YEREL HABERLER - 22 Nisan 2012 Pazar 11:18

CHP ALAPLI 9. OLAОAN KONGRESİ YAPILDI

A
A
A
CHP ALAPLI 9. OLAОAN KONGRESİ YAPILDI

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Alaplı İlçe Teşkilatı`nın 9. Olağan Genel Kongresi gerçekleştirildi. Tek liste ile gidilen seçimlerde başkanlığa Nuri Tekin seçildi.
CHP Alaplı İlçe Teşkilatı`nın 9. Olağan Genel Kongresi Alaplı Belediyesi Kültür Merkezi`nde gerçekleştirildi. Tek liste ile gidilen 137 delegeden 80`nin oy kullandığı seçimlerde başkanlığa Nuri Tekin seçildi. Kongreye; Alaplı kaymakamı Yıldıray Malğaç, CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal`ın oğlu Kemal Haberal, CHP Zonguldak İl Başkanı Tümer Peker, 22. Dönem Milletvekili Harun Akın, CHP Kdz. Ereğli İlçe Başkanı Hayrettin Kartal, Kdz. Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık ve eşi Neriman Posbıyık, Alaplı Belediye Başkanı Dr. Nevzat Çimenoğlu, Gümeli Belde Belediye Başkanı Ahmet Saydam, siyasi parti ilçe başkanları, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ve partililer ve davetli katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı`nın okunması ile başlayan Divan Başkanlığını CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, Başkan Yardımcılıklarını Gümeli Belde Belediye Başkanı Ahmet Saydam, Mehmet Altay ve Cemal Yazgan`ın yaptığı kongrede partinin faaliyet raporu CHP Alaplı İlçe Saymanı Hüseyin Tosun tarafından okundu. CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, kongrede yaptığı konuşmada, ülke de refah düzeyinin arttığı, milli ekonominin geliştiği söylenirken Türkiye`nin dış borcunun cumhuriyet tarihinin rekorlarını kırdığını söyledi. CHP olarak Haberal ve Balbay`ın tutuksuz yargılanmalarını istediklerini belirten Köktürk, "CHP Zonguldak Milletvekilimiz Prof. Dr. Mehmet Haberal`ın bu kongrede aramızda olamamasında dolayı büyük üzüntü ve burukluk yaşıyoruz. Bu kongremizi onurlandıran iktidar partisi mensupları var. Ben onlarında müsaadesiyle kısa bir değerlendirme yapmak istiyorum. T.C. Anayasamızın bir takım hükümlerini hatırlayarak ancak bugün hangi noktaya geldiğimizi de değerlendirelim. Önümüzdeki süreçte yapılması gerekenleri bir yol haritasını birlikte belirlememiz gerekiyor. Anayasamızdaki yer alan kuvvetler ayrılığı ilkesi temel ilkedir. Demokrasilerde hakimiyet milletindir. Halkındır, ulusundur. Anayasamızın 6. maddesi açıkça egemenliğin millete ait olduğu vurgulandıktan sonra belirli ilkelerle gösteriliyor. Yani egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Egemenlik tek bir kişiye tek bir zümreye tek bir organa bırakılamaz. Anayasamızda yer alan kuvvetler ayrılığı ilkesiyle egemenliğin millete ait olduğuna ilişkin ilkesi demokrasilerde yönetilen ülkelerde siyasi partiler ne kadar oy alırsa alsın o ülkede her şeyi yapma hakkınsa sahip değildir`` dedi.
CHP Alaplı İlçe Başkanı Nuri Tekin de, CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal`ın aralarında olmaması dolayısıyla kongreyi buruk bir şekilde gerçekleştirdiklerini söyledi. Haberal`ın tutuklu olmasını içlerine sindiremediklerini belirten Tekin, "Öncelikle bundan 15 gün önce Çaycuma`da yaşanan afette hayatını kaybeden 15 vatandaşımıza Allah`tan rahmet yakınlarına baş sağlığı diliyorum. Gönül isterdi ki bugün 12 Haziran seçimlerinde halkın özgür iradesiyle seçilen 2 milletvekilimiz de aramızda olsaydı. 9`uncu olağan kongremizi ne yazık ki içimiz buruk olarak gerçekleştiriyoruz. Milletvekillerimizden biri burada ama diğeri nerede? Silivri`de. Neden Silivri`de? İnsanlara hizmet etmiş, sağlık vermiş, hayat vermiş, iş ve aş vermiş, ülke gönüllüsü milletvekilimiz Prof. Dr. Mehmet Haberal hala Silivri`de tutuklu olmasını içimize sindiremiyoruz. Oysaki memleketine kurşun sıkanlar AK Parti döneminde milletvekili seçilerek ceza evinden çıkartılmışlardır. Ama sadece memleketimizde değil dünyada bile hizmetleri konuşulan çok değerli hocamız ne yazık ki annesiyle bile son bir kez vedalaşamadı. Kendisine buradan her zaman yanında olduğumuzu haykırıyor ve baş sağlığı diliyorum. İki yıl önce geldiğimiz bu görevde bugüne kadar ekip arkadaşlarımızla yaptığımız çalışmalarda siz değerli partililerimizin desteği ile başarılı olmaya çalıştık. Bu süreçte bir referandum ve bir genel seçim geçirdik. Siz değerli partililerle birlikte gece gündüz çalıştık`` diye konuştu. Alaplı`nın içinde bulunduğu durumu ile ilgili görüşlerini dile getiren Tekin şunları söyledi:
``Alaplı göç veren bir ilçe haline geldi. Gençlerimiz işsizlikten dolayı başka şehirlere gitmek zorunda kaldı. Alaplı son 3 yıl içinde inanılmaz bir şekilde geriledi. Vatandaş yürüyecek yol bulamazken esnaf siftahsız kepenk kapatmaya başladı. Bir bakıma cezalandırıldı. Kozlu`da, Zonguldak`ta, Ereğli`de, Akçakoca`da insanlar eşleri ve çocuklarıyla gezebilecek bir sahil şeridine ve oturup rahat rahat bir bardak çay içebilecekleri mekanlara sahipler. Ama Alaplı`da böyle değil, dolgu alanına gidiyorsunuz pislikten oturacak bir yer bulamıyorsunuz. Alaplı resmen sahipsiz bir köy gibi ortada kaldı``
Gümeli belde Belediye Başkanı Ahmet Saydam da, kongrenin ilçeye hayırlı olmasını diledi. Türkiye`nin CHP`ye ihtiyacı olduğunu belirten Saydam, "Öncelikle Çaycuma da yaşanan köprü faciasında hayatını kaybeden vatandaşlarımıza yine geçtiğimiz günlerde hayatının kaybeden CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal`ın annesi Medine Haberal`ı rahmetle anıyorum. Yakınlarına baş sağlığı diliyorum. Zonguldak ve Türkiye`nin her yerinde CHP kongreleri yapılıyor. Zonguldak`ta yapılan kongreler ılımlı ve birlik ve beraberlik içerisinde geçmesi hepimizin geleceğe daha umutla bakmasını sağlıyor. Kongrelerdeki bu birliktelik gösteriyor ki artık CHP iktidar olmak istiyor ve adım adım iktidara gidiyoruz. CHP son yıllarda yenilenme ve tüm seçmenleri kucaklayan bir parti oldu. Genel merkezimizden örgütlere kadar bir tutunma ve duruş sergileniyor. Bunun en güzel örneğini Zonguldak`ta gördük" dedi.
Konuşmaların ardından tek liste ile gidilen 137 delegeden 80`nin oy kullandığı seçimlerde başkanlığa Nuri Tekin seçildi. Öte yandan gerçekleştirilen seçimlerde yeni yönetim şu isimlerden oluştu:
"Başkan Nuri Tekin, yönetim kurulu üyeleri, Serdar Akyol, Özgül Aksu, Ahmet Aydın, Ayşe Bekar, Ali Çalışkan, Yaşar Çevik, Aydın Eriş, Hasan Korkaman, Halil Öztürk, Hüseyin Tosun, İrfan Türkyılmaz ve Hüseyin Yaman."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Voleybolun Unutulmazları Derneği’nden anlamlı gece Voleybolun Unutulmazları Derneği (VUD), Türk voleybolunun hafızasında iz bırakan isimleri "SAHNE BİZ’im" gecesinde bir araya getirdi. Maltepe Belediyesi ev sahipliğinde Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde düzenlenen etkinlik, 6 Şubat depremlerinde hayatını kaybeden 56 voleybolcunun anısına gerçekleştirildi. Geçmişte kulüplerinde ve milli takımlarda Türkiye’yi temsil etmiş voleybolcular, bu kez sahnede buluşarak müzik, dans ve anlatılarla izleyicilere duygu dolu anlar yaşattı. Gecenin sunuculuğunu Burcu Hakyemez Dal üstlenirken, VUD Başkanı Gülnur Özfer Görgün açılış konuşmasını yaptı. Görgün, "Bu kez filede değil sahnede buluşuyoruz. Sahnede göreceğiniz herkes sadece voleybol oynamış kişiler. Onlar bir dönemin muhteşem yıldızları, kulüplerde milli takımlarda ülkemizi gururla temsil etmiş Türk voleybolunu bugünlere taşımış çok özel isimler, bizi kırmadılar bu özel projede sahne de olmayı kabul ettiler. Memleketin çeşitli kentlerinden İstanbul’un çeşitli semtlerinden geldiler. Biz ilk kez sahneye çıkıyoruz. Amatörüz ve çok heyecanlıyız. Çok özel bir amaç için bir aradayız. Bu gecenin tüm bağış geliri deprem unutmadıklarımız voleybolun unutulmaz evlatları projesine aktarılacak" dedi. Programda; Smaç Makamı, Team EFSOOO, Les Dinos, Anadolu Volley, VUD Girls, BM & SJAYVO ile VUD Korosu sahne aldı. Kenan Bengü, Bülent Meriç, İlker Çeteci ve Saygun Keskin ise voleybol hafızasına dair özel anlatılarıyla geceye eşlik etti. Geceden elde edilecek tüm gelirin, "Depremle Unutmadıklarımız: Voleybolun Unutulmaz Evlatları" projesi kapsamında hazırlanacak Ansiklopedi ile Hatay Samandağ’da hayata geçirilmesi planlanan VUD Voleybol Anıt Parkı için kullanılacağı bildirildi.
Ankara Ankara’da ortaokul öğrencisi, kendisinden 3 yaş küçük öğrencinin parmağını kırdı Ankara’da 15 yaşındaki ortaokul öğrencisi, annesine küfür ettiği gerekçesiyle kendisine tepki gösteren 12 yaşındaki 5. sınıf öğrencisinin parmağını kırdı. Olayla ilgili konuşan yaralı çocuk ve annesi, okul yönetiminin kendileriyle ilgilenmediğini ve kötü muamele gördüklerini ileri sürdü. Olay, 9 Aralık’ta Sincan’da yer alan bir ortaokulda meydana geldi. İddiaya göre 15 yaşındaki 8. Sınıf öğrencisi S.Y.M., annesine küfür ettiği için kendisine tepki gösteren 12 yaşındaki 5. sınıf öğrencisi H.İ.Ü.’yü darp ederek parmağını kırdı. Olayla ilgili konuşan mağdur çocuk H.İ.Ü., "Saldırgan çocuk öncesinde de benimle uğraşıyordu. O gün benimle dalga geçti ve anneme çok ağır küfür etti. Ben de ’annemi sokakta mı buldum’ diyerek bağırdım ve içerde beni sıkıştırdı. Bana omzuyla vurdu ve yumruk attı. Ben de elimle yüzümü korumaya çalıştım. O sırada yüzük parmağım kırılmış. Dokularım kopmuş. Müdür yardımcısını ve müdürü odasında bulamadım. Diğer müdür yardımcısından ailemi aramasını istedim. Annem geldi ve beni hastaneye götürdü" dedi. "Daha önce de küfür etmişti" Daha önce aynı kişi tarafından benzer saldırılara maruz kaldığını dile getiren çocuk, "Sürekli boyumla, kilomla ve ismimle dalga geçerdi. Daha önce de küfür etmişti. Öğretmene şikayet ettiğimde, ‘o kaynaştırma öğrencisi, bulaşma ona’ dedi. Öğretmenlerim o gün benimle hiç ilgilenmedi. Yardımcı olmadılar. 1 saat boyunca o acıyla tek başıma mücadele ettim. Ruhsal olarak çok kötü hissediyorum. Tekrar dayak yiyeceğim diye korkuyorum. Parmağım da hâlâ acıyor. O Okula da gitmek istemiyorum. Bana saldıran öğrenciyle ilgili daha önce de şikayetler vardı. Hep aynı şeyleri yapıyormuş" ifadelerini kullandı. "Okulda hiçbir muhatap bulamadım" Anne Emine Ünal, okul müdürünün kendilerini kovduğunu iddia ederek, "Olay günü müdür yardımcısı beni aradı ve oğlumu almam gerektiğini söyledi. Ardından da ders gireceğini ve çocuğumu, nöbetçi öğrencilerden teslim alabileceğimi belirtti. Oğlumun elinde buz vardı ve parmağı çok kötü haldeydi. Hastaneye götürdüm ve parmak kemiğinin kırıldığını, dokularının da koptuğunu öğrendik. Karşı tarafın da çocuk olduğunu düşündüğüm için şikayetçi olmak istemedim. Ertesi gün avukatımızla birlikte okula gittik. Belki benim de çocuğumda suç vardır diye kamera kayıtlarını izlemek istedim. Okulda hiçbir muhatap bulamadım. Sınıf öğretmeni, okul müdürüyle görüşmemi söyledi. Müdür yardımcısının odasına gittik. Bizimle ilgilenmedi. Telefonda görüştüğü kişiye argolu sözler söylüyordu. Avukatım vekaletnamesini göstermek istemeyince bizi odasından kovdu. Dışarı çıkmamızı isteyerek bize bağırdı. Bize kameranın bozuk olabileceğini, oğlumun o çocuğa iftira atabilmiş olacağına dair söylemlerde bulundu" diye konuştu. "Oğlumun eli o haldeyken içlerinden biri ambulans çağırıp hastaneye götürebilirdi" Yalnız bırakıldıkları için kırgın olduğunu söyleyen anne Ünal, "Okul yönetiminden ve saldırgan çocuğun ailesi tarafından bir kez bile geçmiş olsun denilmedi. Yönetim bize, karakol isterse görüntüleri vereceklerini söyleyerek adeta kovdu. Daha sonra şikayette bulunduk. Oğlumun eli o haldeyken içlerinden biri ambulans çağırıp hastaneye götürebilirdi. O acıyla tek başına bırakmayabilirdi. Yardımcı olsalardı ya da geçmiş deselerdi hiçbirinden şikayetçi olmazdım. Sürecin sonuna kadar takipçisi olacağım" ifadelerine yer verdi.
Konya 752. Vuslat Yıl Dönümü Anma Törenleri Şeb-i Arus programı Konya’da Hazreti Mevlana’nın 752. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenleri, Şeb-i Arus programıyla sona erdi. Mevlana Kültür Merkezi’nde "Huzur Vakti" temasıyla düzenlenen Şeb-i Arus programına Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Safi Arpaguş, Konya Valisi İbrahim Akın, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, protokol mensupları, yerli ve yabancı çok sayıda davetli ve vatandaşlar katıldı. "Hazreti Mevlana’yı anlamak ve anlatmak; onu anarken bu anlamı yaşayıp yaşatmak ilgili herkesin sorumluluğudur Programda konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, "Hazreti Mevlana’yı anlamak ve anlatmak; onu anarken bu anlamı yaşayıp yaşatmak ilgili herkesin sorumluluğudur. Bu yıl ‘Huzur Vakti’ temasıyla gerçekleştirdiğimiz, Hazreti Mevlana’nın Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenlerinin de bütün gayesi budur. Kadim tarihimize baktığımızda; devleti ve toplumu şekillendiren, değiştiren, dönüştüren, nihayetinde bunun da ötesine geçerek bütün insanlık için bir örnek, bir rehber konumuna erişen nice büyük insanımızın derin izlerini görürüz. Devlet adamlarından komutanlara, alimlerden sanatkarlara bu insan varlığımız öylesine zengin, etkileri öylesine büyüktür ki zaman onların izlerini örtememiş, verdikleri ilham hiç dinmemiş, açtıkları yolun yolcusu, gösterdikleri menzilin ziyaretçisi daima artmış, asla eksilmemiştir. Bu silsilenin içinde Hacı Bektaş Veli’den Yunus Emre’ye, Sadrettin Konevî’den, Sultan Veled’e, Şems-i Tebrizî’den Hoca Nasreddin’e gönül fatihlerimiz daima ayrı ve özel bir yere sahip olmuştur. Mevlana da bu gül bahçesinden bir güldür. Bu bahçenin kapısı bütün gönüllere ardına kadar açıktır. Ancak bilinsin ki gül deryamızdan bir dalın dahi kök salıp boy verdiği manevi topraktan koparılmasına izin vermeyiz. Değerlerimize bütünüyle sahip çıkmaya ve onları, bugün her zamankinden daha çok ihtiyaç duyduğunu açıkça gördüğümüz insanlıkla paylaşmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. Konya Valisi İbrahim Akın ise, "Bizler her yıl, 7-17 Aralık tarihleri arasındaki bu müstesna zamanlarda gönlümüzü tazeliyor, huzuru sadece kendimiz için değil bütün insanlık için diliyoruz. ‘Gönlün huzuru, gönül sahiplerinin huzurundadır’ temasıyla, bu süre zarfında büyük bir teveccühle programlarımızı tamamladık" şeklinde konuştu. "Şeb-i Arus, insanlığın özlediği barışın, kardeşliğin ve sevginin yeniden hatırlatıldığı bir hakikat mektebidir" Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay da, "Bugün Gazze başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında yaşanan acılar, hepimizin canını yakmaktadır. İsrail’in Gazzeli kardeşlerimize reva gördüğü soykırımı yıllarca bütün insanlık kör, sağır ve dilsiz kesilerek seyretti; vicdanlar sustu, insaniyet karanlığa gömüldü. Tüm bu süreçte; Gazze’de toprağa düşen bedenler, mazlum annelerin gözyaşı, çocukların masumiyeti bugün insanlığın utancı oldu. Unutmayınız ki, eğer bir yerde mazlum ağlıyorsa, orada hala ayrılık vardır. Ve bir çocuğun gözyaşı, bir ümmetin imtihanıdır. Çare kavga değildir; çare gönülleri birleştirmektir. Bu yüzden Şeb-i Arus, insanlığın özlediği barışın, kardeşliğin ve sevginin yeniden hatırlatıldığı bir hakikat mektebidir. Bu duygularla, Hz. Mevlana’yı 752. vuslat yıl dönümünde rahmetle anıyorum" diye konuştu. Konuşmaların ardından Diyanet İşleri Başkanı Safi Arpaguş da Mesnevi sohbeti gerçekleştirdi.