GENEL - 21 Nisan 2012 Cumartesi 15:17

BURSA OVASI`NA CAN KATACAK PROJENİN TEMELİNİ İKİ BAKAN ATTI

A
A
A
BURSA OVASI`NA CAN KATACAK PROJENİN TEMELİNİ İKİ BAKAN ATTI

Bursa`nın Yenişehir ilçesinde açılışını Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`ın yaptığı Boğazköy Barajı`nın 83 milyon liraya mal olması beklenen sulama işinin temeli, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu tarafından atıldı. Artık toplu açılışlar yaptıklarını belirten Arınç, "Eskiden 5 kilometrelik iş yapılsa yolun başına ayrı, sonuna ayrı açılış töreni yapılırdı. Ben umumi tuvalet açılışının yapıldığı zamanları bilirim" dedi.
Yenişehir Ovası`ndaki 116 bin 450 dekar araziyi suya kavuşturacak olan Boğazköy Projesi`nin temel atma törenine katılan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Bize güvendiniz, destek verdiniz, Türkiye`de AK Parti`yi iktidar yaptınız. Yenişehir`e alnımız açık, başımız dik olarak geldik. Verdiğimiz her sözün hesabını veriyoruz, vermeye de devam edeceğiz. Yıllardır DSİ`nin yaptığı hizmetlerin açılışını yapmıyoruz. Hep toplu açılışlar yapıyoruz. 10 baraj, 20 gölet, onlarca dev esere hep birlikte açılış
yapıyoruz. Bunun tek sebebi var, o da bu hıza yetişmek mümkün değil. Ben 40 yıldır siyasetin içindeyim, eskiden 5 kilometrelik iş yapılsa bir bu baştan, bir diğer baştan açılış yapılırdı. Şimdi katrilyonlarca liralık işlerin içindeyiz, onlarcasının açılışını birlikte yapıyoruz. Ben daha önceki dönemlerde genel tuvalet açılışının yapıldığını bilirim" diye konuştu.
"TARIM HER ZAMAN BİRİNCİ SIRADA OLACAK"
10 yıldır milletin kendilerine sağladığı güveni hak ettiklerini kaydeden Arınç, "3 dönem gelişimiz tesadüfü değildir. Vatandaşımıza hizmet veriyor, onun hizmetkarlığından onur duyuyoruz. Eskiden, `Para yok` denir, yatırım yapılmazdı. Tarımda büyük destekler veriyoruz. Çiftçi kardeşlerimizin daha çok kazanması için elimizden geleni yapıyoruz. Sağlık, ulaşım ve sanayide de yatırımlar yapıyoruz. Bursa hızlı trene kavuşuyor. Her şey bitti, bu ay sonu mayıs başında temel atma törenini Yenişehir`de yapacağız.
Tüm bu yatırımları yaparken tarım arazilerinin zarar görmemesi için de çalışıyoruz. Tarım desteklenmeli. Türkiye tarım ülkesidir. Elbette sanayi çok daha önemli ama bu toprakların bereketi bizi tarımda da güçlü olmaya sevk ediyor. AK Parti iktidarları dönemlerinde tarım her zaman desteklenecek ve her zaman birinci sırada olacaktır" ifadelerini kullandı.
"GÖLET İÇİN BAKANLAR KURULU GELİRDİ"
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu ise, kendi hükümetleri döneminde artık toplu açılışlar yapıldığını ifade ederek, "Geçmişte 40 yılda bitmeyecek bir göletin açılışına bakanlar kurulu gelirdi. Artık o dönemler bitti. Eskiden sadece İstanbul`da değil, Türkiye`nin birçok ilinde su yoktu. Tam 49 şehrin 2060 yılına kadar su ihtiyacını karşılayacak dev projeler yaptık. İzmir susuzdu, Başbakan Erdoğan, `Bu belediye su getiremeyecek, siz getirin` dedi. Söz verdiğimiz gibi İzmir`e 59 milyon metreküp su
götürdük. Farkımız bu" dedi.
"BİZ SÖZÜMÜZÜN ERİYİZ"
Bu yıl 700 milyon fidanı toprakla buluşturacaklarını anlatan Eroğlu, "Nereden nereye. Fidan dikim sayısını 11 kat artırmışız. Bu yıl Bursa`da `ıhlamur yılı` ilan edelim dedik. 50 bin fidanı vatandaşımıza dağıtıp dikimini yapacağız. Geçen gün Bursa Teknik Üniversitesi`ne ormanlık alandan yer verilmesine yönelik kanun Meclis`ten geçti. Biz sözümüzün eriyiz, söz verdik mi yaparız. Bizim Bursa`ya 8 yılda yaptığımız yatırım, 80 yılda yapılan yatırımdan fazladır. Halep oradaysa arşın burada. Bu sene ile
birlikte Bursa`ya yaptığımız yatırımlar 7 milyar lirayı bulacak. İşte hükümet bu, hizmet bu. Bu yıl Bursa`da bakanlığımız için yatırım yılı olacak, fırtına gibi eseceğiz. Bursa`da 32 adet gölet ve modern sulamanın hazırlığına başladık. Yüz günde yapacağız" açıklamasını yaptı.
İKİ BAKANDAN KIYASIYA PAZARLIK
Konuşmaların ardından iki bakan, müteahhit firma yetkilileri ile sulama işinin bir an önce bitirilmesi için sıkı bir pazarlığa girdi. Başbakan Erdoğan`ın vekaletini aldığını ifade eden Arınç, 8 ay sonra bitirilmesi düşünülen Boğazköy Barajı sulamasının 30 Ağustos 2015`te tamamlanması konusunda müteahhitle mutabakata vardı.
Törenin ardından Yenişehir Belediye Başkanı Bülent Hamdi Cingil, iki bakana kozadan yapılmış Türk bayrağı tablosu hediye etti.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Voleybolun Unutulmazları Derneği’nden anlamlı gece Voleybolun Unutulmazları Derneği (VUD), Türk voleybolunun hafızasında iz bırakan isimleri "SAHNE BİZ’im" gecesinde bir araya getirdi. Maltepe Belediyesi ev sahipliğinde Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde düzenlenen etkinlik, 6 Şubat depremlerinde hayatını kaybeden 56 voleybolcunun anısına gerçekleştirildi. Geçmişte kulüplerinde ve milli takımlarda Türkiye’yi temsil etmiş voleybolcular, bu kez sahnede buluşarak müzik, dans ve anlatılarla izleyicilere duygu dolu anlar yaşattı. Gecenin sunuculuğunu Burcu Hakyemez Dal üstlenirken, VUD Başkanı Gülnur Özfer Görgün açılış konuşmasını yaptı. Görgün, "Bu kez filede değil sahnede buluşuyoruz. Sahnede göreceğiniz herkes sadece voleybol oynamış kişiler. Onlar bir dönemin muhteşem yıldızları, kulüplerde milli takımlarda ülkemizi gururla temsil etmiş Türk voleybolunu bugünlere taşımış çok özel isimler, bizi kırmadılar bu özel projede sahne de olmayı kabul ettiler. Memleketin çeşitli kentlerinden İstanbul’un çeşitli semtlerinden geldiler. Biz ilk kez sahneye çıkıyoruz. Amatörüz ve çok heyecanlıyız. Çok özel bir amaç için bir aradayız. Bu gecenin tüm bağış geliri deprem unutmadıklarımız voleybolun unutulmaz evlatları projesine aktarılacak" dedi. Programda; Smaç Makamı, Team EFSOOO, Les Dinos, Anadolu Volley, VUD Girls, BM & SJAYVO ile VUD Korosu sahne aldı. Kenan Bengü, Bülent Meriç, İlker Çeteci ve Saygun Keskin ise voleybol hafızasına dair özel anlatılarıyla geceye eşlik etti. Geceden elde edilecek tüm gelirin, "Depremle Unutmadıklarımız: Voleybolun Unutulmaz Evlatları" projesi kapsamında hazırlanacak Ansiklopedi ile Hatay Samandağ’da hayata geçirilmesi planlanan VUD Voleybol Anıt Parkı için kullanılacağı bildirildi.
Ankara Ankara’da ortaokul öğrencisi, kendisinden 3 yaş küçük öğrencinin parmağını kırdı Ankara’da 15 yaşındaki ortaokul öğrencisi, annesine küfür ettiği gerekçesiyle kendisine tepki gösteren 12 yaşındaki 5. sınıf öğrencisinin parmağını kırdı. Olayla ilgili konuşan yaralı çocuk ve annesi, okul yönetiminin kendileriyle ilgilenmediğini ve kötü muamele gördüklerini ileri sürdü. Olay, 9 Aralık’ta Sincan’da yer alan bir ortaokulda meydana geldi. İddiaya göre 15 yaşındaki 8. Sınıf öğrencisi S.Y.M., annesine küfür ettiği için kendisine tepki gösteren 12 yaşındaki 5. sınıf öğrencisi H.İ.Ü.’yü darp ederek parmağını kırdı. Olayla ilgili konuşan mağdur çocuk H.İ.Ü., "Saldırgan çocuk öncesinde de benimle uğraşıyordu. O gün benimle dalga geçti ve anneme çok ağır küfür etti. Ben de ’annemi sokakta mı buldum’ diyerek bağırdım ve içerde beni sıkıştırdı. Bana omzuyla vurdu ve yumruk attı. Ben de elimle yüzümü korumaya çalıştım. O sırada yüzük parmağım kırılmış. Dokularım kopmuş. Müdür yardımcısını ve müdürü odasında bulamadım. Diğer müdür yardımcısından ailemi aramasını istedim. Annem geldi ve beni hastaneye götürdü" dedi. "Daha önce de küfür etmişti" Daha önce aynı kişi tarafından benzer saldırılara maruz kaldığını dile getiren çocuk, "Sürekli boyumla, kilomla ve ismimle dalga geçerdi. Daha önce de küfür etmişti. Öğretmene şikayet ettiğimde, ‘o kaynaştırma öğrencisi, bulaşma ona’ dedi. Öğretmenlerim o gün benimle hiç ilgilenmedi. Yardımcı olmadılar. 1 saat boyunca o acıyla tek başıma mücadele ettim. Ruhsal olarak çok kötü hissediyorum. Tekrar dayak yiyeceğim diye korkuyorum. Parmağım da hâlâ acıyor. O Okula da gitmek istemiyorum. Bana saldıran öğrenciyle ilgili daha önce de şikayetler vardı. Hep aynı şeyleri yapıyormuş" ifadelerini kullandı. "Okulda hiçbir muhatap bulamadım" Anne Emine Ünal, okul müdürünün kendilerini kovduğunu iddia ederek, "Olay günü müdür yardımcısı beni aradı ve oğlumu almam gerektiğini söyledi. Ardından da ders gireceğini ve çocuğumu, nöbetçi öğrencilerden teslim alabileceğimi belirtti. Oğlumun elinde buz vardı ve parmağı çok kötü haldeydi. Hastaneye götürdüm ve parmak kemiğinin kırıldığını, dokularının da koptuğunu öğrendik. Karşı tarafın da çocuk olduğunu düşündüğüm için şikayetçi olmak istemedim. Ertesi gün avukatımızla birlikte okula gittik. Belki benim de çocuğumda suç vardır diye kamera kayıtlarını izlemek istedim. Okulda hiçbir muhatap bulamadım. Sınıf öğretmeni, okul müdürüyle görüşmemi söyledi. Müdür yardımcısının odasına gittik. Bizimle ilgilenmedi. Telefonda görüştüğü kişiye argolu sözler söylüyordu. Avukatım vekaletnamesini göstermek istemeyince bizi odasından kovdu. Dışarı çıkmamızı isteyerek bize bağırdı. Bize kameranın bozuk olabileceğini, oğlumun o çocuğa iftira atabilmiş olacağına dair söylemlerde bulundu" diye konuştu. "Oğlumun eli o haldeyken içlerinden biri ambulans çağırıp hastaneye götürebilirdi" Yalnız bırakıldıkları için kırgın olduğunu söyleyen anne Ünal, "Okul yönetiminden ve saldırgan çocuğun ailesi tarafından bir kez bile geçmiş olsun denilmedi. Yönetim bize, karakol isterse görüntüleri vereceklerini söyleyerek adeta kovdu. Daha sonra şikayette bulunduk. Oğlumun eli o haldeyken içlerinden biri ambulans çağırıp hastaneye götürebilirdi. O acıyla tek başına bırakmayabilirdi. Yardımcı olsalardı ya da geçmiş deselerdi hiçbirinden şikayetçi olmazdım. Sürecin sonuna kadar takipçisi olacağım" ifadelerine yer verdi.
Konya 752. Vuslat Yıl Dönümü Anma Törenleri Şeb-i Arus programı Konya’da Hazreti Mevlana’nın 752. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenleri, Şeb-i Arus programıyla sona erdi. Mevlana Kültür Merkezi’nde "Huzur Vakti" temasıyla düzenlenen Şeb-i Arus programına Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Safi Arpaguş, Konya Valisi İbrahim Akın, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, protokol mensupları, yerli ve yabancı çok sayıda davetli ve vatandaşlar katıldı. "Hazreti Mevlana’yı anlamak ve anlatmak; onu anarken bu anlamı yaşayıp yaşatmak ilgili herkesin sorumluluğudur Programda konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, "Hazreti Mevlana’yı anlamak ve anlatmak; onu anarken bu anlamı yaşayıp yaşatmak ilgili herkesin sorumluluğudur. Bu yıl ‘Huzur Vakti’ temasıyla gerçekleştirdiğimiz, Hazreti Mevlana’nın Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenlerinin de bütün gayesi budur. Kadim tarihimize baktığımızda; devleti ve toplumu şekillendiren, değiştiren, dönüştüren, nihayetinde bunun da ötesine geçerek bütün insanlık için bir örnek, bir rehber konumuna erişen nice büyük insanımızın derin izlerini görürüz. Devlet adamlarından komutanlara, alimlerden sanatkarlara bu insan varlığımız öylesine zengin, etkileri öylesine büyüktür ki zaman onların izlerini örtememiş, verdikleri ilham hiç dinmemiş, açtıkları yolun yolcusu, gösterdikleri menzilin ziyaretçisi daima artmış, asla eksilmemiştir. Bu silsilenin içinde Hacı Bektaş Veli’den Yunus Emre’ye, Sadrettin Konevî’den, Sultan Veled’e, Şems-i Tebrizî’den Hoca Nasreddin’e gönül fatihlerimiz daima ayrı ve özel bir yere sahip olmuştur. Mevlana da bu gül bahçesinden bir güldür. Bu bahçenin kapısı bütün gönüllere ardına kadar açıktır. Ancak bilinsin ki gül deryamızdan bir dalın dahi kök salıp boy verdiği manevi topraktan koparılmasına izin vermeyiz. Değerlerimize bütünüyle sahip çıkmaya ve onları, bugün her zamankinden daha çok ihtiyaç duyduğunu açıkça gördüğümüz insanlıkla paylaşmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. Konya Valisi İbrahim Akın ise, "Bizler her yıl, 7-17 Aralık tarihleri arasındaki bu müstesna zamanlarda gönlümüzü tazeliyor, huzuru sadece kendimiz için değil bütün insanlık için diliyoruz. ‘Gönlün huzuru, gönül sahiplerinin huzurundadır’ temasıyla, bu süre zarfında büyük bir teveccühle programlarımızı tamamladık" şeklinde konuştu. "Şeb-i Arus, insanlığın özlediği barışın, kardeşliğin ve sevginin yeniden hatırlatıldığı bir hakikat mektebidir" Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay da, "Bugün Gazze başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında yaşanan acılar, hepimizin canını yakmaktadır. İsrail’in Gazzeli kardeşlerimize reva gördüğü soykırımı yıllarca bütün insanlık kör, sağır ve dilsiz kesilerek seyretti; vicdanlar sustu, insaniyet karanlığa gömüldü. Tüm bu süreçte; Gazze’de toprağa düşen bedenler, mazlum annelerin gözyaşı, çocukların masumiyeti bugün insanlığın utancı oldu. Unutmayınız ki, eğer bir yerde mazlum ağlıyorsa, orada hala ayrılık vardır. Ve bir çocuğun gözyaşı, bir ümmetin imtihanıdır. Çare kavga değildir; çare gönülleri birleştirmektir. Bu yüzden Şeb-i Arus, insanlığın özlediği barışın, kardeşliğin ve sevginin yeniden hatırlatıldığı bir hakikat mektebidir. Bu duygularla, Hz. Mevlana’yı 752. vuslat yıl dönümünde rahmetle anıyorum" diye konuştu. Konuşmaların ardından Diyanet İşleri Başkanı Safi Arpaguş da Mesnevi sohbeti gerçekleştirdi.