GENEL - 12 Nisan 2012 Perşembe 19:45

SUZAN SABANCI HAKKINDA SUÇ DUYURUSU VE BASIN AÇIKLAMASI

A
A
A
SUZAN SABANCI HAKKINDA SUÇ DUYURUSU VE BASIN AÇIKLAMASI

Balıkesir`in Ayvalık ilçesinde, 27 sivil toplum kuruluşu tarafından oluşturulan Ayvalık Adaları Tabiat Parkı Koruma Platformu yönetimi, Akbank Yönetim Kurulu Başkanı ve Murahhas Üyesi Suzan Sabancı Dinçer hakkında suç duyurusunda bulundu.
Ayvalık Belediyesi`ne ait Türkan Saylan Kültür Merkezi`ndeki Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Ayvalık Şube Başkanlığı binasında, Güney Marmara Çevre Derneği Başkanı Mehmet Akif Öznal ile Danıştay`da açılan davayı yürüten Avukat Zehra Yetkin`in hazır bulunduğu gözlenen toplantıda bir araya gelen Ayvalık Adaları Tabiat Parkı Koruma Platformu üyeleri, önce bir basın açıklaması yaptı.
Platformun Sözcüsü Havva Taylan`ın, Türk Edebiyatının ölümsüz şairi Tevfik Fikret`e ait ``˜Yiyin Efendiler Yiyin` olarak da bilinen ``˜Ham-i Yağma` adlı şiirinden okuduğu dörtlüklerin ardından, Platform yöneticilerinden Şükrü Kaygısız tarafından seslendirilen açıklamada, ``Ülkemizin en güzel doğa parçalarından biri olan ve doğal güzelliklerinin yanı sıra içerisinde kültürel bir miras da taşıyan Ayvalık Adaları Tabiat Parkı ne yazık ki bir avuç rantiyecinin hırslarına kurban ediliyor. Tabiat Parkımız doğal ve kültürel değerleriyle kamu malı olma özelliğinden çıkartılarak, Sabancılar milli parkına dönüştürülmek isteniyor. Yakında satışı yapılacak 2 B arazilerinin de yeni sahipleri şimdiden belli oluyor. Tabiat Parkımız, 2004 yılında oluşturulan Plan Hükümleri çerçevesinde önemli bölümü Mutlak Koruma altına alınmış, 17.950 hektarı kaplayan ve ana kara parçası dışında 21 adayı içerisine alan Türkiye`nin en büyük tabiat parkıdır. İçerisinde endemik türler de olmak üzere 752 çeşit otsu bitki, 140 balık türü, 230 kuş türü barındıran nadir zengin ekosistemlerden birini oluşturmaktadır. Park oluşturduğu bu değerler nedeniyle birinci derecede Doğal SİT alanı ilan edilmiş bulunmaktadır. Parkımız aynı zamanda çok sayıda manastır ve kiliseyi de tarihi bir zenginlik olarak içerisinde bulundurmaktadır`` denildi.
Yapılan açıklamada, ``Kuzey Ege`nin bu nadir doğa parçası, son yıllarda bir avuç zenginin göz koyduğu ve yağmalamaya başladığı bir yer olarak göze batmaktadır. Park içerisinde bulunan iki adanın bir bölümünün dışında tamamının yerleşime kapalı olması, bozulmamış bir doğa ve kıyı şeridine sahip olmasıyla göz dolduran bu alan, birilerinin hırslarına kurban edilmek istenmektedir. Boşuna değil Sabancıların, Koçların, Acarların, Tabiat Parkında yer ve manastır alma yarışına girmeleri. Hem arazi hem tarihi eserleri mülkiyetine geçirenler, bununla da yetinmeyerek parkın koruyucu şemsiyesi olan 2004 Yılı Plan Hükümlerini de değiştirerek parkı babalarının çiftliği gibi kullanmaya başladılar. Bu da yetmiyormuş gibi halka ait olması gereken tarihi mirası satın alarak, kendi özel kullanımlarına açmaktadırlar. 2009 Yılı Plan Hükümleriyle: Satın aldıkları tarihi eserlere fonksiyon yükleme maddesi getirterek, Mutlak Koruma alanlarını yok ederek, kamuya ait arazileri kendi mülkiyetlerine geçirmek için yeni hükümler oluşturarak, yapılaşmayı önleyen kimi maddeleri yok ederek, amaçlarına ulaşmak istiyorlar. Hakkıbey Yarımadası ve Ay Işığı Manastırında bir sürü ruhsatsız ve yasal olmayan iş yaptılar. Bizzat restorasyonu yapan firma kendilerini şikâyet etmiştir. Manastırdaki çalışma bu nedenle bir süre mühürlenmişti. Sonunda ruhsatsız olduğu belirtilen bazı yapıların bir bölümü yıkılmak zorunda kaldı. Yapı kendi mimarlarının beyanıyla aslının dışında arka cepheden büyütülmüştür. Ayrıca tepe noktada bulunan bağımsız bölüm aslına aykırı olarak büyütülmüş, fazladan kullanım alanları yaratılmıştır. İstinat duvarları ve deniz kıyısına yapılan duvarlar ise kıyı ve doğayı ciddi olarak tahrip etmiştir. Ayrıca Ayvalık Belediyesi Sabancılara patika yolları dozerle genişleterek yeni yol açtığı için 650 bin TL para cezası kesmiştir. 2009 Plan Hükümleriyle, halka ait olan ve sadece müze olarak kullanılması gereken manastırları, kendi özel mülkleri haline dönüştürdüler. Bir halkın kendisine ait olması gereken tarihi mirasını parayla satın almaları yetmiyormuş gibi, park içerisinde yeni yerleşim alanları ve ruhsatsız binalar yaparak parkın doğal dokusunu da tahrip ettiler. Bizim dışımızda kimse bunlara dur demedi. Herkes üç maymunu oynadı. Sanki kamu kuruluşları işbirliği etmişçesine sus pus oldular`` ifadeleri yer aldı.
``AY IŞIОI MANASTIRI MÜZE OLMALIDIR``
Parkın iç işleyişini tamamen değiştiren 2009 Yılı revizyon Planı için Danıştay 6. Dairesinde Ayvalık Adaları Tabiat Parkı Koruma Platformu tarafından açılan davanın devam ettiği kaydedilen açıklamada, ``Danıştay`ın 25.01.2011 tarihinde oy birliğiyle almış olduğu ``˜yürütmenin durdurulması` kararı varken, hala Ay Işığı manastırının Sabancıların özel amaçları ve özel kullanımları doğrultusunda açılmak istenmesi hukukun ihlalidir. Eğer hukuk Sabancılar olunca göz ardı edilecekse biz kime nasıl güveneceğiz? Yoksa hukuk önünde bazıları daha mı eşit? Yok, eğer hukuk herkes için geçerliyse Ay Işığı Manastırının sadece müze amaçlı olarak halkın kullanımına açılması gerekir. Parayı veren halkların tarihini ve mirasını satın alamaz. Bu topraklar üzerindeki tarih, halkın ortak tarihi ve mirasıdır. Mülkü de kamuya aittir. Kamu kuruluşları Sabancıların bu hukuk tanımaz tavırlarına engel olmalıdır. Aksi taktirde zenginin yaptığının yanına kar kaldığı bir hukuk dışılık kamu vicdanını yaralar. Bu da aynı zamanda hukuksuzluğa ortak olmak demektir. Bizler Ayvalık Adaları Tabiat Parkı Koruma Platformu`nu oluşturan sivil toplum örgütleri, grup, çevre ve tüzel kurumlar olarak Sabancıların bu hukuk tanımaz tavrını protesto ediyoruz. Park bizimdir ve bizim kalacaktır. Tarihimiz parayı bastıranın malı değil tüm dünya insanlarına ait bir mirastır ve bizler o mirasın sahipleriyiz. ``˜Kendi özel mülkleridir ne karışırsınız?` diyenler için söyleyelim ki bizler Ay Işığı Manastırının tadilatına karşı değiliz. Ay Işığı Manastırının yasal durumu biline biline alınmıştır. Kimse Manastırı Sabancılara zorla satmadı. Aslına ve yasalara uyarak yapmak daha maliyetli geldiği için, 2004 planını 2009 yılında revize ettirerek kendileri için değişiklikler yaptılar. Manastıra özel fonksiyon yüklenmesine, hukuk dışı kullanımına ve tarihin özel mülkiyete geçirilmesinedir bizim karşı çıktığımız. Bir daha belirtelim ki Ay Işığı Manastırının açılmasına yasal dayanak gösterilen 2009 yılı Revizyon planı şu an yürürlükte değildir. Eğer Sabancılar tarihe bu kadar değer veriyorlarsa, Ay Işığı Manastırını tamamıyla müze olarak halkın kullanımına açsınlar. Taksimdeki AKM`ye reklâmları için 40 milyon TL bağışlayanlar, Ay Işığı Manastırı için de bir küçük iyilikte bulunsunlar. Zaten hukuk da bunu emrediyor. Aksi takdirde tarihimize ve parkımıza uzanan ellere karşı hukuk savaşımız sonuna kadar devam edecektir. Bizce bugün doğru olan tavır Ayvalık Çevre Koruma Derneği, Atatürkçü Düşünce Derneği, Ayvalık Sanat Derneği, Ayvalık Kültür ve Sanat Derneği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Türkiye Erozyonla Mücadele Derneği, gibi Sabancıların davetini red ederek davete katılmak yerine yaşamı ve doğayı savunanların yanında durmaktır. Tabiat Parkı bugün bizim, yarın da bizim olacak. Dedelerimizin toprağından, denizinden ve tarihinden elinizi çekin`` ifadeleri yer aldı.
SUZAN SABANCI DİNÇER HAKKINDA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDULAR
Yapılan basın açıklamasının ardından Ayvalık Adliye binasına giden platform yöneticileri, Ayışığı Manastırı`nın sahibesi Suzan Sabancı Dinçer hakkında, ``˜Türk Ceza Kanunu 184 ve diğer ilgili maddeleri ve mevcut mahkeme kararını ihlal suçunu işlemek` nedeniyle suç duyurusunda bulunuldu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Nakipoğlu Mahallesi’ndeki evlerin restorasyonu tamamlanıyor Konya’nın merkez Karatay ilçesinin geçmişini yansıtan ve ilçenin çeşitli noktalarında bulunan 100 yılı aşkın tarihe sahip yapılar, Karatay Belediyesi’nin çalışmalarıyla bir bir yeniden ayağa kaldırılıyor. Söz konusu yapıların korunup geleceğe taşınması amacıyla Nakipoğlu Mahallesi’nde devam eden restore çalışmalarını yerinde inceleyen Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca; “Tarihimizi korumaya ve yaşatmaya devam ediyoruz” dedi. Konya’ya özgü mimari özellikleri yansıtan; kerpiç, ahşap ve taş kullanılarak inşa edilen tarihi yapılar, Karatay Belediyesi’nin yürüttüğü restorasyon çalışmalarıyla eski günlerine yeniden döndürülüyor. Bu çerçevede Nakipoğlu Mahallesi’nde 125 yıllık geçmişe sahip iki tarihi ev, Karatay Belediyesi ekipleri tarafından restore ediliyor. Söz konusu yapıların restorasyon çalışmalarında artık sona gelinirken; Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca, çalışmaları yerinde inceledi. “Konya’mızın tarihi değerlerine sahip çıkıyoruz” Konya ve Karatay’ın yüzlerce yıllık geçmişini yansıtan tarihi evleri gelecek kuşaklara aktarmak için yürüttükleri restorasyon çalışmalarının başarılı bir şekilde sürdüğünü söyleyen Başkan Kılca, “Konya’mızın tarihi mimari özelliklerini taşıyan ve zaman içinde tahribata uğrayan evlerimizi tek tek tespit ederek önce korumaya alıyoruz. Konya’mızın tarihi değerlerine sahip çıkıyoruz. Şu anda tarihi bir Konya evindeyiz. Bu tür evlerimizi kamulaştırarak, restore ediyoruz. Nakipoğlu Mahallemizde tarihi bir evimizin restoresini tamamlamak üzereyiz. Burada eski yüklüklerimiz, aynalıklarımız ve sahanlıklarımız var. Ahşaptan ve hepsi el emeği ürünler. Bunları gelecek nesillerimize taşımış oluyoruz. Eski evlerimizde kerpiç ve ahşap malzemeler ve hasır tavanlardan oluşan bu yapıyı gelecek kuşaklara aktarmamız önemli. Bu tür yapılara sahip çıkacağız. Evde detaylar çok etkileyici. 125 yıl öncesine ait bir aynalığımız var ve bunu koruma kurulunun da görüşünü alarak eski haline uygun restore ediyoruz. Karatay Belediyesi olarak bu tür projelerimize sahip çıkarak Konya’mızın ve Karatay’ımızın kadim geçmişini yüzyıllar ötesine aktarmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Diyarbakır Uzmanlar, yaz ayalarının gelmesiyle göz sağlığını tehdit eden güneş gözlüğüne dikkat çekti Diyarbakır’da uzmanlar, yaz ayalarının gelmesiyle gözlük tercihi ve kullanımında dikkat edilmediğinde göz sağlığını tehdit eden sağlık sorunlarına dikkat çekti. Güneş gözlüğü, genellikle havaların ısınmasıyla birlikte yaz aylarında ağırlıklı olarak kullanımı tercih ediliyor. Uzmanlar ise, güneş gözlüğünün her mevsim göz sağlığı için önemli olduğuna dikkat çekerken, gözlük tercihinde standartlara uyulmadığı taktirde göz sağlığında ciddi sağlık sorunları ile karşılaşacağını vurguluyor. Diyarbakır’da Memorial Hastanesi’nde Op. Dr. Belgin Ekmekçiler, güneş gözlüklerinin çoğunlukla aksesuar amaçlı düşünüldüğünü ve bunun tam tam tersi bir şey olduğunu söyledi. Güneş gözlüklerini koruyucu bir tedavi olarak uyguladıklarını belirten Dr. Ekmekçiler, çünkü güneş ışınlarında göze zarar ultraviyole dedikleri gözle görülmeyen ışıkların olduğunu kaydetti. Bu ışıkların gözün birçok yapısına hasar verdiğinin altını çizen Dr. Ekmekçiler, şöyle konuştu: "Ciltten başlayıp retinaya kadar. Örneğin cildimizde kırışıklıkları artırıyor, et büyümesi yaparak görmemizi etkiliyor. Yine lensimiz dediğimiz gözümüzün merceğinde proteinleri de denature ederek katarak oluşmasını hızlandırıyor. Ve en önemlisi de gözümüzün arkasındaki fotoğraf filmi dediğimiz retinada sarı nokta oluşmasına sebep olarak da geri dönüşümü olmayan ciddi görme kayıplarına sebep oluyor. Biz de bu sebepten dolayı hastalarımızı ışıklardan korumak için güneş gözlükleri öneriyoruz." Güneş gözlüklerinin birçok yerde aksesuar olarak alınabildiğine dikkat çeken Dr. Ekmekçiler, “Ama güneş gözlüğünün asıl özelliği ultraviyole blokajının olması gerekiyor. Bu blokaj olmadan sadece renkli olmasında hiçbir anlamı olmuyor. Hatta siyah camlar göz bebeğimizi büyüterek gözümüze ultraviyole ışınlarının daha çok girmesine sebep olarak hasarı daha da katlayarak artırabiliyor. Bu sebepten güneş gözlüğü alacağımızda bunun aksesuardan çok koruyucu bir tedavi olduğunu bilmemiz gerekiyor. Ve aldığımızın camları hangi özellikte olduğunu, daha iyi bilmemizi gerektiriyor dedi. "Bizim açımızdan çerçeve önemli değil, camın üstünde olan ultraviyole blokajları" “Bizim açımızdan çerçeve önemli değil, camın üstünde olan ultraviyole blokajları” diyen Dr. Ekmekçiler, “Bunu da ancak nasıl anlayabiliriz? Gözle anlayabileceğimiz bir özellik değil. Ancak aldığımız gözlüklerin garanti belgelerinde ultraviyole yüzde 100 koruma şeklinde yazar. Ya da güneş gözlüklerinin CE belgesi dediğimiz denetlenmiş, kurumlar tarafından verilen özellikleri vardır. Bunun mutlaka olması gerektiğini kontrol etmemiz gerekiyor ki gözümüzü bu yüksek doz ultraviyoleden koruyabilelim” şeklinde konuştu. 21. Bölge Güneydoğu Optisyenler Gözlükçüler Odası Yönetim Kurulu Başkanı Abdurrahim Erdoğan ise, güneş gözlüğü mevsimsel olarak kullanılabilecek bir gözlük olmadığını, ultraviyole denilen olayın her ne kadar yaz aylarında özelikle bölge itibariyle güneş ışınlarının dik geldiği dönemlerde daha çok gözde ve ciltte hasara sebebiyet verse de, yılın geri kalan periyodlarında da ultraviyole yoğunluğu olduğu dönemler olduğunu söyledi. Güneş ışınların en dik geldiği baharın sonları ve yaz aylarının başlangıcına denk gelen mevsimde ultraviyole özellikli güneş gözlüğü takılması göz ve görme sağlığı adına ciddi bir önem arz ettiğini kaydeden Erdoğan, “Tüketicilerimizin dikkat etmesi gereken en önemli hususlardan biri her koyu renkli gözlük korucuyu bir güneş gözlüğü değildir. Bunu kesinlikle bilmemiz lazım. Hatta güneş gözlüğü camları ultraviyoleden değil de, boyadan elde edildiği takdirde daha koyu bir hal alır. Bu koyu cam rengi gözbebeğinin olağandan daha çok büyümesi, dolayısı ile ultraviyole dediğimiz sarı nokta görme alanlarına daha çok gelmesi, daha çok zarar vermesine sebebiyet verir. Bir güneş gözlüğü muhakkak suretle Sağlık Bakanlığının denetimi altında olan optisyenlik müesseselerinden temin edilmesi gerekir. Çünkü rutin olarak bakanlık ve sağlık müdürlüğü denetimi altında. Buna bağlı olarak ultraviyoleden elde edilen Avrupa standartlarına uyumlu güneş gözlükleri satışı mevcut” ifadelerine yer verdi. Müşterilerden Çağrı Eren, yaz aylarında genelde Diyarbakır çok sıcak olduğu için maalesef takmak zorunda olduklarını söyleyerek, “Gözlerimizi de güneş ışınlarından korumamız gerekiyor. O yüzden gözlüğümü tamire getirmiştim ve yenisini de almayı düşünüyorum” dedi.
Konya Konyaspor, ligin son 4 haftasında küme düşmemeye oynayacak Trendyol Süper Lig’de sezonun 4. haftasını 4. sırada tamamlayan, sezon başından bugüne 4 hoca değiştiren, son 4 haftaya da küme düşecek 4 takımın bir sıra üstünde giren Konyaspor, oynayacağı son 4 maçta küme düşmeme mücadelesi verecek. Trendyol Süper Lig ekiplerinden Konyaspor, 2023-2024 sezonunda Sırp Teknik Direktör Aleksandar Stanojevic yönetiminde ilk 4 hafta çıktığı maçlarda 2 galibiyet, 2 beraberlik alarak 8 puan topladı. Konyaspor, bu maçların sonunda ligde 4. sıraya yükseldi. Yeşil-beyazlılar, Sırp teknik direktör ile çıktığı diğer 5 maçta ise 1 beraberlik, 4 yenilgi alarak 1 puan topladı. Ligin ilk 9 haftasını 9 puanla 15. sırada tamamlayan Konyaspor’da, Aleksandar Stanojevic görevinden istifa ederken, teknik direktörlük görevine Hakan Keleş getirildi. Hakan Keleş ile 10 maça çıkan Konya ekibi, 2 galibiyet, 5 mağlubiyet ve 3 beraberlik alarak 9 puan topladı. Kötü gidişata engel olmayan Hakan Keleş ile deplasmanda Fenerbahçe’ye 7-1 mağlup olan Konyaspor, bu maçın ardından düşme hattında 18. sırada yer alırken, Keleş’le yollarını ayırdı. Yeşil-beyazlı ekip Hakan Keleş ile yolların ayrılmasından sonra 62 yaşındaki Bosna-Hersekli çalıştırıcı Fahrudin Omerovic ile mukavele imzaladı. Fahrudin Omerovic, yeşil-beyazlı takımın başında çıktığı 14 lig maçında 4 galibiyet, 5 mağlubiyet ve 5 beraberlik alarak 17 puan elde etti. Bu maçlarda 16 gol atan yeşil-beyazlılar, kalesinde 15 gol gördü. Ligin 34. haftasında deplasmanda oynanan Sivasspor maçında alınan 1-0’lik mağlubiyetin ardından Fahrudin Omerovic ile yollarını ayıran Konya ekibi, teknik direktörlük görevine Sportif Direktör Ali Çamdalı’yı getirdi. Ali Çamdalı yönetiminde Fenerbahçe karşısında zorlu bir mücadeleye çıkacak olan Konyaspor, küme düşme hattının bir sıra üzerinde yer alıyor. Trendyol Süper Lig’de sezona iyi bir başlangıç yaparak 4. haftada 4. sıraya yükselen Konyaspor, daha sonra o başarılı günleri bir daha bulamadı. Yeşil-beyazlılar ligin son 4 haftasına girilirken küme düşme potasının 1 sıra üstünde 16. sırada yer alıyor. Konyaspor, yarın ligin 35. haftasında kendi evinde Fenerbahçe ile karşılaşacak. Fenerbahçe ile Süper Lig tarihinde bugüne kadar 45 kez karşı karşıya gelen Konyaspor, söz konusu maçlarda sarı-lacivertli ekibe 34 defa mağlup olurken, 8 maçı kazandı, 3 karşılaşma ise beraberlikle sonuçlandı.