POLİTİKA - 23 Nisan 2012 Pazartesi 15:47

CHP`DE SİYASİ GERGİNLİK

A
A
A
CHP`DE SİYASİ GERGİNLİK

Partisinin Antalya il örgütü ve CHP`li belediyelerle sorun yaşayan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, CHP Antalya Milletvekili Yıldıray Sapan`la kavganın eşiğine geldi. Akaydın ile Sapan Aksu ilçe kongresinde birbirinin üzerine yürüdü.
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, partisinin il yönetimi ve CHP`li belediye başkanlarından sonra milletvekilleri ile de ipleri kopardı. Başkan Akaydın, Antalya`nın Aksu ilçesi kongresine katıldı, kongrenin yapıldığı düğün salonunda CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile eski genel başkan Deniz Baykal`ın fotoğraflarının bulunması üzerine rahatsızlığını dile getirdi. "Burada İsmet İnönü ile Bülent Ecevit`in de resimleri olmalıydı" diyen Akaydın, üç senedir ağzını açmadığını ancak kendisi
hakkında herkesin konuştuğunu söyledi. Partinin abiden geçilmediğini iddia eden Akaydın, şöyle konuştu: "Benim büyük ağabeylerim var, ortanca ağabeylerim var, küçük ağabeylerim var. Birisi partimizin jargonuna ters düşüyor bu belediye başkanı dedi. Ben de dedim ki, eğer partinin jargonu, entrika, arkadan vurma dedikoduysa, ben bu jargona tersim arkadaşlar. Bende yok böyle bir jargon. Ben düzgün adamım arkadaşlar"
Üç senedir ağzını açmadığını belirten Akaydın, konuşmasına şöyle devam etti: "Dedilerki, `Bu adam üniversiteden geldi. Politikadan anlamaz. Biz buna her istediğimizi yaptırırız`. Baktılar öyle bir adam yok karşılarında. `Çaylak` dediler. Ben `Politika sizin yaptığınız gibi yapmaksa, çaylak olmaya razıyım` dedim. Arkadaşlar bana işkence yaptı. Yıldırdılar beni. Mobbing uyguladılar bana. Arkadaşlar mızrak çuvala sığmıyor. Artık kol kırıldı, yen içinde kalmıyor. Onun için anlatıyorum. Dinleyin bunları.
Beni hakikaten çok yıprattılar. 10 gün önce de artık ağzımı açmaya karar verdim."
Sorunları çözmek için yapılan toplantıların sonuç vermediğini aktaran Akaydın, şunları söyledi: "İki genel başkanımızla hem önceki, hem de şimdikiyle. Bütün belediye başkanları ve il başkanlarıyla basına kapalı toplantılar yaptık. Birisi iki yıl önce, biri de bir yıl önce. Bu bizim küçük ağabeylerden biri beni hemen genel başkana şikayet etti. Dedimki `Ben bunları çok seviyorum. Ama siz gittikten sonra bunlar hiç saygı göstermiyor. Döveyim mi ben bunları. Kocaman adam bunlar. Ağızlarına biber mi
süreyim` dedim. `Bunlar her türlü edep dışı, terbiye dışı, saygısız hareketi yaparlar bunlar` dedim"
Akaydın`ın bu sözlerine Divan Başkanı Tuncay Ercenk müdahale etti. Ardından Akaydın, 29 mart seçimlerinden sonra Ekdağ genel müdürlüğüne getirdiği, kısa bir süre öncesine kadar kendisine en yakın isimlerden biri olan 12 haziran seçimlerinde milletvekili seçilen ve Antalya`daki uyuşturucu trafiğini gizli kamerayla çekerek TBMM`ye taşıyan Milletvekili Yıldıray Sapan`ı hedef alan sözler kullandı. Akaydın, Sapan`ı kastederek şöyle konuştu: "Şimdi bizim kahramanlardan birisi diyormuş ki dışarıda. Hoca
konjöktürel provokatörlük yapıyor. Manasını biliyor mu bilmiyorum"
SAPAN, AKAYDIN`IN ÜZERİNE YÜRÜDÜ
Bu söz üzerine İl Başkanı Özer Ülken, Antalya milletvekillerinden Osman Kaptan ve Arif Bulut ile birlikte oturduğu masadan kalkan Sapan, `Öğretsene` diyerek Akaydın`ın üzerine yürüdü. Bunun üzerine Akaydın taraftarı grup da Yıldıray Sapan`ın üzerine yürüdü. Akaydın`ın belediyede iş verdiği bazı partililer Sapan`a `Şerefsiz` diyerek hakaret etti. Divan başkanı Tuncay Ercenk, partilileri saygılı ve de sakin olmaya davet etti. Çıkan arbedenin kavgaya dönüşme ihtimali üzerine toplantıya 5 dakika ara verildi.
Aksulu CHP delegeleri, iki tarafın arasına girip kavgayı önledi.
Tuncay Ercenk, hiç kimsenin nefret ve kin dolu sözlerle ortamı germeye hakkının olmadığını söyledi. Verilen arayı korumalarının arasında geçiren Akaydın, tekrar mikrofonu alıp konuşmasına devam etti.
Sapan`ı kastederek sözüne başlayan Akaydın, şunları söyledi: "En çok üzüldüğüm, üstünde çok hakkım ve emeğim olan bir partili tarafından dövülmek üzere gelmemdir. Bundan üç sene önce belediye başkanı adayı gösterildim. Fakat belediye meclis üyelerini belirleme hakkı bana verilmedi. O dönem Deniz Baykal`ı aradım. Dedim ki sayın genel başkan, siz benim seçileceğime inanmıyorsunuz ama, ben seçileceğim. Ama meclis üyelerini ben belirlemediğim için davul bende, tokmak başkasında olacak dedim. Şimdi bunun
acısını yaşıyoruz. Davul bende, tokmak başkalarında"
SİZ GİDİN DERSİM`İN TAYİNİNİ YAZIN
Ardından Osman Kaptan`ı eleştiren Akaydın, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ben parti geleneklerine uymayan bir adammışım. Saygısızlık ediyor muşum. Peki bunlar dört beş ay önce, genel başkana parti meclisinde ettiğiniz laflar doğru mu değil mi? Diyor ki metinde, siz; cem evinden partiyi tayin ediyorsunuz. Ben basından duyduğumu söylüyorum. Siz bu partiyi idare edemiyorsunuz. Siz gidin Dersim`in tayinini yazın. Hatta onu bile yazma yeteneği yok sizde. Bunları ben basından okudum"
Akaydın`ın sözleri salonu tekrar karıştırdı. Ardından Akaydın konuşmasını şöyle tamamladı: "Arkadaşlar birbirimizin topuğuna kurşun sıkmazsak, Büyükşehir Belediyesi`ni de ilçe belediyelerini de alırız"
TEPEDEN BAKIŞ BİZE YAKIŞMIYOR
Akaydın, konuşmasını tamamladıktan sonra beraberindekilerle birlikte kongreyi terk etti. Bunun üzerine Antalya Milletvekili Yıldıray Sapan, mikrofonu eline alıp, "Gitmek yok öyle. Dinleyeceksiniz" diye konuştu. Ancak Akaydın, Sapan`ı dikkate almayıp salonu terk etti. Mustafa Akaydın`a acemi siyasetçi diye hitap eden Yıldıray Sapan, Aksu ilçe kongresinden önce Döşemealtı kongresine katıldıklarını hatırlattı.
Akaydın`ın belediyede işe aldığı kişilerin yakınlarının kendisine Döşemealtı kongresinde küfrettiğini savunan Sapan, çocuğu 25 gün önce işe alınan birinin yakınının da kendisid seçimlerinden sonra Ekdağ gni konuşturmamak için üzerine şişe attığını söyledi. Akaydın`ın kongrenin yapıldığı salonda oturuş biçimini de eleştiren Sapan, CHP`li bir belediye başkanının milletin karşısında böyle oturamayacağını söyledi. Sapan, bu partinin kurucu başkanının Deniz Baykal olduğunu belirterek şöyle konuştu: "Biraz önce
benimli ilgili `acaba konjöktürel provokatörlüğün anlamını biliyor mu` dedi. Bu var ya bu. Kibir var ya. Kendini beğenmişlik var ya. Bu insanlara tepeden bakış var ya. Bu bizim partimize yakışmıyor. Partimizin belediye başkanına yakışmıyor."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır DTSO Başkanı Kaya: "2026’da en büyük beklenti kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye erişimin kolaylaşması" Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya, 2025 yılının hem ticaret hem de imalat ve sanayi sektörü açısından istedikleri düzeyde geçmediğini ifade ederek, 2026’ya yönelik en büyük beklentilerinin kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye erişimin kolaylaşması olduğunu belirtti. Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya, 2025 yılını değerlendirdi. Kaya, "Doğrusu 2025 yılı, hem ticaret hem de imalat ve sanayi sektörü açısından istediğimiz düzeyde geçti diyemeyiz. Bu süreci olumsuz etkileyen en önemli faktörlerden biri, banka faiz oranlarının oldukça yüksek olmasıdır. Yüksek faiz oranları, işletmelerin büyümesini neredeyse imkansız hale getirmiştir. Burada iki durumu birlikte değerlendirmek gerekir. Birincisi, kredi kullanmış olan işletmeler, faiz oranlarının yüksekliği nedeniyle büyüme hedeflerinden vazgeçerek kredilerini kapatma yoluna gitmişlerdir. Bu durum, işletmelerin öz kaynaklarını nakde çevirmelerine ve dolayısıyla faaliyetlerini yavaşlatmalarına, hatta durma noktasına getirmelerine neden olmuştur. İkinci olarak ise büyümeyi hedefleyen işletmelerin, yalnızca öz kaynaklarıyla büyümelerinin mümkün olmaması ve krediye erişimde yaşanan zorluklar öne çıkmaktadır. Krediye ulaşabilen işletmeler ise yüksek faiz oranları ve düşük karlılık nedeniyle bu yoldan vazgeçmiş, bu da büyümeyi engellemiştir. Bu sürecin sonucu olarak özellikle istihdam kaybı yaşanmıştır. Diyarbakır için istihdam açısından büyük önem taşıyan, yoğun bir sektör olan hazır giyim ve tekstil sektöründe yaklaşık yüzde 30’a varan istihdam kaybı meydana gelmiştir. Bununla birlikte yalnızca istihdam değil, işletmelerin yaklaşık yüzde 30’unun faaliyetlerini durdurması gibi ciddi sonuçlar da ortaya çıkmıştır" dedi. 2026’da beklenti kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye kolay erişim 2026 yılına yönelik en büyük beklentilerinin kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye erişimin kolaylaşması olduğunu ifade eden Kaya, şu ifadeleri kullandı: "Kredi oranlarının düşmesi, bölgede sektörlerin hızlı bir şekilde gelişmesini sağlayacaktır. İlimizin sanayi altyapısı bu açıdan güçlüdür. Her türlü sanayi ürününü üretebilecek kapasitemiz, alanlarımız, altyapımız, beşeri sermayemiz ve genç nüfusumuz bulunmaktadır. Gelişmiş ülkelerin en önemli özelliklerinden biri, komşularıyla yaptıkları ticaretin yüksekliğidir. Barış süreci de tam olarak bunu etkileyecek bir unsurdur. Türkiye’nin güney komşularıyla yakalayacağı bir barış ortamı, en fazla sınır ve komşu illerin ticaretini ve ekonomisini olumlu yönde etkileyecektir. İhracat rakamlarına baktığımızda Irak’ın bu anlamda önemli bir örnek olduğunu görüyoruz. Irak, en çok ticaret yaptığımız ülkeler arasında hızla üst sıralara çıkmıştır. Aynı süreci Suriye için de yakalayabiliriz. Suriye’nin yeniden imarı ve kalkınmasında itici güç Türkiye, özellikle de bölge illeri olacaktır. Bu nedenle barış sürecinin en olumlu etkileyeceği alan ekonomidir. Bu süreç, hem Türkiye hem de güney komşularımız için önemli bir kalkınma modeli oluşturacaktır." 2026 yılı özellikle tüccarların, sanayicilerin ve imalatçıların arzu ettiği performansın yakalandığı bir yıl olmasını dileyen Kaya, "Barış sürecinin gelişmesi ve güney komşularımızla ilişkilerin güçlenmesi, hem ekonomimizin gelişmesine hem de yaşam kalitemizin artmasına katkı sağlayacaktır. Bu vesileyle hem üyelerimizin hem de halkımızın yeni yıla barış, huzur ve mutluluk içinde girmesini temenni ediyorum" diye konuştu.
Gaziantep Baba-oğul kalaycılık mesleğini yaşatmaya çalışıyor Gaziantep’te kalaycılık mesleğinin son temsilcilerinden Ömer Çetinkaya, oğlu Halil İbrahim Çetinkaya ile birlikte mesleğini yaşatmaya çalışıyor. Kentte yaşayan 59 yaşındaki Ömer Çetinkaya, son yıllarda az sayıda ustanın ayakta tutmaya çalıştığı kalaycılık mesleğini 23 yaşındaki oğlu Halil İbrahim Çetinkaya ile birlikte sürdürüyor. Çelik mutfak eşyalarının kullanımının yaygınlaşması ve teknolojik yenilikler karşısında çok az kişinin yaptığı meslekler arasında yer alan kalaycılığa çocuk yaşında 45 yıl önce Şahinbey ilçesindeki tarihi Bakırcılar Çarşısı’nda çırak olarak adım atan Ömer Çetinkaya, kalfalık ve ustalık sürecinin ardından kendi iş yerini açtı. Mesleğini oğlu Halil İbrahim Çetinkaya’ya öğreten Ömer Çetinkaya, oğlu ile birlikte kale altındaki iş yerinde mesleğini yaşatmaya çalışıyor. İlkokul öğrencisi olduğu dönemden bu yana babasına destek olan ve okuldan arta kalan zamanlarda da iş yerinde çıraklık yapan Halil İbrahim Çetinkaya, babasından mesleğin tüm inceliklerini öğrendi. Oğluna mesleği yaşatmaları için nasihatler veren ve aynı zamanda da mesleği her yönüyle uygulamalı olarak öğreten Çetinkaya, oğlu ile birlikte müşterilerden gelen bakır eşyaları kalaylıyor. Unutulmaya yüz tutmuş mesleklerini yaşatmaya çalışan baba-oğul, birlikte hem ekmek paralarını kazanıyor hem de mesleklerini ayakta tutup gelecek nesillere aktarmanın mücadelesini veriyor. Yıllardır aynı çatı altında omuz omuza ocak başında bakır eşyaları kalaylayan baba-oğul, mesleklerini geleceğe taşımak için adeta bir köprü görevi görüyor. 45 yıldır mesleğini severek yapan Çetinkaya, çocuğuna adeta miras olarak bıraktığı mesleğini 15 yıldır oğluyla beraber devam ettiriyor. Mesleğinde çırak bulamazken oğluyla aynı işi yapıyor olmanın mutluluğunu yaşadığını belirten Ömer Çetinkaya, başkalarının çocuklarına miras olarak para bıraktığı bir devirde kendisinin oğluna meslek bıraktığını söyledi. 45 yıl önce kendi iş yerini açtığı mesleğe aralıksız devam ettiğini belirten Ömer Çetinkaya, "1980’de bu mesleğe başladım. Bu meslekte çok değerli bir ustam vardı, mesleğimi ustamdan öğrendim. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun, nur içinde yatsın. Ustamın benim üzerimde büyük emeği var. Mesleğimiz kalaycılık ve bakır eşyaları kalaylıyoruz. Meslekte 40-45 yıl geride kaldı. İlkokulu bitirdim, 1980 yılında başladığım mesleğimi yıllardır severek yapıyorum. 1980 yılından beri Allah’a çok şükür başka bir meslek yapmadım. Bu meslekte bir çırağın yetişmesi için 15-20 yıl geçmesi lazım. Eleman sıkıntısı olduğundan dolayı ben de oğlumu getiriyordum. Yıllardan beri oğlumla beri beraber çalışıp mesleğimize devam ediyoruz" dedi. Babasının yetiştirdiği Halil İbrahim Çetinkaya da ilkokul öğrencisi olduğu dönemden beri babasının yanında çalıştığını belirterek, "Ben 8-9 yaşından beri bu meslekteyim. Okuldan sonra gelir babamın yanında çalışırdım. Tatillerde babamın yanında çalışırdım. Mesleği babamdan öğrendim. Babamın bana öğrettiği mesleği devam ettiriyorum. Eleman yoktu. Bende babamı yalnız bırakmak istemedim. Liseye kadar okudum. Lisedeyken okulu bıraktım. Babamla birlikte mesleğimize devam ediyoruz. Çok şükür bir ekmeğimizi yiyoruz. Kalay yapıyoruz. Çaydanlık, sürahi ve eski bakırları kalaylıyoruz. Baba mesleğini yapmak güzel. Babama yardımcı olduğum için çok mutluyum. Babamla birlikte güzel bir şekilde çalışıyoruz. Mesleğimiz çok güzel" diye konuştu.
Eskişehir Huzurevinde kalan yaşlılar için etkinlik Eskişehir’deki Fethi Yılmaz Sezer Huzurevi’nde kalan yaşlı bireylerin keyifli vakit geçirebilmeleri adına bir etkinlik düzenlendi. Odunpazarı ilçesi Orhangazi Mahallesi’nde bulunan Fethi Yılmaz Sezer Huzurevi’nde kalan yaşlı bireyler için etkinlik düzenlendi, Huzurevi sakinlerinin keyifli vakit geçirebilmesi adına düzenlenen program kapsamında sanatçı Yaşar Aydın huzurevinde sahne aldı. Söylenen şarkılar esliğinde dans edip vakit geçiren yaşlı bireyler bir yandan sosyalleşirken bir yandan ise stres attı. Ayrıca etkinliğe Orhangazi Mahalle Muhtarı Hüseyin Erdemir ve mahalle sakinleri de katılım gösterdi. "İnşallah bunun devamı gelir" Orhangazi Mahalle Muhtarı Hüseyin Erdemir etkinlikle ilgili şunları söyledi: "Yaşlı Çınarlarımız da burada sevinçlidir. Hepsi güzel, vakti güzel seviniyorlar. İnşallah bunun devamı gelir." "Her ay bir mahallemizi buraya getireceğiz" Sanatçı Yaşar Aydın, "İlk programımızda demiştik ki Orhan Gazi mahallemizin sakinleri, muhtarımız bugün Fethi Yılmaz Sezer Huzurevi bütün Huzurevleri bir yerde toplandı efendim. Çok da güzel bir bina oldu. Her şeyiyle mükemmel. Her ay bir mahallemizi buraya getireceğiz. Derneklerimiz, sivil toplum kuruluşları, organizedeki büyük fabrika sahiplerimiz ve çalışanları, ilçelerimiz, büyük köylerimiz örnek veriyorum; Ayvalı, Bardakçı, Cevizi gibi köylerimiz de buraya otobüslerle getirip bu güzel insanlarla buluşturacağız" dedi.
Erzurum ER-VAK Başkanı Güzel; "Sarıkamış Harekâtı yüce Türk milletinin hafızasında hüzünlü bir sayfadır" Erzurum Kalkınma Vakfı (Er-Vak) Başkanı Erdal Güzel, Sarıkamış Harekatı’nın 111. yıl dönümü münasebetiyle yaptığı açıklamada Türk tarihinin en trajik sahnelerinin yaşandığı bu savaş sırasında, beyaz karları kefenleri yapan Allahuekber şehitlerini unutmadıklarını ve unutturmayacaklarını ifade etti. Güzel, çok uzun yıllar ülke gündeminden uzak tutulan ve karlar altında saklı kalan Allahuekber Şehitlerini 2003 yılında yaptıkları "Allahuekber şehitleri torunlarıyla buluşuyor" etkinliği ile gündeme taşıdıklarını ve uzun yıllar konunun takipçileri olduklarını belirterek ER-VAK’ın bu konuda büyük bir tarihi sorumluluğu yerine getirmenin haklı gururunu yaşadığını ifade etti. Sarıkamış Harekatı anma proğramlarıyla ilgili açıklamalarda da bulununan Güzel, tarihin seyri ve gerçekliği içerisinde bu proğramların yapılması gerektiğine dikkat çekerek Sarıkamış’ın o tarihlerde düşman işgalinde olduğınu, harekatın Erzurum’da planlandığını ve başlatıldığını, 3.Ordu Komutanı Hafız Hakkı Paşa’nın mezarının Erzurum’da bulunduğunu hatırlatarak anma merasimlernin Kars Kapı Şehitliğin’den başlatılmasını arzu ettiklerini söyledi. Güzel onbinlerce Mehmetçiğin, toprağı vatan yapmak uğruna soğuğa, tifüse ve Ruslara karşı vermiş olduğu ve sonu hüzünle biten şanlı mücadelenin yıl dönümünde Allahuekber ve Soğanlı dağlarında bir hilal uğruna canlarını veren şühedayı saygı, rahmet ve minnetle andıklarını ifade etti.