YEREL HABERLER - 18 Nisan 2012 Çarşamba 09:54

DTO, BAKANLIОIN TAMPON BÖLGEYE FORMÜL BULMASINI İSTİYOR

A
A
A
DTO, BAKANLIОIN TAMPON BÖLGEYE FORMÜL BULMASINI İSTİYOR

Mersin Deniz Ticaret Odası Genel Sekreteri Korer Özbenli, Taşucu`ndaki SEKA Limanı ve SEKA fabrika sahasının yargı manipüle edilerek Sulak Alanlar Tampon Bölge Sınırları içine aldırıldığını öne sürdü. Özbenli, ekonomik anlamda çok cazip olan bu bölgenin atıl kalmasına neden olanların, 25-30 kilometre ötedeki deniz kıyısında bir nükleer santral yapılmasına ses çıkarmamalarını da eleştirdi.
Mersin Deniz Ticaret Odası`nın (MDTO), yargı kararı ile kapatılan Mersin`in Silifke İlçesi Taşucu beldesindeki SEKA Limanı ve SEKA fabrika sahasında Yat Üretim Serbest Bölgesi veya Yat Üretim İhtisas Organize Sanayi Bölgesi olarak adlandırılacak bir tesis kurulmasını içeren projesi ilgi bekliyor. Proje ile zaten ekonomik olarak çok cazip bir noktada bulunan bölgenin canlanacağını ve değer kazanacağını belirten MDTO Genel Sekreteri Korer Özbenli, projenin çıkış noktası, ayrıntıları ve sorunlarını İHA muhabirine anlattı. Tersaneye karşı açılan davalar sonucunda SEKA fabrika sahasının kapatılması ve turizm alanına ayrılması, limanın da yat limanına dönüştürülmesi kararı verildiğin anımsatan Özbenli, DTO olarak limanın yat limanına dönüştürülmesine karşı, limanın çok önemli bir noktada bulunması ve Akdeniz`e liman kapatan bir kent olmamak adına dava açtıklarını kaydetti. bulunduğunu vurgulayan Özbenli, ``Bu bölgenin önemi giderek artacak. Dolayısıyla böyle bir limanın kapatılmasına DTO olarak göz yumamazdık ve bu konuda 2009`da davamızı açtık. Davada bilirkişi incelemesi yapıldı, raporlarını verdiler ama dava henüz sürüyor`` dedi.
SEKA`dan kalmış olan bin 700 dönümlük bir arazinin ekonomiye kazandırılması adına Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ve Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu`na bir brifing verdiklerini anlatan Özbenli, Bakan ve Vali`nin bu konuda bir çalışma istemeleri üzerine, Antalya ve Tuzla`da incelemeler yaptıklarını, buradaki büyük getiriyi gördüklerini ve yat üretimine yönelik bir proje hazırlayarak sunduklarını dile getirdi. Özbenli, bu çalışmayı bu bölgede büyük bir istihdam kaynağı yaratabilecek, büyük bir ekonomik canlılık getirebilecek bir proje olarak gördüklerinin altını çizdi.
``BÖLGEYİ YARGIYI DA YANILTARAK TAMPON BÖLGE SINIRLARI İÇİNE ALDIRDILAR``
Projenin bazı sorunları olduğuna da işaret eden Özbenli, bunların başında Tampon Bölge`nin geldiğini ifade etti. ``2004 yılından bu yana tersaneye karşı açılmış davalarla hem SEKA Limanı`nı hem de SEKA fabrika sahasını bu konuda yargıyı da açık söyleyeyim manipüle ederek, yanıltarak Sulak Alanlar Tampon Bölge Sınırları içerisine aldırdılar`` diyen Özbenli, artık burada hiçbir şey yapılamadığına dikkat çekti. Yat limanı statüsüne alınmasına karşın yat limanı bile yapılamadığını dile getiren Özbenli, sadece Bakanlık izni ile bazı çalışmalar yapılabileceğini kaydetti.
``TAMPON BÖLGE SINIRLARININ BİLİMSEL ÖLÇÜTLERDE YENİDEN ÇİZİLMESİ LAZIM``
Orman ve Su İşleri Bakanlığı`nın Doğa ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü yetkilileri ile görüşmeler yaptıklarını, onların da konuya hassasiyetle eğildiklerini belirten Özbenli, ``Bu alanın tampon bölge sınırları içerisinde bazı faaliyetlere izin veren bir formül arıyorlar ama her şeyin başında tampon bölge sınırlarının gerçekten bilimsel ölçütlerle yeniden çizilmesi lazım. Çünkü burada şu anda tampon bölge diye belirlenen şeyler bu bölgenin gerçek sınırlarını ifade etmiyor ve bu bölgenin atıl bir potansiyel olarak kalmasına neden oluyor. Bundan medet uman insanlar var, buranın böyle olmasını isteyen politikacılar, yargı emeklileri, Kum Mahallesi`nde evi olan insanlar diyebiliriz. Ekonomiyle bir dertleri olmayan, unlarını elemiş eleklerini duvara asmış insanların söz sahibi olduğu bir konumda şu anda. Bakan ve Vali ile de görüştük. Bakanlık buna bir formül üretmek zorunda`` ifadelerini kullandı.
Davalar açılırken gerekçe gösterilen çevre kaygılarına da yanıt veren Özbenli, projesini hazırladıkları yat üretim tesisinin çevre kaygısı yaratacak bir sanayi dalı olmadığını savundu. Yat üretiminin tamamen kapalı hollerde yapılmasının zorunlu olduğuna vurgu yapan Özbenli, şöyle devam etti: ``Burada bir kirlilikten söz edilecekse çevrenin buraya vereceği zarar söz konusudur. Burada üretilen yatların her biri 13-15 milyon dolar veya Euro civarında. Nemsiz, tozsuz bir ortam sağlamak durumundasınız. İçeride dolaşan insanların ayağında galoş, başında bone ile dolaşmak zorunda olduğu bir sektörden söz ediyorum, pırıl pırıl bir sektörden. Bu sanayinin çevreye vereceği zarar değil, çevrenin buraya vereceği zararın tartışılacağı bir sanayi dalıdır yat üretimi.``
``MERSİN`İN MARKA OLMASINI BÖYLE BİR SEKTÖRÜ İÇİNİZE ALARAK YAPABİLİRSİNİZ``
SEKA Limanı`nın kapatılarak yat limanı ilan edilmesini de eleştiren Özbenli, şunları söyledi: ``Sanayi alanından biz turizm alanı yaratmaya çalışıyoruz. Halbuki asıl turizm alanlarına turizm yatırımlarının gelmesi, sanayi alanlarının da sanayi alanı olarak kullanılmasının bir akıllı tarafı var. 30-40 senelik bir sanayi alanından siz turizm alanı yaratamazsınız Taşucu`nun, Mersin`in marka olmasını ancak bu şekilde bir sektörü içinize alarak yapabilirsiniz. Tarımsal ürünlerinizi sevk edecek limanınızı kapatıp yat limanına çeviriyorsunuz. Buyurun burada iki tane yat ilamın var, Kumkuyu`ya da bir yat limanı yapılıyor. Yani bütün bunlar doldu taştı bir tek burası mı eksik kaldı?``
DTO`nun sadece projeyi hazırladığına, herhangi bir beklentisi olmadığına da işaret eden Özbenli, ``Ben denizci bir kuruluşum ve bu alanla ilgili bir proje ürettim ama bir başkası da çıkar der ki, bu alanda şunu yaparsak daha iyi olabilir, buna da şapka çıkartırım, gerçekten bu bölgeye bir değer katacak olan bir şey varsa son derece mutlu olurum`` şeklinde konuştu.
``BU TESİSE KARŞI ÇIKANLARIN NÜKLEER SANTRALE SESLERİ ÇIKMIYOR``
Tesisin yapılmasına özellikle Kum Mahallesi`nde yaşayanların karşı çıktığını öne süren Özbenli, ``Mahallenin yanındaki alana yapılacak tesisin bu mahalleye ne zararı olabilir ki? Siz dünyada nükleer santral hariç ne imal ederseniz edin buraya bu zararı veremezsiniz. Burada yaşayan insanlar bu tesisi burada istemiyorlar ama 25-30 kilometre ötedeki deniz kıyısında bir nükleer santrale sesleri çıkmıyor. Burada kurulacak bir tesisin ekonomiye getireceği kazancı görmüyorlar`` diyerek tepkisini dile getirdi. Sadece karşı çıkmakla bir yere varılamayacağını vurgulayan Özbenli, sözlerini şöyle tamamladı: ``Bu projeyi biz oranın ekonomiye kazandırılması adına hazırladık. Ekonomi Bakanı ve Valimiz bu konuda öncülük eder, Sayın Çağlayan buranın serbest bölge statüsünü kazandırır veya organize sanayi bölgesi statüsü kazandırılır; o şekilde burası parsel parsel müteşebbislere verilir. Biz buraya gelecek insanları yönlendirmek adına bir misyon üstlenebiliriz. Bu proje bizim değil Mersin`in projesidir. Eğer bu hayata geçerse Mersin kazanacaktır.``
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Dere ıslahı ve su güvenliği sağlayacak ‘Büyük Su Projesi’ başladı Sel taşkınlarına ve doğal afetlere karşı çözüm bulmak adına önemli bir proje olan ve DSİ tarafından yapılan “Büyük Su Projesi”nde çalışmalar başladı. Hacılar Belediyesi, ilçe için öneme sahip olan dere ıslahı ve su güvenliği projesinde yapım çalışmaları devam ediyor. Hacılar Belediye Başkanı Bilal Özdoğan, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından, yaklaşık 200 milyon TL’lik bir yatırımla ilçedeki tüm derelerin ıslah edilerek taşkın su kanallarının oluşturulması için çalışmaların hızla devam ettiğini belirtti. Özdoğan, yaptığı açıklamada, "Dere ıslahı ve su güvenliği bizim için önemli ve üzerinde sıklıkla durduğumuz, çalıştığımız konulardan birisiydi. Devlet Su İşleri Bölge Müdürlüğümüz tarafından, Beğendik Mahallesi Gizem Sokak’ta geçtiğimiz yıl yapımı tamamlanan, Güney istikametine doğru 700 metrelik bir kanal yapılmıştı. Yine bu kanalın devamında güney istikametinde yaklaşık 2 km’lik bir kısmın yapımına devam ediliyor. Aksu Deresi’nin memba kısmında 1.869 metre çift taraflı beton ağırlıklı taşkın kontrol kanalı ve 11 adet menfez, mansap kısmında 595 metre çift taraflı beton ağırlıklı taşkın kontrol kanalı ve 3 adet menfez, Lara Deresi’ne 74 metre çift taraflı beton ağırlıklı taşkın kontrol kanalı ve duvar üstlerine pano panel tel çit yapılacak" dedi. Aksu Deresi ve Lara Deresi’nin Hacılar ilçesi içerisinden Erciyes’in eteklerinden inerek Beğendik Bağları, Organize Sanayi Bölgesi’nin güneyinden geçerek Boğaz köprüye ulaştığını ifade eden Başkan Özdoğan, “Bu bütün çalışmalar, ilave projelerle birlikte 3 kilometrelik bir taşkın koruma kanalını 2024 yılında tamamlamış olacağız. Böylelikle küresel iklimdeki değişiklikler, meydana gelebilecek sel baskınları ve ani yağışlarında vatandaşımızın herhangi bir can ve mal kaybına uğramasını engellemiş olacağız” dedi.
Sivas "Babam çekirdeğinden büyüttü" dediği ağaca öyle bir not astı ki gören 2 kez düşündü Sivas’ta bir esnaf, baba yadigârı ağacı korumak için ilginç bir yönteme başvurdu. Meyvelerini alırken vatandaşların zarar vermesinin önüne geçmek isteyen esnaf, ağacın dalına ilginç bir not astı. Sivas’ta Çarşıbaşı Mahallesi’nde bir esnafın beton binalar arasında yetiştirdiği kayısı ağacı, görenlerin ilgisini çekiyor. Yaklaşık 13 yıl önce meyve çekirdeğinden ekilip taşıma suyu ile büyütülen kayısı ağacının meyveleri için zarar görmeye başladı. Dallarındaki meyveleri alırken ağaca zarar verildiğini gören esnaf Mesut Gülle, ağacın zarar görmesini engellemek için ilginç bir yönteme başvurdu. Ağacı ilaçlatan Gülle, yazdığı notta, "Ey iman edenler, dokunmayın çok fenayım. Bakımlarımı yeni yaptırdım. Ben sizin saçınızı sakalınızı yolmuyorsam bir zahmet siz de bana dokunmayın" ifadelerine yer verdi. "Babamızın yadigârı ağaca sahip çıkmaya çalışıyoruz" Yaz geldiğinde vatandaşların hem bu ağacın meyvesinden hem de gölgesinden yararlandığını söyleyen Mesut Gülle, “Bu çevrede hiç ağaç yok. Babam bu kayısı ağacını çekirdekten büyüttü. Çevrede su bile yok, bu ağaca su taşıdı. Biz de babamızın yadigârı ağaca sahip çıkmaya çalışıyoruz. Bu ağaca yazıyı asmamızın sebebi de insanların ağaca zarar vermesi. Meyve yemek adına ağacın dallarını kopartıyorlar. Bu durumun önüne geçmek için kendimizce bir önlem almak istedik ve ‘Ey iman edenler, dokunmayın çok fenayım. Bakımlarımı yeni yaptırdım. Ben sizin saçınızı sakalınızı yolmuyorsam bir zahmet siz de bana dokunmayın’ yazısını yazarak aslında ağacı dillendirdik” dedi. “Yazıyı görüp kıranlar da oluyor” Yazıyı görenlerin şaşırdığını ifade eden Gülle, “Tebrik edenler de var, yazıyı okuduğu halde gelip ağacın dalını kıranlar da var. Her mevsim geçişlerinde ağacın soğuktan etkilenmemesi için ağacı tamamen naylonla kapatıp tedbir alıyoruz. Ağaca özen gösteriyoruz ama insanlar biraz duyarsız. Çevrede hiç ağaç yok ve burada kısıtlı bir alan var. Yaz aylarında bu ağacın gölgesinde insanlar oturuyor, dinleniyor. Fakat meyve yemek adına ağaca çok zarar veren var” şeklinde konuştu.
Kütahya Kütahya’da 2022, 2023 ve 2024 yılı hırsızlık olay sayıları açıklandı İl Emniyet Müdürlüğü 2022, 2023 ve 2024 yıllarında il merkezi hırsızlık olay sayılarını açıkladı. Yapılan açıklamaya göre, 2022 yılında il merkezinde, açıktan hırsızlık 92, evden hırsızlık 108, işyerinden ve kurumdan hırsızlık 82, motosiklet hırsızlığı 44, oto hırsızlığı 11, otodan hırsızlık 43 ve diğer hırsızlıklar 47 olmak üzere toplam 427 olay meydana geldi. Bu suçlardan toplam 34 fail (8 yaşı küçük, 26 yaşı büyük) adli merciler tarafından tutuklandı. “2023 yılı” 2023 yılında, açıktan hırsızlık 118, evden hırsızlık 42, işyerinden ve kurumdan hırsızlık 40, motosiklet hırsızlığı 22, oto hırsızlığı 12, otodan hırsızlık 34 ve diğer hırsızlık suçlarından 38 olmak üzere toplam 306 adet hırsızlık olayı meydana geldi. Bu olaylardan toplam 73 fail (9 yaşı küçük, 64 yaşı büyük) adli merciler tarafından tutuklandı. “2024 Yılı” 2024 yılında, açıktan hırsızlık 27, evden hırsızlık 7, işyerinden ve kurumdan hırsızlık 6, motosiklet hırsızlığı 6, oto hırsızlığı 4, otodan hırsızlık 6 ve diğer hırsızlık suçlarından 2 olmak üzere toplam 58 adet hırsızlık olayı meydana geldi. Bu olaylardan toplam 16 fail (5 yaşı küçük,11 yaşı büyük) adli merciler tarafından tutuklandı. 2024 yılında 4 oto hırsızlığı suçu meydana geldi. Bu olayların hepsi aydınlatılırken, çalıntı araçlar bulunarak sahibine teslim edildi. 2023 yılında 12 oto hırsızlığı suçu meydana geldi. Bu olaylardan 10 adet oto bulunarak sahibine teslim edildi. 2 t otonun bulunmasına yönelik çalışmalar devam ediyor. 2023 ve 2024 yılları(26.04.2024 tarihine kadar) hırsızlık olayları karşılaştırıldığında il merkezinde, evden hırsızlık olaylarında yüzde 50, motosiklet hırsızlığı olaylarında yüzde 33, işyerinden ve kurumdan hırsızlık olaylarında yüzde 63, otodan hırsızlık olaylarında yüzde 70, açıktan hırsızlık olaylarında yüzde 51 olmak üzere toplam hırsızlık olaylarında yüzde 55 oranında azalma meydana geldi.