YEREL HABERLER - 16 Ocak 2012 Pazartesi 10:09

BAYRAKTAR, GÜVEN TAZELEDİ

A
A
A
BAYRAKTAR, GÜVEN TAZELEDİ

Genel Merkez tarafından Merkez İlçe Başkanlığı görevine getirilen Regaib Bayraktar ilk seçimlerde delegelerden güven oyu oldu.
AK Parti Bartın Merkez İlçe Başkanlığı 4. Olağan Kongresi gerçekleşti. Bartın Kültür Merkezi salonunda gerçekleşen kongreye, AK Parti Bartın Milletvekili Avukat Yılmaz Tunç, Bartın Belediyeler Birliği Başkanı Metin Çetin, AK Parti Bartın İl Başkanı Yaşar Arslan, AK Parti Bartın Kadın Kolları Başkanı Nurzen Çağdaş, AK Parti Bartın Gençlik Kolları Başkanı Onur Çoban, teşkilat üyeleri ve delegeler katıldı. Kongrede konuşma yapan Milletvekili Yılmaz Tunç, "Siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmesidir. Millet siyasi partiler aracılığı ile kendi kendini yönetir. Bu kadar önemli siyasi partilerde kongrelerde çok önemli günlerdir. Kongreler bir fırsattır. Yenilenme, daha ileriye gitme, birlik beraberlik adına bir fırsattır. Bu fırsatı Bartın olarak bütün ilçelerimiz ile birlikte değerlendirmenin gayreti içerisinde olacağız. Genel merkezimizin tavsiyesi tek listedir. Bundan kasıt, birlik beraberlik, kırılmalar gücenmeler olmasın. Teşkilatlarımız hedefe hep beraber birlikte odaklansın. Bu gaye ile tek liste üzerinde duruyor. Delegelerimizin en doğru kararı vereceğine inanıyorum. Bu kongreden AK Parti Merkez İlçe Teşkilatı olarak daha da güçle ileri çıkacağız. AK Parti ve milletimiz kazanacaktır. AK Parti milletin partisidir. Kuruluşundan bu yana 10 yıl geçti. İktidarda da 9. yılımız. AK Parti’nin kurulduğunda Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu sizlere hatırlatmama gerek yok. Ülkemizin krizlerden krizlere sürüklendiği, ekonomik krizlerin milletimizi fakirleştirdiği, yatırım yapmanın hayal olduğu işçisine, memuruna, emeklisine dahi maaş ödeyemeyen Merkez Bankası’nın kasası tam takır olan bir ülke konumundaydık. O sıkıntılı günlerden geçmenin o sıkıntıları aşmanın çaresini milletimiz AK Parti’de buldu. AK Parti’nin ışığını yaktı. 14 aylık bir partiyi tek başına iktidara getirdi. Yüzde 34 ile iktidara getirdi. Kasa tam şimdi 100 milyon dolar para var. Demek ki hortumlar kesilince kasa doluyor. Enflasyon çift haneli idi, şimdi tek haneli. Artık yüzde 5’in de altına düşsün istiyoruz. 2002 yılında dünyada kriz yok, Türkiye eksi 9 küçüldü. Bugün dünyada kriz var, Türkiye artı 9 büyüyor. İşte AK Parti farkı budur. En düşük emekli maaşı 250 lira, bugün ise 800 lira. Dolar bazına vurulduğunda aradaki farkı görürsünüz. Daha da yukarılara çıkaracak bu iktidardır. Asgari ücret 180 lira idi, bugün 701 lira. 701 lirayı ’yeterli’ demiyoruz. Ondan daha da yukarı çıkaracak olan yine bu iktidardır" dedi.
AK Parti Merkez İlçe Başkan Adayı Regaib Bayraktar ise, "Demokrasinin olmazsa olmazlarından siyasi partiler teşkilat yasası gereği her 3 yılda bir yapılmaktadır. Kongre süreci dediğimiz bu süreç bizlere yasal bir sorumluluktan öte aynı zamanda da bir değerlendirme sürecidir. Geçmiş 3 yılın sağlıklı bir değerlendirmesini yapmak eksikliklerimizi tespit etmek, yeni hedefler koymak için kongreler bir fırsattır" diye konuştu.
AK Parti Merkez İlçe Başkan Adayı Murat Yıldırım da, "Bizim kültümüzde bir makam, görev istenmez. Verilirse en iyi şekilde yapılmaya çalışılır. Değerli büyüklerimiz bizi bu göreve layık gördüler. Bizlerde inşallah bu görevi en iyi şekilde yapmaya çalışacağız. Partimizin oyunu arttırmada en büyük katkıyı sağlayan çok değerli delegelerimiz bu çıtayı daha da yükseğe çıkarmanın görevimiz olduğunu belirtiyorum. AK Parti Merkez İlçe Teşkilatı’na göreve gelirken amacımız 6 olan belediye sayımızı 9’a çıkarmaktır. İl genelinde bütünlük ve beraberlik içinde hizmet etmek için elimizden geleni yapacağız. Bir dünya lideri olan Başbakanımıza layık olabilmek için Bartın’ın gururu Milletvekilimiz ve İl Başkanı ile birlikte uyumlu güç birliği içinde Bartın’ın bütün dinamiklerini hayata geçireceğiz. 2023 Türkiye’si için sağlam ve emin adımlarla yürüdüğümüz bugünlerde birlik ve beraberliğimize daha da perçinleyerek ileriye taşıyacak ve laf değil proje üretecek güçlü bir kadro ile Merkez İlçe Başkanlığı’na adaylığım için siz değerli delegelerimizin desteklerini bekliyorum" dedi.
Konuşmaların ardından seçime geçildi. İki adayın olduğu seçimde toplam 373 oy kullanıldı. Murat Yıldırım 112 oy, Regaib Bayraktar ise 256 oy aldı. Bu sonuçlara göre Regaib Bayraktar Merkez ilçe Başkanlığına yeniden seçildi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Ayak Tenisi Takımı’ndan Türkiye Şampiyonasında ikincilik Kütahya Dumlupınar Üniversitesinin (DPÜ) ev sahipliğinde Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu tarafından düzenlenen Ayak Tenisi Türkiye Şampiyonası karşılaşmalarında erkek DPÜ erkek takımı ikinci, kadın takımı dördüncü oldu. DPÜ Kapalı Spor Salonu’nda Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu tarafından gerçekleşen turnuvaya kadınlarda Kütahya Dumlupınar, Alanya Alaaddin Keykubat, Amasya, Eskişehir Osmangazi, Fenerbahçe, İstanbul Gedik ve Süleyman Demirel üniversiteleri, erkeklerde ise Kütahya Dumlupınar, Amasya, Alanya Alaaddin Keykubat, Eskişehir Osmangazi, Fenerbahçe, İstanbul Gedik, İstanbul Rumeli, MEF ve Süleyman Demirel üniversiteleri katıldı. Üç gün süren turnuvanın ilk maçında Amasya Üniversitesine 2-0 kaybeden DPÜ Erkek Ayak Tenisi Takımı, ikinci maçında İstanbul Gedik Üniversitesini 2-1’lik skorla mağlup ederek finalde yeniden Amasya Üniversitesine rakip oldu. Final maçını 2-0 kaybeden DPÜ, turnuvayı ikincilikle tamamladı. Süleyman Demirel Üniversitesi ise erkekler kategorisini üçüncü sırada tamamladı. DPÜ Kadın Ayak Tenisi Takımı ise Fenerbahçe Üniversitesini 2-0 yenerek başladığı turnuvanın ikinci maçında Süleyman Demirel Üniversitesine 2-0 kaybetti. Turnuvanın son maçında Amasya Üniversitesine 2-0 mağlup olan DPÜ, turnuvada dördüncü sırayı aldı. Kadınlarda şampiyonluğu finalde Süleyman Demirel Üniversitesini 2-0’la geçen Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi kazandı.
İstanbul Sinsi ilerleyen HPV’ye karşı en etkili koz aşı Herkesin hayatının bir döneminde en az bir HPV türü geçirdiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Saadet Ünsal, “Çoğu HPV enfeksiyonu zaman içinde kendiliğinden geçer. Ancak bazen HPV enfeksiyonları daha uzun sürer ve yaşamın ilerleyen dönemlerinde kansere neden olabilir. HPV enfeksiyonun çoğu geçicidir ve genelde belirti vermeden ilerler. Enfeksiyondan korunmada en etkili ve güvenilir yöntemin HPV aşısıdır” dedi. Medipol Üniversitesi Pendik Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Saadet Ünsal, sık görülen enfeksiyonlar arasında olan HPV’ye karşı uyardı. Dr. Öğr. Üyesi Ünsal, insan papilloma virüsünün (HPV), papillomaviridae ailesinde bulunan bir DNA virüsü olduğunu belirterek “200’den fazla çeşidi bulunan insan papilloma virüsü, cinsel yolla bulaşan hastalıklara sebep olan virüs türlerinden biridir. Bulaşıcılığı yüksek olan insan papilloma virüsünün yaklaşık 40 çeşidi genital siğillere neden olurken bazı türleri kansere neden olur. Neredeyse tüm insanlar hayatlarının bir döneminde en az bir tür HPV ile enfekte olurlar. Çoğu HPV enfeksiyonu zaman içinde kendiliğinden geçer. Ancak bazen HPV enfeksiyonları daha uzun sürer ve yaşamın ilerleyen dönemlerinde kansere neden olabilir. HPV enfeksiyonun çoğu geçicidir ve genelde belirti vermeden ilerler” şeklinde konuştu. HPV aşısı bu kanser türlerini önleyebilir Enfeksiyondan korunmada en etkili ve güvenilir yöntemin HPV aşısı olduğuna dikkati çeken Dr. Öğr. Üyesi Ünsal, şu bilgileri verdi: “Uygun yaş aralığında, tavsiye edilen dozlarda aşı uygulaması yaptırmak HPV’nin ve neden olduğu hastalıkların önlenmesini sağlar ve virüse karşı vücudu korur. Mevcut HPV aşıları; iki, dört veya dokuz tip HPV’ye karşı koruma sağlar. Tüm HPV aşıları, en büyük rahim ağzı kanseri riskine neden olan HPV tip 16 ve 18’e karşı koruma sağlar. HPV aşılarının serviks kanserinin yüzde 70’ini, anal kanserin yüzde 80’ini, vajinal kanserin yüzde 60’ını, vulvar kanserinin yüzde 40’ını önleyebileceği ve HPV pozitif orofaringeal kanserlerin önlenmesinde yüzde 90’dan fazla etkinlik gösterdiği tahmin edilmektedir. Ayrıca HPV tiplerine karşı koruma sağlayan dörtlü ve nonvalan aşılar ile bazı genital siğilleri önlerler. HPV-6 ve HPV-11 daha fazla koruma sağlar. 9 ila 13 yaşlarındaki kızların aşılanması önerilir Dr. Öğr. Üyesi Ünsal, kişiye özel aşıların dozlarının ayarlandığına değinerek şöyle devam etti: “Dünya Sağlık Örgütü, diğer koruyucu önlemlerle tüm ülkelerde rutin aşıların bir parçası olarak HPV aşılarını önerir. Aşılar, kişinin yaşına ve bağışıklık durumuna bağlı olarak iki veya üç doz gerektirir. Günümüz sağlık uygulamalarında HPV aşısının ilk cinsel ilişkiden ve 25 yaşından önce yapılması tavsiye edilir. 15 yaş gününden önce ilk aşısını yaptıran kişilere iki doz HPV aşısı önerilir. HPV aşısının ikinci dozu, ilk dozdan 6 ila 12 ay sonra yapılır. 15 ila 26 yaşları arasında ilk aşısını olan bireyler ve bağışıklık sistemi baskılanmış kişiler için üç doz HPV aşısı önerilir. Ayrıca 9 ila 26 yaş arası bağışıklığı baskılanmış kişiler (HIV enfeksiyonu olanlar dahil) için de üç doz önerilir. İlk dozun ardından ikinci doz için 1-2 ay geçmesi önerilirken, üçüncü doz aşı için 6 ay geçmesi beklenir. Tipik olarak 9 ila 13 yaşlarındaki kızların aşılanması önerilir. Aşılar en az 5 ila 10 yıl koruma sağlar. Aşılamadan sonra serviks kanseri taraması hala gereklidir. Nüfusun büyük bir bölümünün aşılanması, aşılanmamış olanlara da fayda sağlayabilir. Enjeksiyon yerinde ağrı insanların yaklaşık yüzde 80’inde görülür. Bölgede kızarıklık, şişlik ve ateş de oluşabilir. Ülkemizde henüz ulusal aşı takviminde yer almamaktadır. Sağlık Bakanlığı bu konuda çalışma yapmaktadır.”
Elazığ KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, “Fırat Üniversitesi’nin başarılı bizleri mutlu ediyor” Elazığ’ın Kıbrıs Türkü için ayrı bir önemi olduğunu belirten KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Fırat Üniversitesi’nin başarılı bizleri mutlu ediyor” dedi. Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Göktaş, Uluslararası Final Üniversitesi’yle iş birliği protokolü imzalamak amacıyla gittiği Kıbrıs’ta Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı da ziyaret etti. Son yıllarda başarılını artıran Fırat Üniversitesi’yle ilgili övgü dolu sözler söyleyen Cumhurbaşkanı Tatar, Fırat Üniversitesi’nin başarılarının kendisini mutlu ettiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Elazığ’ın Kıbrıs Türkü için ayrı bir önemi var. Elazığlı olan Tabip Binbaşı Nihat İlhan’ın Kumsal Katliam’ı olarak bilinen olayda eşi Mürüvvet İlhan ve çocukları Murat, Kutsi, Hakan şehit edildi. Elazığ ziyaretinde şehitlerin kabirlerini ziyaret edip, KKTC’den toprak götürdüm. Bu olayı unutmadık ve unutturmayacağız. Bağımsız ve hür bir şekilde devlet çatısı altında yaşamamız şehitler sayesindedir. Türkiye’de ilk 10’a giren Fırat Üniversitesi’nin başarıları elbette bizleri mutlu etmektedir. Elazığ ziyaretimde bana göstermiş olduğunuz yakın ilgi ve alakaya teşekkür ederim. Şahsıma tevdi edilen fahri doktora unvanının benim için çok kıymetli olduğunu bir kez daha paylaşmak isterim” dedi. Rektör Prof. Dr. Göktaş da Elazığlılar için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin oldukça önemli olduğunu belirterek Elazığ’ın selamlarını iletti.
Kütahya Kütahya Şehir Hastanesine yoğun ilgi Kütahya Şehir Hastanesinin hizmete başlamasıyla birlikte ilginin her geçen gün attığı bildirildi. Kütahya Şehir Hastanesi Başhekimi Hasan Emri Aydın, "Hastanemiz açılış sürecinin ilk ayını tamamlamak üzere. Bu süreçte her gün daha da iyiye giderek daha iyi verilerle hastalarımıza sağlık hizmeti vermekteyiz" dedi. Hastanede sağlık hizmetini daha genişleteceklerini ifade eden Aydın, "Bir taraftan Evliya Çelebi hastanemizin hizmete devam etmesi bir taraftan da Şehir Hastanemizin hizmete girmesiyle ilimizin genelinde verileri sıklıkla takip ediyoruz. Tabii ki ilk ayımız, biz de çalışmalarımızı her an kendimizi ve sağlık hizmetimizi daha da geliştirerek devam etmeyi planlıyoruz. Bir anlamda yardımcı sağlık personeli sayımız bu yeni desteklerimizle birlikte arttı. Diğer taraftan da hekimlerimize daha iyi bir çalışma ortamı sağlandı. Tabii ki planlamalarla hekim sayımızın daha da artması ve mevcut potansiyelin ilimizdeki hastalarımızın hastanemize ulaşımını daha da hızlandıracak şekilde olmasını planlıyoruz" diye konuştu. "Çok ileri teknoloji cihazlara sahibiz" Yeni atamalarla randevu probleminin de çözümü kavuşacağını dile getiren Başhekim Hasan Emre Aydın, "Zaten şu an itibarıyla bile aynı gün tedavi olan birçok branşımız var. Aslında hastalarımızın randevu almakta zorlandığı bölümler zaten bizim de hekim arkadaşlarımıza daha iyi bir ortam sunmamızla birlikte aşağı yönde ivmelenmeye başladı. Yeni atamalarla kısa süre içerisinde bu işin çözüleceğini umuyoruz. Evliya Çelebi yerleşkemiz de Şehir Hastanemizin yanında ve şu anda da orada mevcut hekimlerimiz hastalarımıza hem ameliyathane anlamında hem de poliklinik anlamında hizmet etmekte. Bizim de planlanan 3 ay ile 6 ay arasında değişen bir açılış sürecimiz var. Şu an ilk ayımızda, hastalarımızın ve hekimlerimizin hastanemizi tanımasını sağlıyoruz. Burada çok ileri teknoloji cihazlara sahibiz. En basit anlamda anlatmam gerekirse yakın zamanda küçük bir uygulamasını yaptık. Bilimsel alanda da ameliyathanede yapılan bir operasyonun eş zamanlı toplantı salonlarında veya bilimsel alanlarda da gözlemlenmesini sağlayan imkanlara da sahibiz. Yani bir yandan hasta hizmeti verebiliyoruz, bir yandan da sunduğumuz hizmeti daha ileri teknolojiyle birleştirebiliyoruz. Burada diğer taraftan Mr’ımız tomografimiz, diğer radyolojik görüntülerimiz de, Çelebi yerleşkesinde mevcut devam ederken Şehir Hastanesine de girmesi ile birlikte iki kat artmış durumda. Dolayısıyla bütün bunlar bize talebin azalmasını sağlayacak" ifadelerini kullandı. "Çevre illere de hizmet veren bir il konumundayız" 112 Acil Sağlık Hizmetleri birimlerinin çevre illerden de vaka çekebildiğini anlatan Aydın, "Zaten biz uzun zamandır çevre illerimizden farklı branşlarda hasta kabulü yapıyoruz. Bunun içerisinde tam hatırlayamamış olabilirim ama kardiyoloji bölümünde, çocuk cerrahisi bölümünde, girişimsel radyoloji bölümünde, beyin cerrahisinde alıyoruz. Çevre illere hizmet veren bir il konumundayız. Aslında bilinmesi gereken en önemli konu da bu, yani ayakta hasta sağlık hizmetini vermemizin yanında, çevre illerden de acil durumlarda vaka çeken bir merkeziz. Çevredeki illerin 112 Sağlık Hizmetleri birimleri ile 24 saat ilişki içerisindeyiz. Bu anlamda şu anki yeni teknoloji ile birlikte de özellikle örnek vereyim, yine nörolojide, bunun içerisinde sanıyorum anjiyografi cihaz olarak tek planda veya iki planda olan cihazlar mevcut. Çelebi yerleşkesi ve Şehir Hastanesi yerleşkemizde toplam 4 tane cihaza sahibiz. Bunlardan bir tanesi de çift yönlü dediğimiz çok az yerde, çok az kurumda bulunan cihazlardan bir tanesi. Dolayısıyla ciddi anlamda poliklinik hizmetimizin yanında özellikli hizmetlerde verdiğimiz bir merkeziz" diye konuştu.
Kars "Ulu Camii’de Ermeniler 285 Türk’ü diri diri yaktı" Ermeniler Kars’ta, 1915 yılında Ulu Camii’ye ’anlaşma yapacağız’ diyerek topladıkları Türkleri diri diri ateşe vererek yaktı. Yanan Türklerin kan ve yağlarının izleri cami duvarlarında duruyor. Kaleiçi Mahallesi’nde bulunan ve 17’nci yüzyılda Osmanlı Padişahı Sultan İbrahim döneminde yaptırılan Ulu Camii, Ermeni mezaliminin canlı izlerini taşıyor. “Müslümanları diri diri yaktılar” Ermenilerin insanları diri diri yaktığını ifade Ulu Camii Dernek Başkanı Yasin Aşkın Yıldırım, "Her yıl biliyorsunuz 1915 yılında Avrupa’da olsun, Amerika’da olsun Ermeni katliamlarıyla ilgili söylentiler yapılıyor. Kars, özellikle çevresinde birçok katliamın yapıldığı bir şehir. Buna Erzurum ve Van’ı da katabiliriz. Ulu Camii gerçekten Kars’ta çok acı dramların yaşandığı bir cami, 1915 Nisan ayında Kars’ın ileri gelenlerini ‘toplantı yapacağız’ diyerek Ulu Camii’de toplayıp, diri diri yakılmasına şahitlik yapmış bir camidir" dedi. Yıldırım, "Ulu Camii’de 2 taşımızı çerçeve içerisine aldık. Yandıktan sonra üzerinde insanların yağ izlerinin bulunduğu cam içerisine aldığımız 1 çerçeve mevcuttur. Herkesin burayı görmesinde fayda var. Tarihini öğrenmesinde fayda var. Biliyorsunuz tarihine sahip çıkmayan milletler yok olup gitmiştir. İşte canlı tarih” diye konuştu. Nisan 1915’te Ulu Camii’de Ermeniler, şehrin ileri gelenlerinden 285 kişiyi, ’anlaşma yapacağız’ vaadiyle kandırıp camiye toplayarak ateşe verdi. Diri diri yakılan insanların duvarlara sıçrayan kan ve yağlarının izi ise halen korunuyor. Yakılan insanların kan ve yağ izlerinin bulunduğu duvarın orijinal 2 taşı çerçeve içinde tutuluyor. Ulu Camii duvarlarında bulunan ve Ermeniler tarafından yakılan Türklerin ’kan ve yağ’ izleri çerçeveye alınarak muhafaza ediliyor. Ulu Cami önünde bulunan kitabede ise Ermeni mezaliminin fotoğrafları yer alıyor.