KÜLTÜR SANAT - 23 Ekim 2017 Pazartesi 14:09

Tesadüfle ortaya çıktı, kazılar MÖ 1200’lü yıllara götürdü

A
A
A
Tesadüfle ortaya çıktı, kazılar MÖ 1200’lü yıllara götürdü

Elazığ’da Harput Kalesinin 1 kilometre doğusunda tesadüfen bulunan kabartma taş ile başlayan kazılarda şu ana kadar 15 bütün eser daha çıkarken, buluntular MÖ 1200’lü yıllara götürdü.

Elazığ’da Harput Kalesinin 1 kilometre doğusunda tesadüfen bulunan kabartma taş ile başlayan kazılarda şu ana kadar 15 bütün eser daha çıkarken, buluntular MÖ 1200’lü yıllara götürdü.


Harput Kalesi’nin 1 kilometre uzağında bulunan Nevruz Ormanı Ağaçlandırma sahasında bir orman muhafaza memuru, Harput’un yaşanmışlıklarının resmedildiği 5 metrekare genişliğinde taş kabartma bulmuştu. Sonrasında alanda Elazığ Müze Müdürlüğü sorumluluğunda kazı başlatıldı. Kazılarda 15’i bütün 14’ü ise tamamlanmamış eser çıktığı ve kazıların devam ettiği bildirildi.


Tesadüfen bulunan bir kabartma taş sonucunda kurtarma kazılarına başladıklarını belirten Elazığ Müze Müdürü Ziya Kılınç, “Geçen seneki kazılar yaklaşık 5 ay sürdü ve tamamlandı. Burada çıkarılan kabartma 5 parça halinde müzeye taşındı ve birleştirildi. Kabartmada 5 sahne mevcut. İlk sahne en altı kısımda yer alıyor. Burada Fırat Nehri üzerinden seyreden sandallar, kaplumbağa ve balıklara yer verilmiş. İkinci sahnede, kalenin kuşatılması için hazırlık aşamaları resmedilmiş. Bir film sahnesini andıran bu görüntülerde kalenin alttan oyulması olan lağımcılar canlandırılmış. Üçüncü sahnede savaş sahnesine geniş yer verilmiş. Bu alanda ise kalenin kuşatılması, kaleye atılan toplar, kalede çıkan yangın, kaledeki askerin başlarının kesilmesi ve şiddetli bir savaş sahnesi görüntüleri mevcut. Dördüncü de, kale fethedilmiş, düşmen askeri derdest edilmiş ve elleri arkadan bağlanmış bir şekilde görünüyor. Ayrıca ganimet ve hayvanları da görüyoruz. En son üst kısımda ise elleri arkadan bağlanan askerler, kafaları eğik bir şekilde kralın huzuruna bir haneden mensubu tarafından götürülüyor” dedi.



"15 tane bütün eser daha çıktı"


Kabartmanın milattan önce yaklaşık olarak 2 bin yılına ait olduğu vurgulayan Kılınç, “Günümüz tarihi ile 4 bin yıllık bir kabartmadır. Çıkan kabartmanın etrafında benzer bir kabartma olup olmadığı, buranın yerleşkenin ne olduğu, hangi dönemlere ait olabileceğini ortaya çıkarabilmek için önümüzdeki yıllarda da kazılar devam edecek. Amacımız Elazığ’ın ve Harput’un geçmişini net olarak ortaya çıkarabilmektir. 2016 yılında ki kazıda, toplam 14 tane tamamlanmamış eser, 15 tane bütün eser çıkarıldı. Bunlardan en önemlisi tabi ki kabartma taştır. Kabartmadan sonra ise bir silindir mühür çıktı. Bu mühürde 3 betim var. Bunlar bir insan betimi, hayat ağacı ve bir hayvan betimidir. Bunun yanında yine seramik parçalar çıkarıldı. Bu yıl ise bir yüzük ve ok ucumuz var. Bunun yanında milattan önce 2 bin yıllarına ait seramik buluntularda mevcut” diye konuştu.



"AKAD kültürüne kadar gidiyor"


Nevruz Ormanlarındaki kazı çalışmalarının Harput Kalesinde yapılan çalışmalarla bağlantılı olmadığını dile getiren Kılınç, “Harput’ta yapılan kazı daha çok Osmanlı dönemi ve Urartu dönemi yapılar çıkıyor. Ancak burası daha erken döneme ait. Nevruz Ormanlarındaki kazı Demir çağı ve MÖ 1200’lerden önceki dönemlere ait bir kazı. Tabi üst katmanlarda Urartu, Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait bulgularda mevcut. Ancak yerleşkenin milattan önce 2 bin yıllarına ait olduğunu düşünüyoruz. Yaptığımız istişarelerde alanın Akad kültürüne kadar gittiği yönünde kanaat yoğun. Bunu da çıkan silindir mühürden, kabartmadan ve o dönemin askerlerinin giyinişinden anlamaktayız” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Deniz kaplumbağaları ilk yuvayı yaptı Antalya’nın Manavgat ilçesi Sorgun-Side sahilinde ilk yetişkin deniz kaplumbağası yuvası tespit edildi. Manavgat’ta nesli tükenme tehlikesi altındaki deniz kaplumbağalarının yuvalama alanlarından Sorgun- Side sahilinde, yeni sezonun ilk kaplumbağa yuvası tespit edildi. Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan aldığı araştırma izinleriyle izleme faaliyetlerini yürüten DEKAFOK Kıyı Koruma Derneği tarafından belirlenen kaplumbağa yuvası, korumaya alındı. Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve genelgelerle nesli koruma altına alınan deniz kaplumbağalarının yuvalama alanları, her yıl olduğu gibi bu yıl da çeşitli uyarı ve tedbirlerle korunacak. Bunların başında yuvalama alanlarından motorlu araçların geçmesi, sahilde ateş yakılması, yavruların deniz yönüne gitmesini engelleyebilecek yapay ışıklar, havai fişekler ve çöpler gibi faktörlerin yasaklanması geliyor. İlk yuva, geçtiğimiz yıldan 18 gün önce tespit edildi DEKAFOK Kurucu Başkanı Seher Akyol, bu yıl beşinci koruma ve izleme sezonuna hazırlandıklarını belirterek, "2020 yılında bu işe başladığımızda bize ’Burada caretta mı olur?’ demişlerdi. İlk yıl burada carettaların olduğunu, ikinci yıl ise deniz analarının en büyük avcısı carettaların aslında buradaki en büyük çalışma alanı olan turizm için ne kadar önemli olduğunu gösterdik. Üçüncü yıldan itibaren ise çevreye duyarlı halkımızın muhteşem çabalarıyla daha da güçlendik. Bu yıl beşinci sezonumuza hazırlanırken çok daha müsterihiz çünkü vicdani duyguları son derece gelişmiş olan halkımız artık ne yapması ve yapmaması gerektiğini çok iyi biliyor. Geçmiş dönemlere bakarak duyarlılığıyla beni çok etkileyen off-road sürücülerimiz ekim ayının ortalarına kadar sahillerimizde araçla geçmemesi gerektiğini, kampçılarımız ateşin deniz kaplumbağalarına ne gibi zararlar verdiğini çok iyi biliyor. Bölgedeki otellerimiz bu konuda tam destekçimiz ve bu dönemde onlarla ve duyarlı personelleriyle muhteşem bir uyum yakalıyoruz" dedi. DEKAFOK tarafından yapılan açıklamada; ilk yuvanın geçtiğimiz yıldan 18 gün önce tespit edildiği belirtilirken, yetişkin deniz kaplumbağalarının ağustos ortalarına kadar yuvalamaya devam etmesinin beklendiği, yavruların ise ilk yuvadan yaklaşık 50 gün sonra çıkmaya başlayacağı ve geçen yıl olduğu gibi ekim ayının ortalarına kadar çıkışlarını sürdüreceği kaydedildi.
Hatay Küçük Barış Manço takma saçı, bıyığı ve sahne performansıyla beğeni topladı Depremin vurduğu Hatay’da açılan Barış Manço temalı kütüphane hizmete açıldı. Kütüphanenin açılışında Barış Manço’ya benzemek için takma saç ve bıyık takan küçük çocuk, sahne performansıyla beğeni topladı. Asrın felaketinin ilk saatlerinden itibaren bölgeye yardıma koşan Antalya İl Sağlık Müdürlüğü’nde görevli 38 yaşındaki Acil Tıp Teknisyeni Havva Aydanur Ertuğrul, afetzede vatandaşlara umut olmaya devam ediyor. Hatay’da bir çok projeye imza atan Ertuğrul, kurucusu olduğu Ülkem Okuyor Derneği öncülüğünde 21. Kütüphanesinin açılışını gerçekleştirdi. Antakya ilçesinde bulunan Katar - 4 konteyner kentte açılan Barış Manço temalı kütüphane vatandaşlara hizmet etmeye başladı. Barış Manço severler ve Ülkem Okuyor Derneği işbirliğinde açılan kütüphanenin açılışı renkli görüntülere sahne oldu. Barış Manço’ya benzemek için peruk ve bıyık takan ilkokul 2. sınıf öğrencisi Ayaz Nalçak, açılışa katılanlardan büyük beğeni topladı. Lale Manço, kütüphanenin eşinin ismini taşıyacak olmasından dolayı mutlu olduğunu belirterek, “Havva hanım önderliğinde bu gün Ülkem Okuyor Derneği’nin 21 kütüphanesini açıyoruz. Bu kütüphane Barış Manço’ya ithaf edildi. Tabii bizim buraya katkımız da var. İzmanço ve Barış severler katkıda bulundu. Burası Havva hanımın emekleriyle bizim eserimiz oldu. Kütüphanemiz Barış Manço adıyla anılacak ve gerçekten mutlu oldum. Depremzede çocukların Barış Manço’yu tanıyabilecekleri bir ortam oluşturmaya çalıştıklarını belirten Ertuğrul, “Depremin ilk gününden beri sahadayım. Ancak sağlıkçı olarak değil deprem bölgesine kitap yığan kadın olarak biliniyorum. Ülkem Okuyor Derneği olarak 21. Kütüphanemizi açtık. Derneğimiz açtığı kütüphanelerde artık iş birlikleri yapıyor. Lale hanım ve Barış severler olarak 21. Kütüphanemizi birlikte açmak istediklerini söylediler. Hatay’ın Antakya ilçesinde bulunan konteyner kente Barış Manço temalı bir kütüphane kazandırdık. Çocukların girdiklerinde Barış Manço’yu hatırlayabilecekleri bir ortam oluşturmaya çalıştı” şeklinde konuştu.
Kırıkkale Kuraklık riski artıyor, ekinler kuruyor: Köylüler yağmur duasına çıktı Kırıkkale’de ekili tarım arazilerinde yaşanan kuraklıktan yakınan köylüler, yağmur duası yaptı. Kırıkkale’de kuraklık tehlikesi çiftçileri endişelendiriyor. Yağışların önceki yıllara göre az olması sebebiyle ekili tarım arazileri, kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Bölgede yağış miktarındaki azalma, ekili tarım arazilerinin birçoğunun kurumasına sebep oldu. Geçimini çiftçilikten sağlayan köylüler ise kuraklıktan dolayı zor duruma düştü. Köylüler, yağmur yağmaması halinde hasadı kaybedeceklerini belirterek, yağmur duasına çıktı. Tilkili köyünde muhtarlık tarafından organize edilen yağmur duasına, çevre köylerden de katılım oldu. Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından dualar edildi, namaz kılındı. Yağmur duasına, Çelebi Kaymakamı Mehmet Melih Dalan ve Çelebi Belediye Başkanı Yaşar Erdemir de katıldı. Duanın ardından katılımcılara yemek ikram edildi. Tilkili köyü muhtarı Osman Ilıcan, İHA muhabirine mevsimsel değişiklikten dolayı bölgede kuraklık yaşandığını belirterek, köylülerle birleşerek yağmur duası yaptıklarını söyledi. "İnşallah dualarımız kabul olur" Bölgede kuraklığın olduğunu anlatan Ilıcan, "Bölgemizde mevsimlerin değişmesinden dolayı kuraklık yaşanıyor. Bizde tarım ülkesi olduğumuz için üretmeye mecburuz. Bölgemizde su sıkıntısı var. İklimlerin değişmesi yağışların kaymasından dolayı Nisan yağmurlarını alamadık. Buda bölgemizde ciddi bir kuraklığa sebep oldu. Bizde Müslümanlar olarak diğer köylülerimiz ile birlikte birleştik dua ettik. İnşallah yağmurumuz yağar. Dua ettik inşallah bundan sonrada şükür duası yaparız. İnşallah dualarımız kabul olur" dedi. Kaldırım köyü muhtarı Faruk Yıldırım ise ekinlerinin yüzde 70’inin kuramaya başladığını ifade ederek, bu sebeple de yağmur duasına çıktıklarını belirtti.