SAĞLIK - 22 Eylül 2018 Cumartesi 11:35

Geçmeyen ağız kokusu, dil kanseri belirtisi olabilir

A
A
A
Geçmeyen ağız kokusu, dil kanseri belirtisi olabilir

Uzmanlar, geçmeyen ağız içi yaraların ve buna bağlı olarak ortaya çıkan ağız kokusunun dil kanseri belirtisi olabileceğini bildirdi.

Uzmanlar, geçmeyen ağız içi yaraların ve buna bağlı olarak ortaya çıkan ağız kokusunun dil kanseri belirtisi olabileceğini bildirdi.


Toplumun iletişim kurarken en önemli sorunu olarak ortaya çıkan ağız kokusunun, sanıldığının aksine çok da masum olmadığı ortaya çıktı. Ağız içinde çıkan ve geçmeyen yaralara bağlı olarak ortaya çıkan ağız kokularının, dil kanserinin habercisi olabileceği belirtildi. Uzmanlar, sigaranın da dil kanserine yakalanma riskini arttırdığını belirterek, erken tanının hayati önem taşıdığını dile getirdi.



“Dil kanseri az bilinen ve gözden kaçan bir hastalıktır”


Konu ile ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Memorial Diyarbakır Hastanesinde görevli Kulak Burun Boğaz ve Başboyun Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Akdağ, dil kanserinin hem halk içinde hem de bilimsel arenada çok az bilindiğini ve zaman zaman muayene edilirken gözden kaçırılan önemli bir hastalık olduğunu söyledi. Ağız içindeki her yaranın dil veya boğaz kanseri ile ilişkili olmayacağının altını çizen Doç. Dr. Akdağ, “Ağız yaralarının birçok nedeni olabileceğini hatırlatmak lazım. Ancak bunlar içerisinde tümörün de kanserin de olabileceğini akılda tutmak lazım. Ağız içinde, tedaviye rağmen 15 günden uzun süren yaralarda mutlaka, kulak burun boğaz doktorunun muayenesi gerekiyor, ağız veya dil kanserini ayırt etmek açısından” dedi.



Yaraya bağlı oluşan ağız kokusuna dikkat


Dil kanserinin belirtilerinin farklılık gösterebildiğini vurgulayan Doç. Dr. Akdağ, şöyle devam etti:


“Ağız içinde geçmeyen yara ağrılı, ağrısız olabilir ama özellikle ağrısız olan yaralar önemli. Beraberinde uyuşma hissi, çok nadir ama gözden kaçan ağız kokusu dil kanserinin geç dönem belirtileri arasındadır. Dil kökü ve dil tabanı ile ilgili ilerlemiş ülserel lezyonlarda eğer çürüme ki yara alanlarında derinleşme krater gibi alan oluşur orada yemek artığı ile birlikte çürüme oluşuyor. Çürüme ve bakteriler ile birlikte kişi konuşurken veya soluk alırken ağız kokusu oluşuyor. Bu ağız kokusu da rutinin dışında bazen beklenmeyen dil kanserlerinin belirtisi olabiliyor.”



Sigara her zamanki gibi kara listede


Dil kanserinde en önemli etkenlerden birinin de birçok gırtlak ve boğaz kanserinde olduğu gibi sigara olduğunu aktaran Doç. Dr. Akdağ, şu ifadeleri kullandı:


“Sigara özellikle içerisindeki nikotin ve diğer maddeler ağız tabanı ve dil kanserinde çok önemli bir sebeptir. Sigara dışında önemli etkenlerden biri de diş ve ağız hijyeni bozukluğudur. Ağız hijyeni bozuk olan insanlarda normal insanlara göre ağız içi tümörü görülme ihtimali yüksek ki burada en önemli faktörlerden biri de diştir. Diş bakımı, ağız bakımı, diş fırçalama yapılamayan bireylerde hem enfeksiyon hem de tümöral gelişim söz konusudur. Muayeneden sonra eğer dil tümöründen şüpheleniliyorsa mutlaka oradan bir biyopsi alınmalıdır. Biyopsi sonucunda eğer kanser çıkıyorsa yaranın lokasyonuna bağlı olarak operasyon gerçekleştiriyoruz. Erken tanı çok önemli, erken dönemde tanıyı koyarsak daha küçük tedavilerle hastaların sorununu çözmüş oluruz.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.