GENEL - 20 Şubat 2017 Pazartesi 14:17

Milli oyuncak için çalışmaya başladılar

A
A
A
Milli oyuncak için çalışmaya başladılar

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Genel Müdürü Prof. Dr. İbrahim Kılıçarslan, milli oyuncak projesinin Düzce’nin yıllık gelirine yüzde 19 oranında katkı sağlayacağını söyledi. Bölgede plastik, ahşap ve metal oyuncak üretiminin yapılacağının kaydeden Kılıçarslan “Bu bir Türkiye projesi” dedi.
Düzce Üniversitesinde düzenlenen “Değerlerimiz Kültürümüz ve Çocuklarımız, Milli Oyuncak” başlıklı çalıştaya geniş katılım sağlandı.
Onursal Başkanlıklarını Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Genel Müdürü Prof. Dr. İbrahim Kılıçaslan ile Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nigar Demircan Çakar’ın yaptığı çalıştayda milli, yerli ve evrensel oyuncağın sahip olması gereken nitelikler belirlendi.

Hedef milli ve yerli oyuncak
Çalıştayın açılış konuşmasını yapan Çalıştay Düzenleme Kurulu Başkanı ve Düzce Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Uğur Hasırcı kültürümüzü, değerlerimizi ve medeniyetimizi yansıtan oyuncak karakterlerini üretecek bir organize sanayi bölgesi kurulması hedefinin hayata geçirilmesi için Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Düzce Üniversitesi, PAGEV ve Düzce TSO arasında protokol imzalandığını ifade etti.

2 bin kişiye istihdam
Protokolle Gümüşova’da üretilecek oyuncaklara hukuki dayanak sağladığını dile getiren Yrd. Doç. Dr. Hasırcı, OSB’nin 1 milyar TL’lik yatırımla bin 250 dönümlük alana kurulması, 2 bin kişiye istihdam sağlaması ve yıllık 350 milyon dolar ciro elde ederek Düzce’deki kişi başına düşen gelire yüzde 10’luk katkı sağlamasının beklendiğini vurguladı. Hasırcı bu çalıştayda milli ve yerli oyuncak karakterinin taşıması gereken niteliklerinin ortaya çıkarılacağını belirterek sözü Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nigar Demircan Çakar’a bıraktı.

İkinci aşama yarışma
Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nigar Demircan Çakar, Milli oyuncak sürecinin 6 ay gibi çok kısa bir süre önce başladığını ifade etti.
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın liderliğinde Düzce’de bir oyuncak organize sanayi bölgesi kurulacağını dile getiren Prof. Dr. Nigar Demircan Çakar, bölgesel kalkınma ve ekonomik katkıları dışında, Düzce Üniversitesi olarak sürece hangi alanlarda destek vereceklerine ilişkin çalışmalar yürüttüklerini sözlerine ekledi. Çocuklara milli bilinci aşılayabilmek amacıyla projenin bu topraklarda ortaya çıktığını belirten Çakar, sürecin ikinci aşamasında milli oyuncakla ilgili yarışma düzenleneceğini ve bu çalıştaydan çıkan sonuçların, yarışmanın ana konusunu oluşturacağını dillendirdi.

6 masada konuşuldu
Çalıştayın iki oturum şeklinde 6 masada gerçekleştirileceğini söyleyen Prof. Dr. Nigar Demircan Çakar, her masada sosyolog, pedagog, sanat tasarımcısı, grafiker, tarihçi, ilahiyatçı ve birçok alanda yerli ve yabancı uyruklu katılımcıların farklı katkılar sunacağına dikkat çekti.
Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nigar Demircan Çakar, çalıştay sonucunda çıkarılan fikir ve önerilerin hem bölgenin hem de ülkenin yerli, milli ve evrensel oyuncak üretimine katkı sağlaması temennisinde bulunarak başta Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olmak üzere destek veren herkese teşekkür etti.

Milli oyuncak pazara ulaşmalı
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Genel Müdürü Prof. Dr. İbrahim Kılıçarslan milli oyuncağın daha öncede üretildiğini ancak pazara ulaşmada sıkıntı yaşadığını kaydederek “Biz oyuncağa ilk etapta sadece sanayi açısından baktık. Ancak daha sonra gördük ki oyuncağın bir derinliği var. Oyuncağın derinliğinde kültürel ve eğitim boyutunu da gördük. Türkiye’de bunlar yapılmış aslında. Milli Eğitim Bakanlığı oyuncağın eğitim boyutuyla ilgileniyor. Kültür Bakanlığı kültürel boyutuyla ilgileniyor. TRT Çocuk var. Devletin kurumları ayrı ayrı bu konuyla ilgili çalışmalar yapıyorlar zaten. Bizim yaptığımız bu kurumları bir araya getirip Üniversitemiz bünyesinde bir sinerji oluşturmak. TİKA bir Türk Dünyası Çocuk ve Oyuncakları Projesini başlatmış. MEGEB’in altında Sanat Tasarımı ve Oyuncak diye bir bölüm var. Ancak bunlar birleşmediği için bir ekonomik değer oluşturmuyor. Kültür Bakanlığının güzel çalışmaları var. Ancak ben bunları pazarda göremiyorum. Belgesel kalıyor. O zaman pazara erişilebilmesi için oyuncağın sanayileşmesi gerekiyor” dedi.

Bu bir Türkiye projesi
Bu projenin bölgesel kalkınmanın yanı sıra bir Türkiye projesi olduğuna dikkat çeken Kılıçarslan şunları söyledi: “Dünya oyuncak pazarının hacmi 5 yıllık ortalaması her yıl için 110 milyar dolar. Bunun 50 milyar dolarını Çin karşılıyor. Türkiye’nin oyuncak pazarı yine 5 yılın ortalaması yıl başına 700 milyon dolar ithalat. Bunun da yarısına yakını Çin’den karşılanıyor. Biz burada kuracağımız oyuncak kümesiyle Türkiye’nin ihtiyacı olan oyuncağın ilk üç yıl için yarısın hedefledik. Yani 350 milyon dolar. Düzce’nin toplam ürettiği katma değer yıllık 7,5 milyar TL. Bu oyuncak projesi Düzce’ye üç yıl içerisinde yüzde 19’luk bir katma değer sağlayacak. Düzce’nin geliri yüzde 19 artacak. Düzce basınında görüyorum oyuncağı çok oyuncak gibi görmüşsünüz. Bununla beraber istihdama ciddi katkılar sağlayacak. Burada plastik, ahşap ve metal oyuncak olacak. Ayrıca gençler için iletişim sağlayabilecekleri yazılımlarla elektronik oyuncaklar olacak. Bunu Türkiye projesi olarak görüyoruz. Bölgesel kalkınma projesi olarak görüyoruz.”

Amaç milli değerlere uygun oyuncak üretmek
Düzce Valisi Zülkif Dağlı, amaçlarının milli değerlere uygun oyuncaklar üretmek olduğunu belirterek “Burada şöyle dönüp baktığımız zaman, değerlerimiz, kültürümüz ve çocuklarımız başlığı altında yapmak istediğimiz çalışmanın ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. Bu sadece Gümüşova Sanayi Bölgesinde belli sanayicilerimize yer ayırma meselesi değildir. Bu sadece çıkarımlardan bir tanesi olabilir. Buradaki amaç milli değerlerimize daha uygun olan tasarım, oyuncak ve yazılımların nasıl ortaya çıkartılacağıdır” diye konuştu.

Çoğu yabancı menşeli
Bugün çocukların elinde olan oyuncakların büyük bölümünün yabancı menşeli olduğuna dikkat çeken Dağlı şöyle devam etti: “Çocuklar dünyaya geldiklerinde ilk gördükleri şeylerden biri animasyonlar. Ağladığı zaman hemen eline bir cep telefonu veriyoruz. Orada yine animasyonları görüyor. Biraz daha büyüdüğünde televizyonda yine animasyonlarla karşılaşıyor. Bu tasarımların neredeyse tamamının yabancı menşeli olduğunu görüyoruz. Belçika’yı örnek verirsek Şirinler karakteriyle hem ekonomik hem de kültürel olarak dünyada yarattığı döngüyü tüm dünya müşahede etmiş oldu. Bu çalışma tüm Bakanlıklarımızın katıldığı önemli bir çalışma. Ama bönce yazılım boyutu daha ön plana çıkmalı. Çünkü önce animasyonlar oluşturuluyor, daha sonra nesne ve obje boyutuna dönüşüyor. Bu anlamda belki TÜBİTAK’tan da bir ekip buraya dahil edilebilir. Bu küçük ama idealist grubun önemli işler yapacağına inanıyoruz. Burada sadece plastik değil, ahşap üretimi açısından önemli bir maziye sahip ilimizde ahşap oyuncakların üretimine de ağırlık verilmesi gerekir.”

Şiddet içerikli animasyonlardan uzaklaşacaklar
Çocukları şiddet içerikli animasyonlardan uzak tutmak için bu projenin çok önemli olduğunun kaydeden Dağlı “Çocuklarımızın şiddet içerikli veya animasyonlara bakmasını istemiyorsak, barby bebeklerinden etkilenmesini istemiyorsak mutlaka bu çalışmaya önem vermek ve tüm kurumlarımızla elimizi taşın altına koymak durumundayız” diye konuştu.

2 oturumda yapıldı
I. Oturumda Milli Oyuncak Hangi Değerleri Aşılamalı?, Değerlerimiz Oyun ve Oyuncaklarla Nasıl Aşılanır?, Toplumsal Cinsiyetin Oyuncak Seçimi Üzerindeki Etkisi Nedir?, Türk Kültürünün Ayırt Edici Özellikleri Oyuncaklara Nasıl Yansıtılabilir? konuları ele alındı.
II. Oturumda ise Türk Mitolojisinden İlham Alan Oyuncaklar Nasıl Olmalıdır? Aile İçi İletişimi Güçlendiren Oyuncak Özellikleri Nelerdir? Değerler Eğitimi Oyuncaklar Aracılığıyla Nasıl Verilebilir? Milli Bilincin Kazandırılması ve Milli Kimliğin İnşasında Oyuncaklar Nasıl Konumlandırılabilir? konu başlıkları değerlendirildi.
Çalıştayın ardından TÜBİTAK destekli bir Proje Pazarı etkinliği düzenlenerek, nitelikleri ortaya konan Milli Oyuncağa ilişkin tasarımlar sergilenecek. Son aşamada ise Milli Oyuncak lansmanı yapılacak.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli 52 milyonluk para trafiği ortaya çıkmıştı: Zanlılar adliyeye sevk edildi Kocaeli merkezli 11 ilde sahte ilanlarla ve çağrı merkezleri aracılığıyla ürün satma vaadinde bulunup çok sayıda vatandaşı dolandıran, hesaplarında 52 milyon TL para giriş çıkışı olduğu tespit edilen 56 şüpheliden 49’u adliyeye sevk edildi. Kocaeli Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şubesi ekiplerinin, siber suçların men ve takibine yönelik yürüttüğü soruşturmada, liderliğini Serkan Kınalı isimli şahsın yaptığı suç örgütü üyelerinin E-ticaret ve ilan platformlarına sahte ilanlar koyarak, kurulan çağrı merkezine ait açık hatlar üzerinden müştekiler ile güven verici ve aldatıcı görüşmeler yaptıkları belirlendi. Kaparo, kargo bedeli, nakliye bedeli ve sigorta bedeli gibi bahanelerle para alan örgüt üyelerinin elde ettikleri parayı kripto para platformlarına aktardıkları ve sanal kripto para birimlerine çevirerek izini kaybettirmeye çalıştıkları tespit edildi. 52 milyonluk para trafiği Belirtilen yöntemlerle yöntemlerle aralarında deprem mağduru aileler ile engelli vatandaşların da bulunduğu 37 şahsın dolandırıldığı, suç örgütü üyesi şahısların hesaplarına 52 milyon 675 bin 400 TL para giriş çıkışı olduğu tespit edildi. 5 ayrı bölgede çağrı merkezi oluşturan suç örgütü üyelerinden üçünün toplam 23 ayrı suçtan 25 yıl kesinleşmiş cezalarının bulunduğu belirlendi. Kocaeli merkezli 11 ilde düzenlenen eş zamanlı operasyonda 56 şüpheli yakalandı. 5 şüphelinin değişik suçlardan cezaevinde olduğu, 2 şüphelinin ise ifadelerinin ardından savcılık talimatıyla serbest bırakıldığı bildirildi. 49 şüpheli ise Kocaeli Emniyet Müdürlüğündeki işlemlerinin ardından Gebze Adliyesine sevk edildi.
Gaziantep Enkaz altından şampiyonluğa Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü Halter takımında yer alan Büşra Kayadibi, 6 Şubat depremlerinde 3 gün boyunca enkaz altında kaldı ama azminden hiçbir şey kaybetmedi, kısa süre içinde hem Türkiye Halter Şampiyonasında 3’üncü oldu hem de madalya kazandı. Büşra Kayadibi, 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlere Gaziantep’in Nurdağı ilçesinde ablasının evinde yakalandı. 3 gün boyunca enkaz altında kalan ve yeğenlerini kaybeden Kayadibi, azimle, hırsla halter sporuna devam etti. Çok değil kısa süre içerisinde 2016’da başladığı halter sporunda derece almayı sürdüren Kayadibi, Türkiye Halter Şampiyonasında 3’üncülük elde etti ve madalyalar kazandı. Büşra Kayadibi, depremde Nurdağı’nda ablanın evinde olduğunu belirterek, “3 gün enkazda kaldık. Yeğenlerimi kaybettim. Ablam için bizim için çok ağır bir şeydi bu. Tam olarak atlatabilir miyiz, bu atlatılabilir bir şey mi? Onu da bilmiyorum. Vali Mehmet Lütfullah Bilgin Spor Salonu benim ilk spor salonumdu. Yıkılan yerler arasında antrenman salonum da var” dedi. “Yaşadıklarım atlatılması zor şeyler” Halterin hayatının odak noktasında olduğunu dile getiren Kayadibi, “Yaşanan felaket nedeniyle haltere biraz ara vermek zorunda kaldım. Odaklanmamda, hayatımın akışında birazcık sıkıntı oluyor benim için. İster istemez tabi, yaşadıklarım kolay şeyler değil. Atlatılması zor şeyler. Şu an toparlanma aşamasındayım. Tekrardan hayatımın merkezine kendimi koymak için çabalıyorum" diye konuştu. Halterde 55 kiloda yarıştığını belirten Kayadibi, “2016’da haltere başladım. Büyükler Türkiye Şampiyonasında ikinciliğim, Ay Yıldızlarda ve gençlerde madalyalarım var. Haftada 5 gün antrenmanlara geliyorum. Ortalama 3’er saat antrenman yapıyorum” dedi. Ablasının uzuv kayıpları olduğunu anlatan Kayadibi, “Sol kol, sol bacak, kol tamamen omuzdan, bacak dizin biraz altından. Şu an toparlanma aşamasında. Hala onunla ilgileniyoruz. Tam olarak hayat normale geçmiş sayılamaz bizim için” şeklinde konuştu. “Azimle hırsla kaldığım yerden devam edeceğim” Halter sporunun biraz nankör bir spor olduğunu aktaran Kayadibi, “Ara verince çok çabuk geriliyoruz. Derecelerimizde çok çabuk düşüş oluyor. Azimle, hırsla kaldığım yerden devam edeceğimi düşünüyorum” diye konuştu. Ankara’da madalya almasının kendisi için çok güzel bir his olduğunu söyleyen Kayadibi, “Tarifi yok. Antrenmanlara gidiyorum. Bir şeyleri başarmak amacıyla gayret sarf ediyorum. Antrenörlerimle birlikte emek veriyorum. Bu yüzden emeklerimin sonucunu almak beni çok mutlu ediyor” ifadelerini kullandı.