MAGAZİN - 09 Ocak 2024 Salı 13:44

Yılın Altın Ok ödülü Başkan Zolan’ın oldu

A
A
A
Yılın Altın Ok ödülü Başkan Zolan’ın oldu

Anadolu’nun Türk vatanı olmasında büyük önemi bulunan Kazıkbeli Savaşı’nın 876 yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen konferansta, 1176 Derneği tarafından Başkan Osman Zolan’a Denizli tarihine sağladığı katkı için “Yılın Altın Ok Ödülü” verildi.



Denizli Büyükşehir Belediyesi, 876 yıl önce Türklerin zaferi ile sonuçlanan ve Anadolu’nun Türklerin yurdu olmasında büyük önemi bulunan Kazıkbeli Savaşı için düzenlediği anma programlarına devam etti. Anma etkinlikleri kapsamında 1176 Derneği tarafından, Doç Dr. Gülşen İstek’in verdiği “II. Ve III. Haçlı Seferlerinde Almanların Denizli’deki Faaliyetleri” konulu konferans düzenlendi. Çatalçeşme Oda Tiyatrosu’nda düzenlenen konferansa Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kutluhan, Çivril Belediye Başkanı Niyazi Vural, 1176 Derneği Başkanı Doç. Dr. İbrahim Balık, davetliler ve vatandaşlar katıldı. Bu yıl ilk olmak üzere, Denizli tarihine katkı sağlayanlara “Yılın Altın Ok” ödülünü vereceklerini belirten Doç. Dr. Balık, okun Türk kültüründe kadim bir kavram olduğuna dikkati çekti. Doç. Dr. Gülşen İstek ise konferansta, haçlı ordularının amacının Kudüs’ü Müslümanların elinden kurtarmak olduğunu anlattı.



Ecdadın tarihi zaferi


Konferansın ardından sahneye davet edilen Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan’a Yılın Altın Ok Ödülü PAÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kutluhan tarafından verildi. Ecdadın 876 yıl önce gerçekleştirdiği Kazıkbeli Zaferi’ni gururla kutladıklarını belirten Başkan Zolan, “Canıyla, kanıyla bu toprakları vatan yapan ecdadı unutmamamız gerekiyor. Onları unutmayıp geleceğe taşırsak emanetlerine de sahip çıkmış oluruz” dedi. Yılın Altın Ok Ödülü için teşekkür eden Başkan Osman Zolan, “Denizli tarihi daha araştırmaya muhtaçtır, daha altından birçok güzellikler, değerler çıkacaktır” diyerek restorasyonu tamamlanan Türk-İslam Tarihi Açık Hava Müzesi adını verdikleri İlbadı Mezarlığı’na dikkat çekti.



Yılın Altın Ok ödülü Başkan Zolan’ın oldu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Prof. Dr. Ergenekon’un yürütücü olduğu proje TÜBİTAK tarafından desteklenmeye hak kazandı Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yasemin Ergenekon’un proje yürütücüsü olarak yer aldığı “Kuramdan Uygulamaya: Özel Çocuklar İçin Kapsayıcı Kütüphaneler” başlıklı projesi, “TÜBİTAK 4008 Özel Bireylere Yönelik Kapsayıcı Toplum Uygulamaları Destekleme Programı” çerçevesinde desteklenmeye hak kazandı. Prof. Dr. Ergenekon, “Özel bireylere destek sunacak en önemli paydaş kütüphane personelidir” Proje hakkında bilgi veren Prof. Dr. Ergenekon şunları söyledi: “Kütüphaneler ve kütüphanelerin sunduğu kapsayıcı hizmetler özel bireylerin yaşam kalitesi ve katılımları üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Kütüphaneler bireylerin sosyalleştiği, serbest zamanlarını nitelikli şekilde geçirdiği bir toplumsal ortamdır. Özel bireyler diğer pek çok konuda olduğu gibi kütüphane hizmetlerine katılım konusunda da sorunlar yaşamaktadırlar. Bu konuda özel bireylere destek sunacak en önemli paydaş ise kütüphane personelidir. Bu noktadan hareketle projenin amacı, kütüphane personelinin özel çocuklara kapsayıcı kütüphane hizmetleri planlama ve sunma konusundaki bilgi ve becerilerinin desteklenmesidir. Projenin hedef kitlesi, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü’ne bağlı kütüphanelerde görev yapan kütüphane personelidir. Proje, kütüphane personelinin özel çocuklara hizmet sunma konusundaki bilgi ve becerilerinin desteklenmesi konusundaki alanyazına dayalı olarak hazırlanan seminer, drama, etkileşimli kitap okuma, saha gezisini içeren eğitim paketinin sunularak yeterliklerinin geliştirilmesine yönelik etkinlikleri kapsamaktadır.” Proje ekibinden ve çalışmalardan da bahseden Prof. Dr. Ergenekon, “Proje ekibimizde araştırmacı olarak Bartın Üniversitesi Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Tahir Mete Artar yer almaktadır. Proje kapsamındaki eğitimleri gerçekleştirmek üzere Anadolu Üniversitesi, Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, Sakarya Üniversitesi, UNICEF, Eskişehir Drama Derneği ile T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü’nden alanının uzmanı olan değerli akademisyenler ve alan uzmanları teorik ve uygulamalı sunumlar yapacaklar” dedi.
Gaziantep GTO Başkanları 19 Mayıs’ı kutladı Gaziantep Ticaret Odası (GTO) Başkanları “19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı” münasebetiyle yazılı bir mesaj yayımladı. GTO Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Yıldırım ve Meclis Başkanı M. Hilmi Teymur, mesajlarında 19 Mayıs’ın Türk milleti için bir milat olduğunu, Atatürk’ün 19 Mayıs’ta attığı adımın milletin varlığını güçlendiren, umutları canlandıran tarihi bir adım olduğunu söyledi. GTO başkanları, “Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 105 yıl önce 19 Mayıs’ta Samsun’a attığı adım, Türk Ulusunu aydınlığa kavuşturan ve Cumhuriyet ile buluşturan bir dönüm noktası olmuştur. Milletimiz içinde bulunduğu yokluğa ve yoksulluğa rağmen büyük bir kahramanlık göstererek, topraklarımıza ve varlığımıza göz dikenlere unutamayacakları bir ders vermiştir. Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk bu kararlı mücadeleye çıkarken, halkına ve özellikle gençliğe güvenerek yola çıkmıştır. Bu yolda gençlerimize her zaman çok güvenmiştir. Atalarımızdan almış olduğumuz bu emanete de en iyi gençlerimiz sahip çıkacaktır” ifadelerini kullandı. 19 Mayıs 1919 tarihinin Türk milleti açısından adeta bir dönüm noktası olduğunu vurgulayan GTO Başkanları, “Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yolda ilk adımı oluşturan ve milletimizin hayatını değiştiren 19 Mayıs 1919’un 105. yıl dönümünü milletçe coşkuyla, gururla kutluyoruz. Türk milletinin tarihinde dönüm noktası olan, Büyük Önder Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Samsun’a doğru attığı ilk adımla yaktığı bağımsızlık ateşinin, sevincini ve onurunu yaşıyoruz. Ata’mızın önderliğinde gerçekleştirdiğimiz milli mücadelenin başladığı tarih olan 19 Mayıs, Türk milletinin birlik ve bütünlüğüne yönelik her türlü saldırı veya tehdit karşısında kenetlenerek hiçbir gücün, hangi amaçla ve ne şekilde olursa olsun, birliğinin ve bağımsızlığının elinden alınmasına fırsat vermeyeceğinin simgesi olmuştur. Tarihin altın sayfalarına yazılan bu günü Atatürk’ün gençliğe armağan etmesi, gençlere duyduğu güveni de ortaya koymuştur. Bizler de GTO olarak ülkemizin geleceğini inşa edecek gençlerimize var gücümüzle destek olmaya devam edeceğiz. 19 Mayıs’ta başlayan bağımsızlık mücadelesi ile ilk adımları atılan Cumhuriyetimizin; birlik ve beraberlik ruhu içerisinde, gelecekte daha huzurlu daha gelişmiş, daha müreffeh bir ortama kavuşması için bizlere ve özellikle Atatürk’ün 19 Mayıs’ı armağan ettiği gençlerimize büyük görevler düşmektedir. Bağımsızlık meşalesi geleceğimizin teminatı gençlerimizin elinde hiçbir zaman sönmeyecektir. Bu duygu ve düşüncelerle 105 yıl önce Samsun’da özgürlük ateşini yakan Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, milletimizin istiklal ve istikbal yolculuğunda ona eşlik eden silah arkadaşlarını, bütün kahraman şehit ve gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyor; 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’mızı kutluyoruz” ifadelerine yer verildi.
Düzce Bakan Tunç’tan yeni anayasa açıklaması: Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “İnşallah bu uzlaşmayı meclisimizde sağlarız ve ülkemiz Türkiye Yüzyılının başında demokratik, sivil ve katılımcı bir anayasaya kavuşur" ifadelerini kullandı. Düzce’de temaslarda bulunan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, AK Parti İl Başkanlığı’nda partililer ile bir araya geldi. Bakan Tunç, burada gazetecilere açıklamalarda bulundu. Yeni anayasa çalışmalarına değinen bakan Tunç, "Vatandaşlarımızın yargı hizmetindeki memnuniyetlerini en üst seviyeye çıkarmak, adaletin tecellisi noktasında vatandaşlarımızın adalete güvenini en üst seviyeye çıkarmak için elimizden geleni yapıyoruz. AK Parti 22 yıldır iktidarda. 22 yıldan bu yana Türkiye her alanda gelişti, ilerledi. Bunu hiç kimse inkar edemez. Tabii siyasetimizin merkezinde hep insan var. ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ demeye devam edeceğiz. Sosyal politikalardan kültüre, adaletten güvenliğe, eğitime varıncaya kadar her alanda insanımızı güçlendirmek için çalışmalarımıza devam edeceğiz. İnsanımız güçlü olacak ki aile güçlü olsun, aile güçlü olacak ki toplum güçlü olsun. İstikrarlı kalkındırma hamleleriyle de ülkemizin 81 vilayetindeki her noktayı geliştirmek için çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz" dedi. Temel hak ve özgürlüklerlerin önündeki engelleri birer birer kaldırdıklarını ifade eden Yılmaz Tunç, "Devrim sayılan önemli reformları hayata geçirdik. Mevzuat değişiklikleriyle, anayasa değişiklikleriyle hak arama yollarını genişlettik. Dolayısıyla bu reformcu anlayışımızdan taviz vermeden yolumuza devam edeceğiz. İnşallah demokrasimizi daha da güçlendirerek, yüksek standartlı demokrasiye kavuşma mücadelemizi hep sürdürdük. Darbeci anlayışı sizlerin de desteğiyle tarihe gömdük. Bu ülkenin demokrasisi daha güçlü olsun diye anayasada gerçekleştirdiğimiz önemli reformları milletimiz sayesinde gerçekleştirdik. Yapısal reformlar yaptık, darbelere karşı dirençli bir demokrasi inşa etmenin gayreti içerisinde olduk. Geçmişteki darbecilerin yargı önüne çıkarılmasını sağladık. Anayasa değişiklikleri gerçekleştirdik ve milletin huzurunda onların hesap vermesini sağlamış olduk. Bundan sonraki de hedefimiz tabii ki, yeni, demokratik, sivil bir anayasa. İnşallah TBMM’de başlatılan çalışmalar var. Meclis başkanımızın şu anda başlattığı çalışmalar, siyasi partilerle görüşmeleri devam ediyor. Temennimiz, inşallah bu uzlaşmayı meclisimizde sağlarız ve ülkemiz Türkiye Yüzyılının başında demokratik, sivil ve katılımcı bir anayasaya kavuşur. Anayasamızda bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz gerek yargı alanında gerçekleştirilen yargı birliğinin sağlanması ve önemli reformlarla anayasamızda vesayetçi ruhu azaltan, sessiz devrim sayılan reformlara imza attık. Ancak anayasamız bir darbe anayasası. 1982 anayasası darbeciler tarafından yazdırılan bir anayasa, demokratik bir anayasa değil. Süreç içinde çok sayıda değişiklikle o vesayetçi ruhu, darbeci anlayışı ortadan kaldırmaya yönelik önemli değişilikler yapılmış olsa da vesayetçi ruh tam anlamıyla ortadan kaldırmak mümkün olmadı. Ülkemizde bir daha demokrasiye müdahale olmasın, milli irade bayrağı yere düşmesin istiyorsak o zaman yüksek standartlı bir demokrasi için sivil, TBMM’de katılımcı bir ruhla, tüm siyasi partilerin görüşleri, dışarıda sivil toplum kuruluşlarının görüşleri de alınarak yeni bir anayasa yapma süreci inşallah başlar ve bunu da başarırız. Milletimize olan borcumuzu da ödeyerek, Türkiye Yüzyılının başında yeni, demokratik ve sivil bir anayasaya kavuşuruz" şeklinde konuştu.