YEREL HABERLER - 20 Nisan 2012 Cuma 15:21

KÜÇÜK BAŞKAN MAKAMDA

A
A
A
KÜÇÜK BAŞKAN MAKAMDA

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla Adana Büyükşehir Belediyesi Başkanlık makamına oturan DSİ İlköğretim Okulu 8. Sınıf öğrencisi Bilgesu Çiftçi, daire başkanlarına talimat yağdırdı.
Okul Müdürü Derviş Timur, rehberlik öğretmeni Sema Akgün`le birlikte gelen 8. Sınıf öğrencisi 14 yaşındaki Bilgesu Çiftçi`yi Başkan Vekili Aldırmaz kapıda karşıladı. Aldırmaz`a çiçek veren ve bugüne kadar yaptığı hizmetleri için teşekkür eden küçük başkan, belediye bürokratlarının çevre, engellilerin yaşamlarını kolaylaştıracak çalışmalar ile park ve bahçe konusunda daha duyarlı olmasını istedi. Fen İşleri Daire Başkanı Özlem Kulak, Kent Estetiği Daire Başkanı Bahadır Dinçer, Çevre Koruma Daire Başkanı Cemalettin Kaya ile Park ve Bahçeler Müdürü Mustafa Dağ`a çeşitli talimatlar veren Bilgesu Çiftçi, ``Adana`nın ilk kadın belediye başkanıyım`` diyerek başladığı sözlerini şöyle sürdürdü;
``Özellikle çevre konusunda duyarlı olmalıyız. Park ve bahçeler müdürlüğünün daha dikkatli çalışmasını istiyorum. Sokaklara atılan çekirdek kabukları bizleri rahatsız ediyor. Bu konuda önlem alınmalı. Engelli vatandaşlarımızın yaşamlarını kolaylaştırmalıyız. Özellikle Fen İşleri Daire Başkanı ve diğer üst düzey bürokratlar tekerlekli sandalyeye binerek, caddelerde dolaşmalı ve engellilerin karşılaştıkları sorunları yaşamalı. Sorunlara böyle çözüm bulunmalı. Ayrıca, okulumuzun bazı ihtiyaçları var. Basketbol ve voleybol sahalarının iyileştirilmesini, bahçe düzenlemesinin yapılmasını istiyorum.``
Talimatlarının uygulanacağını ifade eden Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Zihni Aldırmaz, ``Daire Başkanlarımız notları aldı. En kısa sürede talimatlarınız yerine getirilecek. Biliyorsunuz 135 bayan şoförümüz var. Belediye olarak bayanlar bizim için öncelikli. Ayrıca, çevre ve engelsiz kent konusunda ciddi çalışmalarımız var. ``˜engelsiz kent, engelsiz ülke` sloganıyla ciddi hizmetler yapıyoruz`` şeklinde konuştu.
Başkan Vekili Aldırmaz, ziyaret sonunda Bilgesu Çiftçi`ye çeşitli hediyeler verdi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Göktaş: "Bilim Kurulumuzdan beklentimiz, geleceğe dönük öngörülerle bize yol göstermesidir" Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, dünyanın değişim süreci içinde olduğunu dile getirerek, "Bilim Kurulumuzdan beklentimiz, geleceğe dönük öngörülerle bize yol göstermesidir, gerçek ihtiyaçları doğru tespit eden ve yapıcı önerilerle sürece katkı sunmanızdır" dedi. Bilim Kurulu Toplantısı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Ankara Hakimevi’nde düzenlenen programda konuşan Göktaş, aile ve sosyal hizmetler alanının sadece bugünün ihtiyaçlarını karşılayan bir kamu hizmeti olmadığını, aynı zamanda toplumun yarınlarını inşa eden stratejik bir sorumluluk alanı olduğunu söyleyerek, "Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu sosyal devlet olma vizyonu da bu anlayışın bir tezahürüdür. Bu vizyon doğrultusunda, 86 milyon vatandaşımızın her birine dokunan, kimseyi geride bırakmayan sosyal hizmet politikalarını hayata geçiriyoruz. Çünkü kadını, çocuğu, aileyi, yaşlıyı, engelliyi ve ihtiyaç sahiplerini merkeze alan her politika; toplumsal dayanıklılığın artmasına ve sosyal yapının güçlenmesine doğrudan etki eder. Bu nedenle Bakanlık olarak yürüttüğümüz her çalışmanın bilime dayanmasını son derece kıymetli görüyoruz" şeklinde konuştu. Bilim Kurulunu sosyal politika alanında attıkları her adımda verinin gücünü ve akademik birikimin yol göstericiliğini esas alarak hayata geçirdiklerini belirten Göktaş, "Amacımız; sahadan gelen tecrübeyi akademik bilgiyle, uygulamayı bilimsel analizle, sosyal gerçekliği ise uzun vadeli bir vizyonla buluşturmak. Çünkü biliyoruz ki güçlü sosyal politikalar ancak disiplinler arası bir perspektifle ve ortak akılla üretilebilir. Bu anlayış, sosyal politikalarımızın kapsayıcı ve etkili bir yapıya kavuşmasının en temel dayanağıdır" ifadelerini kullandı. "Bilim, tüm politika alanlarımızda yol gösteriyor, uygulamalarımıza yön veriyor" Göktaş, bilimin tüm politika alanlarında yol gösterici olduğunu aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bugün aile politikalarımızı bu anlayışla toplumsal değişimi doğru okuyan, geleceği öngören ve kalıcı etki oluşturan bir vizyonla şekilleniyor. Kadın çalışmalarımızı, kadının sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel alanlarda güçlenmesini esas alan bir çerçevede ele alıyoruz. Çocuk hizmetlerimizde erken müdahaleyi önceleyen, koruyucu sosyal politikalarımızı bilimsel temele dayalı şekilde yürütüyoruz. Yaşlı ve engelli hizmetlerimizi ise güncel ihtiyaçlara ve şartlara uygun biçimde geliştirebilmek için bilimsel araştırmaları temel referans kaynağımız. Yani bilim, tüm politika alanlarımızda yol gösteriyor, karar alma süreçlerimizi besliyor ve uygulamalarımıza yön veriyor." Bakan Göktaş, dünyanın değişim süreci içinde olduğunu dile getirerek, "Bugün dünyada aile yapıları değişiyor, demografik dengeler dönüşüyor, dijitalleşme sosyal ilişkileri yeniden şekillendiriyor. Çocuklarımız yeni fırsatlarla birlikte yeni risklerle karşı karşıya kalıyor. Yaşlanan nüfus bakım hizmetlerinde yeni modelleri zorunlu kılıyor. Bu süreçte kadınların güçlenmesi, sosyal politikalarımızın hem merkezinde hem de kalıcı etki oluşturmasının anahtarı olarak öne çıkmaktadır. Tüm bu dönüşüm karşısında klasik çözümlerle yetinmenin mümkün olmadığını hep birlikte görüyoruz. İşte bu noktada Bilim Kurulumuzun rehberliği bizim için yol gösterici olacaktır" açıklamasında bulundu. "Bilim Kurulumuzdan beklentimiz, geleceğe dönük öngörülerle bize yol göstermesidir" Bilim Kurulu Toplantısı’nda ele alınacak konulara ilişkin bilgi veren Göktaş, şu ifadeleri kullandı: "Bugün sosyal politikalarımızı ve hizmetlerimizi çok boyutlu bir bakış açısıyla ele alacağız. Dijitalleşme, demografik dönüşüm, sosyal riskler ve koruyucu-önleyici politikalar konuları alanında sunacağınız katkıları son derece önemli. Özellikle vurgulamak isterim ki bizler sahadan gelen ihtiyaçları görüyoruz, sizler ise bu ihtiyaçlara bilimsel perspektiften ışık tutuyorsunuz. Bu iki alanın buluşması, Bakanlığımızın politika kalitesini yükselten en önemli unsurdur. Bilim Kurulumuzdan beklentimiz, geleceğe dönük öngörülerle bize yol göstermesidir, gerçek ihtiyaçları doğru tespit eden ve yapıcı önerilerle sürece katkı sunmanızdır. Üniversitelerimizle birlikte bilgiyi sahaya yansıtan sonuçlara dönüştürecek ortak çalışmalar yürütmek istiyoruz. Bölgesel farklılıkları gözeten analiz ve araştırmalarla her bölgenin kendi ihtiyacına karşılık gelen politikalar üretmeyi hedefliyoruz. Bu süreçte sizlerin birikimiyle mevcut politikalarımızı daha güçlü ve daha etkili bir zemine taşımayı önemsiyoruz."
Denizli Denizli’de vergi dairesi ağı tamamlandı Denizli Defterdarlığı tarafından mükellef hizmetlerinde yerinden yönetim anlayışını güçlendirmek amacıyla yürütülen çalışmalar kapsamında, il genelinde tüm ilçelerde Vergi Dairesi Müdürlüğü kuruluşları tamamlandı. Bayramyeri Vergi Dairesinin faaliyete geçirilmesiyle birlikte Denizli merkezdeki vergi dairesi sayısı 4’e yükselmiş oldu. Denizli Defterdarlığı; tüm ilçelerde vergi dairesi müdürlükleri kuruluşlarını tamamladı. Merkezde ise, Bayramyeri Vergi Dairesi açıldı. Yeni kurulan vergi daireleriyle birlikte vergi işlemlerinin daha etkin yürütülmesi ve vatandaşlara yerinde hizmet sunulması mümkün hale geldi. Merkezde Vergi Dairesi sayısı 4’e çıktı Denizli merkezde bugüne kadar Pamukkale, Saraylar ve Gökpınar Vergi Daireleri hizmet veriyordu. Yapılan yeni düzenleme kapsamında Bayramyeri Vergi Dairesi merkezde kurularak hizmete açıldı. Böylece Denizli merkezde vergi dairesi sayısı 4’e çıktı. Bayramyeri Vergi Dairesi’nin Beyağaç ve Baklan ilçelerine hizmet vereceği açıklandı. Beyağaç ve Baklan ilçeleri için vatandaşların vergisel işlemlerinin merkezden daha etkin ve kaliteli şekilde yürütülmesinin hedeflendiği ifade edildi. Defterdarlık tarafından yapılan açıklamaya göre son olarak; Çardak, Bozkurt, Güney ve Bekilli ilçelerinde yeni Vergi Dairesi Müdürlükleri kuruldu. Bu kuruluşlarla birlikte Denizli’nin tüm ilçelerinde vergi dairesi yapılanması tamamlanmış oldu. "Denizli’mize hayırlı olmasını diliyorum" Denizli Defterdarı Mustafa Özdemirci, il genelinde vergi dairesi müdürlüğü kuruluşlarının tamamlandığını belirterek; "Denizli’nin tüm ilçelerini kapsayan Vergi Dairesi Müdürlüklerimizin hizmete başlamasıyla birlikte vatandaşlarımızın vergi işlemlerini daha hızlı, etkin ve yerinde yapabilmeleri mümkün hale gelecek. Vergi Dairesi Müdürlüklerimizin ilçelerimize ve mükelleflerimize hayırlı olmasını diliyorum" dedi.
İstanbul Haliç’ten 33 kilogram olta kurşunu çıkarıldı İstanbul’da deniz ekosistemimin korunmasına yönelik Haliç bölgesinde belirlenen koordinatlarda deniz dibi temizlik ve farkındalık çalışması gerçekleştirildi. İstanbul Tarım ve Orman Müdürü Suat Parıldar, "Dalgıçlarımızın yapmış olduğu dalış neticesinde şu ana kadar 33 kilogram kurşunu denizden çıkarmış olduk" dedi. İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nce Sucul Biyoçeşitliliğin Korunması ve Geliştirilmesi projesi kapsamında Haliç bölgesinde belirlenen koordinatlarda deniz dibi temizlik ve farkındalık çalışması gerçekleştirildi. Etkinliğin açılış konuşması yapan Tarım ve Orman İl Müdürü Suat Parıldar, sucul biyoçeşitliliğin korunması ve geliştirilmesi projesi kapsamında örnek bir farkındalık projesini Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü ile beraber özellikle olta balıkçılığının çok yoğun yapıldığı Haliç’te organize edildiğini söyledi. "33 kilogram kurşunu denizden çıkarmış olduk" Suat Parıldar, "Olta balıkçılığında herhangi bir sebeple kopan kurşunlar, deniz dibinde toplanıyor ve denizin tuzlu suyu ile beraber zaman içerisinde korozyona uğrayarak hem balıklar açısından hem de insanlar için ağır metal konusunda tehlike arz ediyor. Biz de hem balıkçılarımızı ve oltacılarımızı bu konuda bilinçlendirmek hem de denizlerimizin temizliğini sağlamak adına bu farkındalık çalışmasını organize ettik. Dalgıçlarımızın yapmış olduğu dalış neticesinde şu ana kadar 33 kilogram kurşunu denizden çıkarmış olduk. 5-9 Aralık tarihinden ise dalgıçlarımız toplam 25 kilogram kurşunu denizden çıkarmıştı. Biyoçeşitliliğin korunması ve geliştirilmesi adına ise daha önce hayalet ağların denizden temizlenmesi projesini yürütmüştük" diye konuştu. "450 bin metrekarelik hayalet ağları denizden uzaklaştırdık" 2025 yılında 450 bin metrekarelik hayalet ağların denizden uzaklaştırıldığını ifade eden Parıldar, "Tarım ve Orman İstanbul İl Müdürlüğü olarak 5,3 milyon metrekare alanı taradık. Bu taramış olduğumuz alandan da 2025 yılının sonuna kadar yaklaşık 450 bin metrekarelik hayalet ağları denizden uzaklaştırdık. İç sularımız ile beraber taramış olduğumuz alan toplam 6,3 milyon metrekaredir. Denizlerden çıkarmış olduğumuz hayalet ağları atık halde bırakmayarak bununla ilgili çeşitli geri dönüşüm projesi gerçekleştirdik. Amacımız dün olduğu gibi denizlerimizin cömertliğinin bugün de devam etmesi sürdürülebilirliğin sağlanabilmesidir" şeklinde konuştu. "25 milyonu aşkın destekleme ödemesini balıkçılarımıza buluşturduk" Konuşmasına devam eden Parıldar, "İstanbul su ürünleri açısında çok kıymetli bir yer, 660 kilometrenin üzerinde bir kıyı şeridimiz, 48 balıkçı barınağımız 2 bin 19 balıkçı gemimiz ve 18 bini aşkın ticari ruhsatlı balıkçı ile beraber avcılıkta önemli bir konuma sahip. Bakanlığımızın destekleme politikaları çerçevesinde özellikle kıyı balıkçılığının kayıt altına alınması kapsamında bin 400’ü aşkın balıkçımıza 2025 yılında 12.6 milyon destekleme ile birlikte toplamda 25 milyonu aşkın destekleme ödemesini balıkçılarımıza buluşturduk" ifadelerini kullandı. Etkinliğe katılan İstanbul Vali Yardımcısı Cengiz Karabulut, "Sucul biyoçeşitliliğin korunması adına önemli bir çalışma yapıyoruz. Son yıllarda artan iklim değişikliğinden kaynaklanan su ve çevre kirliliği denizlerimizi, göllerimizi ve su kaynaklarımızı olumsuz etkilemekte, bu anlamda bizler de kamuoyunda toplumsal bir farkındalık oluşturmak açısından bu projeyi hayata geçirdik" dedi. Karabulut ayrıca, Galata bölgesinin balıkçılık konusunda sembol bir yer olduğu için projeyi buradan başlatmayı uygun gördüklerini ifade etti. Etkinlik su altı tarama dalgıç ekiplerinin deniz dibinde olta kurşunlarını çıkarması ile sona erdi.
İstanbul Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Görgün: "Savunma ve havacılık sanayisi ihracatı 8,5 milyar dolara ulaştı" ‘Savunma Sanayii Buluşmaları’ etkinliğine katılan Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün, "Savunma sanayii ekosistemimiz bugün itibariyle, 3 bin 500’den fazla firma, 1 bin 400’den fazla aktif proje, 100 binin üzerinde doğrudan istihdam, 20 milyar doları aşın ciro elde etmiştir. Günümüz itibariyle 8,5 milyar dolara yaklaşan rekor ihracat hacmiyle, dünyada benzerine az rastlanan bir yapıya erişmiştir" dedi. İstanbul Sanayi Odası (İSO) ile Avrupa’nın ve Türkiye’nin en büyük sanayi kümelenmesi SAHA İstanbul, stratejik önemi ve teknolojik gelişime etkisiyle Türkiye’nin küresel gücünü belirleyen başlıca faktörlerden olan savunma sanayiinin ‘milli ve yerli’ yapısına katkısını sürdürüyor. İSO ve SAHA İstanbul’un bu kapsamda düzenlediği Savunma Sanayii Buluşmaları’nın 7’ncisi İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan ve SAHA İstanbul Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Murat İkinci ev sahipliğinde gerçekleştirildi. İstanbul Valisi Davut Gül, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün ve Milli Savunma Bakan Yardımcısı Musa Heybet’in de katıldığı zirvede, Türkiye’nin önde gelen savunma sanayi şirketleri ile tedarikçi firmalar arasında ikili görüşmelerin de gerçekleştirildi. Savunma sanayiinin önde gelen temsilcilerinin katılımıyla "Savunma Sanayisinde Tedarik Zinciri ve Sürdürülebilirlik" başlıklı panel yapıldı. "Savunma ve havacılık sanayisi ihracatı 8,5 milyar dolara ulaştı" Etkinlikte açıklamalarda bulunan Görgün, "Savunma sanayii ekosistemimiz bugün itibariyle, 3 bin 500’den fazla firma, 1 bin 400’den fazla aktif proje, 100 binin üzerinde doğrudan istihdam, 20 milyar doları aşın ciro elde etmiştir. Günümüz itibariyle 8,2 milyar dolara yaklaşan rekor ihracat hacmiyle, dünyada benzerine az rastlanan bir yapıya erişmiştir. Yerlilik oranımız yüzde 80’i aşarken; ihracat yaptığımız ülke sayısı 185’e, ihraç ettiğimiz ürün çeşidi 230’a ulaşmıştır. EYDEP kapsamında yan sanayiye verilecek işlerin en az yüzde 70’inin EYDEP sertifikalı firmalar tarafından gerçekleştirilmesini esas alan modelimizi de kararlılıkla sürdürüyoruz. Sektörel likiditeyi artırmak amacıyla; Kredi Garanti Fonu, İhracatı Geliştirme A.Ş. ve Katılım Finans Kefalet A.Ş. gibi güçlü kuruluşları bir araya getirerek, toplam 40 milyar TL kefalet büyüklüğünde yeni bir "Kredi Kefalet Programı"nı devreye aldık. Şimdiye kadar bu programdan bin 200 firma 8 milyon 250 bin TL tutarında kredi kullanarak yararlandı" şeklinde konuştu. "Geçtiğimiz yıl 24, bu yıl 37 firmamıza kredi desteği sağladık" Görgün sözlerine şöyle devam etti: "Savunma Sanayii Yetenek Envanteri (YETEN) ile 9 binden fazla ürün, 4 binden fazla firma envantere alınmıştır. Endüstriyel Yetkinlik Değerlendirme Programı (EYDEP) ile bin 600’den fazla firma değerlendirilmiş, 400’ün üzerinde firma hibe ve mentorluk desteği almış, 85 firmamız stant-yer destek mekanizmalarımızdan faydalanmıştır. Toplam tutarı 5.7 milyar TL’lik finansman desteği sağlayan çeşitli kredi ve leasing modelleri aktif olarak yürütülmektedir. Firmalarımıza verdiğimiz toplam 25 milyon dolar kredi desteğimiz, finansal destek modellerinin sahadaki etkisinin bir göstergesidir. Bu kapsamda geçtiğimiz yıl 24, bu yıl 37 firmamıza kredi desteği sağladık." "Türk savunma sanayisi için ihracatı büyütme, yeni pazarlara açılma ve teknoloji ortaklıklarını derinleştirme açısından bir fırsat penceresi sunuyor" Küresel ölçekte savunma harcamalarının hızla arttığı yeni bir döneme girildiğinin açık bir biçimde görüldüğüne dikkat çeken İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, "ABD’nin NATO ülkelerine savunma harcamalarını artırma baskısı, Almanya’nın 500 milyar avroluk savunma fonu ve AB’nin 150 milyar avroluk SAFE mekanizması, güvenliğin artık vazgeçilmez bir öncelik olduğunu gösteriyor. Bu yeni küresel tabloda ülkeler yalnızca daha fazla kaynak ayırmakla kalmıyor. Aynı zamanda tedarik zincirlerini de çeşitlendiriyor. Teknolojik açıdan güvenilir, hızlı ve maliyet-etkin üreticiler arıyor. Türk savunma sanayisi yüksek yerlilik oranı, güçlü mühendislik altyapısı ve giderek olgunlaşan ekosistemiyle bu arayışta öne çıkan ülkelerden biri haline gelmiş durumda. Artan küresel savunma bütçeleri, Türk savunma sanayisi için ihracatı büyütme, yeni pazarlara açılma ve teknoloji ortaklıklarını derinleştirme açısından bir fırsat penceresi sunuyor" dedi. "Yarışın gerisinde kalma lüksümüz yok" Küresel savunma ortamında rekabetin artık bütçelerden çok yapay zeka, otonom sistemler ve siber güvenlik gibi yüksek teknolojilere hâkimiyetle belirlendiğini vurgulayan Bahçıvan, "Bu yeni dengeler içinde Türkiye olarak yarışın gerisinde kalma lüksümüz yok. Fırsatları kalıcı avantaja dönüştürebilmenin yolu; Ar-Ge ve inovasyon yatırımlarını hızlandırmaktan, nitelikli insan kaynağını güçlendirmekten ve yenilikçi fikirlerin hızla ürüne dönüşebileceği çevik bir sanayi ekosistemi kurmaktan geçiyor. Güçlü bir savunma sanayisinin temel dayanaklarından biri, paydaşlar arası etkileşim ve iş birliğinin artırılması gerekiyor. Savunma Sanayii Buluşmalarının amacı da işte bu iş birliğini kuvvetlendirmektir. İnanıyoruz ki, üniversiteler, araştırma merkezleri, girişimciler, KOBİ’ler ve ana yüklenicilerimiz arasında kurulacak her yeni köprü, ülkemizin savunma teknolojilerindeki konumunu daha da ileriye taşıyacaktır. İstanbul sahip olduğu nitelikli sanayi firmaları, entelektüel sermayesi, yenilikçi endüstrilerdeki gücü ve girişimcilik potansiyeli ile savunma sanayimizin ihtiyaç duyduğu yerli tedarikçiler için ideal bir ekosistem sunmaktadır. İSO’nun amacı da savunma sanayiindeki tedarikçilerin sayısını artırmak ve çeşitlendirmek; bu sayede sanayimizin rekabet gücünü pekiştirerek savunma sanayimizdeki yerli katkıyı en üst seviyeye çıkarmaktır" diye konuştu. "Dışı bağımlılık yüzde 20 seviyesinin altına indi" SAHA İstanbul Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Murat İkinci de şöyle konuştu: "Biz yıllar önce çıktığımız bu yolda kimsenin yapabileceğine inanmadığı işlere imza attık. Kendi teknolojisini geliştiren, kendi mühendisinin beynine ve alın terine güvenen bir Türkiye hayal ettik. Bu hayal zamanla, yalnızca bir hedef olmaktan çıkıp bir milli teknoloji hamlesine dönüştü. Bugün insansız hava araçlarında dünya liginde en üst sıralarda olmamız, bu özgüvenin ve yılmadan çalışmanın sonucudur. Biliyoruz ki, yüksek teknoloji üretmeyen ülkelerin bağımsızlığı uzun süre korunamaz. Türkiye, bu gerçeği erkenden görmüş ve 20 yıl önce ‘kendi kaderini kendi yazma’ iradesiyle yola çıkmıştır. Bugün; 62 projeden 1000+ projeye, 1 milyar dolarlık üretim hacminden 12 milyar dolara, 248 milyon dolarlık ihracattan 7,5 milyar dolara, 9 bin kişilik insan kaynağından 100 bin kişiye, yüzde 80 dışa bağımlılıktan pek çok alanda yüzde 20 seviyelerine gelmiş bir Türkiye var. Bu dönüşüm; Türkiye’nin iradesinin, mühendisinin zekâsının, sanayicisinin adanmışlığının eseridir."