DÜNYA - 22 Nisan 2012 Pazar 17:41

ADANASPOR `SÜPER LİG`İ İSTİYOR

A
A
A
ADANASPOR `SÜPER LİG`İ İSTİYOR

Bank Asya 1. Lig`de mücadele eden Adanaspor`da 4-0 gibi farklı bir skorla kazanılan Bucaspor maçının sevinci yaşanıyor. Ligde 6. sıraya yükselen ve `Süper Lig`e yükselebilme noktasında önemli bir engeli daha aşan Toros Kaplanı, şimdi de gözüne Konyaspor`u kestirdi.
Bucaspor maçının ardından futbolcular saha içinde büyük sevinç yaşarken, basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtlayan teknik direktör Levent Eriş ise, aylardır büyük bir mücadele içinde olduklarını ve bu mücadelenin ardından lig sonunda kendilerine `ilk 6` içinde yer bulmak istediklerini dile getirdi. Eriş, "Her fırsatta bunu dile getirdi. Ama ilk 2 olur, ama ilk 6 olur her ne olursa olsun `Süper Lig` potasında kalmak istiyorduk. Ve nihayetinde 4-0`lık Buca galibiyetiyle birlikte ilk 6`ya
girebildik. Bunu hak ettiğimizi düşünüyorum. Başarı ya da başarısızlık kriteri nedir bilemem ama Adanaspor olarak sezon başından bu yana çok güzel şeyler yaptık" dedi.
"İSTEDİОİMİZ HEDEFİ YAKALADIK VE ARTIK TOP BİZDE"
Futbol ve kazanma coşkusu adına olduğu gibi takım içindeki birlik ve beraberliğin sağlanabilmesi noktasında çok önemli hamleler yaptıklarını anlatan Eriş, geriden gelip yarışa ortak olmanın da hiçte kolay olmadığının altını çizdi. Eriş, konuşmasını da şöyle sürdürdü:
"Aylardır iyi sonuçlar almamıza rağmen, bir türlü ilk 6 içinde yer alamıyorduk. Şimdi istediğimiz hedefi yakaladık ve artık top bizde. Her şey bizim elimizde. Kazandığımız takdirde hedefimize daha da yakınlaşmış olacağız."
Bucaspor`un genç ve dinamik bir kadroya sahip olduğuna dikkat çeken Levent Eriş, her şeye rağmen `ilk 6` hedefini kovalamalarının, onların ne kadar da başarılı bir takım olduğunu ortaya koyduğu yorumunda bulundu.
"RAKİBİMİZ KARŞISINDA TECRÜBEMİZİ KONUŞTURDUK"
Bucaspor`un maça alışılmışın dışında agresif bir oyunla başladığına işaret eden Eriş, bunun da futbol adına beklenilen bir adım olduğunun altını çizdi. Rakipleri karşısında tecrübelerini konuşturmaları gerektiğini anlatan Eriş, Adanaspor olarak bugün sahada şov yapmadıklarını, sadece kazanmayı çok istediklerini gibi `ilk 6` içinde yer alan bir takımın nasıl oynaması gerekiyorsa kendilerinin de öyle oynadıklarını söyledi. Ligde kalan 3 maçı da kazanabilme noktasında birlik ve beraberlik içinde olup,
tribünlerden istedikleri desteği almaları gerektiğini vurgulayan Eriş, Konyaspor maçının da `final` niteliği taşıdığını, bu mücadeleyi kazanıp `ilk 6` içindeki yerlerini de sağlama almak istediklerini belirtti. Adanasporlu futbolcular Adnan Güngör ve Burak Çalık da kazandıkları için mutlu olduklarını belirtti.
"MATEMATİKSEL OLARAK `İLK 6` ŞANSIMIZ DEVAM EDİYOR"
Maçtan sonra oldukça üzgün olduğu gözlemlenen Bucaspor Teknik Direktörü Sait Karafırtınalar da, Adanaspor`un galibiyeti hak etmesine rağmen, 4-0 gibi farklı bir skoru hak etmediği görüşünü savundu. Karafırtınalar, "Deneyimsiz ve genç bir kadroya sahibiz. `İlk 6` için son 3 maça kadar mücadelesini sürdüren bir kadro bu. Bana göre misyonunu çoktan yerine getirmiş bu takımın, `ilk 6` şansı matematiksel olarak hala devam ediyor ama mantık olarak işimiz çok zor. 4-0 farklı gibi görünüyor ama baktığınızda
golleri maçın son 3 dakikasında kalemizde gördük. Daha önce de başımızı böyle bir şey gelmişti. Sezon başından bu yana bir sürü olumsuzluklar yaşadık, ancak buna rağmen oyuncularım elinden gelenin en iyisi yaptı" ifadesini kullandı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul L’oréal Türkiye genç bilim kadınlarını ödüllendirmeye devam ediyor Tekno-güzellik şirketi L’Oréal Türkiye’nin UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle yürüttüğü "Bilim Kadınları İçin" programı 23 yıldır devam ediyor. Program, bugüne kadar Türkiye’den 128 bilim kadınını destekledi. Bu yıl Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nden Doç. Dr. Banu İyisan, Üçlü Negatif Meme Kanseri için tamamen doğal biyomalzemelerle akıllı ve hedefli nanoilaç teknolojileri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle ödüllendirildi. Türkiye’nin önde gelen kurumsal sosyal sorumluluk programlarından biri olan "Bilim Kadınları İçin" programında, bu yıl ödül alan bilim kadınları L’Oréal Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen tören ile duyuruldu. Bu kapsamda Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Banu İyisan, tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri (ÜNMK) tedavisinde hedefli ve akıllı nanoilaç sistemleri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle öne çıkıyor. Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinin agresif alt türlerinden Üçlü Negatif Meme Kanseri’ne yönelik bu çalışma, mevcut tedavilerin sınırlılıklarını aşmayı hedefleyen önemli bir yaklaşım sunuyor. Eğitim ve araştırma yolculuğu: Almanya’dan Türkiye’ye uzanan bilim kariyeri Programın uluslararası ayağı olan L’Oréal-UNESCO For Women in Science, 140’dan fazla ülkede 4 bin 700’den fazla bilim kadınını desteklemiş ve bu isimlerden 7’si daha sonra Nobel Ödülü’ne layık görülmüştü. Türkiye, bu programın en aktif yürütüldüğü ve en çok destek veren ilk beş ülkeden biri olarak öne çıkıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünde lisans ve yüksek lisansını tamamlayan Doç. Dr. Banu İyisan 2012 yılında doktora eğitimi için Almanya’ya taşındı. Leibniz Polimer Enstitüsü’nde biyomedikal nanomalzemeler, kontrollü ilaç salım sistemleri, sentetik biyoloji ve biyosensör uygulamaları üzerine çalıştı; 2016’da Dresden Teknik Üniversitesi’nden doktora derecesini aldı. Doktora sürecinde International Helmholtz Research School for Nanoelectronic Networks (IHRS NANONET) programında nanoteknoloji ve malzeme bilimi üzerine eğitim alan araştırmacı, 2017-2020 yılları arasında Max Planck Polimer Araştırma Enstitüsü’nde yürütülen bir AB projesinde, meme kanseri teşhisi için nanofotonik sistemler geliştirmeye yönelik doktora sonrası çalışmalar yaptı. 2023 yılında Max Planck Partner Grup Lideri seçilerek, MPIP ile uluslararası iş birliğini güçlendirdi. Üçlü negatif meme kanserine yönelik yenilikçi tedavi yaklaşımı Yürüttüğü akıllı hibrit nanoilaç teknolojisi projesiyle, meme kanserinin en agresif alt türlerinden biri olan Üçlü Negatif Meme Kanseri’nin hedefli tedavilere yanıt vermemesi ve mevcut kemoterapi ilaçlarının ciddi yan etkilere yol açması nedeniyle ortaya çıkan ihtiyaca çözüm sunmayı amaçlayan İyisan, proje kapsamında tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri hücrelerini seçici biçimde hedefleyebilen ve pH gibi çevresel uyarılara duyarlı çalışan akıllı hibrit nanoilaç taşıyıcılarının tasarlanmasını hedefliyor. Bu yaklaşım, tedavi etkinliğinin artırılmasına ve yan etkilerin önemli ölçüde azaltılmasına katkı sağlamayı amaçlarken, sürdürülebilir teknolojilerle geliştirilen sistemin gelecekte farklı agresif kanser türlerinde de uygulanabilir olması hedefleniyor. 2020 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nde görev yapan Doç. Dr. Banu İyisan aldığı fonlarla Biyofonksiyonel Nanomalzeme Tasarım Laboratuvarı’nı kurarak araştırmalarını burada sürdürmeye devam ediyor.
Erzincan Erzincan’da 111 bin tuz çalısı toprakla buluşturuldu Erzincan’da 3 köyde 1000 dekarlık mera alanına dikilen tuz çalısı, erozyonla mücadele ve hayvancılıkta kaba yem ihtiyacına katkı sunacak. Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından yürütülen proje kapsamında, kent genelinde mera kalitesini artırmak ve hayvancılıkta kaba yem açığını azaltmak amacıyla bir çalışma hayata geçirildi. Bu kapsamda Erzincan’da 3 köyde toplam 1000 dekarlık mera alanına 111 bin adet Atriplex Halimus (Tuz Çalısı) fidanı dikildi. Son yıllarda hem hayvan beslenmesinde hem de erozyonun önlenmesinde etkin şekilde kullanılan tuz çalısı bitkisi, özellikle kurak ve tuzlu topraklara uyum sağlamasıyla dikkat çekiyor. Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürlüğü de bu özelliklerinden dolayı tuz çalısını meraların ıslahında yaygınlaştırarak, hayvancılığın sürdürülebilirliğine katkı sağlamayı hedefliyor. Proje kapsamında Mollaköy Mahmutlu Mahallesi’nde 300 dekarlık alana 33 bin 300 adet, Pınarönü köyünde 450 dekarlık alana 49 bin 950 adet ve Aydoğdu köyünde ise 250 dekarlık alana 27 bin 750 adet tuz çalısı fidanı toprakla buluşturuldu. Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü tarafından finanse edilen projenin toplam maliyeti ise 2 milyon TL olarak açıklandı. Proje sahasında incelemelerde bulunan Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürü Alper Koçaker, Erzincan’ın yüzölçümünün yaklaşık üçte birinin meralardan oluştuğunu belirterek, bu alanların verimliliğinin artırılmasının hayvancılık açısından büyük önem taşıdığını ifade etti. Hayvancılık sektörünün ihtiyaç duyduğu kaba yemin önemli bir bölümünün meralardan karşılandığını vurgulayan Koçaker, özellikle küçükbaş hayvancılığın meralara bağımlı olduğuna dikkat çekti. Erzincan’da her yıl ortalama 3 meranın ıslah ve amenajman projelerine dahil edildiğini belirten İl Müdürü Koçaker, tuz çalısı projelerinin de bu çalışmaların önemli bir parçası olduğunu söyledi. Tuz çalısının derin ve kazık kök yapısı sayesinde toprağı tutma kapasitesinin yüksek olduğunu ifade eden Koçaker, bu özelliğiyle erozyonla mücadelede etkili bir bitki olduğunu kaydetti. Koçaker açıklamasında, "Tuz çalısı kuraklığa dayanıklı, iklim değişikliği ve çölleşmeye karşı dirençli, sorunlu ve tuzlu topraklarda bile yetişebilen çok önemli bir bitkidir. Kış mevsiminde yaprağını dökmemesi ve yoncaya eş değer besin değerine sahip olması hayvancılık açısından büyük avantaj sağlamaktadır. Hayvanlar tarafından sevilerek tüketilen tuz çalısı, tuzlu yapısı sayesinde hayvanların tuz ihtiyacını da doğal yoldan karşılamaktadır. Mahmutlu, Pınarönü ve Aydoğdu köylerimizde 111 bin adet tuz çalısı fidanını toprakla buluşturduk" ifadelerini kullandı. Hayata geçirilen proje ile birlikte Erzincan’da meraların verimliliğinin artırılması, erozyonun azaltılması ve hayvancılıkta sürdürülebilir yem kaynaklarının güçlendirilmesi hedefleniyor.
Afyon Emirdağ’da ‘ekranlara bir günlük ara’ verildi Afyonkarahisar’ın Emirdağ ilçesindeki Şehit Muhammet Tufan Ortaokulu’nda düzenlenen farkındalık etkinliğinde; huzurlu aile ve güçlü toplum temasıyla ‘ekranlara bir gün ara’ verildi. Okul yönetimi, uygulamanın öğrenci ve veliler arasında dijital farkındalığı artırmayı hedefledi. Program boyunca; ailelere telefon, tablet ve televizyon kullanımını azaltma çağrısı yapıldı. Öğrenciler, gün içinde ders dışındaki zamanlarını kitap okuma ve geleneksel oyunlarla değerlendirdi. Velilere yönelik bilgilendirici içerikler paylaşıldı ve aile içi iletişim vurgusu öne çıkarıldı. Emirdağ İlçe Millî Eğitim Müdürü Gürkan Emeksiz, ‘’Dijital molalar, çocukların gelişiminde önemli rol oynadı. Aileler ve bilinçli adımlar eğitim sürecini olumlu etkiledi. Benzer çalışmaların artırılması için yeni adımlar planlıyoruz. Huzurlu aile, güçlü toplum için ekranlara bir gün ara, verdik. Bir günlüğüne: Telefonu bırakıyoruz. Kitaba sarılıyoruz. Oyuna çıkıyoruz. Hayata dokunuyoruz. Bu etkinlikler; Afyonkarahisar Valiliği’nin uhdesinde, Afyonkarahisar İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün koordinesinde tüm Afyonkarahisar genelinde olan bir etkinliktir’’ dedi. Okul idaresi, ‘’Ekranlarda bir günlük ara verilmesi, öğrencilerin gün içindeki davranışlarında olumlu geri dönüşler oldu ve olumlu netice aldık. Uzman görüşlerine göre: Ekran süresinin azaltılması çocukların sosyal becerilerini güçlendiriyor. Türkiye genelinde uygulanmakta olan benzer çalışmalar, aile içi iletişimin artmasına katkı sunuyor. Araştırmalar, dijital cihaz kullanımındaki düşüşün akademik başarıyı desteklediğini gösteriyor. İlçe genelinde daha önce farklı kurumlarda da farkındalık programları yapılmıştı. Düzenlediğimiz bu tür etkinlikte, velilerden gelen geri bildirimler olumludur. Uygulamanın devamı için yeni planlamalar yapıldı. Program sonunda; ekran molası, aileler üzerinde rahatlatıcı bir etki bıraktı. Etkinlik; ekran süresine dikkat çekerek aile içi iletişimin güçlenmesine katkı sundu’’ diye belirtti.