EKONOMİ - 04 Eylül 2018 Salı 18:18

Tonlarca domates kurutulup dünyaya satılıyor

A
A
A
Tonlarca domates kurutulup dünyaya satılıyor

Elazığ’da bir girişimci 60 kişilik ekiple ürettiği 200-300 ton domatesi kurutup başta ABD, Avustralya ve Çin olmak üzere dünyaya satıyor.

Elazığ’da bir girişimci 60 kişilik ekiple ürettiği 200-300 ton domatesi kurutup başta ABD, Avustralya ve Çin olmak üzere dünyaya satıyor.


Yurtbaşı Beldesinde yaklaşık 10 yıl önce 5 kişilik ekiple 10 bin dönüm alanda domates üretmeye başlayan Mehmet Tosun (48), devletten aldığı hibe desteği ile 100 bin dönüm alanda 60 kişilik ekiple çalışıyor. Domates üretimi yapan Tosun şimdi dünyaya kuru domates ihraç etmeye başladı. 100 bin dönüm arazide üretilen domatesler önce kadın işçiler tarafından toplanıp ikiye bölünerek güneşte kurutulmaya bırakılıyor. Daha sonra kükürtlenip makineyle tuzlanan domatesler, günlerce güneşte kurutuluyor. Ardından paketlenen kuru domatesler, ABD, Avustralya ve Çin olmak üzere dünyanın birçok bölgesine gönderiliyor. Yıllık 200 ile 300 ton yaş domates işleten girişimci, üretimin çok olduğu dönemlerde bu rakamın 500 tona kadar çıktığını ifade ediyor.



"Bu yıl hedef 250 ton domates"


Üretimin çok olduğu dönemlerde 500 ton yaş domates ürettiklerini dile getiren işletme sahibi Mehmet Tosun, “Güneydoğu, Doğu Anadolu’nun bir bölgesi, iç Anadolu, Karadeniz ve Akdeniz bölgesinde herhangi bir kurutma işlemi olmadığı için Elazığ bu konuda en cazip illerden bir tanesidir. İşletmemizi büyütebilir, ürünlerimizi yeterince çoğaltabilirsek bu bölge ege bölgesinden sonra Türkiye’nin en büyük sebze ve meyve işleme alanına dönüşebilir. Yaklaşık 10 yıldır bu işi yapıyorum. Yaptığımız çaba ve gayret sadece mücadeleyle alakalıdır. Yani çok büyük bir tonaj veya çok büyük bir ciro ile çalışmıyoruz ama bu işletmenin ya da yaptığımız kurutulmuş domatesin ilerde de kurutulmuş sebze ve meyvenin gelişmesi ve işlenmesi için, bu bölgede yerleşik olarak oturması için mücadelemizi hep devam ettireceğiz. Yıllık 200-300 ton yaş domates, bazen üretimin çok olduğu dönemlerde 500 tona kadar çıkabiliyor. Bu yıl ki üretimimiz yaklaşık 250 ton planlamasıyla yapmaktayız. Ekolojik sebeplerden dolayı bu yıl Elazığ’da domates üretimi yüzde 80 düştü. Bölgemizde sulu tarımın olmaması da bizim üretim anlamında sıkıntı çekmemize yol açmaktadır. Önümüzdeki günlerde devletimizin yapacağı bölgesel kalkınmalarla sulama projeleri faaliyete geçerse bizim üretimimiz daha etkin bir yol alırız” dedi.



"Pazar sorunu yok"


Kurutulmuş domatesin endüstriyel bir ürün olduğunu ve pazar sorununun olmadığına dikkat çeken Tosun,“ Başta Amerika, Avrupa ülkeleri, Avustralya ve Çin başta olmak üzere bu bölgelere gönderiliyor. Türkiye Çin’den birçok ithal ürün ithal ettiği halde genellikle petrol, kimya, endüstri ama tarım üretiminde Çin her zaman Türkiye’den kurutulmuş sebze ve meyve konusunda ithalat ve ihracat yapma potansiyeli var. Ülkemizdeki tarım faktörleri, girdi masrafları, üretim maliyetleri, onların istediği miktarda veya tonajda bir seviyeye maalesef gelemiyor. Bu malda Pazar sorunu yok. Türkiye’nin her yerinde kurutma şansı olmadığı ve ekolojik olarak belli bölgelerde bu ürünün kurutma ortamı olduğu için pazarla ilgili bir sıkıntı yok“ şeklinde konuştu.



Mevsimlik işçilere ekmek kapısı


Yaz mevsiminde çalışmaya geldiğini söyleyen mevsimlik işçilerden Havva Mutlu,“ Ergani’den geliyoruz. 4-5 aydır burada çalışıyorum. Domatesi hem ekmeye hem de toplamaya geliyorum. Bu iş bizim için destek oluyor çünkü çalışıyoruz harçlığımızı çıkarıyoruz. Biz sabah 5’te işe geliyoruz ve akşam 17’de paydos ediyoruz" diye ifade etti.


Üretilen domatesin kurutmalığa dönüştürülmesinin hem iç piyasada hem de dış piyasada yer bulmasının kendileri için çok önemli olduğunu belirten İl Tarım ve Orman Müdürü Turan Karahan ise, “Çünkü bundan birkaç ay öncesinde cumhurbaşkanımızın himayesinde Çin ile yapılan Tarım Formu Konferansı’nda, özellikle Çin ülkemizde yapılacak olan kurutmalık sebzelik ve meyveliğin alımı ile ilgili ortaya ciddi bir irade koydu. Biz de Elazığ ili olarak bu yapılan çalışmalarda yerimizi almak ve burada üreticimizin kazancını arttırmak için inşallah bu sektöre önem verip ve bunun gelişmesi için elimizden gelen bütün gayreti göstereceğiz. Biz daha önce bu işletmeye 6’ıncı etapta kırsal kalkınma yatırımlarının desteklenmesi programında hibe desteği sağlamıştık. Ancak bugün işletmemizi gezdiğimizde özellikle işletmenin enerji maliyetlerini aşağıya çekmek için önümüzdeki etaplarda güneş enerji sistemleriyle işletmemizi tekraren desteklediğimizde, işletmenin en azından karlılığını biraz daha arttırmış olacağız” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.