ASAYİŞ - 21 Mayıs 2024 Salı 09:26

Yunan unsurları Ayvacık açıklarında 3’ü çocuk, 14 kaçak göçmeni ölüme terk etti

A
A
A
Yunan unsurları Ayvacık açıklarında 3’ü çocuk, 14 kaçak göçmeni ölüme terk etti

Çanakkale’nin Ayvacık ilçesinden yasa dışı yollarla Yunanistan’ın Midilli Adası’na geçiş yapmak isteyen 3’ü çocuk 14 kaçak göçmen Yunan unsurlarınca Türk karasularına geri itilerek, ölüme terk edildi.


Sahil Güvenlik ekiplerince paylaşılan görüntülerde, lastik bot içindeki 3’ü çocuk toplam 14 kaçak göçmenin deniz ortasında mahsur kaldığı görülüyor. Denizin ortasında çaresizce kurtarılmayı bekleyen kaçak göçmenleri, Sahil Güvenlik Komutanlığı ekipleri kurtarıyor.


Çanakkale’nin Ayvacık ilçesinden lastik bot ile denize açılan ve umuda yolculuk için Yunanistan’ın Midilli Adası’na geçiş yapmak isteyen kaçak göçmenler, iddiaya göre Midilli Adası’na yaklaştıkları sırada Yunan Sahil Güvenlik ekiplerince durduruldu. Lastik bot içindeki aralarında çocuklarında bulunduğu kaçak göçmenleri Yunan Sahil Güvenliği, Türk kara sularına geri iterek, ölüme terk etti.


Sahil Güvenlik Kuzey Ege Grup Komutanlığı ekipleri, Ayvacık ilçesi açıklarında lastik bot içerisinde kaçak göçmenler olduğu bilgisi üzerine harekete geçti. Sahil Güvenlik Botu ‘KB-20’ tarafından Yunan Sahil Güvenlik ekiplerince Türk karasularına geri itilerek ölüme terk edilen lastik bot içindeki 3’ü çocuk, 14 kaçak göçmen kurtarıldı. Kaçak göçmenler işlemlerinin ardından Ayvacık ilçesindeki Yabancıları Geri Gönderme Merkezi’ne teslim edildi.


Sahil Güvenlik ekiplerince paylaşılan görüntülerde, lastik bot içindeki 3’ü çocuk toplam 14 kaçak göçmenin deniz ortasında mahsur kaldığı görülüyor. Denizin ortasında çaresizce kurtarılmayı bekleyen kaçak göçmenleri, Sahil Güvenlik Komutanlığı ekipleri kurtarıyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Sıcaktan bunalan yılkı atları çocuk parkına indi Meteorolojiden Manisa için yapılan yüksek sıcaklık uyarısı sadece insanları değil hayvanları da etkilemeye başladı. Hava sıcaklığının gölgede 40 dereceye ulaştığı Manisa’da haziran aylarının en sıcak günleri yaşanırken Spil Dağı Milli Parkının ev sahibi konumunda bulunan yılkı atları hem serinlemek hem de yiyecek bulabilmek için Manisa şehir merkezine indi. Spil Dağı Milli Parkında sürüler halinde gezen ve ziyaretçilerin gözbebeği olan yılkı atlarından 5 tanesi Manisa’nın merkez ilçelerinden olan Yunusemre ilçesindeki Merkezefendi Parkında görüldü. Yaz ve kış aylarında genelde yiyecek bulmak için şehre inen yılkı atları vatandaşların ilgi odağı olurken, çocuk oyun parkında bir süre vakit geçiren atlar daha sonra sıcak havanın etkisiyle kendilerini gölgelik alanlara Atların sürekli merkeze indiğini anlatan Merkezefendi Mahallesi sakinlerinden Yusuf Çetin, "Bu hayvanlar her sene havaların sıcak olması ve yemek bulaması nedeniyle şehre iniyor. Biz de elimizden geldiğince beslemeye çalışıyoruz. Hayvanseverleri de bu hayvanları dağa çıkarak yol kenarlarına yiyecek bırakmaları çağrısında buluyoruz. Bu hayvanlara yazık. Açlıktan buralara kadar inmişler. Onların doğası dağ, şehir değil." dedi. Yılkı atlarının yiyecek bulamadığı için şehre inmiş olabileceğini belirten İsmail Aybey isimli vatandaş ise şunları söyledi: "Şehir merkezinde pek alışık olmadığımız yılkı atları Spil Dağı’ndan iniyorlar. Büyük ihtimalle dağda aç kaldıkları için inmiş olabilirler. Çocuk parkındaydılar şimdi gölgelik alana geçtiler. Güneşin konumuna göre gölgeye geçiyorlar. Halk ilgi gösteriyor ama kimisi kovalamaya çalışıyor kimi de ekmek vermeye çalışıyor. İnşallah hayvan koruma dernekleri bu atlara da sahip çıkar." Meteorolojiden alınan bilgiye göre Manisa’nın yarın 41 derece ile haziran ayında kendi sıcaklık rekorunu kırması bekleniyor.
Bursa Uluslararası Tarım, Çevre ve Sağlık Kongresi Bursa’da yapıldı Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) ve Aydın Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) ortaklığında düzenlenen "7. Uluslararası Tarım Çevre ve Sağlık Kongresi" sona erdi. Türkiye’den ve dünyadan çok sayıda bilim insanının katıldığı kongre, 30 Mayıs-1 Haziran 2024 tarihleri arasında BTÜ’nün ev sahipliğinde gerçekleşti. Bursa’da "7. Uluslararası Tarım Çevre ve Sağlık Kongresi" yapıldı. BTÜ Mimar Sinan Yerleşkesinde gerçekleştirilen kongreye; BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Vekili ve Tarım A.Ş. Genel Müdürü Mehmet Aydın Saldız, TÜBİTAK Bursa Test ve Analiz Merkezi (BÜTAL) Müdürü Sedat Aktaş, kurum müdürleri, fakülte dekanları, kongrenin başkanları BTÜ Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Perihan Binnur Kurt Karakuş, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Ziraat Fakültesi’nden Prof. Dr. Cafer Turgut ve Sağlık Bilimleri Fakültesi’nden Prof. Dr. Serdal Öğüt, öğretim üyeleri, araştırmacılar, sivil toplum kuruluşlarının ve sponsor firma temsilcileri ile birlikte çok sayıda öğrenci katıldı. Prof. Dr. Perihan Binnur Kurt Karakuş: "Multidisipliner çalışmalar yapmak önem kazandı" Kongre Düzenleme Kurulu adına açılış konuşmasını yapan BTÜ Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Perihan Binnur Kurt Karakuş multidisipliner çalışmaların bilimsel alanda gün geçtikçe daha fazla önem kazandığına işaret etti. Kurt Karakuş, 2018 yılında başlayan kongre geleneğinin bir parçası olan 7. Uluslararası Tarım, Çevre ve Sağlık Kongresi’nin her yıl Adnan Menderes Üniversitesi ve Bursa Teknik Üniversitesi’nin himayelerinde düzenlendiğini bildirdiği konuşmasında, "Tarımsal faaliyetler, çevresel dinamikler ve insan sağlığı sonuçları arasındaki bağlantıları keşfederek hem insanların hem de gezegenin refahını destekleyen bütünsel çözümler arayacağız. İster araştırma ister geliştirme olsun, kendi başımıza ne kadar başarırsak başaralım, bu bilgi dünyasında asla yeterli olmuyor. Dolayısıyla bu kongrenin odak noktası fikir alışverişi olup, bu alışverişe katılarak kongreden faydalanabilecek tüm tarafların kendi alanlarındaki faaliyetlerin yönetiminde uygulayabilmeleri umulmaktadır" ifadelerini kullandı. Kurt Karakuş, başta Rektör Çağlar olmak üzere kongrenin düzenlenmesinde emeği geçen herkese ve konferansın davetli konuşmacıları Örobro Üniversitesi’nden Prof. Heidi Fiedler, Lancaster University öğretim üyesi Prof. Hao Zhang ve Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Nabi Alper’e teşekkür etti. "Tarım, çevre ve sağlık, insanlığın geleceği için hayati öneme sahip üç temel unsurdur" Kongrenin; tarım, çevre ve sağlık konularını bir bütün olarak değerlendirmesi, güncel araştırmaları tartışması ile disiplinler arası çalışmalara imkan vermesinin ülkeye ve dünyaya büyük katkı sağlayacağını söyleyen Rektör Prof. Dr. Naci Çağlar, "Tarım, çevre ve sağlık konuları, insanlığın geleceği için hayati öneme sahip üç temel unsurdur. Bu alanlarda yapılan çalışmalar, sadece günümüz yaşam kalitesini artırmakla kalmayıp gelecek nesillerin de sürdürülebilir ve sağlıklı bir dünyada yaşamalarını sağlaması adına büyük bir önem taşımaktadır. Çevre bilincinin artırılması ve çevresel politikaların güçlendirilmesi, sağlıklı bir yaşam için vazgeçilmezdir. Sağlık alanında ise, tarım ve çevre ile doğrudan bağlantılı olarak birçok fırsat ve zorluk bulunmaktadır. Beslenme alışkanlıklarımızdan, yaşadığımız çevrenin kalitesine kadar pek çok faktör, sağlığımız üzerinde etki göstermektedir. Dolayısıyla, tarım ve çevre alanındaki iyileştirmeler, genel sağlık standartlarının yükseltilmesine katkıda bulunacaktır. Covid-19 pandemisi, tarım, çevre ve sağlık arasındaki kritik bağlantıları gözler önüne sermiştir. Sürdürülebilir tarım uygulamaları, gıda güvenliğini sağlamak ve ekosistemleri korumak için elzemdir. Bu da insan sağlığını koruyup desteklemektedir. Sürdürülebilir tarım, çevre koruma ve halk sağlığı politikalarının entegrasyonu, gelecekteki pandemilere karşı dayanıklılık oluşturmak için gereklidir. Kongremiz; bu üç önemli alanın sorunlarına yenilikçi ve sürdürülebilir çözümler üretmek adına, bilim insanları, uzmanlar ve sektör temsilcilerine bilgi paylaşımı ve iş birliği ortamı sağlamaktadır. Kongremizin düzenlenmesinde emeği geçen hocalarımıza ve organizasyon ekibine teşekkür ediyor, tüm katılımcılarımızın verimli ve başarılı bir kongre geçirmelerini diliyorum" dedi. Açılış konuşmalarının ardından başlayan kongre, üç gün boyunca üç ayrı salonda sürdü. Yüz yüze ve çevrimiçi gerçekleşen oturumlarda, 320 adet bildiri sunuldu.