POLİTİKA - 19 Nisan 2012 Perşembe 17:04

BAKAN ŞAHİN MUHALEFETİ SERT ELEŞTİRDİ

A
A
A
BAKAN ŞAHİN MUHALEFETİ SERT ELEŞTİRDİ

İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Erzurum`da bir vatandaşı oynatması üzerine kendisini eleştiren muhalefete sert çıktı. Bakan Şahin, "Sen kimsin benim üzerimden halka yönelik edebiyat yapmaya çalışıyorsun? Bu benim insanımla olan sevdamdır. Ben onunla şakada yaparım, onunla davul zurna da çalarım" dedi.
Feshane Uluslararası Fuar Kongre ve Kültür Merkezi`nde düzenlenen "Ordu Günleri"nin açılışını yapan İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin önemli açıklamalarda bulundu. Nevruz olaylarına değinen Bakan Şahin, "Bahar bayramının kutlamalarına valiliklerimizle birlikte düzen getirmişiz. Bahar bir hafta kutlanacakmış, biz bir gün kutlansın demişiz. Neymiş? Birileri Ankara`ya yürürmüş, meclisi işgal edeceğim demiş. Demişiz ki hayır bu ülke özgür bir ülke. Herkes görüşünü söyler ama herkes aklına gelen densizliği,
hukuksuzluğu yapamaz demişiz. Bunun üzerinden giden bir tartışma. Niye demişiz bunları? Hukuk adına, milletin güveni ve huzuru adına ve niye yapmışız bunları? Bu ülkede herkes hakkına razı olsun. Bu ülkenin 75 milyonunun huzuru kaçmasın, kaçırılmasın. Bunun için demişiz. Ama bu tartışmayı yürüten siyasi parti yöneticilerimizin bir tanesinin en son Ankara İlk Kongresi`nde sandalyeler havada uçuşuyor. Bir tanesi başka sıkıntı çekiyor" dedi.
Bakan Şahin, Erzurum`da bir vatandaşı oynatması üzerine muhalefetin gereksiz gündem oluşturma peşinde olduklarını belirterek, "Bunlar bazen kalkıyor, bu Ordulu kardeşiniz üzerinden hükümete, şahsıma yönelik bir şeyler söylemeye çalışıyorlar. İki gün düşünüyorlar. İki gün sonra bir karar veriyorlar. Bir kampanya başlatalım. Tutarsa tutar herhalde. Bir gündem oluşturmaya çalışıyorlar. Benim halkımla, benim insanımla buluşmam, bugünün buluşması değil. Bunu en iyi Ordulular bilir. Ben 45 yıldır 12 yaşımdan
beri bu halkın içindeyim. Acısına gözyaşı dökmüşüm. Sevincine ortak olmuşum. Sen kimsin benim üzerimden halka yönelik edebiyat yapmaya çalışıyorsun? Ne zaman yolun düştü Pasinler`e, Aşkale`ye. Tanıyor musun oraları? Benim gittiğim yola sen daha gideyim mi gitmeyeyim mi diye yeni bakıyorsun. Bu benim insanımla olan sevdamdır. Ben onunla şakada yaparım. Ben onunla davulda, zurna da çalarım. Onunla oynarım, onunla gülerim. Sen nerdesin? Günaydın değil Tünaydın" şeklide konuştu.
Bakan İdris Naim Şahin, "Öyle notlar yazıp Türkiye Büyük Millet Meclisi`nin basın toplantısı salonunda, TBMM`nin muhterem kürsüsünden AK Parti`ye ve AK Parti`nin milletvekiline, İç İşleri Bakanı`na bir şeyler söyleyebilirsin. Ama bu konuda söyleyemezsin. En son konuşacağın kişidir. Adında halk olmakla, halkçı olunmaz. Halkı kucaklamak lazım. Sen git Erzurum`daki çobanla konuş bakalım. Ne diyor? Mustafa Boğaçayır`la konuş. Ne diyor bakalım? Ey cahil kardeşim. Kulaklar kapatılmakla sesler yok edilmez. Aynı
saldırıyı sayın başbakanımıza da yapıyorlar acımasızca. Bakan arkadaşlarımıza da yapıyorlar zaman zaman. Peki nedir bizim hatamız? Bizim hatamız galiba bu şehri, bu ülkeyi, bu vatanı biraz fazla mı sevmek diyorum" dedi.
"KOZLU MEZARLIОI`NDA 15 KİLO BOMBA YAKALARSAN RAHATSIZ OLURLAR"
Bakan Şahin muhalefet partilerine sert çıkarak, "İki gün sonra haber olmaz. İki gün sonra yorum olmaz. Olursa bunun adı kara kampanya olur. Bunun adı saldırı olur. Niye saldırıyorlar? Niye rahatsız oluyorlar? Bunu bu millet çok iyi biliyor. Kozlu Mezarlığı`nda 15 kilo bombayı yakalarsan, rahatsız oluyorlar. Cudi dağında kışın kahraman asker ve polisle operasyon yaparsan, rahatsız oluyorlar. Sütlüce`de polis otosuna bomba koyanı Ümraniye`de yakalarsan rahatsız oluyorlar. Kumru`yu kana bulayanları izini
takip ederek, Adana - Ankara hattında yakalayıp adalete teslim edersen rahatsız oluyorlar. Soruyorum Kumrular`da 27 Eylül 2011 tarihinde günlerden de Salı günüydü. Bir hunhar bombalı saldırı oldu. Ben o gün sorulan soru üzerine, can kaybı var mı? Dedim ki 3 adet hemşerimizi kaybettik. Buradan açıklıyorum. Artık zamanı geçti. Kumrular`dan bu milletin aklına adet kelimesini yazmaya çalıştılar. Cahilce, bilmeden yazdılar. Dediler ki insan için adet kullanılmazmış. Eşya için kullanılırmış. İçişleri Bakanı insanı
eşya yerine koyuyormuş. Kumrular`ın saldırısında vefat eden insanlarımızın, 30`a yakın yaralımızın hiç mi önemi yok? Kumrular saldırısı sadece bakanın ağzından çıkan kelimelerin içerisindeki adet kelimesine indirgenecek kadar basit ve hafif mi? Suçlu ayağa kalk. Sem Kumrular`ı unutturamazsın. Bombacıyı masum gösteremezsin. Muhalefet, medya o bombacı yakalandı. Millete duyurdun mu o bombacının yakalandığını? Sesin niye çıkmıyor. Adet Arapça bir kelimedir. Türkçesi sayıdır. Sayı kelimesi ile adet kelimesi aynı
anlama gelir. Neresi yanlış bunun? Adet kelimesini papağan gibi tekrarlıyorlar. Kim? Cumhuriyet Halk Partisi, Milliyet Hareket Partisi, ve de tabi aynı yoldan yürüyen, bazen önden, bazen arkadan yürüyen barışın ve demokrasinin kelimelerinin de esaretini, tutsaklığını sahiplenmiş bulunan parti BDP" dedi.
DAYATTIKLARI TARZ DİNSİZLİK DİNİ
PKK terör örgütü ve yandaşlarının dinle yakından uzaktan bir alakası bulunmadığını belirten Bakan İdris Naim Şahin, Kürt vatandaşlara seslendi. Şahin, "Türkiye Büyük Millet Meclisi`nde benim hakkımda verilen kağıt üzeri 4. görüşmeleri 2`ncisi olan bir malum partinin gensorusu görüşülüyor. Görüşüldükten sonra artık hakaret sayısız, terbiye sınırlarını aşan kelimeler epeyce var. Ama ben bunlara sabrediyorum. Milletimin huzuru için sabrediyorum. Onlar terbiyesiz sözlerini söylemeye devam etsinler ki, aziz
milletim, mert, cesur, iman dolu Kürt kardeşlerim o iğrenç dili iyi anlasınlar diye ben sabrediyorum. Bir şey enteresan, Fatiha meselesi. Ben dedim ya bunlar esas itibariyle eksen kaymasındalar. Bu memleketin özellikle bir bölgenin insanının diniyle oynuyorlar. İnançlı insan olmasın istiyorlar. İslam olmasın, ama ne olursa olsun. Onların bu memleketin insanına biçtiği rol, dayattıkları tarz dinsizlik dini. Bu maskelerini ben indirdim. İndirmeye de devam edeceğim" şeklinde konuştu.
Bakan Şahin, "Sayın Ahmet Türk. Yaşına saygı duyarım, insan olarak saygı duyarım. Ama yaptığı işleri eley diyor bakalım? Ey cahil kardeşim. Kulaklar edilmez. Aynı saldırıyı sayın başbakanıkapatılmakla sesler yştiririz ve sorgularız. Dedi ki İçİşleri Bakanı sen Fatiha okumayı biliyor musun? Benim hangi surelerden ne kadar bildiğimi her halde Diyarbakırlı da bilir, Ordulu da bilir. Ben beş yaşımda Fatiha`yı kulaktan duyarak öğrendim. 10 yaşımda babamın yönlendirmesiyle, bu ülkenin birçok insanı gibi
hatmettim" dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya "Kütahya Veli Buluşmaları" programının beşincisi gerçekleştirildi Kütahya İl Millî Eğitim Müdürlüğü koordinesinde yürütülen "Kütahya Veli Buluşmaları" programının beşincisi, Beylerbeyi Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Programa, Şehit Selim Cansız Anadolu İmam Hatip Lisesi ile bünyesinde bulunan İmam Hatip Ortaokulu velileri yoğun ilgi gösterdi. Programda velilere hitap eden İl Millî Eğitim Müdürü Mustafa Yılmaz, çocukların yalnızca akademik başarıyla değil; millî, manevi ve ahlaki değerlerle mücehhez bireyler olarak yetiştirilmesinin önemine dikkat çekti. Dijital çağın beraberinde getirdiği risklere değinen Yılmaz, ekranların ve sosyal medyanın oluşturduğu sahte rol modellere karşı aile, okul ve toplumun birlikte hareket etmesi gerektiğini vurguladı. Çocukların birer emanet olduğunu ifade eden Yılmaz, onların bir fidan gibi özenle yetiştirilmesi gerektiğini belirterek, zor zamanların birlik ve beraberlik içinde aşılabileceğini dile getirdi. Çocukların "Türkiye Yüzyılı" vizyonunun temel taşı olduğunu söyleyen Yılmaz, bu neslin ülkenin değerlerine, gelenek ve göreneklerine, dinî ve millî hassasiyetlerine sahip çıkan bireyler olarak yetişeceğini ifade etti. Konuşmasında, "Daha çok çalışmalı, daha çok yorulmalı ve sesimiz daha gür çıkmalı" vurgusu yapan Yılmaz; kar tanelerinin birleşerek çığları, yağmur damlalarının selleri oluşturduğu gibi, birlik olunduğunda güçlü olunacağını söyledi. Çocukları sosyal medyanın olumsuz etkilerinden ve sahte kahramanlardan korumanın ancak bu anlayışla mümkün olacağını ifade eden Yılmaz, çocukları kaybetme gibi bir lükslerinin olmadığını belirtti. Program, velilerin sorularını doğrudan iletebildiği soru-cevap bölümüyle devam etti. Velilerin eğitim süreçlerine ilişkin görüş ve taleplerinin dinlendiği buluşmada, karşılıklı fikir alışverişinde bulunuldu. Samimi bir atmosferde gerçekleştirilen program, aile-okul iş birliğinin güçlendirilmesine katkı sağlarken, katılımcı veliler tarafından memnuniyetle karşılandı.
Adana Alparslan Türkeş Üniversitesi Türkiye’nin en iyi 20 üniversitesi arasına girdi Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi (ATÜ), Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından hazırlanan "Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu-2025" göre, araştırma kalitesinden Ar-Ge yatırımlarına, erişilebilirlikten kütüphane kaynaklarına kadar 4 farklı alanda Türkiye’nin en iyi 20 üniversitesi arasında yer aldı. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından hazırlanan "Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu-2025" yayımlandı. YÖK’ün Türkiye’deki tüm üniversiteleri 67 farklı göstergeye göre titizlikle değerlendirdiği kapsamlı rapor, ATÜ’nün yükselen grafiğini ve "Bilim ve Teknoloji" odaklı vizyonunu tescilledi. ATÜ, raporda öne çıkan şu temel göstergelerde Türkiye genelinde ilk 20 üniversite arasına girerek dikkatleri üzerine çekti. Yayınların atıf alma oranı, bilimsel üretkenliğin niteliğini simgeleyen bu kategoride ATÜ, yüzde 85,4’lük oranla Türkiye’nin en seçkin akademik kurumları arasında yer aldı. Ar-Ge’ye ayrılan bütçe oranında ise geleceğin teknolojilerine yatırım yapma kararlılığını gösteren ATÜ, bütçesinden Ar-Ge’ye ayırdığı yüzde 6,93’lük pay ile zirvedeki yerini korudu. Erişilebilirlik envanteri kategorisinde ise, "Engelsiz Üniversite" vizyonuyla hareket eden ATÜ, 156 erişilebilirlik envanter sayısı ile kapsayıcı kampüs anlayışında fark oluşturdu. Kütüphane kaynak çeşitliliğinde ise sesli kitap ve engelli dostu kaynak sayısı bakımından 329 bin 40 materyal ile bilgiye erişimde engelleri kaldıran ilk 20 üniversiteden biri oldu. Rektör Prof. Dr. Adnan Sözen: "Kalite odaklı büyümemizin tescili" Elde edilen başarıyı değerlendiren ATÜ Rektörü Prof. Dr. Adnan Sözen, üniversitenin araştırma odaklı bir ekosistem kurma yolunda emin adımlarla ilerlediğini belirterek, "YÖK 2025 Raporu’ndaki veriler, üniversitemizin sadece niceliksel değil, asıl önemlisi niteliksel bir gelişim içinde olduğunu göstermektedir. Özellikle yayınlarımızın atıf alma oranındaki yüksek başarı ve Ar-Ge bütçesine ayırdığımız pay, ’Bilim ve Teknoloji’ üniversitesi kimliğimizi akademik sahada ne kadar güçlü temsil ettiğimizin bir kanıtıdır. Bunun yanı sıra, kütüphane kaynaklarımızdan kampüsümüzün erişilebilirliğine kadar her alanda ’insan odaklı’ bir yönetim anlayışı benimsiyoruz. Hedefimiz, bu başarı çıtasını her geçen yıl daha da yukarı taşıyarak hem ülkemizin kalkınmasına katkı sunmak hem de öğrencilerimize dünya standartlarında bir akademik ortam sağlamaktır. Bu başarıda emeği geçen tüm akademik ve idari personelimizi gönülden kutluyorum" dedi.
Konya İsmil GES projesi tamamlandı Konya’nın merkez Karatay İlçe Belediyesi’nin yenilenebilir enerji alanındaki önemli yatırımlarından biri olan İsmil Güneş Enerjisi Santrali (GES) projesinde yapım çalışmaları tamamlanarak tesis devreye alındı. Karatay’ın 5’inci Güneş Enerjisi Santrali olma özelliğini taşıyan proje, enerji üretimine başladı. İsmil Mahallesi’nde 105 bin metrekarelik alan üzerine kurulan ve devreye alınan projede, 6 MW kurulu güce sahip santral enerji üretimine başladı. 13 bini aşkın güneş paneliyle faaliyet gösteren proje, Karatay Belediyesi’nin enerji ihtiyacının 1,5 katını karşılayacak kapasiteye sahip. Milyonlarca liralık katma değer sağlanacak Projenin devreye alınmasıyla birlikte enerji üretimi başladı ve milyonlarca liralık ekonomik değer oluşturulması hedefleniyor. Bu sayede Karatay Belediyesi önemli ölçüde mali tasarruf sağlarken, fazla üretilen enerjiyle şehir ekonomisine katkı sunulacak. İsmil GES, karbon salınımını azaltarak çevre dostu enerji üretimine örnek teşkil edecek. Kılca: "Karatay’ın enerjisini güneşle inşa ediyoruz" İsmil GES’in hayırlı olmasını dileyen Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca, Karatay Belediyesi’nin enerji alanında kendi kendine yeten bir yapıya kavuşma yolunda emin adımlarla ilerlediğini ifade etti. Başkan Hasan Kılca, "Karatay Belediyesi olarak sürdürülebilir projelerle ilçemizin bugünü kadar geleceğini de planlıyoruz. Yenilenebilir enerji yatırımlarımızı, çevreye duyarlı şehircilik anlayışımızın temel unsurlarından biri olarak görüyoruz. Bugüne kadar hayata geçirdiğimiz dört güneş enerjisi santralimizle önemli bir tecrübe kazandık. İsmil Mahallemizde hayata geçirdiğimiz 5. Güneş Enerjisi Santralimiz ise bu alandaki en büyük yatırımımız olma özelliğini taşıyor. Yeni santralimiz ile tükettiğimiz enerji ihtiyacımızın 1,5 katını güneş enerjisinden karşılayacak bir kapasiteye ulaşmış olacağız" dedi. "Çevre dostu bir kaynak" Yenilenebilir enerji yatırımlarının Karatay’a sağladığı ekonomik ve çevresel katkılara da dikkat çeken Başkan Kılca, güneş enerjisinin belediyeler için stratejik bir kaynak olduğunun altını çizdi. Kılca, "Güneş enerjisi; hem yenilenebilir hem ekonomik hem de çevre dostu bir kaynak. Bu yatırımlarla sadece bugünün enerji ihtiyacını karşılamıyoruz; aynı zamanda belediye bütçemize uzun vadeli katkı sağlayacak, kaynaklarımızı daha verimli kullanacağımız bir altyapı oluşturduk. Enerji maliyetlerini azaltan, karbon salınımını düşüren ve çevreyi koruyan bu yatırımlarımızla Karatay’ı temiz enerji alanında örnek bir ilçe haline getirmeyi hedefliyoruz. GES projelerimiz, gelecek nesillere daha yaşanabilir bir Karatay bırakma kararlılığımızın somut bir göstergesidir" diye konuştu.