ÇEVRE
Erzincan’da tarım bölümü öğrencileri hem öğreniyor, hem üretiyor 26 Nisan 2024 Cuma - 00:40:28 Erzincan’da meslek lisesi öğrencileri okulun bahçesindeki serada fide yetiştiriciliği yaparak hem öğreniyor hem de ekonomiye katkı sunuyor. Tarım bölümü öğrencileri, serada teorik eğitimlerini uygulama fırsatı buluyor. Erzincan İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün destekleri ile kurulan seralarda sebze fidesi üretim faaliyeti 2020 yılında başlayarak Tarım Alanı öğretmen ve öğrencileri tarafından kurulduğu yıl 30 bin sebze fidesi üretimi gerçekleştirildi. 2021 yılında Covid-19 nedeniyle uzaktan eğitim yapıldığı için, sebze ve aromatik bitki fidesi üretim faaliyetleri öğrencilerin okulda olmaması nedeniyle Tarım Alanı öğretmenleri tarafından yapıldı. Okul serasının üretim kapasitesi, pandemi olmasına rağmen, 2021 yılında iki katına çıkarılarak 60 bin adet fideye ulaştı. 2022 yılında ise mevcut serada tam kapasiteye ulaşılarak 90 bin sebze ve aromatik bitki fidesi üretildi. 2023 yılında da serada 95 bin fide üretimi yapıldı. Bu sene ise 110 bin fide üretimi yapıldı. Serada, domates, biber, hıyar, kabak, kavun, karpuz, lahana, patlıcan ve 3 cins aromatik bitki olarak reyhan, kekik, fesleğen üretimi olmak üzere toplamda 35 farklı tür fide üretimi yapılıyor. Üretimde yerelde halkın lezzet olarak en çok tercih ettiği ata tohumları kullanılmaya özen gösterilirken, ticari anlamda üretim yapmak isteyenler için yüksek verimli hibrit türlerin de üretimi gerçekleştiriliyor. Kullanılan tohumların genelde ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 30 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticiler için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı vatandaşlardan oldukça rağbet görüyor. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi Tuba Bakartepe, “Biz derste gördüğümüz teorik işlemleri serada uygulayabiliyoruz. Serada fidelerimizi yetiştiriyoruz. İlaçlaması, gübrelemesi, sulaması hep bizim elimizden geçiyor. Organik gübreyle kendimizin yetiştirdiği fideleri halkımıza sunuyoruz.” dedi. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdür Başyardımcısı Abdullah Çiftçi’de, “Okulumuzun üretim üssü olan seramızdayız. Bu serada öğretmen ve öğrencilerimizle 100 binin üzerinde fide üretilmiş durumda. Kullanılan tohumların genelinin ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 20 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticilerimiz için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı halkımızın talebi fazla olmaktadır. Ayrıca üretilen fideler sosyal projeler dahilinde ihtiyaçlı ailelere ücretsiz olarak verilerek, öğrencilerimiz nezaretinde söz konusu ailelerin üretim faaliyeti yapmaları ve ailelerin geçimlerine katkı sağlamaları hedeflenmektedir." dedi.
25 Nisan 2024 Perşembe - 21:22 Safranbolu’da 200 bin çiçek üretildi Safranbolu Belediyesi tarafından şehirde çevre düzenlemesinde kullanılmak üzere seralarda 200 bin adetten fazla çiçek üretimi gerçekleştirildi. Safranbolu Belediyesinden yapılan açıklamada, Park ve Bahçeler Müdürlüğü bünyesinde yer alan uygulama ve üretim birimlerinin, modern tarım teknikleri ve uzman ekip desteğiyle, çeşitli çiçek türlerinin üretimini başarıyla tamamladığı belirtildi. Üretilen çiçekler arasında kadife çiçeği, gül, çuha, sardunya, petunya ve begonya gibi popüler ve yerel çiçek türleri bulunduğu belirtilen açıklamada, Safranbolu Belediye Başkanı Elif Köse öncülüğünde başlatılan bu büyük çiçek üretim projesinin, Safranbolu’nun sokaklarına, parklarına ve kamusal alanlarına renk kattığı kaydedildi. Aynı zamanda, doğal yaşamın korunması ve şehir estetiğinin artırılması açısından da önemli bir adım olarak değerlendirildiği ifade edilen açıklamada, “Safranbolu’nun tarihi ve kültürel dokusunu koruma gayreti, çiçek üretimiyle sınırlı kalmayıp, şehirdeki peyzaj düzenlemeleri ve yeşil alanların artırılması gibi çalışmalarla da devam ediyor. Bu çabalar, yerel halkın ve ziyaretçilerin daha yaşanabilir bir şehirde vakit geçirmelerini sağlamak amacıyla gerçekleştiriliyor. Üretilen çiçeklerin bir kısmı şehrin park ve bahçelerinde kullanılacakken, bir kısmı da satışı yapılarak gelir elde ediliyor. Bu şekilde, şehrin her köşesinde doğal güzelliklerin ve renklerin daha fazla hissedilmesi amaçlanırken bölgede önemli bir konuma sahip olundu" denildi.
Karaman, Türkiye’de suyu en tasarruflu kullanan 3 ilden birisi
25 Nisan 2024 Perşembe - 12:29 Karaman, Türkiye’de suyu en tasarruflu kullanan 3 ilden birisi Karaman Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Bayram, Türkiye’de suyu en tasarruflu kullanan üç ilden birisi olan Karaman’da arazilerin yüzde 99’a yakınında modern sulama yapıldığını söyledi. Mehmet Bayram, sulu tarımın oldukça fazla yapıldığı illerden birisinin Karaman olduğunu belirterek, “Elma bahçeleri ve bitkisel ürün desenleriyle birlikte yaklaşık 1 milyon dekarın üzerinde bir alanda sulu tarım yapılmaktadır. En büyük sorunumuz su ve bunu da her daim dile getiriyoruz. Karaman’ın farklı bir özelliği var. Türkiye geneline baktığımız da suyun o kadar kıymetli olduğu bir dönemde her yerde vahşi sulama yapılırken, Karaman’da yüzde 99’a yakın modern sulama yapılıyor. Karaman ise Türkiye’de suyu en tasarruflu kullanan üç ilden birisidir. Bu anlamda üreticimiz suyun kıymetini fazlasıyla biliyor. Yeraltı kaynaklarından başka da su olmadığı için sıkıntısı çekiyoruz dedi. “KOP bölgesinde tarım için yeraltından yılda 8 milyar metre küp su çekiliyor” Konya ovası başta olmak üzere Karaman ve Aksaray’ın da içinde bulunduğu KOP bölgesinde sulu tarım için yerin altından çekilen yıllık su miktarının yaklaşık 8 milyar metreküp olduğunu ifade eden Bayram, “Yerin altını besleyen su miktarının ise 4 milyar metreküp olduğunu görüyoruz. Baktığımız vakitse kullanılan sudan bu yıl için 4 milyar metreküp açık verdiğini düşünüyoruz. Böyle giderse sonuç hüsran olur. Bu ülkenin tek gerçeği var o da tarımdır. Özellikle Türkiye’yi besleyen KOP bölgesindeki illere dış havzalardan su getirme projelerinin biran evvel tamamlanıp ovayı suyla buluşturmamız gerekiyor. Bereketli topraklarımız susuzluktan ağlıyor ve obruklar oluşuyor. Suyu az tüketen ürünler ekin denilmesi doğru bir düşüncedir ancak çiftçimiz bunu isteyerek ekmiyor. Çiftçimiz de suyu az tüketen ürün desenlerine destek verilmesini istiyor. Yoksa üretici sular bitinceye kadar sulu tarım yapmaya devam edecektir. Bu arazilerde başka bir şey yetişmez. Su sorununun çözülmesinden başka çare yok. Biz her zaman söylüyoruz ülkenin tek kurtuluşu var tarımdır, onun da suya ihtiyacı vardır” dedi.
Başkan Erol: "Kestel kirliliğin pençesinden kurtulacak"
25 Nisan 2024 Perşembe - 12:25 Başkan Erol: "Kestel kirliliğin pençesinden kurtulacak" Hava, su ve toprak kirliliğinin en yoğun yaşandığı ilçelerden Kestel’de yerel seçimlerin ardından seferberlik başlattığını açıklayan Kestel Belediye Başkanı Ferhat Erol, “Boyahanelerden başlayarak, tüm kirletici sanayinin çevre dostu haline gelmesini sağlayacağız” dedi. Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nuri Kolaylı ve BGC Yönetim Kurulu üyelerinin ziyaretinde Kestel’de önümüzdeki 5 yıllık süreçte yapılması planlanan çalışmalara ilişkin bilgi veren Kestel Belediye Başkanı Ferhat Erol, öncelikli gündemlerinin çevre kirliliğini önlemek olduğunu söyledi. Kestel’de doğduğunu ve doğduğu günden bu yana Kestel’de yaşadığını ifade eden Kestel Belediye Başkanı Ferhat Erol, çevre kirliliğini önleme çalışmalarına seçimin hemen ardından başladıklarını ve kirletici sanayi kuruluşlarında tespit çalışmalarına hız verdiklerini anlattı. Çevre kirliliğini önlemek hedefiyle Kestel Belediye Meclisi’nde komisyon kurulacağını ve komisyonun aktif görev yapacağını açıklayan Başkan Erol, yapılması gereken çalışmaları şöyle özetledi; “Seçim öncesinde olduğu gibi seçimden sonra da sürekli sahada, vatandaşımızla birlikteyiz. İlk aşamada çalışma stratejimizi belirliyoruz ve meclis üyesi, bürokrat arkadaşlarımızla yerinde incelemelerde bulunuyoruz. Halkla iç içe sorunları belirliyor, çözümler üretiyoruz. Hepimizin bildiği gibi öncelikle çözmemiz gereken sorunumuz hava, su ve toprak kirliği. Bu konuda Yıldırım Belediye Meclisinde komisyon kuracağız. Ardından konu ile ilgili sivil toplum kuruluşlarını da çalışmamıza dahil edeceğiz. Yaptığımız tespitlere göre sanayici arkadaşlarımızla bir araya gelerek ‘çevre dostu sürdürülebilir üretime’ geçilmesinin yollarını arayacağız.” Çevre kirliliği ile mücadelede başarı sağlanabilmesi için çalışmaları bir adım öteye taşıyarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile iletişime geçildiğini de söyleyen Kestel Belediye Başkanı Ferhat Erol, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan denetim yetkisi alarak, etkin bir şekilde kirlilikle mücadele etmeyi ana hedef olarak belirledik. Seçim öncesi verdiğimiz sözlerin hepsini bir bir tutacağız. Bu konuda yol haritası hazır. Belediye bütçesini eksi bakiye ile aldık. Belediye borçlarının sürdürülebilir. Yaklaşık 6 aylık ‘kemer sıkma’ politikası ile bütçe imkanlarını yatırım yapılabilir" dedi. Çevre kirliliğini önleme konusunda yapılacak çalışmalara destek olmaya hazır olduklarını ifade eden Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nuri Kolaylı da, Bursa yararına yapılacak her çalışmada seve seve yer alacaklarını söyledi. Ziyarette Bursa Gazeteciler Cemiyeti’ne ve Bursa basınına ilişkin bilgi veren BGC Başkanı Nuri Kolaylı, köklü bir geçmişe sahip olan Bursa basının, özellikle yerel sorunları gündeme taşıdığını ifade etti. Ziyarete Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nuri Kolaylı’nın yanı sıra, Başkan Vekili Fuat Kars, Başkan yardımcıları İhsan Altıkardeş, Hakan Işıkkent ve Ahmet Akhan, Genel Sayman Tevfik Fikret Sönmez, Yönetim Kurulu Üyeleri Huriye Gül Kolaylı, Ersin Yıldıran, Mehmet Ali Ekmekçi ve Enhar Güneş ile BGC Genel Sekreteri Sinan Tunç katıldı.
Başkan Dinçer: “Cam Teras Projesi ile turist sayımızı 2 katına çıkaracağız”
25 Nisan 2024 Perşembe - 12:23 Başkan Dinçer: “Cam Teras Projesi ile turist sayımızı 2 katına çıkaracağız” Dünyanın 2. büyük kanyon vadisi olarak bilinen Ihlara Vadisine Aksaray Belediyesi tarafından yaptırılan Cam Teras projesi ilkbaharın renkleriyle bezenen tabiatın güzelliğini seyretme imkanı sunacak. Aksaray Belediye Başkanı Evren Dinçer, Cam Teras projesi ile yerli ve yabancı turist sayısının 2 katı artacağını kaydetti. Yıllık 600 bin yerli ve yabancı turisti ağırlayan Ihlara Vadisindeki Cam Teras projesi sona yaklaşılırken, teras bölümünde çalışmalar tamamlandı. İlkbaharın gelmesi ve vadinin yeşile bürünmesi ile yerden 150 metre yükseklikteki cam terasın görsel zenginlikleri izlemek için önemli bir durak olduğu ortaya çıktı. Yapımına devam edilen Ihlara Vadisi Cam Teras ve sosyal tesis projesi hakkında değerlendirmelerde bulunan Belediye Başkanı Evren Dinçer, “Şehrimizin her bölgesinde doğal ve tarihi birçok güzellik bulunuyor. Bizler de bu güzelliklerin görülmesi ve gün yüzüne çıkartılması açısından projeler geliştiriyoruz. Ihlara Vadisi üzerinde hayata geçirdiğimiz Cam Teras ve sosyal tesis projesi de bunlardan bir tanesidir. Yıllık 600 bin yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği vadimizin ziyaretçi sayısını bu projemiz ile artırmayı planlıyoruz. Cam Teras ve sosyal tesis projemiz, 150 metre yükseklikte ve 12 metre uzunluğunda olan Ihlara Vadisi’nin en hâkim noktasına inşa ettiğimiz projemiz, ziyaretçilerimize eşsiz bir manzara keyfi sunacak. Ihlara Vadisi Cam Teras projesi içerisinde amfi tiyatro, yürüyüş yolu yapımı, restoran, mescit, bebek bakım odaları, tuvaletlerin yapımı, fotoğraf çekim alanları oluşturduk. Şehrimizin tüm değerlerini gün yüzüne çıkartmak için çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
Yedigöze İçme Suyu Arıtma Tesisinin yapımı hızla devam ediyor
25 Nisan 2024 Perşembe - 12:10 Yedigöze İçme Suyu Arıtma Tesisinin yapımı hızla devam ediyor Adana Su ve Kanalizasyon İdaresi tarafından sürdürülen Yedigöze İçme Suyu Projesi ile 4 ilçede bulunan toplam 159 mahallenin içme suyu sorunu son bulacak. Adana Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (ASKİ), Kozan ve İmamoğlu başta olmak üzere 4 ilçenin içme suyu sorununa son vermek ve vatandaşlara sağlıklı içme suyu ulaştırmak için başlattığı proje devam ediyor. Yedigöze Barajı İçme Suyu Projesi kapsamında Kozan, İmamoğlu, Ceyhan ve Yumurtalık ilçelerinde toplam 159 mahallenin içme suyu ihtiyacı karşılanacak. Projenin ilk aşamasında İmamoğlu - Kozan arasında 37 kilometrelik içme suyu isale hattının yapımına başlanarak 5 kilometrelik kısmı tamamlandı. Proje dahilinde hızla ilerleyen bu aşama, bölgedeki içme suyu ihtiyacının karşılanması için önemli bir adım niteliği taşıyor. İkinci aşamada ise 2050 yılına kadar olan içme suyu ihtiyacını karşılamak üzere projelendirilen Yedigöze İçme Suyu Arıtma Tesisinin yapımına başlandı. Tamamlandığı zaman günde 116.000 metreküp su arıtma kapasiteyle hizmet verecek tesisin inşaat çalışmaları titizlikle sürdürülüyor. Plan dahilinde 2026 yılı içerisinde bitirilerek faaliyete başlaması bekleniyor. Üçüncü ve son aşamada ise Kozan ilçesine toplam 50 kilometre içme suyu hattı ve 8 adet yeni su deposu inşa edilecek. Bu çalışmalar esnasında merkez mahallelerde bulunan asbest borular sağlık standartlarına uygun yeni nesil kaliteli ve dayanıklı içme suyu borularıyla değiştirilecek. Bu şekilde Kozan, yeni bir içme suyu şebekesine kavuşmuş olacak. Bölgenin kalkınması için önemli bir fırsat sunan Yedigöze İçme Suyu Projesi’nin hayata geçirilmesiyle birlikte Kozan ve İmamoğlu ilçelerinin gelecekteki su ihtiyaçlarına güvenilir ve uzun vadeli bir çözüm sunulmuş olacak.
Eskişehir için rüzgar ve toz taşınımı uyarısı
25 Nisan 2024 Perşembe - 11:58 Eskişehir için rüzgar ve toz taşınımı uyarısı Eskişehir’de rüzgar ve toz taşınımı beklenmesi nedeniyle yetkililer tarafından, meydana gelebilecek olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunması gerektiği konusunda uyarı yapıldı. Meteoroloji 3. Bölge Müdürlüğü tarafından yayınlanan hava tahmin raporuna göre, bölge genelinin parçalı ve çok bulutlu olacağı, öğle saatlerinde Eskişehir ve Bilecik illeri geneli ile Bursa ve Kütahya’nın doğu kesimlerinin yerel sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçeceği, ayrıca bölge genelinde toz taşınımı görüleceği tahmin ediliyor. Hava sıcaklığının 1 ila 3 derece azalması bekleniyor. Rüzgarın ise güney ve güneybatı (Lodos) yönlerden saatte 40 ila 60 kilometre hızla orta ve kuvvetli, bu akşam ilk saatler ve yarın öğle saatlerinde Eskişehir ve Kütahya çevrelerinde ise saatte 60 ila 80 kilometre hızla kısa süreli fırtına şeklinde eseceği öngörülüyor. Rüzgar ve toz taşınımı uyarısı Yetkililer tarafından, rüzgârın Eskişehir ve Kütahya çevrelerinde güney ve güneybatı yönlerinden kuvvetli rüzgâr, zaman zaman saatte 40 ila 80 kilometre hızla kısa süreli fırtına şeklinde esmesi beklendiğinden ağaç ve direk devrilmesi, baca gazı zehirlenmesi, çatı uçması, iç kesimlerde toz savrulması ve ulaşımda aksamalar, bölge genelinde toz taşınımı beklendiğinden; görüş mesafesinde düşme, hava kalitesinde azalma ve çamur şeklinde yağış gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunması gerektiği konusunda uyarı yapıldı. Öte yandan Eskişehir’de en yüksek hava sıcaklığının 33 derece ile Sarıcakaya ve Mihalgazi İlçelerinde olacağı değerlendiriliyor.
’Yalancı veba’ martıları vurdu: Binlercesi telef oldu, bir o kadarı da ölmek üzere
25 Nisan 2024 Perşembe - 11:58 ’Yalancı veba’ martıları vurdu: Binlercesi telef oldu, bir o kadarı da ölmek üzere Elazığ’ın Ağın ilçesinde Keban Baraj Gölü kıyısında binlerce martı telef oldu. Hayvan ölümlerinin nedeninin yalancı veba hastalığı olduğu belirtilirken, bölge halkı hastalığın diğer hayvanlara bulaşmasından endişeli. Hurşit Kuş Ormanı kıyısı ve bölgedeki martı kuşlarının üreme alanı olan adacıkta binlerce martı telef oldu. Çevredeki vatandaşlar tarafından paniğe neden olan ölümlerin nedeninin halk arasında yalancı veba olarak bilinen Newcastle hastalığı virüsü (NDV) olduğu belirlendi. "Martı adası ölüm adası olmuş" Bölge sakinlerinden Salih Genç, "Göl kenarında sahil şeridinde martıların öldüğünü söylediler. Biz de aşağı indik. Böyle bir şeyi bu yaşımıza kadar duymamıştık. Arkamızda duran martı adası var, bu saatlerde martıların şölen yaptığı bir yer olur. Ama şu anda martı adası bomboş ve ölüm adası olmuş durumda. Yaklaşık 15 gün önce yavruları doğdu. Sahil şeridi şu anda kötü bir durumda. Sahil şeridi ölü hayvanlarla dolu" dedi. Oktay Kılıç ise, "Bütün çocukluğumda bu kıyıda, bu baraj bölgesinde yaşadım, bunun gibi bir şey görmedim, görenlere de şahit olmadım. Biz burada su içtik, çay demledik fakat ne balıklarda ne de herhangi bir canlıda ölüm vakası yaşanmamıştı. Üst üste devam eden göçlerden dolayı özellikle balıklarda ve canlıların sayısında azalmalar meydana geldi. Özellikle kuş türünde. Martılarda böyle toplu ölümleri görünce endişelenmeye başladık" diye konuştu. İlk değerlendirme ’Yalancı veba’ üzerine Öte yandan, Tarım ve Orman Müdürlüğü yetkilileri tarafından 10 farklı noktadan ölü veya ölmeye yakın martılardan numuneler alınarak incelendi. Enstitülerce yapılan ilk değerlendirme neticesinde kuşlarda NDV olduğu tespit edilirken, ileri tetkiklerin devam ettiği bildirildi. Tarım ve Orman İl Müdürlüğünden yapılan açıklamada, “Elazığ ili Ağın ilçesi Hurşit Kuş Ormanı kıyısı ve bölgedeki martı kuşlarının üreme alanı olan adacıkta martı ölümleri görüldüğü ihbarı alınmıştır. İhbar üzerine aynı gün Ağın İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünde görevli veteriner hekimler tarafından gerekli tespitler yapılmış, ihbar yapılan bölgedeki 10 farklı lokasyondan ölü veya ölmeye yakın martı numuneleri alınarak soğuk zincir içerisinde Elazığ Veteriner Kontrol Enstitü Müdürlüğüne teslim edilmiştir. Enstitü Müdürlüğü tarafından aynı gün içerisinde numunelerin analizlerine başlanılmıştır. Elazığ İl Tarım ve Orman Müdürlüğü koordinasyonunda il müdürlüğünden teknik personel martı ölümleri ihbarı yapılan bölgeye görevlendirilmiş ve teknik ekiplerce anılan bölgede tarama ve bilgilendirme çalışması yapılmıştır. Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ekipleri tarafından bölge içerisinde filyasyon ekipleri vasıtası ile bölgedeki ölü martılar toplanılmış, yönetmelik çerçevesinde tüm tedbirler alınarak riskler bertaraf edilmiştir. Numune sonuçlarının ilgili enstitülerce yapılan ilk değerlendirme neticesinde Newcastle hastalığı (NDV) olduğu tespit edilmiş olup, ileri tetkikler devam etmektedir. Süreç titizlikle takip edilmektedir’’ denildi. İnsanlara bulaşma riski de var Türkiye’de yalancı veba hastalığı olarak bilinen hastalık, kanatlı hayvanların vücudunda solunum sorunları ve en önemlisi sinir sistemini hedef alıyor. Nefes darlığı, depresyon ve halsizlik, yumurtlama performansının düşmesi, hızlı solunum, kanatlarının sallanması belirtileri arasında yer alıyor. Hastalığın en önemli belirtisi ise hayvanın kafasının geriye dönük olması ya da sallanması olarak ortaya çıkıyor. Yalancı veba hastalığı insanlarda tedavi edilebilir durumda ve kanatlı hayvanlar kadar etkili değilken belirtileri ise uykusuzluk, gözlerin kızarması ve sulanması ve baş dönmesi olarak gösteriliyor. Bu hastalık insanlara hasta tavuk eti, yumurtası ve hasta tavuğun karkasına temas etme yolu ile bulaşabiliyor.
Arıcılardan çevre örgütlerine ilginç sitem: "Arı yoksa peşinden koştukları hayvanlar da olmayacak"
25 Nisan 2024 Perşembe - 11:22 Arıcılardan çevre örgütlerine ilginç sitem: "Arı yoksa peşinden koştukları hayvanlar da olmayacak" Denizli’de plansız yapılan ilaçlama, polen toplayan arılara zarar verdi. Gelişmiş ülkelerde aynı zamanda tohumlama yapan arılar için ücret ödendiğine savunan arıcılar, bu konuya duyarsız kalan çevreci örgütlere, “Arı yoksa peşinden koştukları hayvanlar da olmayacak ancak belgesellerde izleyebilecekler” diyerek sitem etti. Baharla birlikte arıların polen mesaisi de yoğun bir şekilde devam ederken, arıcılar için de korku dolu günler başlamış oldu. Arıların polen topladığı gün içinde yapılan ilaçlamalar, kolonilerde kayıplara yol açtı. Denizli’nin Buldan ilçesinde arı yetiştiriciliği yapan ve Denizli Arı Yetiştiricileri Birliği Yönetim Kurulu üyesi olan Hakan Aytekin, polen toplayan arıların bu dönemde badem, erik, kiraz, vişne, şeftali, ayva ve armut ağaçlarında dölleme yaptığına dikkat çekti. Meyve üreticilerinin ilaçlamalarını akşam saatlerinde yapmalarının önemine değinen Aytekin, “Arıların doğal yaşama yaptıkları katkı tartışılamaz. Arı yaşamazsa hayat olmaz. Çiftçilerimiz ilaçlamalarını akşam saatlerinde yapsınlar ki arı ölümleri olmasın” dedi. Ailesinin tek geçim kaynağının arıcılık olduğuna işaret eden Aytekin, “Baharın gelmesiyle arılarımız hummalı bir çalışmaya başladı. Arılarımız çiçek açan meyve ağaçlarından polen toplarlarken bir taraftan da dölleme yapıyorlar. Bahar gelince işlerimiz yoğunlaşıyor ama biz arı yetiştiricileri için sıkıntılarda başlamış oluyor. Bizim en büyük sıkıntımız, zamansız yapılan ilaçlamalar. Meyve üreticilerimiz zamansız ilaçlama yapmalarından dolayı arılarımız zarar görüyor, zehir alıyorlar. Bugün dünyanın pek çok gelişmiş ülkesinde arıcılara arılar meyve ağaçlarında tohumlama yaptıklarından dolayı ekstra ücret ödenirken, bizler tohumlama sırasında arılarımız zehir almasın diye uğraşıyoruz. Üreticilerimizden ricamız ilaçlamalarını akşam saatlerinde yapmalarıdır. Albert Einstein’ın da dediği gibi ‘Arılar olmazsa, dünya olmaz. Arı yoksa hayat yoktur’ Bu dünyayı biz dedelerimizden değil, çocuklarımızdan ödünç aldık. Özellikle kimyasal ilaçlardan uzak durmamız gerekiyor” diye konuştu. “Çevreci örgütler arı ölümlerine duyarsız kalıyor” Arılar konusuna duyarsız kalan çevre örgütlerine sitem eden Aytekin, tepkisini şu sözlerle ifade etti: “Doğa dernekleri ve doğa ile ilgili çevreci sivil toplum örgütlerine sitemde bulunuyorum. Bu konuya önem vermelerini istiyoruz. Eğer arılar olmazsa, onların peşinden koştuğu hiçbir hayvan ve bitki topluluğunun yaşama şansı yoktur. Arı yoksa hayat yok. Arı yoksa peşinden koştukları hiçbirinin hayvanın resmini çekme gibi şansları olmayacak ancak doğayı belgesellerde veya eski çektikleri arşivlerinden izleyebilirler. Arıların zehirlenmesi noktasında lütfen bize destek çıksınlar. Arıların yaşaması, doğanın var olması gerçeğinden yola çıkarak bizlere destek vermeleri gerekiyor. Bu anlamda arıcılarımızın bereketli bir sezon geçirmelerini temenni ediyorum.”