EKONOMİ - 18 Ekim 2017 Çarşamba 14:38

Ziraat Bankası Elazığ Bölge Yöneticisi Oktay Karademir:

A
A
A
Ziraat Bankası Elazığ Bölge Yöneticisi Oktay Karademir:

Tahminlere göre 100 milyon dolar değerindeki 2 bin 200 ton altının yastık altında ekonomik faaliyetlerden yoksun bir şekilde muhafaza edildiğini belirten Ziraat Bankası Elazığ Bölge Yöneticisi Oktay Karademir, kabul edecekleri altının 22 ve 24 ayar olacağını, sadece üzerinde değerli ve değersiz taş ile altın olmayan süslemeler olanları kabul edemeyeceklerini söyledi.

Tahminlere göre 100 milyon dolar değerindeki 2 bin 200 ton altının yastık altında ekonomik faaliyetlerden yoksun bir şekilde muhafaza edildiğini belirten Ziraat Bankası Elazığ Bölge Yöneticisi Oktay Karademir, kabul edecekleri altının 22 ve 24 ayar olacağını, sadece üzerinde değerli ve değersiz taş ile altın olmayan süslemeler olanları kabul edemeyeceklerini söyledi.


Ziraat Bankası Elazığ Bölge Yöneticisi Oktay Karademir, altın tahvili ve altına dayalı kira sertifikası talep toplama işlemleri ve ihracı ile ilgili açıklamalarda bulundu.


100 milyon dolar değerinde altının yastık altında olduğunun tahmin edildiğini belirten Ziraat Bankası Elazığ Bölge Yöneticisi Oktay Karademir, “Yani yaklaşık olarak 2 bin 200 ton altının yastık altında ekonomik faaliyetlerden yoksun bir şekilde muhafaza edildiğini tahmin ediliyor. Biz bankalar olarak yaklaşık 4, 5 senedir altın uygulamaları ile yastık altında bulunan altın cinsinden değerlerin ekonomiye kazandırılması amacıyla çalışmalar yapıyorduk ama hazine müsteşarlığımız bu anlamda bireysel yatırımcılara sunduğu herhangi bir ürün yoktu. O yüzdende şuanda ihraç edilmeye başlanan altın tahvili ve altına dayalı kira sertifikası uygulamaları bizim daha önce başlatmış olduğumuz yapının daha hızlı ve etkin bir şekilde amacına ulaşması yönünden önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu vesile ile de ekonomimize yastık altında durup hiçbir katkısı olmayan altın cinsinden değerlerin daha fazla katkı sağlayacağını inanıyoruz” dedi.



"6 ayda bir kira ödemesi"


Hazine müsteşarlığının bireysel yatırımcılara ellerindeki altınlara altın tahvili ve altına dayalı kira sertifikası olmak üzere iki ayrı ürün sunduğunu aktaran Karademir, “Bunlardan altın tahvili faizli bir getiri elde etmek isteyen müşterilere yönelik olarak sunulmuş bir üründür. 6 ayda yüzde 1,20 1 yılda ise yüzde 2,40 gibi normal altın mevduat hesaplarına uyguladığımız faizlerin daha üzerinde bir oranla müşterilerimizin hizmetine sunuluyor. Altına dayalı kira sertifikası, sertifika sahiplerinin altına endeksli gayrimenkul kira gelirlerinin paylar oranında dağıtılmasıdır. Her iki üründe de 6 ayda bir ödeme yapılması düşünülüyor. Altın tahvilinde 6 ayda bir faiz ödemesi kira sertifikasında 6 ayda bir kira ödemesi şeklinde bunu değerlendirmek mümkündür” ifadelerini kullandı.



"Vade sonunda isteyen müşterilerimize fiziki altın olarak geri vereceğiz"


Vatandaşların altınlarımızı evde muhafaza ederken saklama riski ile karşı karşıya kaldığını vurgulayan Karademir, “Kampanya ile birlikte vatandaşlarımızın altınlarını saklama maliyeti de ortadan kalkacak ve altınları devlet güvencesine muhafaza etmiş olacaklar. En önemli sağladığı avantaj ise bizim mevduat ürünlerinde yüzde 10 ile 18 tahvillerde yüzde 10 oranında bir gelir vergisi kesintisi var fakat bu kesinti bu iki üründe de elde edilecek gelirler üzerinden yüzde 0’dır. Buda çok önemli bir vergi avantajı sağlamış olacak. Altınlarını kendileri muhafaza eden insanlar herhangi bir getiri kazanmazken burada normal altın mevduatları üzerinde bir faizle ek getiri imkanına sahip olacaklar. Vadeden önce nasıl ki bir vatandaşımız ihtiyaç anında altınını bozduruyorsa ellerindeki tahvil ve sertifikaları yeniden bozdurma gibi bir imkana sahiplerdir. Vade sonunda isteyen müşterilerimize fiziki altın olarak geri vereceğiz” diye konuştu.



"Taş ve süslemeli altınlar kabul edilmeyecek"


Elazığ’da kampanyanın 23 ile 27 Ekim tarihlerinde olacağı dile getiren Karademir, şöyle devam etti:


“Bize gelen altınları eksperimiz vasıtasıyla değerlendireceğiz. Altın hesaplarında vadesiz altın olarak bulunduracağız. Müteakip Çarşamba günüde ihraç işlemi gerçekleşmiş olacak. Müşterilerimizin şubelerimizde otomatik olarak açılacak yatırım hesaplarında tahvil ve kira sertifikası için müracaatları neticelenmiş olacak. Kabul edeceğimiz altın özellikleri 22 ve 24 ayar altınlar kabul edilecektir. Sadece üzerinde değerli ve değersiz taş olan, reşat, altının üzerinde altın olmayan süslemeler olanları alamıyoruz. Eksperlerimiz altınları değerlendirecek ve birebir karşılığında altını alacaklar. Bırakın kaybı kuyumcuya götürdüğü zaman işçilik kaybı yaşayan müşterilerimiz işçilik kaybı da yaşamayacak. Müşterilerimizin ihraç işlemi gerçekleşene kadar müracaat edenlerin iade talepleri kabul edilemeyecek. Çünkü orada bir süreç işlemiş olacak ama ihraçtan sonra ilk 3 aya kadar hazine müsteşarlığının yapmış olduğu maliyetlerin bir kısmı karşılansın diye yüzde 1,5’luk bir iskonto olacak ama 3 aydan sonra altın bozdurulmak istenirse herhangi bir kayba uğranılmayacak. Üstüne üstlük işlemiş değeri ile beraber altınlarının karşılığını TL olarak almış olacaklar. Altın tahvilinde her 6 ayda bir işleyecek faizler ve kira sertifikasında her 6 ayda bir ödenecek tutarlar altın değeri üzerinde hesaplanıp müşterilerimizin hesaplarına TL olarak geçecek."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ dolayısıyla etkinler düzenlendi Her yıl 26 Nisan’da kutlanan ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri’ günü dolayısıyla Bayburt’ta da çeşitli etkinlikler yapıldı, alanında uzman isimler ve öğrenciler Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’nü düzenledikleri programla kutladılar. Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Eczane Hizmetleri öğrencileri tarafından ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ münasebetiyle panel, tiyatro, söyleşi ve stanttan oluşan etkinlikler organize edildi. Düzenlenen program, panelle başladı. ’Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp: Fitoterapi’ paneline konuşmacı olarak katılan Karadeniz Teknik Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ufuk Özgen ve Akademisyen/Yazar Doç. Dr. Kenan Taştan, bitkilerin tedavi süreçlerindeki temel ve yardımcı fonksiyonlarını anlatan çok yönlü sunumlarını katılımcılarla paylaştılar. Doç. Dr. Kenan Taştan konuşmasında Geleneksel tedavi yöntemlerinin önemine vurgu yaptı. Halk arasında çok fazla bilinen ve kullanılan hacamat yöntemine özellikle ayrı bir parantez açan Taştan, “Hacamat mutlaka işin uzamanı bir hekim tarafından ve gerekli tahliller yapıldıktan sonra uygulanmalıdır. Aksi halde özellikle kan hastalıkları olan bireylerde ya da enfeksiyondan kaynaklanan problemler ciddi rahatsızlıklara yol açması söz konusu olabilir” diyerek konuştu. Prof. Dr. Ufuk Özgen ise konuşmasında birçok ilacın hammaddesini oluşturan bitkilerin şifalı özelliklerine değindi. Ancak ilaçlarla birlikte kullanılan bitkisel çayların ya da bilinçsizce kullanılan bitkisel ürünlerin çok ciddi yan etkileri olabileceğine vurgu yaptı. Etkinliğin ikinci ayağında Eczane Hizmetleri öğrencileri Şehit Recep Eşiyok Ortaokulunda öğrencilerle bir araya geldiler. Öğrenci Ecem Şahin’in kaleme aldığı tiyatro oyunu ile ortaokul öğrencilerine akıllı ilaç kullanımının önemine ve gerekliliğine dikkat çektiler. Ardından Eczane Hizmetleri öğretim elemanlarından Dr. Öğr. Üyesi Ümit Karakaş, öğrencilere ilaçlar ve akılcı ilaç kullanımı konulu söyleşisini gerçekleştirdi. Etkinlik Bayburt şehir merkezinde Yakutiye Camisi önünde kurulan stant ile son buldu. Stantta ’Doğru İlaç Kullanımı’ konusunda vatandaşla buluşan gençler, konu ile ilgili el broşürü, ilaç zamanlama ve taşıma kutusu dağıttılar. Öğrenciler, vatandaşlara ilaç ile ilgili sorular sorarak, doğru ilaç kullanımına yönelik farkındalık kazandırmaya çalıştılar. Konu ile ilgili olarak düzenleme komitesi başkanı öğrenci Nazım Onur Bulut, akıllı ilaç kullanımı hakkında bilgiler vererek, "Akıllı ilaç kullanımı konusunda toplumun bilgilendirilmesi için oldukça önemli nedenler bulunmaktadır. Bu gerekçelerin ilki modern sağlık bakımındaki kimyasal ajanların önemli rolünün olmasıdır. İkincisi bireylerin sağlıkları ile ilgili sorumluluk alabilmelerini ve uygun tedavi edici stratejilerin belirlenmesini sağlamaktır. Üçüncüsü, bireylerin tedavi edici kararlarında rol almaları ve sonraki dozlar ve süreç ile ilgili bilgilendirilme haklarının olmasıdır. Dördüncüsü ise bireylerin akılcı ve güvenli ilaç teminini ve etik olmayan ticari tanıtımdan zarar görmemelerini sağlamaktır" dedi.