GENEL - 21 Nisan 2012 Cumartesi 16:57

"OSMANLI HAYVAN HAKLARINI 500 YIL ÖNCE TEMİNAT ALTINA ALDI"

A
A
A
"OSMANLI HAYVAN HAKLARINI 500 YIL ÖNCE TEMİNAT ALTINA ALDI"

Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Tayar, 1502 yılında II. Sultan Beyazıd döneminde çıkarılan dünyanın ilk standart kanunu `Kanunname-i İhtisab-ı Bursa` ile hayvan haklarının bile teminat altına alındığına dikkat çekti.
Türk Standartları Enstitüsü Bursa Koordinatörlüğü tarafından düzenlenen `Kalite Zirvesi`nde kalite kavramının geçmişi hakkında bilgi verildi. `Geçmişten Günümüze Standardizasyon ve Kalite` konulu panelde konuşan Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Mustafa Tayar, kalite sisteminde en önemli noktanın personel uyumluluğu olduğunu ifade ederek, insanın her zaman kalitenin merkezinde olması gerektiğini dile getirdi. Dünyada nüfusun hızlı bir şekilde arttığına dikkat çeken Tayar, "Kalitenin önemi her geçen gün
artıyor. Kalitede aslolan kaliteyi kanıtlamaktır. Eskiden laflarda kalıyordu. Kalitede uygulama kuralları ve insan faktörü çok önemli. Kalitede önemli olan kanıtlamadır. Her ülkenin kendine göre standardı var. Hammurabi Kanunlarından her zaman bahsedilir. 282 maddelik taşa yazılan kanun dünyanın ilk yazılı kuralları olarak görülür. Bunun gibi Osmanlı topraklarında da kanun vardı" diye konuştu.
"HAYVAN HAKLARI 500 YIL ÖNCE KANUNLAŞTI"
Bursa`nın kalite şehri olduğunu söyleyen Tayar, dünyanın ilk standart kanununun Kanunname-i İhtisab-ı Bursa olduğunu söyledi. Bu kanunun çok geniş olduğuna işaret eden Tayar, hayvan haklarının da kanunlaştığını ifade ederek, "Bu şehrin her yerinde kalite var. TSE bu topraklarda doğdu. AB kriterlerine önem veririz ama bunu yaparsak da kendi kültürümüze ve tarihimize ayıp ederiz. Özür borcumuz olur. Çünkü bu tür kanunlar yeni çıkmış değildir. Dünyada ilk standart kanunu Kanunname-i İhtisab-ı Bursa`dır. O
dönemlerde aşevlerinde aşçılarının bulaşığı nasıl yıkacağı kanunlaşmıştı. Hayvanlara nasıl davranılması gerektiği de belirtilmişti. Bu topraklarda hayvanlara nasıl davranılacağı öğretilir. Bu topraklarda doğa sevgisi 500 yıl önce de vardı. AB istediği için hayvan refahı düzenlemeleri yapıyoruz. Halbuki tarihi sürece bakarsak bunu atalarımız yaptı. Bursa bu konuda mihenk taşıdır. Bunun hakkı verilmeli" ifadelerini kullandı.
"PİŞMEMİŞ EKMEK YAPAN FIRINCI FALAKAYA YATIRILIRDI"
II. Beyazıd devrinde çıkarılan bu kanunda önemli maddeler olduğunu anlatan Tayar, "Ekmek ile ilgili standart vardı ama biraz ağırdı. Kusurlu ekmeği yapan esnaf falakaya yatırılırdı. Fırıncı ekmek içinde kara bulunursa ve çiğ olursa herkesin gözü önünde bu ceza verilirdi. Ekmekle ilgili bu uygulama daha önce de vardı. Beyazıd Han, `İşini yapmayan esnafı yakalayın ve dersini verin` der. Ekmek standardı eskiden de vardı" diye konuştu.
TSE Bölge Koordinatörü Mehmet Hüsrev de konuşmasında kalitenin önemine işaret etti.
Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erkan Işığıçok ise, insanların beklentisinin kaliteye yönelik olduğunu belirterek, "Bir kuruluşun kalite seviyesi müşterilerine sunduğu mal ve hizmetin kalitesinden, çalışanlarına sunduğu ortam kalitesinden anlaşılır. Bu yüzden müşterilerin beklentisi artık değişti. Artık insanlar kaliteyi arıyor. O yüzden firmalar ve kurumlar her gün kendini yenilemeli. Yenilemeye kapalı olanlar yok olmaya mahkumdur. İki göz size yetiyorsa ve her şeyi net görüyorsanız üçüncü
göze ihtiyacınız yok. Üçüncü gözünüzü kullanabilirseniz harikalar oluşturursunuz" dedi.
Programın sonunda konuşmacılara plaket verildi.
Zirvede Oğuz Saygın tarafından "Takım Çalışması ve Kurumsal İletişim" konusunda seminer verildi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Bursa’daki kayıp adamdan 17 gündür haber yok Bursa’nın Mudanya ilçesinde 28 Kasım 2025 tarihinden bu yana kendisinden haber alınamayan Mustafa Abi için başlatılan arama çalışmaları aralıksız sürüyor. Kayıp ihbarının ardından geçen 17 güne rağmen herhangi bir ize ulaşılamadı. Daha önce de kayıp haberlerine konu olan Mustafa Abi için Jandarma Komutanlığı’na bağlı Jandarma Arama Kurtarma (JAK) ekipleri, bölgede çalışmalarını devam ettiriyor. İlk 7 gün boyunca ise AFAD ve çok sayıda sivil toplum kuruluşuna bağlı arama kurtarma ekipleri de çalışmalara destek verdi. Ekipler, Mustafa Abi’nin kaybolduğu günden itibaren köy ve çevresinde yaklaşık 30-35 kilometrelik geniş bir alanı kapsayan çember içerisinde detaylı arama yaptı. Ormanlık alanlar, kırsal bölgeler ve geçiş güzergâhları tek tek taranmasına rağmen, şu ana kadar herhangi bir sonuca ulaşılamadı. Kayıp Mustafa Abi’nin eşi Ayla Abi, yaşadıkları çaresizliği dile getirerek, "Günlerdir evimizde huzur yok, uykusuz bekliyoruz. Köylülerimiz ve jandarma ekipleri ellerinden geleni yapıyor ama hâlâ bir sonuç yok. En azından bir haber alsak, bir iz bulunsa, bu belirsizlik çok zor" ifadelerini kullandı. Ailesi, Mustafa Abi’yi gören ya da yerini bilen vatandaşların vakit kaybetmeden 112 Acil Çağrı Merkezi’ni arayarak bilgi vermelerini istedi. Mustafa Abi’den gelecek umut verici bir haber, ailesi ve yakınları tarafından endişeyle bekleniyor.
Ankara MHP Lideri Bahçeli: "Türk dili; millet olma şuurunu besleyen, tarih bilincini diri tutan ve kültürel sürekliliği temin eden temel sütundur" Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "15 Aralık Dünya Türk Dili Ailesi Günü; kökü mazinin derinliklerine uzanan, istikbale yönelen büyük Türk milletinin müşterek hafızasını, irfanını ve tarihi yürüyüşünü idrak etmeye imkan sunan müstesna bir gündür" dedi. MHP Genel Başkanı Bahçeli, 15 Aralık Dünya Türk Dili Ailesi Günü dolayısıyla yazılı mesaj yayımladı. "15 Aralık Dünya Türk Dili Ailesi Günü; kökü mazinin derinliklerine uzanan, istikbale yönelen büyük Türk milletinin müşterek hafızasını, irfanını ve tarihi yürüyüşünü idrak etmeye imkan sunan müstesna bir gündür" diyen Bahçeli, mesajında bugünün önemine değinerek şu ifadeleri kullandı: "Türk dili; millet olma şuurunu besleyen, tarih bilincini diri tutan ve kültürel sürekliliği temin eden temel sütundur. Altaylar’dan Balkanlar’a, Hazar havzasından Akdeniz’e uzanan geniş coğrafyada Türkçenin taşıdığı anlam dünyası; birlik fikrini pekiştiren, dirliği esas alan ve kardeşlik hukukunu muhafaza eden bir medeniyet tasavvurunu yansıtmaktadır. Bu itibarla, Türkçenin tarihi derinliğini ve ifade kudretini tahkim etmek; onu yozlaşmadan, yabancılaşmadan ve anlam kaybından uzak tutarak gelecek nesillere güçlü, sahih ve köklü bir miras halinde intikal ettirmek, kültürel sürekliliğin teminatı olmanın yanında milli varlığın korunmasına yönelik stratejik bir sorumluluk mahiyeti taşımaktadır. 15 Aralık Dünya Türk Dili Ailesi Günü vesilesiyle; Türk diline emek veren ilim insanlarını, münevverleri ve gönül erlerini selamlıyor; Türk milletinin diliyle, kültürüyle ve ülküsüyle ilelebet var olmasını Yüce Allah’tan niyaz ediyorum."