YEREL HABERLER - 22 Nisan 2012 Pazar 14:07

DİYARBAKIR BÖLGE EОİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ`NDE BİR İLK DAHA GERÇEKLEŞTİRİLDİ

A
A
A
DİYARBAKIR BÖLGE EОİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ`NDE BİR İLK DAHA GERÇEKLEŞTİRİLDİ

En zor cerrahi operasyonların bile başarıyla yapıldığı Diyarbakır Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi`nde ilk `Omurgada eğrilik` (skolyoz) ameliyatı gerçekleştirildi.
Hizmet yelpazesini her geçen gün geliştiren ve en zor cerrahi operasyonların bile başarıyla yapıldığı Diyarbakır Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi, bir ilke daha imza attı. Tıp dilinde skolyoz denilen `Omurgada eğrilik` rahatsızlığı bulunan 18 yaşındaki Cemil Yatan adlı hasta, başarılı geçen bir ameliyatın ardından sağlığına kavuştu. Diyarbakır Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Kliniği Op. Dr. Mutlu Güngör, "Artık ilimizin yanı sıra bölgemiz genelinde tüm omurga hastalıklarını
hastanemiz bünyesinde rahatlıkla tedavi edebiliyoruz. Bu nedenle hastaların İstanbul ya da Ankara`ya gitmelerine gerek yok. Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. B.Yavuz Uçar`ın da katkılarıyla, çalışmalarımızı daha ileri bir noktaya taşıyarak, bölgenin omurga hastalıkları tedavi merkezi olmayı hedefliyoruz" dedi. Op. Dr. Mutlu Güngör konuşmasına şöyle devam etti:
"Skolyoz, omurganın göğüs veya bel bölgelerinde yana doğru eğrilmesi durumudur. Tek başına olabileceği gibi arkadan öne doğru anormal bir eğrilik ile beraber de görülebilir. Ülkemiz genelinde iki milyonun üzerinde skolyoz hastası olduğu tahmin edilmekte. Skolyoz hastaları üzerine ülkemizde yapılmış özel bir araştırma olmasa da ortopedi ve travmatoloji uzmanlarının birleştikleri ortak nokta, bu hastalığın kız çocuklarında çok daha sık görüldüğüdür. Ancak bunun sebebi henüz bilinmemekte. Skolyoz çok
çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilmekte. Ancak sıklıkla karşılaşılan skolyozlar, daha çok onlu yaşlarda ortaya çıkan ve nedeni tam olarak bilinmeyen grupta görülen skolyozlardır. Skolyozların başka bir sebebi doğuştan olabilir. Bu durum genellikle omurgadaki bir kusur veya birbirine kaynamış ve ayrılamamış omurgalara bağlıdır. Diğer sebepleri de çocuk felci veya kas erimesi gibi durumlara bağlı olarak kasların felci sonucunda oluşabilir."
Tedavinin, skolyozun tespit edildiği andaki derecesine ve çocuğun o dönemden sonraki olası büyüme miktarına göre değiştiğini vurgulayan Op. Dr. Mutlu Güngör, "İdiopatik skolyozlarda büyümesi tamamlanmış çocuklarda, sırtta 40 derece, belde 30 dereceyi aşmadıkça cerrahi müdahaleye gerek her zaman yoktur. Çünkü bu durumda skolyozun ciddi bir ilerleme şansı yoktur ve hayatı çok etkilemez. Büyümesi devam eden çocuklarda ise her ne kadar genel uygulama 20 dereceyi aşan skolyozda korse tedavisiyse de, ben korse
tedavisine inanmadığımdan dolayı hastalarıma tavsiye etmiyorum. Cerrahi sınıra gelmemiş çocuklara egzersizler ve spor öneriyorum ve bu hastaları altı ayda bir rutin düz grafiklerle eğrilikte artış açısından takip ediyorum. Halen büyüyen çocukta 40 dereceyi aşan skolyozda, erişkin vücudunu kazanmış hastalarda ise sırt ve bel derecelerini aşınca cerrahi müdahale öneriyorum. Ameliyattan bir gün sonra yürümeye ve normal hayatına geri dönen hasta, ortalama 1 hafta hastanede kaldıktan sonra taburcu olup günlük
hayatına geri dönüyor" diye konuştu.
Kaburgalarında ağrı olan ve ciddi zorluklar yaşadığını belirten 18 yaşındaki Cemil Yatan ise hastanede gördüğü tedaviyle sağlığına kavuşmanın mutluluğunu yaşadığını belirtti. Kendilerine bu imkanı sunan başta Op Dr. Mutlu Güngör ve ekibi olmak üzere, tüm Ortopedi kliniği çalışanları ve hastane Başhekimi Prof Dr. Yusuf Yağmur ve yönetimine minnettar olduğunu ifade eden Cemil Yatan, "Perişandım her gün bir azap çekiyordum utanıyordum toplum içine çıkmayı çok şükür güzel bir ameliyat ile sağlığıma kavuştum
Allah binlerce defa razı olsun çok ilgilendiler benimle hiçbir zaman unutmayacağım bana yapılan güzellikleri" dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Yargılanan eski DHMİ Daire Başkanı Acar: "Hiç kimse benim DHMİ ile olan bağımı kopartamayacak" Devlet Hava Meydanları İşletmesi’nin (DHMİ) eski daire başkanı Mehmet Cemil Acar, ‘rüşvet’ ve ‘yolsuzluk’ suçlaması ile yargılandığı davada, "Alt düzeydeki birkaç bürokratın adeta intikam alırcasına hareket etmesi sonucu bu dava açıldı. Hiç kimse benim DHMİ ile olan bağımı kopartamayacak" dedi. Ankara 89. Asliye Ceza Mahkemesince görülen duruşmaya tutuklu sanık Mehmet Cemil Acar bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlanırken, taraf avukatları salonda hazır bulundu. Sanık Acar’ın eski eşi tutuksuz sanık Çağla Acar ise duruşmaya katılmadı. Mahkeme hakimi, dava dosyasına gelen evrakı okumasının ardından sanık Acar’a söz verdi. Sanık Acar, "Hiçbir çekincem olmadan 20 yıllık banka hesaplarımın incelemesini istedim. 28 yıl boyunca onur ve şerefimle devlete hizmet ettim, birçok projede görev aldım. Hakkımda en ufak bir soruşturma olmadı. Ben emekli olduktan sonra bu soruşturma yapıldı. Alt düzeydeki birkaç bürokratın adeta intikam alırcasına hareket etmesi sonucu bu dava açıldı. Hiç kimse benim DHMİ ile olan bağımı kopartamayacak. Babamın fabrikası yüzünden bana bir linç yürütülüyor. Şerefim, haysiyetim zan altında bırakıldı" dedi. Avukat ve sanık beyanlarının ardından ara kararını açıklayan mahkeme, sanık Mehmet Cemil Acar’ın tutukluluk halinin devamına, Acar’ın eski eşi Çağla Acar hakkındaki mevcut adli kontrolün ise devamına hükmetti. Mahkeme, bir sonraki duruşmayı 12 Ocak 2026 tarihine erteledi. Olayın geçmişi Eski DHMİ Daire Başkanı Mehmet Cemil Acar’ın evinde yapılan aramada Acar’a ait kasada 26 kilogram külçe altın, 1 milyon 320 bin dolar ve 121 bin euro bulunmuştu. Soruşturma sürecinde Acar’ın bürokratken çok sayıda gayrimenkul edindiği de Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) tarafından tespit edilmişti.