuçlanmıyor. Birkaç kişi kapasiteli botlara onlarca kişi binerek çıkılan yolculuk, çoğu zaman faciayla noktalanıyor. Ege Denizi’nde kaçak göç olaylarında hayatını kaybedenlerin defnedilmesi için Ayvacık İlçe Mezarlığı içerisinde ayrı bir bölüm oluşturuldu. Denizdeki göç olaylarında yaşanan facialarda hayatlarını kaybedenler, ilk önce otopsi için adli tıp kurumuna gönderiliyor. Daha sonra eğer aileleri isterse, Ayvacık İlçe Mezarlığı içerisindeki mülteci mezarlığına defnediliyor. Defin esnasında ise yaşamını yitiren kişinin dini inancına uygun tören gerçekleştiriliyor. Şimdilik 9 mezarın bulunduğu mülteci mezarlığında, yaşanan olayları ise mezar taşları anlatıyor. Ölen kişinin ismi ve memleketinin yazıldığı mezar taşlarında, doğum ve ölüm tarihlerinin yanı sıra ne şekilde yaşamını kaybettiği de yer alıyor.



Hikayeleri mezar taşlarında


2015 yılında meydana gelen bot faciasında yaşamını yitiren 5 aylık Qasem M.A. Abushahla’nın mezar taşında, anne kucağında bu topraklara kadar geldiği, Yunan adalarına geçmeye çalışırken bindiği teknenin alabora olması sonucu hayatını kaybettiği anlatılıyor. Yine henüz birkaç aylıkken çıktığı umut yolculuğunda yaşamını yitiren Suriyeli Cudi Alhasan’ın mezarı da Ayvacık ilçesinde bulunuyor. 9 aylık Zeynep Nurullah, 6 yaşındaki Vajmeh Nurullah ve 57 yaşındaki Halimeh Nurullah da yine bu mezarlıkta yan yana yatıyor.


Ayvacık Belediye Başkanı Mehmet Ünal Şahin, burada defnettikleri göçmenlerin ailelerinin zaman zaman mezarları ziyaret ettiklerini, bazılarının ise kendilerine mektup yazarak Ayvacık’ta toprağa verdikleri yakınlarının mezarını sorduklarını söyledi. Bölgede en çok olayın 2015 yılında yaşandığını söyleyen Başkan Şahin, "2017 olarak çok aşırı bir göç olayı yaşanmadı. 2015’te daha fazla göçler yaşandı ama bunlardan bir kısmı da Midilli’ye geçerken boğularak hayatını kaybetti. Sahil güvenlik olsun balıkçılar olsun bu cesetleri Ayvacık ilçesine getirdiler. Burada savcılık bunları otopsi yapıp DNA testleri için Bursa’ya yolluyor. Ailesi belli olanlar, çocuklarını kaybeden aileler bilhassa, cenazelerin burada, Ayvacık’ta gömülmesini istediler. Biz de kendilerine yardımcı oluyoruz. Mezarlığımızda bir bölüm ayırdık. Soruyoruz dinlerini, ona göre ibadet şekillerini yerine getiriyoruz. Daha çok Müslümanlar var. Afganistan, Suriye ve Filistin. Daha çok çocuk yaşta olanlar. Aileler daha sonra yollarına devam ediyor. Giden ailelerin bazıları çok arada geri gelebiliyor. Bazıları mektup yazıyor. Çünkü onlardan bir parça Ayvacık’ta. Çok gelen olmadı ama araştırıyorlar, çocuklarını soruyorlar. Onlar burada bizim büyüklerimizle birlikte yatıyorlar. Çok üzücü anlar geçti ama artık o kadar yoğunlukta değil. Şimdi yazın gelmesiyle yine bir hareketlenme var. Ama yine daha evvelki yıllar gibi değil. Hükümetimizin aldığı tedbirler var. Bunun yanında, sahil güvenlik, jandarma, emniyetin sahillerde aldığı önlemler var. Bunlarla birlikte burası caydırıcı oldu. Burada göç idaremiz var. 2017 olarak ilk defa göçmenleri kabul etti. 4 yıldızlı otel niteliğinde bir yer. Doktorundan hemşiresine, öğretmenine kadar. Sosyal alanları geniş. 2 yataklı odalardan 6 yataklı odalara kadar, 4 yıldızlı otel niteliğinde bir bina. Şu anda o da hizmet vermekte. Burada tespitleri yapılıyor. İşlemleri tamamlanıyor, ondan sonra nereye sevk edilecekse oraya gönderiliyor" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.