GENEL - 20 Nisan 2012 Cuma 11:03

ŞEKER-İŞ`TEN BAKAN ÇAОLAYAN`IN `PANCAR EKMEK KADER DEОİL` AÇIKLAMASINA TEPKİ

A
A
A
ŞEKER-İŞ`TEN BAKAN ÇAОLAYAN`IN `PANCAR EKMEK KADER DEОİL` AÇIKLAMASINA TEPKİ

Şeker-İş Sendikası Başkanı İsa Gök, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan`ın `Pancar ekmek kader değil` açıklamasına tepki göstererek, "Ünlü yatırım uzmanları Türkiye`de `gelecekte çiftçiler Lamborghini`ye binecek` derken Bakan Çağlayan, Amerika`da çiftçimize `Pancar ekmek kader değil` diyorsa kime inanalım ?" dedi.
İsa Gök, Bakan Çağlayan`ın basın toplantısı sırasında şeker fabrikalarının özelleştirmesi bittiği an fruktoz sorununun da ortadan kalkacağını belirterek, "Nişasta bazlı şeker hakkında özel sektör kendisi karar verecektir. Bir de çiftçimizin anlaması gereken başka bir şey var pancar ekmek kader değil. Başka bir şey de ekebilirler. Tarım ürünleri konusunda da ihracata dayalı ürünler yetiştirmeye yönelik yapıyı oluşturmalıyız. Yüksek katma değerli ürünlere yönelmeliyiz" dediğini hatırlattı. Gök, Çağlayan`ın
Türkiye`nin en büyük katma değer üreten ürünlerinden birisi olan pancar şekerine yönelik haksız iddialarda bulunduğunu savunarak, "Sendikamızın kamuoyunu bilgilendirmek adına yıllardan bu yana yürüttüğü çalışmalar göz önünde tutulmaksızın yapılacak değerlendirmelerin ülkeye zarar vermekten başka bir sonuca yol açmayacağının ifadesidir. Bir özelleştirme girişimi olmaktan öte, Türkşeker arsalarının rant amaçlı olarak düşük fiyata birilerine aktarılması anlamına gelen mevcut özelleştirmelerin topluma ve ülkeye
vereceği zararı gözetmeden, bu özelleştirme sonucunda nişasta bazlı şeker (NBŞ) sorunun çözüleceğini, pancar şekeri mi yoksa NBŞ mi üretileceğinin cevabının özel sektör tarafından verileceğinin söylenmesi, sendikamızı ne yazık ki doğrulamaktadır" dedi.
Özelleştirmenin pancar tarımını yok etmek için yapıldığını iddia eden Gök, şunları kaydetti:
"Zira aynı bakan, devamlı `pancar ekmek kader değil` diyerek özelleştirmenin, ülke için stratejik önemde olan pancar tarımında sürdürülebilirliği değil tasfiyeyi amaçladığını ikrar etmektedir. Bakan Çağlayan, bu açıklamalarla ülke şeker sektörünün geleceğini `uzaklara` teslim etmek isteyen lobinin etkisinde olduğu şüphesini doğurmuştur. Zira ülkemizde NBŞ üretiminin yarısından fazlası Amerikan Cargill firması tarafından yapılmaktadır. NBŞ üretiminin arttırılması, ürettiğinin kat be kat fazlası üretim
kapasitesine sahip bu firmanın çıkarınadır. Dünyanın en pahalı NBŞ`sini tükettiğimiz gerçeği, sendikamız tarafından Danıştay`da açılan bir davada bizzat NBŞ üreticileri tarafından ikrar edilen yüzde 300-500 arası karlılıkla birleştiğinde, bu şirketlerin özelleştirme yoluyla pancar şekerinin tasfiye edilmesindeki çıkarını kanıtlamaktadır."
Bakan Çağlayan`ın açıklamasında, `yüksek katma değerli ürünlere yönelmeliyiz` derken neyi kastettiği de anlaşılamadığını belirten Gök, "Bir yandan ülke için oldukça önemli bir katma değer üreten pancardan vazgeçilmesini söyleyen bakan, pancar yerine `başka bir şey ekin` derken acaba daha yüksek katma değer üretecek bir ürün mü bilmektedir? Yani Bakan Çağlayan, özelleştirme ile Malatya, Ağrı, Muş, Erzincan, Elazığ ve 18`e yakın fabrika kapanırken, pancar çiftçisine pancar yerine ne ekmelerini
önermektedir? Bir bakan olarak konuştuğuna göre, yapılmış bir bilimsel, iktisadi çalışma raporuna dayandırmış mıdır? Bakan Çağlayan kapanacak fabrikaların olduğu yörelerdeki iklim, toprağın niteliği, verimlilik gibi kıstaslara göre hangi yüksek katma değerli ürünü tavsiye etmektedir? Sayın Bakan`ın NBŞ için mısır üretimini kastetmediği açıktır. Zira NBŞ üretiminden bir kaç uluslararası kartelin yüzde 300-500`lere varan karı dışında, ne çiftçisi ne de diğerleri kayda değer bir gelir elde etmemektedir.
Katma değer açısından bakıldığında ise ülkemizde yıllardan bu yana faaliyette bulunan Cargill firmasının bu ülkeye ne kadar katma değer bıraktığı sorusunun cevaplandırılması ile gerçekler aydınlanacaktır" diye konuştu.
Gök, dünyaca ünlü yatırım uzmanlarından Jim Rogers`ın `gelecekte borsacılar değil çiftçiler Lamborghini`ye binecek` dediğini hatırlatarak, "Tarımda stratejik davranmanın önem ve gerekliliğini kavramak için bir yatırım gurusunun beyanına ihtiyaç duymamakla beraber, Bakan Çağlayan`ın sendikamızın çalışma ve çağrılarına rağmen bu gerçeği örtbas edenlerin sözlerini kendi sözü olarak duyurması karşısında, gerçeğin hiç de düşündüğü gibi olmadığını, en azından olmayabileceğini ifade etmek istedik. Sendikamız
yıllardan bu yana pancar şekerinin ülke ekonomisi açısından önemini vurgulayarak, halihazırda ürettiği yüksek katma değer bir yana biyoetanol üretimi gibi yeni alanlarda kullanım ile ülkenin enerjide dışa bağımlılığını azaltacak kadar stratejik bu ürünün sürdürülebilirliğini sağlayacak bir yeniden yapılanma çağrısı yapmıştır ve yapmaktadır" dedi.
"Özelleştirme idaresi danışman firması tarafından hazırlanan raporda yer almasına rağmen kamuoyuna açıklanmayan, Türkşeker fabrikalarının çiftçi kuruluşlarına devrini kendisine model alan Şeker İş Sendikası, gerçeği yansıtmayan söz ve beyanlar kimden gelirse gelsin, ülke için doğruları söylemeye devam edecektir" diyen Gök, "Şeker- İş Sendikası olarak, çiftçilerimizin pancar ekmekten vazgeçmesini değil aksine daha çok ekmelerinin yollarının açılmasını istiyoruz. Şeker iş Sendikası olarak gıda
kartellerinin sahiplerinin değil geniş toplumsal kesimlerin ekonomik refah ve gelişmeden payını almasını istiyoruz. Şeker İş sendikası olarak sadece Amerikalı çiftçilerin değil kendi çiftçilerimizin de çevreye zarar vermeyen, konforlu araçlara binebilecek düzeyde gelir elde etmesini istiyoruz. Şeker İş Sendikas dan Danıştay`da açılan biı olarak çocuklarımızın GDO`lu, sentetik, NBŞ`li ürünler yerine doğal pancar şekeri kullanmalarını, gıdaların ömrünü uzatmak için yerli yersiz her ürüne GDO`lu/GDO`suz NBŞ
katılmasının önüne geçilmesini istiyoruz. Şeker iş Sendikası olarak, NBŞ kullanım kararının gıda kartellerine değil vatandaşların tercihine bırakılmasını istiyoruz" şeklinde konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Kadınlarla ilgili meseleyi LGBT kontekstinde tartışıyorsanız kadınlara haksızlık yapıyorsunuz" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Kadınlarla ilgili meseleyi sadece LGBT kontekstinde tartışıyorsanız kadınlara büyük bir haksızlık yapıyorsunuz. Birincisi bu. İkincisi küreselci söylemlerin etkisi altındasınız ve geçmişe bakarsak oryantalist bir bakış açısıyla kendi toplumunuza bakıyorsunuz" dedi. TBMM Genel Kurulunda Cumhurbaşkanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 2026 yılı bütçesi kabul edildi. Genel Kurulda, bütçeler üzerindeki konuşmaların tamamlanmasının ardından soru-cevap bölümüne geçildi. Milletvekilleri tarafından sorulan soruları yanıtlayan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Rakamlar sizi doğrulamıyor. Az önce söyledim. Binde 1,1 ya da 1,2 civarında harcama söz konusu. Eski sisteme göre daha düşük bir harcama. Kaldı ki şunu da söylemek zorundayım. Cumhur İttifakı’nın adayı olan Cumhurbaşkanımız değil de rakibi seçilmiş olsaydı, şimdi 6 tane cumhurbaşkanı yardımcısı olacaktı. Kim bilir kaç tane bakan olacaktı; 90’lı yıllarda koalisyon hükümetleri dönemlerinde 35, 36’ları bulmuş. Muhtemelen 30’un üstünde de bakan olurdu. Asıl o zaman cumhurbaşkanlığı makamı israf noktasına dönüşürdü. Bir de resmi resmi ilan edilen cumhurbaşkanı yardımcılarının dışında da kimlere cumhurbaşkanı yardımcılığı sözü verildi onu da bilmiyoruz. Onları da eklerseniz çok daha fazla olur" dedi. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi hakkındaki eleştirilere cevap veren Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, "Ben ısrarla aynı şeyi söylüyorum. Bir defa orada bir cami var. Cuma dahil namazlar kılınıyor ve herkes geliyor. Kütüphane 7 gün 24 saat açık. Kongre Merkezi açık. Ayrıca, Külliye’nin daha resmi bölümlerini gezmek isteyenler için belki Ali Mahir (Başarır) Bey de gezmek isteyebilir. O yüzden adresi söyleyeyim: ziyaret.tccb.gov.tr/. Turist olsun, vatandaşımız olsun herkes bu siteye girebilir. ’Gezmek istiyorum’ diyebilir ve bunlar belli bir sistem içinde gezdiriliyorlar. Yani ’vatandaşa açık değil’ ifadeniz doğru değil. Lütfen gezmek istiyorsanız bu siteye girebilirsiniz veya benden randevu istersiniz ben gezdiririm" diye konuştu. Genel bütçenin 10 binde beşinin kullanıldığını vurgulayan Yılmaz, "Nedir bu sınır? ’Bütçe başlangıç ödeneğinin binde 5’ini geçemez’ demiş kanunlarımız. Geçen yıl itibarıyla, 2024 yılında, genel bütçe başlangıç ödeneğinin 10 binde beşini kullanmış Cumhurbaşkanımız. 10 kat daha altında limitin bir kullanım söz konusu. Bu yıl itibarıyla 10 binde üç civarında kullanım. Öyle ifade ettiğiniz gibi sanki bütçenin tamamı büyük bir kısmı bu işlere harcanıyormuş gibi ifadeler doğru değil ama ihtiyaç oldukça da elbette kullanılacak. Tüm ülkelerin kullandığı gibi" şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanlığındaki taşıt sayıları hakkında bilgi veren Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, "Cumhurbaşkanlığında ihtiyaç çıkabilir, acil bir şey olabilir diye 20 taşıt koyuyoruz. Doğru. Ama 2024 yılında sadece 7 taşıt alınmış. 2025 yılında yine 20 taşıt koymuşuz. Şu ana kadar bir tane bile alınmamış. NATO zirvesi geliyor, belki onun için bir ihtiyaç olursa bir alım yapılabilir. Yapılmaz demiyorum ama genelde bu 20 taşıt konuyor. Bir ihtiyat ödeneği olarak konuyor. Acil bir ihtiyaç çıkar kullanılabilir diye konuyor. Ama geçmişe baktığınız zaman bunun pek de kullanılmadığını görüyoruz" ifadelerini kullandı. Kadınlarla ilgili meselelerin sadece LGBT üzerinden tartışılmasının haksızlık olduğuna değinen Yılmaz, "Kadınlarla ilgili meseleyi sadece LGBT kontekstinde tartışıyorsanız kadınlara büyük bir haksızlık yapıyorsunuz. Birincisi bu. İkincisi küreselci söylemlerin etkisi altındasınız ve geçmişe bakarsak oryantalist bir bakış açısıyla kendi toplumunuza bakıyorsunuz. Bu uzun bir entelektüel tartışma. Ama bakış açınıza hiçbir şekilde katılmadığımı, Kürt halkının da sizin bu bakış açınıza en küçük bir prim vermeyeceğini de buradan ifade etmek istiyorum" şeklinde konuştu. Türkiye’de açlık sınırının sadece TÜRK-İŞ’in yaptığı hesaplamalar olduğundan bahseden Yılmaz, "Türkiye’de açlık ve yoksulluk sınırı dediğiniz TÜRK-İŞ’in yaptığı hesaplamalar. Yoksulluk olarak hesapladığı geçen ay gördüm televizyonlardan 97 bin lira. Yani neredeyse 2 bin 500 dolara yakın bir geliri olanı yoksul olarak tarif ediyor. Siz 5 bin dolar da dersiniz. Açık arttırmaya da çıkabilirsiniz. Tüm toplumu da yoksul ilan edebilirsiniz. Ama bir uluslararası ölçüte, istatistiğe dayalı bir yaklaşım değil bu. Sendikal olarak hazırlanmış muhtemelen sendikal taleplerine baz teşkil etmek üzere yapılan çalışmalar. Biz elbette en küçük yoksulluk oranıyla da mücadele etmeye devam edeceğiz. Güçlü bir sosyal politikayla yolumuza devam edeceğiz" dedi. Soru-cevabın ardından Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ, birleşimi, yarın saat 11.00’de toplanmak için kapattı.
Kocaeli Kocaeli’de silahlı saldırı: 1’i futbolcu 3 yaralı Kocaeli’de meydana gelen silahlı saldırıda 3 kişi silahla vurularak yaralandı. Yaralılardan birinin Kocaelili futbolcu Uğurcan Bekçi olduğu öğrenildi. Olay, İzmit ilçesi Sanayi Mahallesi Ömer Türkçakal Bulvarı’nda meydana geldi. Henüz bilinmeyen sebeple iki grup arasında tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesi ile çıkan kavgada Sultanbeyli Belediyesporlu Uğurcan Bekçi (27), E.K.B. (27) ve İ.A. (31) silahla yaralandı. 3 kişi kanlar içinde yerde kalırken, durum 112 Acil Çağrı Merkezi’ne haber verildi. İhbar üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Kısa sürede olay yerine gelen sağlık ekipleri, biri ağır olmak üzere yaralan 3 kişiyi yapılan ilk müdahalenin ardından ambulansla hastaneye kaldırdı. Kağıtspor, Körfez Spor Kulübü, Kocaeli Güneşspor, Belediye Derincespor, 24 Erzincaspor, Ankara Keçiörengücü, Adıyaman 1954 gibi önemli takımlarda forma giyen 27 yaşındaki kanat oyuncusu Uğurcan Bekçi’nin ayağından yaralandığı, durumunun ağır olduğu ve ameliyata alındığı öğrenildi. Polis olay yerinde delil aradı Öte yandan bölgeye çok sayıda polis ekibi de sevk edildi. Olayın Sefa Sirmen Sanayi Sitesi’nin yakınlarında başladığı, sahil yolu boyunca da sürdüğü öğrenildi. Polis ekipleri olayın yaşandığı noktalarda mermi ve delil aradı. Kocaeli Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi Cinayet Büro ekipleri, çok yönlü araştırma başlatırken, zanlı veya zanlıların yakalanması için çalışmalar sürüyor.
Ankara Bakan Işıkhan: "’Özel hastanelere aktarılan pay artıyor’ ifadesi gerçeği yansıtmamaktadır" Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, "Özel hastanelere yapılan ödemelerin tedavi harcamaları içindeki payı 2013 yılında yüzde 23,40 iken 2024 yılı sonunda yüzde 10,45’e düşmüştür, 2025 yılının ilk yedi ayında ise bu oran yüzde 6,78’e gerilemiştir. Bu yüzden ‘Özel hastanelere aktarılan pay artıyor’ ifadesi gerçeği yansıtmamaktadır" dedi. TBMM Genel Kurulu, Cumhurbaşkanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın yanı sıra Mesleki Yeterlilik Kurumu, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği, İletişim Başkanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, Devlet Arşivleri Başkanlığı, Milli Saraylar İdaresi Başkanlığı, Savunma Sanayii Başkanlığı ile Strateji ve Bütçe Başkanlığının bütçeleri görüşüldü. Milletvekillerinin konuşmalarıyla başlayan Genel Kurul toplantısında Cumhurbaşkanı Cevdet Yılmaz ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın sunumlarıyla devam etti. Sunumların ardından soru-cevap bölümüne geçilen toplantıda Cumhurbaşkanı Cevdet Yılmaz ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Burada konuşan Işıkhan, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) 2026 yılı bütçesinin düşük olduğuna yönelik iddialara yanıt vererek, "Sosyal Güvenlik Kurumunun bütçesi merkezî yönetim bütçe kapsamı dışında olup ayrı bir bütçedir. 2026 yılı merkezî yönetim bütçesinde Sosyal Güvenlik Kurumuna ayrılan pay, Bakanlık bütçesi üzerinden SGK’ye ayrılan teşvikleri 261,3 milyar lira, açık finansman ise 43,7 milyar lira kalemlerini kapsamaktadır. Dolayısıyla, sosyal güvenlik sisteminin finansman kaynağını sadece genel bütçeden aktarılan pay üzerinden değerlendirmek doğru bir yaklaşım değildir. SGK bütçesinin 2026 yılında 7 trilyon 130 milyar lira olacağı öngörülmektedir" ifadelerine yer verdi. "Dilovası yangınında ihmali, kusuru, sorumluluğu olan kim varsa gözünün yaşına bakmadan gerekli işlemi yapacağız" Işıkhan, DEM Parti Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun Dilovası yangınında insanların ihmalden dolayı hayatını kaybettiği iddialarına da yanıt vererek, şu ifadelere yer verdi: "İlk anından itibaren ailelerimizin yanında oldum, devlet olarak kimseyi yalnız bırakmadık ve bırakmayacağız. Olayla ilgili adli süreç hâlen devam etmektedir, yargının yürüttüğü soruşturmayı titizlikle ve yakından takip ediyoruz. Bununla birlikte, idari açıdan üzerimize düşen sorumluluğu gecikmeden yerine getirdim, 3 başmüfettişimizi ve 2 müfettişi görevlendirdi. Soruşturma kapsamında SGK Kocaeli İl Müdürü, İl Müdür Yardımcısı, Gebze Sosyal Güvenlik Merkezi Müdürünü görevden aldık. Çalışma ve İş Kurumu Kocaeli İl Müdürü, İŞKUR Dilovası Hizmet Merkez Müdürü, İŞKUR CİMER’den Sorumlu Şube Müdürü personelini görevden aldık. Hem adli hem de idari soruşturmalar eşzamanlı olarak devam etmektedir. Az önce açıkladığım gibi ihmali, kusuru, sorumluluğu olan kim varsa gözünün yaşına bakmadan gerekli işlemi yapacağız." "‘Özel hastanelere aktarılan pay artıyor’ ifadesi gerçeği yansıtmamaktadır" Bakan Işıkhan, 2025 bütçesinde SGK’ye yapılan transferler arttığını ve sağlık sistemini kalkındırmak için bu transfer harcamalarının özel hastanelere gittiğini iddia edildiğini söyleyerek, "Bu iddia kesinlikle doğru değil. Özel hastanelere yapılan ödemelerin tedavi harcamaları içindeki payı 2013 yılında yüzde 23,40 iken 2024 yılı sonunda yüzde 10,45’e düşmüştür, 2025 yılının ilk yedi ayında ise bu oran yüzde 6,78’e gerilemiştir. Bu yüzden ‘Özel hastanelere aktarılan pay artıyor’ ifadesi gerçeği yansıtmamaktadır" dedi. Genel Kurul toplantısı Bakan Işıkhan’ın konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın konuşmasıyla devam etti.