GENEL - 17 Nisan 2012 Salı 19:50

"HEMOFİLİYİ KIZ ÇOCUKLARI TAŞIR, ANCAK BUNDAN ERKEK ÇOCUKLAR ETKİLENİR"

A
A
A
"HEMOFİLİYİ KIZ ÇOCUKLARI TAŞIR, ANCAK BUNDAN ERKEK ÇOCUKLAR ETKİLENİR"

İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Tamer Saylam, hemofili hastalığının, anneden gelen bir genle sadece erkek çocuklarda hastalığa neden olduğunu belirterek, "hemofiliyi kız çocukları taşır, ancak bu hastalıktan erkek çocuklar etkilenir" dedi.
Özel Fuar Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Tamer Saylam, hemofilinin, kandaki pıhtılaşmayı sağlayan faktörlerden birinin olmaması sonucu vücutta meydana gelen kanamaların durmaması ile oluşan hastalık olduğunu ifade etti. Hemofili-A ve Hemofili-B olarak ikiye ayrılan hemofili hastalığının anneden gelen bir genle sadece erkek çocuklarda hastalığa neden olduğunu belirten Saylam, bunun kız çocuklarda ortaya çıkan bir hastalık olmadığını ancak kız çocuklarının, hemofili hastalığını taşıyabileceğini
kaydetti.
Anneden gelen genlerdeki kan ile ilgili bir tür bozukluğun, bu hastalığın ortaya çıkmasına neden olduğunu belirten Saylam, hemofili hastalığının asla bulaşıcı olmadığını ve sadece bir kişiyi ve ondan olacak erkek ve kız çocuklarını ilgilendiren durum olduğunu açıkladı.
Hemofili hastalarında, vücudun herhangi bir bölgesinde, çoğunlukla eklem içlerinde, kaslarda ve yumuşak dokularda kanamalar görüldüğünü aktaran Dr. Saylam, "Eklemler ve kaslar, en çok kanama görülen yerlerdir. Hastalarda şiddetli ağrı, kanama olan bölgede şişlik, ısı artışı ve hareket kısıtlılığı vardır. En çok etkilenen eklemler, el bilekleri, dirsekler ve diz eklemleridir, ancak vücuttaki herhangi bir eklemde de gerçekleşebilir. Ağız içi, dil, boğaz ve burun mukozalarında kanamalar görülebilir.
Hastalarda kanama atakları, genelde dışarıdan tedavi verilmesini gerektirecek kadar ciddidir. Karın içi dokulara olan kanamalar (iliopsoas kası içine olan hematomlar), merkezi sinir sistemi kanamaları (beyin kanaması ya da omurilik içi kanamaları) ve boğaz - havayolu çevresinde gerçekleşen kanamalar, yaşamı tehdit eden kanamalar olarak kabul edilir. Bu kanamaların nedenlerinin araştırılmasına geçilmeden önce, faktör konsanreleri ile replasman tedavisi yapılması, hastaların hayatını kurtaracaktır" diye
konuştu.
"KANAMALAR DURDURULABİLİR"
Uzman Dr. Saylam, hemofili hastalığının tedavisi ile ilgili ise, "Tedavi, tamamen iyileştirip kişiyi normale döndürmek anlamında kullanılıyorsa hemofili hastalığının tedavisi mümkün değildir. Ancak hemofili hastalarının kanamaları durdurulabilmektedir. Bu amaçla üretilmiş birden fazla ilaç vardır. Bu ilaçlar kandaki pıhtılaşmayı sağlayıcı faktörleri içerir. Hemofili hastalarındaki kanama miktarı normal bir insanla aynıdır. Hemofili hastalarında ki fark, kanamanın çok uzun sürmesidir. Hemofili olan
bireylerde, burun kanaması, diş eti kanaması, küçük sıyrık, çizikler, eklem yerlerinin kanaması, darbeler sonrasındaki doku içi kanamaları gibi durumlar oldukça tehlikeli olabilmektedir. Bu durumlar önlem alınmadığında ölümlere yol açabilmektedir" ifadelerini kullandı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Şanlıurfa Bereketli topraklarda soğan hasadı başladı Tarım kenti Şanlıurfa’da soğan hasadı başladı. Tarlada birinci ürün olarak ekilen soğanda yüksek verim üreticisinin yüzünü güldürdü. Şanlıurfa’nın Ceylanpınar, Harran, Akçakale ve Suruç ilçelerinde Güneydoğu Anadolu Projesinin (GAP) hayata geçirilmesiyle birlikte tarımda ekilebilir ürün çeşitliliği her geçen gün artmaya devam ediyor. Daha önceleri çiftçilerin buğday, arpa, mercimek gibi tek ürün ile yıllı kapatması bölgede tarihe karıştı. GAP projesiyle sulanabilir arazileri sayılarının artması çiftçileri farklı ürünlere teşvik etti. Bölge çiftçisi yer fıstığı, kornişon, soğan, sarımsak ve patates gibi alternatif ürünler yetiştirmeye başladı. Ürün çeşitliliğinin arttığı bereketli topraklarda, sezonun gelmesiyle birinci ürün olarak ekilen soğanın hasadı başladı. Tarım işçileri tarafından yapılan soğan hasadı bu yıl yüksek verimi ile çiftçisinin yüzünü güldürdü. İşçileri tarlada ziyaret ederek, onlarla beraber hasat yapan Şanlıurfa Tarım ve Orman Müdürü Mehmet Aksoy, hasadın bereketli olduğunu, dekarda 6 ile 6,5 ton arasında verim aldıklarını söyledi. “Verimler çok iyi hastalık yok” Verimin iyi olduğunu belirten Aksoy, “Şanlıurfa ilimizin toplam 9 bin dekar soğan alanı mevcut. Biz şu anda Ceylanpınar ilçemizde sınırdayız. Bu bölgemizde de 2 bin 500 dekardan fazla bir alanda soğan üretimi yapılmaktadır. Soğanı biz birinci ürün olarak ekimini yapıyoruz. Soğandan sonra pamuk, karpuz veya herhangi bir sebzeye devam ediliyor. Dolayısıyla bizim şu anda soğanla ilgili dekara aldığımız verim 6 ile 6,5 ton arasında, verimlerimiz çok iyi, bölgemizde hastalık yok. Bu sene bereketli ve verimli yağışlar olduğu için çiftçimiz de bu ürettiği soğandan şimdiye kadar memnun. İnşallah tarladaki fiyatlarda uygun bir durumda olur ve hem tüketici hem de üretici mutlu bir şekilde bu sezonu bitirmiş olur” dedi. Tarım işçisi Ali Kıran, “Sabahları saat 06.00 ile 06.30 gibi tarlaya geliyoruz, söküm yapıyoruz. Ondan sonra tekrardan makasa geçiyoruz, makastan sonra çuvallamaya geçiyoruz. Ortalama öğle araları bir saat falan mola veriyoruz. Verim bu yıl baya yüksek. Verimin yüksek olması bizim açımızdan da iyi oluyor. Güzel yani yevmiyelerimiz çıkıyor. Hava sıcak ama biz alıştık” diye konuştu.
Ankara Boğazından bıçaklanan kadının saldırıya uğradığı anlar kamerada Ankara’nın Sincan ilçesinde bir kadının ölümüne sebep olan bıçaklı saldırı an be an güvenlik kamerasına yansıdı.Sincan’da dün akşam saatlerinde meydana gelen olayda S.K. (34) isimli şahıs, bilinmeyen bir nedenden dolayı kavga ettiği Edanur K.’yi (28) boğazından ve vücudunun çeşitli yerlerinden bıçakladı. Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Ağır yaralanan Edanur K., hastanedeki tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Saldırgan S.K. ise polis ekiplerince kısa sürede yakalanarak gözaltına alındı. Dün yaşanan olay ise çevredeki güvenlik kamerasına yansıdı. Görüntülerde S.K.’nin Edanur K.’ye saldırdığı anlar an be an kaydedildi.“Sadece sevgiye ihtiyacı olan bir kızdı”Öte yandan, Edanur K.’nin arkadaşı olan Kader Düzgün, olayın ardından açıklamalarda bulundu. Düzgün, Edanur’un psikolojik sıkıntıları olabilir fakat hiçbir insan bu şekilde öldürülmeyi hak etmiyor. Cinayete kurban giden birçok kadınlarımız, çocuklarımız var. lütfen kadınlarımıza ve çocuklarımıza sahip çıkalım. Edanur daha 27 yalındaydı. Arkadaşları tarafından sevilen, sayılan bir kızdı. Ailesi paramparça durumda, eşi de aynı şekilde. Tabi ki hepimiz hata yapabiliyoruz. Hepimizin psikolojik olarak sorunlarımız var. Kendisi de aynı şekilde psikolojik destek de alıyordu. Sadece sevgiye ihtiyacı olan bir kızdı” açıklamasında bulundu.
Erzurum ETÜ deprem felaketinde hayatını kaybeden Rabia’yı unutmadı Asrın felaketi olarak nitelendirilen Kahramanmaraş merkezli depremlerde hayatını kaybeden Erzurum Teknik Üniversitesi (ETÜ) öğrencisi Rabia Elmacı anısına futsal turnuvası düzenlendi. ETÜ Spor Bilimleri Fakültesi ile öğrenci topluluklarından Eğitim ve Kültür Kulübü iş birliğiyle yarı yıl tatili için memleketi Hatay’a giden ve 6 Şubat’ta yaşanan deprem felaketinde yaşamını yitiren ETÜ Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü 1. sınıf öğrencisi Rabia Elmacı’nın hatırasını yaşatmak amacıyla futsal turnuvası düzenlendi. Turnuvanın final programına ETÜ Rektörü Prof. Dr. Bülent Çakmak, Dekanlar, akademisyenler ve çok sayıda öğrenci ile Rabia Elmacı’nın yakınları katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan programda Rabia anısına hazırlanan video gösterimi ve Kur’an-ı Kerim tilaveti gerçekleştirildi. Açılışta konuşan Rektör Çakmak, yaşanan felaketin derin yaralar açtığını belirterek: “Böylesi zamanlarda konuşmak gerçekten zor. Her nefis ölümü tadacak. Ancak Rabia kızımız diğer depremzede kardeşlerimiz gibi şehadet mertebesine erişti. Ne mutlu siz yakınlarına ki şehit olan bir evladınız var. Rabia’mızın kıymetli hatırası her zaman bizlerle beraber olacak. Bu vesileyle afetlerde hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Programın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum” dedi. Rektör Çakmak’ın ardından konuşan Eğitim ve Kültür Kulübü Danışmanı, Spor Bilimleri Fakültesi Öğretim Elemanı Arş. Gör. Furkan Öget, yaşanan felakette hayatını kaybedenlerin üzüntüsünün hala çok taze olduğunu ifade ederek: Bizler şunu biliyoruz ki ölüm bedenin sonlanmasıyla değil, sevginin ve hatıraların son bulmasıyla başalar. Biz kardeşimizi her daim aramızda ve yakınımızda hissedeceğiz” diye konuştu. Son olarak söz alan Rabia’nın Dayısı Osman Köylü ise ETÜ’de olmaktan büyük mutluluk duyduklarını dile getirerek, Rabia’nın hatırasına sahip çıkan ve etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür etti. Konuşmaların ardından başlayan final müsabakasında Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü penaltı atışlarında İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü’nü 6-5 mağlup ederek şampiyonluğa ulaştı. Şampiyon takım kupasını Rektör Çakmak’ın elinden aldı.