GENEL - 31 Ekim 2012 Çarşamba 13:09

KAZA KURŞUNUYLA HAYATINI KAYBEDEN TARIK KOMANOVALI`NIN AİLESİ, ŞEHİDİN ``˜SİVİL ŞEHİT KANUNUNA TABİ TUTULMASINI İSTEMİYOR

A
A
A
KAZA KURŞUNUYLA HAYATINI KAYBEDEN TARIK KOMANOVALI`NIN AİLESİ, ŞEHİDİN ``˜SİVİL ŞEHİT KANUNUNA TABİ TUTULMASINI İSTEMİYOR

Van`ın Başkale ilçesinde Sualtı Karakolu`nda 16 yıl önce kaza kurşunu ile hayatını kaybeden Tarık Komanovalı`nın ailesi oğullarının 6353 sayılı ``˜Sivil Şehit` kanununa tabi tutulmasını istemiyor. Kırklareli`nin Lüleburgaz ilçesine bağlı Turgutbey köyünde ikamet eden aile, oğullarının 2230 sayılı yasaya tabi tutulmasını istiyor.
3 ay önce SGK`dan gelen ``˜oğlunuz şehit değil` haberi ile yıkılan ve şehit aylığı SGK tarafından kesilen Komanovalı ailesi, oğullarının ``˜sivil şehit` statüsünde kabul edildiğini ifade ederek, şehitlerinin asker elbiseleri ile şehit olduğunu bu yüzden sivil şehit olmadığını söylediler. SGK tarafından kesilen aylığın tekrar bağlandığını dile getiren acılı aile Komanovalı`nın 6353 sivil şehit kanununa değil, 2230 sayılı yasaya tabi tutulmasını istediklerini dile getirdiler.
BABA KOMANOVALI: ``KINALADIK DA YOLLADIK KOÇUMUZU``
Oğullarının ölmesinde devletin ihmalinin olduğunu öne süren şehit babası Hüsnü Komanovalı, ``Oğlum olağanüstü hal bölgesindeydi. Yasalara göre olağanüstü hal bölgesinde her ne olursa olsun orada olan erden paşamıza kadar her bir kişi şehit olarak kabul ediliyor. Ben oğlumu Türkiye Cumhuriyeti Devletine teslim ettim. Onun oradaki amirleri, komutanları neden bunlara dikkat etmiyor. O karakolda 34 kişi mevcuttu`` dedi.
Şehit oğullarının sivil şehit yasası ile Uludere`deki kaçakçılarla aynı kefeye konulduğunu söyleyen baba Komanovalı ``Kınaladık koçumuzu yolladık. Peygamber ocağı dedik, vatan bölünmesin dedik, bayrağımız inmesin, ezan sesimiz dinmesin dedik. Davamız da bu zaten. Ama bizi hüsrana uğrattılar. Bizi mahvettiler. Üstelik de 16 sene sonra ikinci bir kıyım yaptılar. Bizi Mahvettiler yani. Uludere`dekilere verdiler 150 bin`er lira para. Bizlere gelince siz Niyazisiziniz olmaz. 5 kuruş para bu devlet bana ödemedi. Ne diyeyim artık ben. Güvencim hiçbir şeye kalmadı. Benim oğlum meyhanede hovardalıkta olmadı şehit. Bayrağı, vatanı, ezan sesi uğrunda oldu`` diye konuştu.
ACILI ANNE: ``EVLAT ÜZERİNDEN YAPILAN EN BÜYÜK EZİYET``
Bir anaya babaya dünyada yapılacak eziyetlerin en kötüsünün yapıldığını dile getiren şehit annesi Ayşe Komanovalı, ``Evlat üzerinden yapılan böyle büyük bir eziyet asla olamaz. Çok yıkıldık. Aşırı derecede yıkıldık. Şimdiden sonra ayakta nasıl dururuz bilemem. Bunun maddi yanı bir şekilde de manevi yanı nasıl düzelir hiç bilmiyorum. Eğer baştakiler insansa, eğer ki gerçekten evladın ne olduğunu biliyorlarsa azıcık bunu düşünsünler. 1 dakika da olsa bizlerin yerine kendilerini koysunlar ve düşünsünler bu insanlar nasıl ayakta duruyorlar diye. Artık diyecek bir şeyim kalmadı gene de vatanımız sağ olsun. İlle de ille de gene de vatanımız sağ olsun bayrağımız inmesin vatanımız bölünmesin ezanımız kesilmesin`` dedi.
Şehit Tarık Komanovalı`nın abisi Faruk Komanovalı ise Başbakan`ın Afyon`daki patlamada şehit olan 26 askerin 2230 sayılı kanundan yararlanması konusunda açıklama yaptığını ileri sürerek ``Rahmetli kardeşimin üzerinde asker elbisesi vardı. Kardeşimin 2230 sayılı yasaya göre faydalandırılması lazım. Bugün Başbakanımız Afyon`da şehit olan 26 askerin 2230 sayılı yasadan faydalandırılmaları hakkında konuşma yapmış. Aynı statüde olduğu için bizim de bu şekilde faydalanmamız lazım. Aksi takdirde sivil şehit yasası diye bilinen bu kanuna göre aksi durumda maaşın tekrar kesilip aynı sıkıntıların yaşanması işten bile değil`` dedi.
Acılı aile daha sonra Turgutbey köy mezarlığına giderek Tarık Komanovalı`nın mezarı başında şehitlerine olan özlemlerini giderdi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kırklareli Kırklareli’nde yılbaşında alınacak tedbirler masaya yatırıldı Kırklareli’nde uygulanacak yılbaşı güvenlik tedbirleri çerçevesinde, asayiş, trafik, kamu düzeni, sağlık, itfaiye ve acil müdahale hizmetlerine yönelik alınacak önlemler değerlendirildi. Kırklarelililerin yeni yıla sağlık, huzur ve güven içerisinde girmelerini sağlamak, yılbaşı tatilinin il genelinde sorunsuz ve emniyetli bir şekilde geçirilmesi amacıyla alınacak tedbirlerin ele alındığı Yılbaşı Tedbirleri Toplantısı, Vali Uğur Turan başkanlığında Valilik Atatürk Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi. Toplantıda, İçişleri Bakanlığı’nın talimatları doğrultusunda ülke genelinde uygulanan yılbaşı güvenlik tedbirleri çerçevesinde, asayiş, trafik, kamu düzeni, sağlık, itfaiye ve acil müdahale hizmetlerine yönelik alınacak önlemler detaylı şekilde değerlendirildi. Toplantıda ayrıca, emniyet ve jandarma birimleri başta olmak üzere tüm ilgili kurumların, yılbaşı süresince 7/24 esasına göre görev yapacağı, denetimlerin ve uygulamaların artırılacağı vurgulandı. Kırklareli Valisi Uğur Turan, vatandaşların huzur ve güvenliğinin her zaman öncelikli olduğunu belirterek, İçişleri Bakanlığı’nın ’tedbir, denetim ve koordinasyon’ anlayışı çerçevesinde, kurumlar arası iş birliği ve koordinasyonun en üst seviyede sürdürüleceğini ifade etti. Vali Turan, kamu düzenini bozabilecek her türlü olumsuzluğa karşı gerekli tüm önlemlerin kararlılıkla uygulanacağını dile getirdi.
İstanbul Yusuf Güney’den uyuşturucu soruşturması sonrası açıklama İstanbul’da ünlü isimlere yönelik yürütülen uyuşturucu soruşturması kapsamında ifadesinin ardından saç ve kan örnekleri veren şarkıcı Yusuf Güney serbest bırakıldı. Güney, konuya ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "On gündür hastalıklarla mücadele ediyorum. Telefonlarımı kapattım, kendimi iyileştirmek için istirahate çekildim, yer yerinden oynamış" dedi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Kaçakçılık, Narkotik ve Ekonomik Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından ünlü isimlere yönelik yürütülen uyuşturucu soruşturması sürüyor. Soruşturma kapsamında sanatçı Yusuf Güney ifadeye çağrıldı. İfadesinin ardından Güney, sevk edildiği Adli Tıp Kurumu’nda saç ve kan örnekleri verdikten sonra serbest bırakıldı. Yaşananların ardından Yusuf Güney, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Dört beş gündür yoktum. Niye yoktum biliyor musunuz? On gündür hastalıklarla mücadele ediyorum. O kadar ağır sendromlar yaşadım ki. Telefonlarımı kapattım, kendimi iyileştirmek için istirahate çekildim, yer yerinden oynamış. Elemanın bir tanesi adımı vermiş, olay sadece bu. ’O da içiyor’ demiş. Bundan dolayı aramam çıkmış. Öyle gözaltına alınmak, yakalama kararları yok. Benim haberim olduktan sonra da telefonu açtım, ’geliyorum’ dedim, özür dilerim sizi beklettiğim için ve gittim ifademi verdim. Kan tahlili, idrar tahlili ve saç tahlili verdim, sonuçları bekliyorum" ifadelerini kullandı.
Karabük Kuyumcu soygununda karar açıklandı Karabük’ün Safranbolu ilçesinde bir kuyumcuya silahlı ve maskeli şekilde düzenlenen soyguna ilişkin davada mahkeme karar vererek, sanıklar hakkında ’nitelikli yağma’, ’mala zarar verme’ ve ’ruhsatsız silah bulundurma’ suçlarından ayrı ayrı cezalandırıldı. Karabük 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 4. celsede karar duruşması görüldü. Mahkemeye tutuklu sanıklar Cemal Çelikay (21), Emre Ünlük (21), Rıza Çelikay (19), Ramazan Karakaş (33) ve Eyüp Emir Eper (20), avukatları ile sanık yakınları katıldı. Mahkeme başkanı soygunu gerçekleştirdikleri iddia edilen sanıklara tek tek son sözlerini sordu. Sanıklardan Cemal Çelikay, "Kendim için değil ailem için bir şans istiyorum. Kimseye zarar vermek istemedim ve silahı bir kez ateşledim. Pişmanım ve beraatimi istiyorum" derken, kardeşi Rıza Çelikay ise "Kimseye zarar vermek istemedim, sadece kaçarken kendi elimdeki silah ateş aldı ve yaralandım" diyerek beraatini istedi. Tutuklu sanıklardan Emre Ünlük, nitelikli yağmayı kabul ederek, öldürmeye teşebbüs suçunu kabul etmediğini ve bir anlık gafletle bu suçu işlediklerini, bunu da fakirlikten yaptıklarını ifade ederken, Ramazan Karakaş ise yardım ve yataklık ile gözcülük yapmadığını, üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyerek beraatini istedi. Soygun girişimine silah temin eden Eyüp Emir Eper ise silahı satın aldığı için çok pişman olduğunu, askerlik görevini yaparak topluma kazandırılmak istediğinden beraatini talep etti. Sanıkların son sözlerini dinleyen mahkeme heyeti, Cemal Çelikay, Rıza Çelikay ve Emre Enlük’e "Nitelikli Yağma Suçu"ndan 149/1 maddesinin A- B- C ve D bendinden 13 yıl hapis cezası ve ayrıca mala zarar vermeden de 1’er yıl hapis cezası verdi. Ramazan Karakaş ve Eyüp Emir Eper’e de aynı suçtan 13 yıl hapis cezası verirken, iki sanığa indirim uygulayarak 6 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme heyeti ayrıca, öldürmeye teşebbüs suçundan ise 3 sanığa ayrı ayrı berat verdi.