GENEL - 17 Nisan 2012 Salı 12:13

ANNE SÜTÜNDE BİLE ZEHİR VAR

A
A
A
ANNE SÜTÜNDE BİLE ZEHİR VAR

Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Biyolojik Mücadele Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof.Dr. İsmail Karaca, zararlı böceklerle mücadele için kullanılan tarımsal ilaçların insan sağlığını olumsuz etkilediğine dikkat çekti.
SDÜ Biyolojik Mücadele Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. İsmail Karaca, "Yapılan çalışmaları göz önüne aldığımızda tarımsal savaş ilaçlarıyla bulaşık ürünleri yiyen kişilerin bünyesine de geçiyor. Yapılan bazı çalışmalarda, yeni bebeğe sahip annelerin sütünde de zehire rastlanmış. Anne bebeğini emziriyorum diye, istemeden zehir vermiş oluyor. Bu da önemli faktörlerden bir tanesi" dedi.
Tarımsal savaş ilaçlarının içinde bulunan bazı maddelerin özellikle ağır metallerin kanserojen maddeler olduğuna dikkat çeken Prof.Dr.Karaca, şöyle konuştu: "Bunları bünyemize alarak kansere kendimizi açmış oluyoruz. Son zamanlarda duyduğumuz kanser vakalarındaki artışın önemli faktörlerden birisinin tarımsal savaş ilaçları olduğuna inanıyorum"
İLAÇ YERİNE BİYOLOJİK MÜCADELE
Biyolojik mücadelenin tarımda zararlılara karşı canlı organizmalarla savaşımı olarak tanımlandığına dikkat çeken Prof.Dr. Karaca, şunları söyledi: "Bu savaşımda her türlü organizmalar zararlı olabilir. Bunların başında böcekler geliyor. Bölümümüzde değişik yaralı böcekleri üretiyoruz. Zararlılar zarar vermeye başladığında bu böcekleri salıyoruz. Oraya değişik biçimlerde salımlar yapılıyor tabi. Örneğin gelin böcekleri ya da uğur böcekleri dediğimiz böcekleri yüzerli gruplar halinde, bir de yaralı
arıcılar, onları daha fazla sayılarda toplayıp zararlının bulunduğu bahçeye götürüp bahçeye dağılmasını sağlıyoruz. Bu şekilde saldığımız yaralı böcekler Zararlı böcekleri tüketerek biyolojik mücadele yapılmış oluyor"
DOОANIN DENGESİNİ BOZMUYOR
Biyolojik savaşımın en büyük avantajının doğanın dengesini bozmaması olduğunu ileten Prof.Dr. Karaca, sözlerini şöyle sürdürdü: "Savaşımın yarattığı doğal dengenin bozulmasına neden olmaması, ya da savaşımda gördüğümüz kalıntı gibi olayların olmaması. En önemlisi zararlılar zamanla kimyasal savaşa karşı dayanıklılık kazanıyor. Ama bir doğal düşmana, gelin böceğine karşı dayanıklılık kazanamıyor. Gelin böceği bulduğu yerde yiyor onu. Bizim bölümümüzde biyolojik mücadele araştırma ve uygulama eğitim
merkezi yer alıyor. Türkiye`de tek örneği olan bir merkez. Bizim üniversitemizin dışında böyle bir merkez yok. Merkezimizde 20 civarında yararlı mekanizma üretiliyor. Gerçekten de dünya genelinde baktığımızda önemli bir potansiyele sahip. Üreticilerin ve tüketicilerin biyolojik mücadeleye bakış açısını değiştirmek için eğitim çalışmaları ve yaralı organizmaların üretiminde AR-GE çalışmalarında öncülük etmek lazım. Üreticileri bu konuda bilinçlendirebilirsek bu mücadelenin yayılacağına inanıyorum."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Hidayet Türkoğlu, FIBA Hall of Fame 2026 listesinde onurlandırıldı FIBA, Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Hidayet Türkoğlu’nu, Hall of Fame’in 2026 yılı listesinde onurlandırdı. FIBA Hall of Fame; basketbola uzun yıllar boyunca sahada, özellikle milli takım düzeyinde sunduğu katkılarla iz bırakan, sporcu kimliğiyle uluslararası basketbol kültürüne değer katan isimleri onurlandıran prestijli bir yapı olarak kabul ediliyor. Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Hidayet Türkoğlu da Hall of Fame’in 2026 yılı listesinde onurlandırdı. Türkoğlu, bu onura ilk kez bir Türk sporcunun, sporculuk kariyeri ve milli takım kimliği temel alınarak layık görülmesiyle Türk basketbol tarihinde önemli bir ilke imza attı. Türkiye’yi uluslararası basketbol sahnesine taşıyan öncü yöneticilerden Turgut Atakol, Türk basketbol tarihinde FIBA Hall of Fame onuruna, yöneticilik ve basketbolun kurumsal gelişimine sunduğu katkılarla 2007 yılında layık görülmüştü. Hidayet Türkoğlu’nun basketbolculuk kariyeriyle bu listeye dahil edilmesi ise, Ay-Yıldızlı formayla sergilediği istikrarlı performansın, liderliğinin ve Türk basketboluna kazandırdığı mirasın FIBA tarafından tescillenmesi anlamına geliyor. Listenin duyurulmasının ardından Hidayet Türkoğlu, "Dünya basketboluna iz bırakmış, farklı ülkelerden ve jenerasyonlardan değerli isimlerle birlikte FIBA Hall of Fame listesinde yer almak, benim için büyük bir gurur ve onurdur. Ay-Yıldızlı formayla çıktığım her maçta, bu ülkeyi en iyi şekilde temsil etme sorumluluğuyla sahadaydım. Bu yolculuk; sahada birlikte ter döktüğüm takım arkadaşlarımın, beni her zaman ayakta tutan ailemin ve desteğini hiçbir zaman esirgemeyen Türk milletinin ortak emeğinin bir sonucudur. Basketbolu evrensel bir değer olarak büyüten, bu mirası gelecek nesillere taşıyan FIBA’ya, dünya basketboluna verdikleri katkılar için teşekkür ediyorum. Ay-Yıldızlı bayrağımızı böylesine seçkin bir platformda temsil etmek, tarif edilemez bir gururdur" değerlendirmesinde bulundu. Milli Takım formasıyla 1994-2014 yılları arasında 309 kez sahaya çıkan ve 3 bin 475 sayı kaydeden Hidayet Türkoğlu, uzun yıllar A Milli Erkek Basketbol Takımı’nın kaptanlığını üstlenerek Türk basketbolunun en önemli lider figürlerinden biri oldu. Türkoğlu; 2001 Avrupa Basketbol Şampiyonası ve 2010 FIBA Dünya Basketbol Şampiyonası’nda gümüş madalya kazanan tarihi kadroların da parçası olarak önemli başarılara imza attı. NBA’de ilk 5’de maça çıkan ilk, 10 bin sayı barajını geçen tek Türk oyuncu olan Türkoğlu, 997 maçla "NBA’de en fazla maç oynayan Türk basketbolcu" ünvanını da elinde tutuyor. NBA’de Orlando Magic formasıyla 2008’de en iyi gelişme gösteren oyuncu (MIP) seçilen, 2009 NBA finali oynayan Türkoğlu, Magic’te yakaladığı istatistiklerle de kulüp tarihinde unutulmaz bir miras bıraktı. Hidayet Türkoğlu, 21 Nisan 2026 tarihinde gerçekleştirilecek resmi organizasyonla beraber Hall of Fame üyesi olarak Berlin’de onurlandırılacak.
Adıyaman Eşini, kızının yanında öldürüp kayıplara karıştı Adıyaman’ın Kahta ilçesinde önceki gün bir şahıs, boşanma aşamasındaki eşini, kızının yanında bıçakladığı anlar kameralara yansıdı. Şahsın, elini kolunu sallayarak olay yerinden uzaklaşarak gitmesi dikkatlerden kaçmadı. Olay önceki gün Kahta ilçesi Recep Tayyip Erdoğan Caddesi üzerinde yaşanmıştı. Edinilen bilgilere göre, M.A., boşanma aşamasında olduğu 45 yaşındaki eşi Emine Aluç’u sokak ortasında yakalayarak göğsünden ve boğazından bıçaklamıştı. Olay sırasında çiftin yanlarında bulunan ismi öğrenilemeyen kız çocukları da saldırgan tarafından elinden yaralanmış ve küçük kız annesini kanlar içerisinde görerek sinir krizleri geçirmişti. Çevredeki vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ekipleri ile birlikte çok sayıda polis ekibi sevk edilmiş Emine Aluç, sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından Kahta Devlet Hastanesi’ne kaldırılmıştı. Emine Aluç, burada yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetmişti. Yaşanılan vahşet anlar ise bir vatandaşın cep telefonu kamerasına saniye saniye yansıdı. Yaşanan vahşet anlarda eşini çocuğunun yanında bıçaklayarak öldüren M.A’nın elini kolunu sallayarak soğuk kanlı tavırlarla olay yerinden uzaklaştığı görüntülere yansıdı. M.A.’nın olay yerinden kaçtığı, şahsın yakalanması için polis ekipleri tarafından geniş çaplı arama çalışması başlatıldığı bildirildi. Olayla ilgili soruşturma sürüyor.