POLİTİKA - 23 Nisan 2012 Pazartesi 16:18

MECLİS`TE 23 NİSAN ÖZEL OTURUMU

A
A
A
MECLİS`TE 23 NİSAN ÖZEL OTURUMU

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, millet egemenliğini yanlış yorumlayarak, kişisel heves ve hedeflerine meşruluk kılıfı geçirmeye uğraşanların, dünün mana ve öneminden kendi hisselerine düşen payı almakta direnenlerin, küresel plan ve senaryolara sözcülük yapanların Meclis`in muhterem hatıralarından ders çıkarması gerektiğini belirtti.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM Genel Kurulu`nda 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ve TBMM`nin kuruluşunun 92. yıldönümü dolayısıyla gerçekleştirilen özel gündemli toplantıda bir konuşma yaptı. Bahçeli, "Üyesi olmaktan gurur duyduğumuz ve bağrında şerefle millet vekaletini taşıdığımız Türkiye Büyük Millet Meclisi`nin 92. kuruluş yıldönümünü kutluyoruz ve hayranlıkla idrak ediyoruz" dedi.
Bahçeli, iftihar edilecek bir adanmışlığa eşlik eden derin manevi hassasiyet içerisinde, bir Cuma günü dualarla, kurbanlarla, Kur`an-ı Kerim ve Buhar-i Şerif tilavetleriyle açılan Büyük Millet Meclisi`nin, Türk milletinin 20`nci yüzyıldaki en önemli adımı ve eseri olduğunu söyledi. Bahçeli, sömürgeci güçlerin mütecaviz eğilimleri, acımasız davranışları, kanlı saldırıları, cinayetleri ve insanlıkla zerre kadar bağdaşmayan niyetlerinin, Büyük Millet Meclisi`nin heybeti ve haşmeti karşısında gerilediğine
dikkati çekti. Bahçeli, Türkiye Büyük Millet Meclisi`nin her şeyden evvel, bağımsızlığa duyulan bağlılığın, esarete gösterilen tepkinin ve millet egemenliğine karşı vazgeçilmez sadakatin adı ve tanımı olduğunu anlattı.
"MİLLET İRADESİNİN REHBERLİОİYLE `ZAFER ŞAKAОI` İZMİR`DE SÖKTÜ"
23 Nisan 1920 tarihinin, Ankara`nın çorak ve bataklık yaylasında yeni bir umudun, yeni bir başlangıcın ve yeniden ayağa kalkışın müjdesi ve emperyalizmin vatan topraklarında barınmayacağının kararlılık duyurusu olduğunu belirten Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Büyük Millet Meclisi bir yanda cepheleri yönetirken, öte yanda bağımsız ve onurlu yaşamanın esaslarını belirlemiş, bu uğurda ne gerekiyorsa da yapmıştır. Bu mecliste milli vicdanın geleceğe ait bütün arzu ve beklentileri bir araya gelmiş, Cumhuriyetimiz bu ortam içinde yeşermiş ve filizlenmiştir. Aynı anda, hem savaşan, hem de meşruiyet çizgisinden ayrılmayarak demokrasiyi kendisine pusula ve millet iradesini tek güç kaynağı olarak tayin eden böylesi demokratik müessese yapısına, o zamanki şartlar
altında tesadüf etmek bir-iki istisna dışında neredeyse imkansızdır. En karanlık günlerde, sarsılmak ve zaafa düşmek üzere olan milli iman buradaki inanç ve iddiayla canlanmış, nihayetinde de Ulus`taki taş binada somutlaşan millet iradesinin rehberliğiyle zafer şafağı İzmir`de sökmüştür."
"MECLİSİN MUHTEREM HATIRALARINDAN DERS ÇIKARILMALI"
"Zalimler, hainler, işbirlikçiler ve işgalciler ülkemizden kovuluncaya kadar, Büyük Millet Meclisi teyakkuz halini korumuş ve kutsallarımıza musallat olanlara karşı göğsünü siper etmiştir" diyen Bahçeli, mütevazı, yarı karanlık, dar bir bina ve salonda, milleti hedefine alan tarihin en ağır felaketi, zulmü, baskısı, tahakkümü, esirlik ve aşağılık duygusunun parlak bir karşı koyuşla etkisiz hale getirildiğini söyledi. Tarihin, Gazi Meclisin muhterem ve hayranlık uyandıran ulvi vasfını her fırsatta
göstereceğini ve milli yüreklerin her şart altında bunu hayırla yad edeceğini anlatan Bahçeli, "Bu itibarla sahibi olduğumuz bu milli değerin sırrına ve manasına her anlamda nüfuz etmek ve samimiyetle de yüceltmek hepimizin en temel görevleri arasında olduğu gibi, aynı zamanda da milli bir vecibesidir. Egemenliğin yegane ve mutlak sahibi Türk milletinin temsilcileri olarak, sorumluluklarımızın farkında olmalıyız ve üstlendiğimiz milli vazifeyi yıpratmadan ve yaralamadan ileriye taşımalıyız" diye konuştu.
Bahçeli, millet egemenliğini yanlış yorumlayarak, kişisel heves ve hedeflerine meşruluk kılıfı geçirmeye uğraşanların, dünün mana ve öneminden kendi hisselerine düşen payı almakta direnenlerin, küresel plan ve senaryolara sözcülük yapanların Meclisin muhterem hatıralarından ders çıkarması gerektiğini vurguladı.
Bahçeli, konuşmasında şunları kaydetti:
"Dün vatanımızı tasfiyeyle uğraşan sömürgeciliğin icra memurlarına bugün dayanak ve destek olarak, komşu coğrafyaların kaos ve karmaşaya girmesini ısrarla arzulayanlar ve Batı`nın bölünme senaryolarını Müslüman alemine kabul ettirmeye çalışanlar elbette iyi niyetli ve dürüst olmayanlardır. Türk milletini cephelerde yenemeyenlere, birliğini gizli anlaşmalarla bozamayanlara ve bu coğrafyadaki mevcudiyetini ne yaptılarsa yok edemeyenlere, bugün güvenip teslim olmak kısa vadede muhataplarının iktidarlarını
güvenceye alsa da, uzun vadede ortaya çıkacak vebalden asla kurtaramayacaktır. Kardeşlik bağlarımızı koparmak isteyenlere verilen her taviz, millet hakimiyetini zedelemeye dönük her boyun eğme, tarihimizi çarpıtmaya cüret edenlere gösterilen her müsamaha eninde sonunda yıkımı ve çözülmeyi sağlayacaktır ki, buna bizim izin vermemiz, göz yummamız asla söz konusu olmayacaktır."
Bahçeli, Türk milletinin tam 92 yıl önce `demokraside` karar kıldığını, iradesinin her şeyin önünde ve üstünde olduğunu haykırdığını ve bunun dışındaki her yol ve tercihe kapalı olduğunu açıklıkla ispatladığını anlattı. Bahçeli, bu nedenle ihtilal girişimlerinin, darbe düşünceleri veya demokrasinin anlamını bulanıklaştıracak fikie`fctün arzu ve beklentileri birr ve siyaset uygulamalarının Gazi Meclisin birikim ve kazanımlarına saygısızlık, tahammülsüzlük ve inkarcılık anlamına geleceğine dikkati çekti.
"TBMM`Yİ GASP EDECEK VE VARLIОINI ORTADAN KALDIRACAK TAVIR VE YÖNELİŞLER MASUM GÖRÜLEMEZ"
Bahçeli, geçmişin olağanüstü şartlarında bile, açık ve çalışır bir vaziyette bulunan TBMM`nin, ruhunu incitecek, yetkilerini gasp edecek ve varlığını ortadan kaldıracak tavır ve yönelişleri masum görmenin hiçbir şart altında düşünülemeyeceğini söyledi. Bahçeli, "Demokrasinin geriye gitmesi, yap boz tahtasına çevrilmesi, sivil ve askeri zorlamalarla aşındırılması en başta büyük milletimizin emanetine aykırılık teşkil edecektir. Bu haliyle demokrasiyi kökleştirmek, derinlik kazandırarak teminat altına
almak büyük bir ehemmiyet arz etmektedir. Bunun için de, ilk defa sivil nitelikli yeni bir anayasa yapım süreci önemlidir ve sonuca ermesi bizim açımızdan elzemdir" şeklinde konuştu.
Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"TBMM`nin değerli başkanının, kararlı, samimi ve gayretli çalışmalarıyla yürüyen Anayasa Uzlaşma Komisyonu, temsil edilen partilerin oy oranlarına bakılmaksızın verilecek katkı ve çabayla amacına ulaşmalıdır. Türk milleti hak ettiği yeni anayasaya, gelecek yıl kutlayacağımız TBMM`nin 93`üncü yıldönümüne kadar mutlaka kavuşmalı ve artık bu konu etrafında yapılan tartışmalar da uzlaşmayla ve olgunlukla bitirilmelidir. Önümüzdeki tarihi fırsat şahsi ve ideolojik çekişmelere kurban edilmemeli, siyasi hırslar
belirlenen ilkelerin önüne geçmemelidir. Parti olarak biz bu sürecin olumlu bir şekilde yürümesi ve yeni bir anayasa hazırlanması konusunda elimizi taşın altına koymaya varız ve bunda da son derece kararlıyız."
"TBMM, MİLLETİN BÜTÜNÜYLE BİRLİKTE YAŞAMASININ TEMİNATI VE GÜVENCESİDİR"
Bahçeli, aynı dili konuşan, aynı geleneklere ve inançlara göre yaşayan, ortak çıkarları ve bu çıkarlara bağlı ortak gayeleri olan büyük bir aile olarak bin yıldır dimdik ayakta olunduğunu ve olmaya da devam edileceğini söyledi. Türkiye Büyük Millet Meclisi`nin milletin bütünüyle birlikte yaşamasının teminatı ve güvencesi olduğunu anlatan Bahçeli, "Meclisin mukaddes ruhunu bölünmeye ve ayrılmaya alet etmeyi aklından geçirenlere hatırlatırım ki, yanlış hesap yine buradaki büyük millet kuvvetinden
dönecektir" dedi.
Milletin vicdan ve dimağının bölünmeye geçit vermeyeceğine dikkati çeken Bahçeli, sözde kimlik arayışında olanların aradıkları ortam ve zemini bulamayacağını belirtti. Bahçeli, kavgayla değil barışla, çatışmayla değil uzlaşmayla, küslükle değil kucaklaşmayla, fitneyle değil kavuşmayla her meselenin üstesinden gelineceğin ve her mihnetin dün olduğu gibi bugünde aşılacağını bildirdi. Bahçeli, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
"Milletimizin egemenlik yetkilerini doğrudan doğruya eline aldığı 23 Nisan tarihi, aynı zamanda sevgili çocuklarımız için de Bayram olarak kutlanmaktadır. Bu vesileyle bütün çocuklarımızın Bayramını kutluyorum. Bu duygu ve düşüncelerle, egemenliğin aziz milletimiz tarafından kullanılmaya başlandığı 23 Nisan 1920 tarihinin 92`nci yıldönümünün yeni bir doğruluşa aracılık etmesini temenni ee`fctün arzu ve beklentileri birdiyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisi`ni bize emanet eden başta Gazi Mustafa Kemal
Atatürk olmak üzere, tüm kurucu kahramanları ve vatanımızın selameti için canlarını seve seve ortaya koyan muhterem şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Cenab-ı Allah hepsinden razı olsun, kabirleri nur dolsun."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Eski kız arkadaşının evinin önünde bıçaklanarak öldürülen gencin davada KGYS kayıtları yeniden incelenecek Antalya’da 26 yaşındaki Seyit Muhammet Talay’ın, eski kız arkadaşının evinin önünde çıkan tartışmada bıçaklanarak hayatını kaybetmesine ilişkin biri tutuklu 4 sanığın yargılandığı davada mahkeme, olay yeri çevresindeki KGYS (Kent Güvenlik Yönetimi Sistemi) kayıtlarının yeniden incelenmesine ve iki tanığın dinlenmesine karar verdi. Tutuklu sanığın tutukluluk halinin devamına hükmedildi. Olay, 25 Aralık 2024’te Antalya’nın Aksu ilçesi Pınarlı Mahallesi Cumhuriyet Caddesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, Seyit Muhammet Talay (26), bir süre önce ayrıldığı kız arkadaşı A.S.’nin (23) evinin yakınında aracında bekledi. Durumu fark eden A.S.’nin babası Ömer S. ve yakınları, Talay’ın yanına gelerek tartışmaya başladı. Tartışmanın kısa sürede kavgaya dönüşmesi üzerine Talay, karnından bıçaklandı. Ağır yaralanan Talay, kaldırıldığı Kepez Devlet Hastanesi’nde yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. Baba tutuklandı, diğer sanıklar serbest bırakıldı Olayın ardından baba Ömer S. ile kızları A.S. ve D.S. gözaltına alındı. Şüphelilerden Ömer S. tutuklanırken, A.S. ve D.S. tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Sanıklar hakkında ‘kasten öldürme’ suçlamasıyla iddianame düzenlendi. İddianamede, sanıkların birlikte hareket ettikleri, maktul yaralı haldeyken de saldırının devam ettiği belirtildi. Cep telefonu görüntüleri duruşmada izlendi Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın altıncı celsesinde, tutuksuz sanık A.S. tarafından bir önceki celsede polis merkezine sunulan CD mahkeme heyetince izlendi. Görüntülerde, olayın başlangıcında taraflar arasında geçen tartışma yer aldı. Sanık tarafın, maktule "Evin önünden geçme" şeklinde uyarılarda bulunduğu, tartışmanın karşılıklı sözlü atışmaya dönüştüğü, maktulün ise "Kimseyi rahatsız etmiyorum, caddeden geçiyorum" dediği anlar kayıtlara yansıdı. Bir önceki celsede talep edilen bazı kamera görüntülerinin ise bulunamadığı, HTS kayıtlarında sanık ile bir tanık arasında telefon görüşmeleri tespit edildiği mahkeme heyetince bildirildi. Aileden "tasarlanmış" iddiası Mahkemede dinlenen baba Ramazan Talay, olayın planlı olduğunu öne sürerek, 112 kayıtlarının ve HTS dökümlerinin ayrıntılı şekilde incelenmesini istedi. Anne Sevim Talay ise duruşmayı gözyaşları içinde izledi. Oğlunun öldürüldüğünü ve saldırının bilinçli şekilde gerçekleştirildiğini savunan Talay, "S.G. bıçağın getirilip babasına verilmesini kahvelerde anlatmış, çocuğu gözümün önünde parçaladılar demiş, benim çocuğum öldürüldü, parçalandı" dedi. Maktulün kardeşi Arif T. de olay yerinde çok sayıda kamera bulunduğunu belirterek, KGYS kayıtlarının neden dosyaya girmediğini sordu. Katılan vekilleri yeni tanık talep etti Katılan avukatları, olay sırasında Fatma G. isimli kişinin korktuğu için yeterli ifade veremediğini belirterek, bu kişinin olay anında görüntülü konuştuğu Tuğba isimli şahsın tanık olarak dinlenmesini talep etti. Ayrıca Kubilay isimli kişiyle yapılan bazı konuşmaların da araştırılması istendi. Tutuklu sanık: "Tahliyemi istiyorum" Savunması alınan tutuklu sanık Ömer S., olay yerindeki sıralamanın HTS kayıtlarıyla sabit olduğunu savunarak, sağlık sorunlarını gerekçe gösterip tahliye talebinde bulundu. Tutuksuz sanıklar A.S., D.S. ve S.T. ise suçlamaları kabul etmedi. Mahkemeden ara karar Mahkeme heyeti, katılan vekilleri tarafından sunulan çevrede KGYS bulunduğuna ilişkin fotoğraflar doğrultusunda olay yeri çevresindeki kamera kayıtlarının yeniden araştırılmasına, talep edilen iki tanığın dinlenmesine ve tutuklu sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Duruşma ileri bir tarihe ertelendi.
Ankara Bakan Göktaş: "Bilim Kurulumuzdan beklentimiz, geleceğe dönük öngörülerle bize yol göstermesidir" Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, dünyanın değişim süreci içinde olduğunu dile getirerek, "Bilim Kurulumuzdan beklentimiz, geleceğe dönük öngörülerle bize yol göstermesidir, gerçek ihtiyaçları doğru tespit eden ve yapıcı önerilerle sürece katkı sunmanızdır" dedi. Bilim Kurulu Toplantısı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Ankara Hakimevi’nde düzenlenen programda konuşan Göktaş, aile ve sosyal hizmetler alanının sadece bugünün ihtiyaçlarını karşılayan bir kamu hizmeti olmadığını, aynı zamanda toplumun yarınlarını inşa eden stratejik bir sorumluluk alanı olduğunu söyleyerek, "Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu sosyal devlet olma vizyonu da bu anlayışın bir tezahürüdür. Bu vizyon doğrultusunda, 86 milyon vatandaşımızın her birine dokunan, kimseyi geride bırakmayan sosyal hizmet politikalarını hayata geçiriyoruz. Çünkü kadını, çocuğu, aileyi, yaşlıyı, engelliyi ve ihtiyaç sahiplerini merkeze alan her politika; toplumsal dayanıklılığın artmasına ve sosyal yapının güçlenmesine doğrudan etki eder. Bu nedenle Bakanlık olarak yürüttüğümüz her çalışmanın bilime dayanmasını son derece kıymetli görüyoruz" şeklinde konuştu. Bilim Kurulunu sosyal politika alanında attıkları her adımda verinin gücünü ve akademik birikimin yol göstericiliğini esas alarak hayata geçirdiklerini belirten Göktaş, "Amacımız; sahadan gelen tecrübeyi akademik bilgiyle, uygulamayı bilimsel analizle, sosyal gerçekliği ise uzun vadeli bir vizyonla buluşturmak. Çünkü biliyoruz ki güçlü sosyal politikalar ancak disiplinler arası bir perspektifle ve ortak akılla üretilebilir. Bu anlayış, sosyal politikalarımızın kapsayıcı ve etkili bir yapıya kavuşmasının en temel dayanağıdır" ifadelerini kullandı. "Bilim, tüm politika alanlarımızda yol gösteriyor, uygulamalarımıza yön veriyor" Göktaş, bilimin tüm politika alanlarında yol gösterici olduğunu aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bugün aile politikalarımızı bu anlayışla toplumsal değişimi doğru okuyan, geleceği öngören ve kalıcı etki oluşturan bir vizyonla şekilleniyor. Kadın çalışmalarımızı, kadının sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel alanlarda güçlenmesini esas alan bir çerçevede ele alıyoruz. Çocuk hizmetlerimizde erken müdahaleyi önceleyen, koruyucu sosyal politikalarımızı bilimsel temele dayalı şekilde yürütüyoruz. Yaşlı ve engelli hizmetlerimizi ise güncel ihtiyaçlara ve şartlara uygun biçimde geliştirebilmek için bilimsel araştırmaları temel referans kaynağımız. Yani bilim, tüm politika alanlarımızda yol gösteriyor, karar alma süreçlerimizi besliyor ve uygulamalarımıza yön veriyor." Bakan Göktaş, dünyanın değişim süreci içinde olduğunu dile getirerek, "Bugün dünyada aile yapıları değişiyor, demografik dengeler dönüşüyor, dijitalleşme sosyal ilişkileri yeniden şekillendiriyor. Çocuklarımız yeni fırsatlarla birlikte yeni risklerle karşı karşıya kalıyor. Yaşlanan nüfus bakım hizmetlerinde yeni modelleri zorunlu kılıyor. Bu süreçte kadınların güçlenmesi, sosyal politikalarımızın hem merkezinde hem de kalıcı etki oluşturmasının anahtarı olarak öne çıkmaktadır. Tüm bu dönüşüm karşısında klasik çözümlerle yetinmenin mümkün olmadığını hep birlikte görüyoruz. İşte bu noktada Bilim Kurulumuzun rehberliği bizim için yol gösterici olacaktır" açıklamasında bulundu. "Bilim Kurulumuzdan beklentimiz, geleceğe dönük öngörülerle bize yol göstermesidir" Bilim Kurulu Toplantısı’nda ele alınacak konulara ilişkin bilgi veren Göktaş, şu ifadeleri kullandı: "Bugün sosyal politikalarımızı ve hizmetlerimizi çok boyutlu bir bakış açısıyla ele alacağız. Dijitalleşme, demografik dönüşüm, sosyal riskler ve koruyucu-önleyici politikalar konuları alanında sunacağınız katkıları son derece önemli. Özellikle vurgulamak isterim ki bizler sahadan gelen ihtiyaçları görüyoruz, sizler ise bu ihtiyaçlara bilimsel perspektiften ışık tutuyorsunuz. Bu iki alanın buluşması, Bakanlığımızın politika kalitesini yükselten en önemli unsurdur. Bilim Kurulumuzdan beklentimiz, geleceğe dönük öngörülerle bize yol göstermesidir, gerçek ihtiyaçları doğru tespit eden ve yapıcı önerilerle sürece katkı sunmanızdır. Üniversitelerimizle birlikte bilgiyi sahaya yansıtan sonuçlara dönüştürecek ortak çalışmalar yürütmek istiyoruz. Bölgesel farklılıkları gözeten analiz ve araştırmalarla her bölgenin kendi ihtiyacına karşılık gelen politikalar üretmeyi hedefliyoruz. Bu süreçte sizlerin birikimiyle mevcut politikalarımızı daha güçlü ve daha etkili bir zemine taşımayı önemsiyoruz."
Denizli Denizli’de vergi dairesi ağı tamamlandı Denizli Defterdarlığı tarafından mükellef hizmetlerinde yerinden yönetim anlayışını güçlendirmek amacıyla yürütülen çalışmalar kapsamında, il genelinde tüm ilçelerde Vergi Dairesi Müdürlüğü kuruluşları tamamlandı. Bayramyeri Vergi Dairesinin faaliyete geçirilmesiyle birlikte Denizli merkezdeki vergi dairesi sayısı 4’e yükselmiş oldu. Denizli Defterdarlığı; tüm ilçelerde vergi dairesi müdürlükleri kuruluşlarını tamamladı. Merkezde ise, Bayramyeri Vergi Dairesi açıldı. Yeni kurulan vergi daireleriyle birlikte vergi işlemlerinin daha etkin yürütülmesi ve vatandaşlara yerinde hizmet sunulması mümkün hale geldi. Merkezde Vergi Dairesi sayısı 4’e çıktı Denizli merkezde bugüne kadar Pamukkale, Saraylar ve Gökpınar Vergi Daireleri hizmet veriyordu. Yapılan yeni düzenleme kapsamında Bayramyeri Vergi Dairesi merkezde kurularak hizmete açıldı. Böylece Denizli merkezde vergi dairesi sayısı 4’e çıktı. Bayramyeri Vergi Dairesi’nin Beyağaç ve Baklan ilçelerine hizmet vereceği açıklandı. Beyağaç ve Baklan ilçeleri için vatandaşların vergisel işlemlerinin merkezden daha etkin ve kaliteli şekilde yürütülmesinin hedeflendiği ifade edildi. Defterdarlık tarafından yapılan açıklamaya göre son olarak; Çardak, Bozkurt, Güney ve Bekilli ilçelerinde yeni Vergi Dairesi Müdürlükleri kuruldu. Bu kuruluşlarla birlikte Denizli’nin tüm ilçelerinde vergi dairesi yapılanması tamamlanmış oldu. "Denizli’mize hayırlı olmasını diliyorum" Denizli Defterdarı Mustafa Özdemirci, il genelinde vergi dairesi müdürlüğü kuruluşlarının tamamlandığını belirterek; "Denizli’nin tüm ilçelerini kapsayan Vergi Dairesi Müdürlüklerimizin hizmete başlamasıyla birlikte vatandaşlarımızın vergi işlemlerini daha hızlı, etkin ve yerinde yapabilmeleri mümkün hale gelecek. Vergi Dairesi Müdürlüklerimizin ilçelerimize ve mükelleflerimize hayırlı olmasını diliyorum" dedi.
İstanbul Haliç’ten 33 kilogram olta kurşunu çıkarıldı İstanbul’da deniz ekosistemimin korunmasına yönelik Haliç bölgesinde belirlenen koordinatlarda deniz dibi temizlik ve farkındalık çalışması gerçekleştirildi. İstanbul Tarım ve Orman Müdürü Suat Parıldar, "Dalgıçlarımızın yapmış olduğu dalış neticesinde şu ana kadar 33 kilogram kurşunu denizden çıkarmış olduk" dedi. İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nce Sucul Biyoçeşitliliğin Korunması ve Geliştirilmesi projesi kapsamında Haliç bölgesinde belirlenen koordinatlarda deniz dibi temizlik ve farkındalık çalışması gerçekleştirildi. Etkinliğin açılış konuşması yapan Tarım ve Orman İl Müdürü Suat Parıldar, sucul biyoçeşitliliğin korunması ve geliştirilmesi projesi kapsamında örnek bir farkındalık projesini Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü ile beraber özellikle olta balıkçılığının çok yoğun yapıldığı Haliç’te organize edildiğini söyledi. "33 kilogram kurşunu denizden çıkarmış olduk" Suat Parıldar, "Olta balıkçılığında herhangi bir sebeple kopan kurşunlar, deniz dibinde toplanıyor ve denizin tuzlu suyu ile beraber zaman içerisinde korozyona uğrayarak hem balıklar açısından hem de insanlar için ağır metal konusunda tehlike arz ediyor. Biz de hem balıkçılarımızı ve oltacılarımızı bu konuda bilinçlendirmek hem de denizlerimizin temizliğini sağlamak adına bu farkındalık çalışmasını organize ettik. Dalgıçlarımızın yapmış olduğu dalış neticesinde şu ana kadar 33 kilogram kurşunu denizden çıkarmış olduk. 5-9 Aralık tarihinden ise dalgıçlarımız toplam 25 kilogram kurşunu denizden çıkarmıştı. Biyoçeşitliliğin korunması ve geliştirilmesi adına ise daha önce hayalet ağların denizden temizlenmesi projesini yürütmüştük" diye konuştu. "450 bin metrekarelik hayalet ağları denizden uzaklaştırdık" 2025 yılında 450 bin metrekarelik hayalet ağların denizden uzaklaştırıldığını ifade eden Parıldar, "Tarım ve Orman İstanbul İl Müdürlüğü olarak 5,3 milyon metrekare alanı taradık. Bu taramış olduğumuz alandan da 2025 yılının sonuna kadar yaklaşık 450 bin metrekarelik hayalet ağları denizden uzaklaştırdık. İç sularımız ile beraber taramış olduğumuz alan toplam 6,3 milyon metrekaredir. Denizlerden çıkarmış olduğumuz hayalet ağları atık halde bırakmayarak bununla ilgili çeşitli geri dönüşüm projesi gerçekleştirdik. Amacımız dün olduğu gibi denizlerimizin cömertliğinin bugün de devam etmesi sürdürülebilirliğin sağlanabilmesidir" şeklinde konuştu. "25 milyonu aşkın destekleme ödemesini balıkçılarımıza buluşturduk" Konuşmasına devam eden Parıldar, "İstanbul su ürünleri açısında çok kıymetli bir yer, 660 kilometrenin üzerinde bir kıyı şeridimiz, 48 balıkçı barınağımız 2 bin 19 balıkçı gemimiz ve 18 bini aşkın ticari ruhsatlı balıkçı ile beraber avcılıkta önemli bir konuma sahip. Bakanlığımızın destekleme politikaları çerçevesinde özellikle kıyı balıkçılığının kayıt altına alınması kapsamında bin 400’ü aşkın balıkçımıza 2025 yılında 12.6 milyon destekleme ile birlikte toplamda 25 milyonu aşkın destekleme ödemesini balıkçılarımıza buluşturduk" ifadelerini kullandı. Etkinliğe katılan İstanbul Vali Yardımcısı Cengiz Karabulut, "Sucul biyoçeşitliliğin korunması adına önemli bir çalışma yapıyoruz. Son yıllarda artan iklim değişikliğinden kaynaklanan su ve çevre kirliliği denizlerimizi, göllerimizi ve su kaynaklarımızı olumsuz etkilemekte, bu anlamda bizler de kamuoyunda toplumsal bir farkındalık oluşturmak açısından bu projeyi hayata geçirdik" dedi. Karabulut ayrıca, Galata bölgesinin balıkçılık konusunda sembol bir yer olduğu için projeyi buradan başlatmayı uygun gördüklerini ifade etti. Etkinlik su altı tarama dalgıç ekiplerinin deniz dibinde olta kurşunlarını çıkarması ile sona erdi.