ASAYİŞ - 01 Mayıs 2024 Çarşamba 10:30

Diyarbakır’da iki otomobil çarpıştı: 1 yaralı

A
A
A
Diyarbakır’da iki otomobil çarpıştı: 1 yaralı

Diyarbakır’ın merkez Kayapınar ilçesinde iki otomobilin çarpıştığı kazada 1 kişi yaralandı.


Talaytepe Mahallesi Sultan Sasa Bulvarı’nda A.A. idaresindeki 16 AHR 759 plakalı ve K.S. idaresindeki 34 VUA 96 plakalı otomobil çarpıştı. Kazada A.A. yaralandı. Kazanın 112 Acil Çağrı Merkezine bildirilmesi üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Yaralı, yapılan ilk müdahalenin ardından hastaneye sevk edildi.


Kazayla ilgili inceleme başlatıltı.



Diyarbakır’da iki otomobil çarpıştı: 1 yaralı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Aziz Yıldırım: "Şampiyon olursak seçilme şansımız azalacak, yine de Fenerbahçe şampiyon olsun" Fenerbahçe Başkan Adayı Aziz Yıldırım, "Fenerbahçe’nin galip gelmesi, şampiyon olması hepimizi mutlu eder. Galatasaray maçı için ’Biz Galatasaray’ı yeneceğiz’ dedim. Öyle bir noktaya geldik ki, şampiyon olursak seçilme şansımız azalacak. Başkanlık ve yönetim kurulunu kaybedelim ama yine de Fenerbahçe şampiyon olsun" dedi. Fenerbahçe Kulübü’nde 30-31 Mayıs’ta, çoğunluk sağlanamazsa 8-9 Haziran’da gerçekleştirilecek olağan seçimli genel kurulda aday olan Aziz Yıldırım, kongre üyeleriyle buluştu. Kalamış’ta bulunan bir restoranda kongre üyeleriyle bir araya gelen Aziz Yıldırım, tezahüratlar ve meşaleler eşliğinde mekana giriş yaptı. Kongre üyelerinin yoğun ilgi gösterdiği yemekte Yıldırım, yaptığı konuşmada, "Hepimiz Fenerbahçeliyiz. Fenerbahçe’nin galip gelmesi, şampiyon olması hepimizi mutlu eder. Galatasaray maçı için ’Biz Galatasaray’ı yeneceğiz’ dedim. Öyle bir noktaya geldik ki, şampiyon olursak seçilme şansımız azalacak. Başkanlık ve yönetim kurulunu kaybedelim. Ama yine de Fenerbahçe şampiyon olsun. Çocuklar 10 yıldır mutlu olmuyordu. Aday olmamın sebebi bu çocuklar. Bu gidişatın kulübe zarar vereceği için aday oldum. Şampiyon olursak Fenerbahçeli çocuklar üzülmeyecektir" ifadelerini kullandı. "Fenerbahçe’ye sahip çıkmalıyız" Fenerbahçe’de amatör branşların başarılı şekilde devam ettiğini de vurgulayan Yıldırım, şunları söyledi: "Biz spor kulübüyüz. Amatör branşlar bizim bıraktığımız şekilde devam ediyor. Dörtlü Final’e çıkan takımımız inşallah şampiyon olup ikinci kez bu kupayı getirir. Seçimde kim kazanırsa kazansın, Fenerbahçe camiası 3 Temmuz’da olduğu gibi birlik, beraberlik içinde devam etmelidir. Kim seçilirse seçilsin, hiç önemli değil. Biz Fenerbahçe’yiz, en büyüğüyüz, en büyük olmaya da mecburuz. Kuva-yi Milliye’yi canlandıran kulüptür burası. 3 Temmuz’da bunu gördük. Hepimiz Türkiye Cumhuriyeti’ne sarılalım ve bu ülkenin ileriye gitmesi için çalışalım. Hepinizi çok seviyorum. Biz Fenerbahçe’yiz. 1919’dan bu yana bu cumhuriyetin kuruluşu için her şeyi yaptık. Onun için Fenerbahçe’ye sahip çıkmalıyız, kavga değil barış yapmalıyız." Aziz Yıldırım, konuşmasının ardından destekleri için kongre üyelerine teşekkür etti.
İstanbul Prof. Dr. Görür: "’Benim ülkem deprem ülkesi’ diyelim, deprem dirençli yerleşim alanları yapalım, bu işi kökten çözelim" Eyüpsultan’da düzenlenen ’İstanbul’da Deprem ve Kentsel Dönüşüm’ konulu panele katılan Yer Bilimci ve Deprem Uzmanı Prof. Dr. Naci Görür, "Fayları ve depremi bırakalım. Bir kabul yapalım. ’Benim ülkem deprem ülkesi’ diyelim. Madem öyle, deprem dirençli yerleşim alanları yapalım. Bu işi kökten çözelim" dedi. Eyüpsultan’da İstanbul Müteahhit ve İş İnsanları Derneği (İMİDER) tarafından ’İstanbul’da Deprem ve Kentsel Dönüşüm’ konulu panel düzenlendi. Eyüpsultan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen panele Bilim Akademisi Üyesi, Yer Bilimci ve Deprem Uzmanı Prof. Dr. Naci Görür, Eyüpsultan Belediye Başkanı Dr. Mithat Bülent Özmen, Kiptaş Genel Müdürü Ali Kurt, siyasi parti temsilcileri, meclis üyeleri, sivil toplum örgütleri temsilcileri, muhtarlar, kentsel dönüşüm kapsamındaki site yöneticileri ve inşaat sektörü temsilcileri katıldı. Deprem konulu bir slayt gösteriminin ardından panelde, Yüksek İnşaat Mühendisi Mahir Polat, Kiptaş Genel Müdürü Ali Kurt ve Eyüpsultan Belediye Başkanı Dr. Mithat Bülent Özmen sunum yaptı. Katılımcılara, beklenen İstanbul depremi hakkında ise Prof. Dr. Naci Görür bilgi verdi. "Deprem dirençli yerleşik alanları oluşturalım" Marmara Bölgesi’nde 7.5 şiddetinde deprem öngördüğünü söyleyen Prof. Dr. Naci Görür, "Marmara Denizi’ndeki fay sistemi 160 kilometre uzunluğunda Kuzey Anadolu hattının kuzey kolu. Hala denizin içerisinde. Marmara Denizi’nde bu fayın en son deprem tarihi, 1766 Ağustos ve Mayıs ayıdır. Hatta 22 Mayıs, yarın da depremin yıldönümü. Binlerce insanı o zaman öldürdü. İstanbul 1766 yılında 7 şiddetinin üzerinde 2 deprem yaşıyor. Şu an sene 2024. Bu fay sistemi her 250 yılda bir deprem görür. Yani 250 senede enerji birikiyor ve deprem yapıyor. Rahatlıyor ve 250 sene sonra bir daha oluyor. 1766 yılının üzerine 250 ekleyin ve 2016 yapar. O yüzden biz ’İstanbul’u depreme hazırlayın’ diye bağırıyoruz. ’Marmara Bölgesi’ne ve İstanbul’a dikkat edin’ diyoruz. Fay hattı kırılırsa 7.5 şiddetine varan deprem olacak. Benim derdim, deprem dirençli yerleşik alanları oluşturalım. Deprem mekanizması bu ülkede 13,6 milyon sene önce başladı. 13,6 milyon seneden beri bu topraklarda deprem oluyor" ifadelerini kullandı. Prof. Dr. Naci Görür, "Eyüpsultan’ın güney alanlarına dikkat etmemiz gerekiyor. Bizim için yumuşak karnımız Eyüpsultan’ın güney kısmı. Deprem kentindeki belediye başkanları, depremi belirli ölçüde bilmek zorundadır. Afet yönetimi, afet işleri ve deprem. Marmara Bölgesi, Türkiye ekonomisinin yani gayri safi milli hasılanın yüzde 60’ına yakınını sağlıyor. En ihtiyaç olduğu zamanda ekonominin çarkları dönmeli ki bize verilen zararı kolay atlatalım" şeklinde konuştu. "Fayları ve depremi bırakalım, deprem dirençli yerleşim alanları yapalım" Türkiye’nin deprem ülkesi olduğunu kabul ederek depreme dirençli yerleşim alanları yapılması gerektiğini belirten Görür, "Depremleri faylar üretiyor. Fay araştırmaları yapmak çok güzel. Üniversitelerimiz var onlar araştırsınlar. Kamuoyunun önünde tartışmaya gerek yok. Biz 40 sene dağlarda çalıştık. Çalışsın, fayları bulsun, yazsın, çizsin, uluslararası dergilerde yayınlasın. Uluslararası bilim platformlarında bunu tartışsın. Gerekiyorsa devlet büyüklerine bilgi versin. Bizim bir derdimiz var. O da şu; Türkiye Cumhuriyeti bir fay örgüsüyle karşı karşıya. Türkiye’nin hemen hemen her yeri canlı faylarla örülmüş bir vaziyettedir. Bugün, bugün olmazsa yarın, yarın olmazsa diğer gün muhakkak bir büyük deprem oluyor. Ben diyorum ki; fayları ve depremi bırakalım. Bir kabul yapalım. ’Benim ülkem deprem ülkesi’ diyelim. Madem öyle, deprem dirençli yerleşim alanları yapalım. Bu işi kökten çözelim. Konuşulması gereken konu bu" dedi.
İstanbul Fenerbahçe’den, Galatasaraylı yöneticilere yanıt Fenerbahçe, 1-0 kazandıkları Galatasaray derbisinin ardından sarı-kırmızılı yöneticilerin yaptığı açıklamalara yanıt verdi. Sarı-lacivertlilerin resmi internet sitesinden yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı: "19 Mayıs Pazar günü oynanan, takımımızın 1-0 galibiyeti ile sonuçlanan maçın ardından rakip takım bireyleri tarafından oluşturulan gündemi dikkatle takip ediyoruz. Maçın bitişinin ardından rakibimizin serzenişlerinin artarak garipleştiği bu gündemden hareketle öncelikle şunu söylemek isteriz ki; Derbi zaferimizin ardından gerek mevcut başkan ve muhtelif yöneticiler gerekse başkan adayı nezdinde yapılan sayısız çelişkili açıklamaların ana sebebi, maç sonucunun hazmedilememesi kaynaklıdır. Her şeyin tam da istedikleri şekilde kendilerine sunulduğu, takımımızın haksız şekilde henüz maçın başında 10 kişi bırakıldığı ve her şeye rağmen Fenerbahçemizin galibiyeti ile sonuçlanan bu maç, her bir dakikası ile ’gerçek hak edeni’ tüm Türkiye’ye göstermiştir. Sezon başından beri haykırdığımız sistematik ve sistemsel sıkıntıların kısa ve net bir özeti niteliğindeki bu maçın, çok büyük beklentiler içindeki rakibimizi bu şekilde sarsmasını anlayışla karşıladığımızı; İki gündür ortaya koydukları yanlış, yanıltıcı ve yalan beyanlar dahil olmak üzere kamuoyu nezdinde yapılan algı manipülasyonuna yönelik adımların takibini her mecrada sonuna kadar yapacağımızı kamuoyunun bilgisine sunarız."
Samsun 160 yıldır dinmeyen acı: Samsun’da Çerkezler atalarını andı Çerkez Sürgünü ve Soykırımı’nın 160. yılı Samsun’da yapılan etkinlikle anıldı. Samsun’da 21 Mayıs 1864 Çerkez Sürgün ve Soykırımı’nın 160. yıldönümü nedeniyle anma etkinlikleri düzenlendi. Tütün İskelesinde toplanan Çerkezler ağıtlar söyleyerek, denize kırmızı karanfil bırakıldı. Sürgünde hayatını kaybeden ve Çerkezlerin adlarına hazırlanan temsili mezar taşları da anma töreninde sergilendi. Programda konuşan Samsun Çerkez Derneği Başkanı İlhan Ayrancı, "Çerkezler ve diğer Kuzey Kafkasya halkları binlerce yıldır yaşadıkları vatanlarını savunmuş ve diğer halkların vatanlarını işgal etmek peşinde olmamıştır. Orantısız güçlere karşı tamamen kuşatılmış vatanımızı 1763-1864 arasında 101 yıl savunan atalarımız, 21 Mayıs 1864 tarihinde son savaşı da kaybettiler. Savaş sürecinde sivillere yönelik toplu öldürme, ekinlerin ve köylerin yok edilmesi suretiyle yaşam imkanlarının ortadan kaldırılması gibi uluslararası hukuk çerçevesinde tipik soykırım suçları işlenmiştir. Savaştan sonra ise Çerkezlerin kalan nüfusunun tamamına yakını Osmanlı coğrafyasına sürgüne tabi tutulmuştur. Hem bu etnik temizlik ve hem de soykırım ayrı ayrı insanlığa karşı suç niteliğindedir. Çerkezler dağınık iskan edilmiş olmalarına rağmen 160 yıldır yaşadıkları ülkelere her bakımdan nüfuslarına oranla çok üst düzeyde katkı vermektedir. Bugün baktığımızda dünya; demokratik değerlerden, barış ve huzur ortamından uzaklaşarak yeni bir kaos ortamına doğru sürüklenmektedir. Çevremizde büyük insani krizler, savaşlar, yeni soykırımlar yaşanmaktadır. Çok dikkatli olmamız ve dayanışma içinde hareket etmemiz gerekiyor. Tüm ülkeleri ve anavatanımızı büyüyen bu yangından korumamız; bir yandan da küresel yangını demokratik, insani, barışçıl değerler ile söndürmeye çalışmamız gerekiyor. Sürdürülebilir bir barış karşılıklı saygıya dayalı, farklılıkları zenginlik olarak gören demokratik çoğulcu bir anlayışın toplumda ve dünyada hakim olması ile mümkün olacaktır. Bu doğrultuda yetkililer başta olmak üzere hepimize önemli görev ve sorumluluklar düşüyor. Savaşta ve sürgünde kaybettiklerimizi, bugüne kadar kültür, kimlik ve adalet mücadelemize emek verenlerden vefat edenleri saygı ve rahmetle anıyoruz. Demokratik taleplerimizin takipçisi olmaya devam edeceğiz" dedi. Programa ayrıca Samsun Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Nihat Soğuk, Atakum Belediye Başkanı Serhat Türkel ve Çerkez vatandaşlar katıldı.