GENEL - 22 Nisan 2012 Pazar 15:11

BAОPINARKÖYÜ MUHTEŞEM BİR CAMİYE KAVUŞTU

A
A
A
BAОPINARKÖYÜ MUHTEŞEM BİR CAMİYE KAVUŞTU

2009 yılında yapımına başlanan Bağpınar köyü camisi yapılan törenle ibadete açıldı.
Cami açılışına, kendisi de Bağpınarlı olan AK Parti Tokat Milletvekili Zeyid Aslan, Tokat Valisi Şerif Yılmaz, Erbaa Kaymakamı Erdal Çakır, Tokat İl Müftüsü Abdurrahman Koçak, Erbaa İlçe Müftüsü Mehmet Ceylan, Bağpınar köyü muhtarı Mithad Yılmaz ve köy sakinleri katıldı.
Köyde hayatını kaybedenler ve şehitleri için yapılan saygı duruşu, dualar ve İstiklal Marşı`nın okunmasıyla başlayan törende, Erbaa İlçe Müftüsü Mehmet Ceylan ilk konuşmayı yaptı. Ceylan yaptığı konuşmada, "Caminin yapımına 2009 yılında başlandı ve 3 yıl gibi kısa bir sürede tamamlandı. Cami 450 metrekare açık alan 180 metrekare kapalı alan üzerine inşa edildi. Cami çağımızın en son inşaat teknikleriyle yapıldı. Camide aynı anda 500 kişinin ibadet edebilecek. Böyle bir caminin Bağpınar köyüne
kazandırılması aşamasında her kimin bir katkısı varsa onlara bu camide yapılacak ibadetler kadar sevap verilecektir. Zaten bu yardımı yapanların da bunu hesap ederek yaptıklarına eminim" diyerek bu eserle gurur duyduklarını ifade etti.
Tokat İl Müftüsü Abdurrahman Koçak açılış sırasında yaptığı konuşmada, "Kardeşlik hukukunun en güzel yaşandığı mekanlardan birinin camiler olduğunu belirtmekte fayda var. Hz. Peygamberin mescitleri her zaman önemsediğini, camilerin birliğin, beraberliğin, kardeşliğin, dayanışmanın merkezi olduğunu her zaman ifade etti. Cami tabirinin bizim milletimiz tarafından kullanıldığını, anlamının müminleri cem eden toplayan ibadet edilen yerdir. Milletimizin de bir olsun, beraber olsun, büyük olsun, güçlü olsun
diye mabedine cami adını verdiğini biliyoruz. Cami içerisinde senlik, benlik yok. Çekişmeye, dargınlığa kırgınlığa yer olmadığı aşikar. O nedenle caminin yapımında maddi-manevi katkısı olan herkese tekrar tekrar teşekkür ediyorum" diyerek, Bağpınar köyü sakinlerine hayırlı uğurlu olmasını, birlik ve beraberliğe vesile olmasını diledi.
Adalet ve Kalkınma Partisi Tokat Milletvekili Zeyid Aslan ise yaptığı konuşmada, "Doğup büyüdüğüm köyümde caminin açılışında bulunmaktan son derece mutlu olduğumu belirtmek istiyorum. Caminin yapımında köyde ve köy dışında yaşayan herkesin büyük katkısı olduğunu da biliyorum. Camimizin yapımında emeği geçen tüm köylülerime ve köyümüz dışında da katkı verenlere teşekkür ediyorum. Üstelik de camimizin açılışının Kutlu Doğum Haftası`na gelmesi de ayrıca bizleri sevince gark etti" dedi.
Daha sonra kürsüye gelen Tokat Valisi Şerif Yılmaz ise konuşmasında şunları söyledi: "İçinde yaşadığımız Kutlu Doğum haftasında güzel bir günü sizinle birlikte yaşıyoruz. Öncelikle Kutlu Doğum Haftanızı tebrik ediyorum. Değişik vesilelerle Bağpınar Köyü`ne geldiğimizde burada küçük bir cami olduğunu gördük, cami cemaate yetmiyordu. Kısa sürede yeni bir caminin yapılıp ibadete açılmasından dolayı mutluluk duydum. Camiler birliğimizin, beraberliğimizin, kardeşliğimizin, millet olarak bir arada yaşadığımız
ana unsurlarından bir tanesidir. İnsanlarımız hayır etme yarışındalar. Ağırlıklı olarak hayırseverlerimizin katkısıyla bu cami yapıldı. Devlet olarak, millet olarak bir arada yaşamak istiyorsak bizi bir arada tutan değerleri muhafaza edip, geleceğe taşımamız gerekiyor. Önemli olan bina olarak cami yapmak değildir. Camilerin ziyneti cemaattir. Buna özellikle gençlerimizin dikkat etmesi lazım. Bu yıl Diyanet İşleri Başkanlığımız Kutlu Doğum Haftasında "Kardeşlik" temasını seçmiştir. Kardeşliğimizin,
birliğimizin ana unsuru olan böyle eserlere destek veren herkese, camimizin yapımından bugüne gelmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" dedi.
Bağpınar köyü muhtarı Mithad Yılmaz ise yaptığı açıklamada, "Köyümüze yaptırdığımız camimizin açılışına katılan başka köylümüz olan milletvekilimiz Zeyid Aslan`a, Tokat Valimiz Şerif Yılmaz`a, il ve ilçe müftülerime çok teşekkür ediyorum. Bu caminin yapımıyla birlikte köyümüz kendisine yakışan bir ibadethaneye kavuştu. Bizler bunun sevincini ve gururunu yaşıyoruz" dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var. Gençler için, gelecek için yeni teknolojiler, dünyanın yeni şartlarını dikkate alan yeni perspektifleri dikkate alan bir anayasaya ihtiyaç duyduğumuza inanıyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen 2026 Merkezi Yönetim ve 2024 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerine sunum yaptı. Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin iyileştirilmeye, geliştirilmeye her zaman açık bir sistem olduğunu söyleyerek, "İhtiyaçtan yeni ihtiyaçlar ortaya çıktıkça yeni değerlendirmeler yapıldıkça, dinamik bir şekilde kendini geliştiren bir yapı olduğunu ifade etmek isterim" ifadelerini kullandı. Demokratik sistemlerde farklı yönetim biçimlerinin olduğunu belirten Yılmaz, "Bunların hepsi demokratiktir ama yönetim sistemi olarak farklılık arz ederler. Başkanlık sistemi de vardır, parlamenter sistem de vardır, yarı başkanlık sistemi de vardır. Üçü de demokratik dünyada görülen sistemlerdir. Her birinin de farklı alt versiyonları olduğunu biliyoruz. Örneğin İngiltere’deki parlamenter sistemle kıta Avrupa’sındaki parlamenter sistem arasında da belli farklılıklar olduğunu biliyoruz. Nitekim bizim de önceki sistemimizin farklı bir parlamenter sistem olduğunu hep birlikte biliyoruz. Çok çeşitli zaafiyetler içeren bir sistem olduğunu biliyoruz. Halkımızın referandumda onayıyla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi dediğimiz Türkiye’nin özel koşullarına uygun, kültürüne uygun bir yapılanmayı gerçekleştirmiş durumdayız. Bu sistem yeni sistem birçok testten başarıyla geçti. Kim ne derse desin. Son beş altı yıl özellikle bir taraftan dünyada belirsizliklerin yükseldiği bir dönem oldu. Risklerin belirsizliklerin yükseldiği bir dönem oldu. Bölgemizde jeopolitik gelişmelerin, savaşların, çatışmaların yoğunlaştığı bir dönem oldu. Pandemi gibi tüm dünyayı sarsan bir hadisenin yaşandığı bir dönem oldu. İçeride yine asıl afeti dediğimiz tarihimizin en büyük afetini yaşadık. Ekonomik şartlarla ilgili yine çeşitli süreçler yaşandı. Bütün bu süreçlerde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin avantajını gördüğümüzü, yaşadığımızı rahatlıkla ifade edebilirim. Hızlı karar alan, uygulayan, etkin bir sistem olarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi kendisini ispat etmiştir. Ama hep altını çiziyorum. Bugün de ifade edeceğim. Bu daha iyileştirilemeyeceği anlamına da gelmiyor. Daha da iyiye, daha gelişmiş bir yapıya doğru dönüşmeyeceği anlamına da gelmiyor. Tam aksine tecrübelerle yaşadığımız süreçlerle birlikte sistem iyileştirilmeye de her zaman açık bir sistem" şeklinde konuştu. Yılmaz, şöyle konuştu: "İyi ki bu küresel ve bölgesel fırtınalı dönemde Cumhur İttifakı gibi güçlü bir ittifakımız var. İyi ki Recep Tayyip Erdoğan gibi güçlü, dirayetli, tecrübeli bir liderimiz var. Liderlik her zaman önemlidir. Ama fırtınalı zamanlarda zor zamanlarda bir kat daha önemlidir. Bugün Türkiye siyasi istikrarıyla dünyadan birçok alanda pozitif ayrışan bir ülkedir. Sorunlarımız da elbette var ama bu sorunları aşma kapasitemiz de var. Bunu da birçok vesileyle ortaya koymuş durumdayız. Cumhurbaşkanlığı’yla ilgili saray ifadesini kullanıyor değerli arkadaşlarımız muhalefetten. Tabii ki saray değil orası. Milletin evi. Biz milletin evi olarak görüyoruz ve orası bir gelip bir gün görürsünüz belki. Ziyaret ederseniz nasıl bir, kurgu var zihninizde bilmiyorum ben, ama orası bir çalışma mekanı. Orada bürokratlarımız var. Çalışanlarımız var. Kamu görevlileri var. Gece gündüz bir mesai harcanıyor. Birçok durumda mesai kavramına bakılmadan bu ülkenin ihtiyaç duyduğu çalışmalar, faaliyetler yürütülüyor. Orası hiçbir partiye ait değil. Hiçbir kişiye de ait değil. Milletin evidir. Milletin gönlüne giren külliyenin kapısından da girer. Milletin gönlüne giremeyen oranın bir saray olarak hayalini kurar." Yılmaz, "Bugünkü Cumhurbaşkanlığımız geçmişteki Cumhurbaşkanlığı değil, bazen karıştırılıyor. Sanki o eski sistemimizdeki Cumhurbaşkanlığı makamıymış gibi değerlendiriliyor. Öyle değil. Bugün yönetimimizin merkezi Cumhurbaşkanlığı. Yasamada milli iradenin tecelli Türkiye Büyük Millet Meclisi’miz, gazi Meclisimiz. Yürütmede de milli iradenin tecelli ettiği makam Cumhurbaşkanlığı makamı. Eskiden doğrudan seçilmiyordu biliyorsunuz. Artık doğrudan halkımızın sandığa gidip seçtiği bir Cumhurbaşkanımız var. Milli iradenin doğrudan yansıdığı bir makam var. Ve burada yürütme makamı olarak Cumhurbaşkanlığı eski sistemdeki Başbakanlıkla Cumhurbaşkanlığının birleşmiş hali. Eskiden iki tane ayrı makam vardı biliyorsunuz. Dolayısıyla ayrı maliyetler, masraflar vardı. Aslında yeni sistem bunları sadeleştirmiş durumda. Yıllar itibariyle fark etmekle birlikte geçmişte Başbakanlıkla Cumhurbaşkanlığı bütçelerini birleştirirseniz toplam bütçenin binde üçüne dördüne denk gelirdi geçmişteki masrafla. Bugün binde biri seviyesinde. Binde bir, binde bir nokta bir, binde bin nokta iki seviyesinde. Geçmişe göre çok daha düşük maliyetle çalışan bir merkezden bir karargahtan bahsediyoruz. Yönetim sistemimizin kalbinden bahsediyoruz. Son derece makul düzeylerde bir maliyetle bu stratejik görevin yerine getirdiğini ifade etmek isterim" diye konuştu. Anayasa konusunda Yılmaz, "Burada bizim yaklaşımımız açıktır. Yeni sivil bir anayasayı savunuyoruz. Seçim beyannamemizde de var. Parti programımızda da var. Aslında bütün partilerin seçim beyannamelerinde bu var. Yani millete böyle daha iyi bir anayasa vaadi hemen hemen tüm partilerin seçim beyan namelerinde, politika belgelerinde var. Biz de bu yönde bir çalışmayı, mutfak çalışmasını sürdürüyoruz. Bütün partilere de çağrı yapıyoruz" dedi. Anayasada vesayetçi zihniyetin etkileri büyük oranda giderildiğini söyleyen Yılmaz, "Hala bazı kalıntıları olduğunu görüyoruz. Ancak çok sayıda değişiklikle iç tutarlılığı bir ölçüde zayıfladığını iç yapısında yeni daha tutarlı bir yaklaşımın faydalı olacağını düşünüyoruz. Bunlardan da belki daha önemlisi gelecek odaklı bir anayasaya ihtiyacımız var. Gençler için, gelecek için yeni teknolojiler, dünyanın yeni şartlarını dikkate alan yeni perspektifleri dikkate alan bir anayasaya ihtiyaç duyduğumuza inanıyoruz. Bu anayasa hem devletin kurumlarını daha etkin çalıştıran daha uyumlu çalıştıran bir anayasa olmalı, hem de birey devlet ilişkilerini daha özgürlükçü, daha hak, hukuk temelli tanımlayan bir anayasa olmalı diye inanıyoruz. Ama bu bizim tek başına yapabileceğimiz veya Cumhur İttifakı olarak yapabileceğimiz bir konu değil. Diğer partilerle birlikte en geniş mutabakatı sağlayarak yapmamız gereken bir alan hem sistem eleştirileri yapıp hem de anayasa çalışmalarına girmeyiz diyenlerin çok tutarlı olduğunu ifade edemem doğrusu. Yani eğer gerçekten burada daha iyi bir anayasa, daha iyi bir sistem istiyorsanız buyurun çağrı yapıyoruz; gelin birlikte çalışalım, ortak akılla çalışalım" ifadelerini kullandı.