GENEL - 05 Kasım 2017 Pazar 11:07

Doğu ve Güneydoğu’nun barıştıran aşireti

A
A
A
Doğu ve Güneydoğu’nun barıştıran aşireti

Türkiye genelinde 1,5 milyon nüfusu bulunan Metina aşireti, kurduğu dernekle harekete geçerek, 7 ayda 30 kan davalı ve husumetli aileyi barıştırdı.

Türkiye genelinde 1,5 milyon nüfusu bulunan Metina aşireti, kurduğu dernekle harekete geçerek, 7 ayda 30 kan davalı ve husumetli aileyi barıştırdı. Dernek Başkanı Aydın Pirinççioğlu, kurdukları komisyonun her zaman hazır kıta olduğunu belirterek, husumetlere anında müdahale ettiklerini dile getirdi.


Nüfusunun büyük bir bölümü Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde bulunan ancak Türkiye genelinde 1,5 nüfusa sahip olan Metina aşireti, nisanda Metina Yardımlaşma ve Eğitim Derneği (Metina-Der) adıyla bir dernek kurdu. Kurulduğu günden bu yana özellikle toplumsal yaralara merhem olmaya çalışan dernek, 7 ayda bölgedeki 30 kan davalı ve husumetli aileyi barıştırdı. Derneğin Genel Başkanı Aydın Pirinççioğlu, bölgede yoğun bir nüfusa sahip olduklarını belirterek, “Bölgemizde ve coğrafyamızda yoğun bir aile nüfusuna sahip olduğumuz için bir ihtiyaç olduğu kanısına vararak derneğimizi kurduk. Nüfusumuz, Anadolu’nun her tarafında olmakla beraber yoğun olarak Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde olmak üzere 1 buçuk milyona yakın” dedi.



“30 akraba birleşip anında müdahale edebiliyoruz”


Dernek kurulur kurulmaz çok yoğun bir taleple karşılaştıklarını anlatan Pirinççioğlu, “Doğu ve Güneydoğu’da bir sürü sıkıntılar var. Gerek husumetler, gerek kan davaları konusunda çok güzel işlere imza attık. Bunlar bizim bölgenin kanayan yarası. Çok sıradan olaylardan bile kan davaları başlayabiliyor. Bu konuda biz bölgede büyüklerimizle, aklıselim insanlarla, iş adamlarımızla beraber bir komisyon kurduk. Sürekli irtibat halindeyiz. Anında müdahale edebiliyoruz. Metinalıların yaşadığı bütün bölgelerde 7 gün 24 saat bize ulaşabilirler. Hazır kıta gibi bir mesajla 25-30 araba birleşip hemen olaya müdahale edebiliyoruz. Bir nevi sosyal bir görev yapıyoruz. Bir olay çıkmaması için elimizdeki bütün imkanları seferber edebiliyoruz. Geçmiş olaylar dahi olsa çözmeye gayret ediyoruz. Bu konuda çok olumlu tepkiler alıyoruz. Özellikle iş adamlarımızın, yönetimdeki arkadaşlarımızın çok desteği oluyor. Bu kadar kısa sürede kurulmamıza rağmen kan davalı ve husumetli 30 aileyi büyüklerimizle birlikte barıştırmayı başardık. Bunlar toplumsal yaralarımızdır. Biz bunların önüne de geçmeye çalışıyoruz. Bununla beraber bölgede, özellikle Diyarbakır’da Metina ailesi olarak diğer konularda da çalışmalar yapıyoruz. Sağlık alanında olsun, eğitim alanında olsun arkadaşlarla beraber el atıp çözmeye çalışıyoruz. Bu çalışmalar sadece bizim aileye mahsus değil. Geçen bayram binden fazla aileye yardımda bulunduk. Ayrım gözetmeksizin yardım etmeye çalışıyoruz” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.