YEREL HABERLER - 24 Nisan 2012 Salı 12:57

BGC`DE KADINCA SOHBETLER

A
A
A
BGC`DE KADINCA SOHBETLER

Ünlü oyuncular Bennu Yıldırımlar ile Evrim Solmaz`ın ``Kadınca Sohbetler`` başlığını taşıyan söyleşisine Bursalı kadınlar büyük ilgi gösterdi.
Bursa Gazeteciler Cemiyeti tarafından düzenlenen söyleşi Uğur Mumcu Etkinlik Salonu`nda yapıldı. Salon hınca hınç dolarken, yüzlerce dinleyici söyleşiyi ayakta veya ekrandan izlemek zorunda kaldı. Bennu Yıldırımlar ve Evrim Solmaz, ABD yapımı ``Desperate Housewives`` dizisinin Türkiye`ye uyarlanmış hali olan ``Umutsuz Ev Kadınları`` dizisinin kadın kahramanlarını oynayan dört oyuncudan ikisi. Yıldırımlar, orijinal dizideki Bree karakterini, Solmaz ise Gabrielle karakterini canlandırıyor.
Öteki başrolleri paylaşan Songul Öden ile Ceyda Düvenci, ilan edilmesine karşılık işlerinin yoğunluğu yüzünden söyleşiye katılamadı. Salona telefonla bağlanan Düvenci şu anda sette film çekiminde olduğunu belirterek , ``Söz veriyorum, böyle bir organizasyon daha olursa mutlaka katılacağım, mutlaka sizlerle olacağım`` dedi.
Banu Perçin`in kısa giriş konuşmasının ardından başlayan söyleşide, Bennu Yıldırımlar dinleyicilerin 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk bayramını kutlayarak sözlerine başladı. Yıldırımlar, dizi oyuncularının çok yoğun çalıştıklarını ifade ederek, ``Ceyda, maalesef bugün çalışmak zorunda kaldı. Beni de sabah saat 08`de alacaklar. Bugünün acısı yarın çıkacak anlayacağınız. Ne olur, mazur görün, bir gün dördümüz birden burada olacağız`` dedi.
Evrim Solmaz`a, bir yakının dizi oyuncusu olduğunu belirten bir dinleyici, ``12 saat çalışıyorsunuz. Niçin örgütlü değilsiniz? Niçin haklarınızı arayacak şekilde sendikalar kurmuyorsunuz? Dünyada böyle değil, Türkiye`de niçin böyle oluyor`` diye sordu.
Solmaz, ``Biliyorsunuz, ben de SİNESEN (Sinema Emekçileri Sendikası) üyesiyim. Sendikaların ne hale getirildiğini biliyorsunuz Türkiye`de. 12 Eylül`den itibaren sendikaların etkisizleştirilmesi için her şey yapıldı. ABD`de birkaç yıl önce senaryo yazarlarının boykotu ve grevi olmuştu hatırlayacaksınız. Öteki sanatçılar da desteklediği için o eylem çok başarılı olmuştu. Bizde bu kadar birliktelik yok, umarım 60 yıl sonra bizde de çok farklı olur.`` cevabını verdi.
Solmaz bir dinleyicinin ``Şehir tiyatrolarının bitirilmesine ne diyorsunuz?`` sorusu üzerine, ``Bitmesi diye bir şey yok. Bir ülkede bazı şeyler iyi gitmiyorsa, tiyatrosunun da bundan etkilenmesi çok doğal. Biz Şehir Tiyatroları`nın oyuncuları, dramaturgları, yönetmenleri, ışıkçıları, dekorcuları, kostümcüleri vb. olarak, bir şeyin yapılmasını gerekli görürsek onu yaparız. Şehir tiyatroları 100. yaşını kutlamaya hazırlanıyor. Yani yüz yaşında olan köklü bir kurum. Bu kadar köklü başka kurumlar da yok...`` dedi.
Oyuncu Bennu Yıldırım, bir dinleyicinin ``Umutsuz Ev Kadınları`` dizisinin ABD yapımı orijinali ile uyarlanmış yerli versiyonunun birebir örtüşmediğini söylemesi üzerine şöyle konuştu:
``Dizimizin orijinal versiyonu, Amerika`daki versiyonuna dayanıyor. Orada daha iki senelik metin var ellerinde sanıyorum. Mesela benim Nermin rolündeki Bree`nin iki çocuğundan birinin Gay olması gerek. Orijinalinde böyle. Ama bizim toplumsal yapımızda bu nasıl karşılanır? Bunu düşünmeden olmaz. Bu yüzden benim rolüm Bree`nin orijinal rolünden sapıyor ister istemez.``
Bir dinleyicinin, ``Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Antalya Kültür Sanat Vakfı tarafından düzenlenen 3`üncü Antalya Televizyon Ödülleri`nde Umutsuz Ev Kadınları`nın neden diğer diziler kadar başarılı görülmediği`` şeklindeki sorusunu Yıldırımlar şöyle cevapladı:
``Jüriler farklıdır ve farklı jürilerden farklı sonuçlar çıkar. Oynadığınız dizi ödül alırsa sevinirsiniz ama, önemli olan halkın teveccühüdür. Halkın beğenisi her şeyden önce gelir. Halk sizi beğeniyorsa, izliyorsa; bundan sizin dizinizin de, o dizideki performansınızın da iyi olduğu sonucu çıkar. Kendi adıma, kimsenin kendini öne çıkarma, parlatma çabası içinde olmadığı bir ortamdayım. Birbirimizden hep iyi bir elektrik alıyoruz. Pozitif bir elektrik alıyoruz. Gayet uyumlu bir ekibiz. En büyük ödülümüz bu. Halkın teveccühü en büyük ödül bizim için``¦``
Bir dinleyici, Yıldırımlar ve Solmaz`a hitaben, ``Umutsuz Ev Kadınları`nı oynuyorsunuz, ama hepimize umut oldunuz. Sahnede sizlerle bütünleşen ev kadınları olarak bizim bir parçamız oldunuz. Ev kadını olarak tebrik ediyorum. Bir de şiddet konusu var biliyorsunuz. Bu konuda daha radikal mesajlar veremez misiniz? Çök önemli! Çünkü kadınlar şiddet görüyor. Dövülüyor, öldürülüyor. Televizyon insanların bu konuda uyarılması, eğitilmesi için önemli bir araç. Siz ne düşünüyorsunuz kadınlara karşı şiddet uygulamaları konusunda?`` şeklinde konuşunca, Bennu Yıldırımlar şunları söyledi:
``Çok teşekkür ediyorum. Bizim elimizdeki metinler, önceden hazırlanmıştır. Bizim onları değiştirme hakkımız olamaz. Ama elbette küçük jestler, mimikler, ünlemlerle metnin bir yerinin daha kuvvetle vurgulanmasında katkımız olur. Bunu da sık sık yaparız doğrusu. Metinle oynayamam, metni değiştiremem, ama içinde bir yer vardır, kendi hassasiyetimi orada oyunumla dile getiririm. Senarist zaten metni bizim halkımız için uyarlıyor``¦ Şiddet konusuna gelince: Eğitimsizlik, cehalet ve ekonomik zorlukların şiddeti körükleyen unsurlar olduğunu düşünüyorum. Maalesef çocuk ve kadın şiddete uğruyor. Sadece şiddete uğramıyor, bugünkü gazetelerde de gördüğümüz gibi, bu dünyadan ayrılmalarına sebep oluyor. Bir erkek bir kadına şiddet uyguluyorsa o kadının korunması gerekir, nitekim korunuyor da. Bunu tam sağlayabilirsek bu kadar kötü tabloyla karşılaşmayız. Mesela, bugün gazetelerde yer alan cinayette, şiddet uyguladığı için daha önce gözaltına alınmış eşe karşı kadın özel olarak korunsaydı adam bu cinayeti işleyemezdi.``
Evrim Solmaz da, aynı konuyla ilgili olarak şöyle konuştu:
``Değerli dinleyicime ben de teşekkür ediyorum güzel sözleri için. İşte, büyük bir ödül benim için ve dizi için! Bize umut oldunuz, dediler, ne güzel! Ceyda ve Songül de burada olsalardı da, duysalardı bunları``¦ Kadına karşı şiddet, bu toplumun kanayan bir yarası. Çok zalimce, çok insafsızca bir eylem olarak görüyorum bunu. Her durumda, koşulda ve ortamda kınıyorum kadınlara yönelik şiddeti ve kınamaya da devam edeceğim. Kadını erkeğin emrinde ve denetiminde olması gereken biri olarak görmek; erkeği de kadından daha güçlü, daha akıllı olarak düşünmek``¦ Bir kere böyle bir ayrımı yapmak çok yanlış. Biliyoruz ki kadın ve erkek zekası arasında bir fark yok. Erkekler bazı alanlarda daha başarılı olabilir, ama kadınların da bazı alanlarda erkeklerden daha başarılı oldukları kesin. Gerçek hayatta ezilmiş insanların kadınları ezerek kendilerini kamufle etmeye çalıştığını düşünüyorum. Kendinden emin bir adamın yapacağı bir şey değil bu. Televizyon ve genel olarak basın insanları uyarmak ve eğitmek için çok önemli, ama bu da yetmiyor, biliyorsunuz. Anlayışın değişmesi gerekiyor. Kadını küçük gören, ikinci sınıf gören zihniyetin değişmesi gerek.``
Bu arada söyleşiye telefonla bağlanan Ceyda Düvenci, dinleyicilere hitaben şöyle konuştu:
``Orada olamadığım için hepinizden çok özür diliyorum. Şu an orada muhteşem bir ortam olduğunu, salonun çok kalabalık olduğunu telefondan algılayabiliyorum. Şu an setteyim, çalışıyorum. Hepinizi öpüyorum. En kısa zamanda orada olmak isterim. Söz veriyorum, böyle bir organizasyon daha olursa mutlaka sizinle olacağım. İki mutsuz ev kadınını sizinle bırakıp iyi geceler diliyorum. Hepinizi bir kez daha öpüyorum``¦``
``Kadınca Sohbetler`` söyleşisi geç saatlere kadar devam etti.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tekirdağ Tekirdağ’da Macar ünlülere ait önemli objeler sergilendi: Uzaydan getirilen parçalar dahi var Tekirdağ’da Macar Ünlülerine ait ikon haline gelen önemli objelerin sergilendiği serginin açılışı yapıldı. Sergide, Oscar ödüllü yönetmenin papyonundan yapılan tablodan uzaydan getirilen parçalara kadar her şey var. 2024 Macaristan-Türkiye Kültür yılı etkinlikleri çerçevesinde Yahya Kemal Beyatlı Kültür Merkezinde ’Hungarikonlar’ adlı serginin açılışı etkinliği düzenlendi. Etkinliğe Tekirdağ Valisi Recep Soytürk, Macaristan İstanbul Başkonsolosu Attila Pinter, Tekirdağ Kültür ve Turizm İl Müdürü Ahmet Hacıoğlu, Süleymanpaşa Belediye Başkan Yardımcısı Benan Utku ve çok sayıda Macar davetli katıldı. Katılımcıların açılış kurdelesini kesmesiyle 20. yüzyılın Macar ünlülerine ait ikon haline gelen objelerin sergilendiği serginin açılışı yapıldı. Davetliler sergiyi gezerek objeleri inceledi. Oscarlı yönetmenin papyonundan yapılan tablodan uzaydan getirilen parçalara kadar her şey var Eserler arasında; Oscar ödüllü film yönetmeninin papyonundan yapılmış bir tablo, dünyaca ünlü Zsolnay fabrikasının kurucusunun fırın küreği, Nobel ödülü sahibi Katalin Karik’nun pipeti ve Macaristan’ın tek Altın Top sahibi Flrin Albert’in forması, Macar astronotlar tarafından uzaydan getirilen yadigârlar, Wimbledon şampiyonu Balzs Tarczy’nin tenis raketi, en iyi Macar yarış atının nalı ve en ünlü jokeyin çizmeleri de -seçkin Macar sanatçılar tarafından heykellere, resimlere ve enstalasyonlara dönüştürülerek- bulunuyor. Macaristan İstanbul Başkonsolosu Attila Pinter sergi açılışında yaptığı açıklamada, “Bu sergiyi ilk olarak bu şehirde açmak tesadüf değildir. Her Macar’ın kalbinde Tekirdağ’ın ayrı bir yeri vardır. Tekirdağlılar olarak Prens Rakoczi’ye sahip çıktınız ve yaşama gözlerini yumunca da prensin anısını yaşatmak için elinizden geleni yaptınız” dedi. Tekirdağ Valisi Recep Soytürk ise yaptığı açıklamada, “Bu sene Macar Yılı. Yaklaşık 8 aydır burada çalışıyorum. 8 ayda başkonsolosumuzla çok sık bir araya geldik. Bugün yine güzel bir sanat etkinliği için bir aradayız” diye konuştu. Öte yandan serginin ay sonuna kadar ziyaretçilere açık olacağı öğrenildi.
Ankara Gazeteci Salantur, 20. Ankara Kitap Fuarı’nda okurlarıyla buluştu Gazeteci ve yazar Sefa Salantur, ATO Congresium’un ev sahipliği yaptığı 2. Ankara Kitap Fuarı’nda okurlarıyla bir araya geldi. Gazeteci ve Yazar Sefa Salantur, 20. Ankara Kitap Fuarı’nda her yaştan okuyucusuyla buluştu. Aralarında çok sayıda öğrencinin de olduğu okurlarıyla sohbet eden ve kitaplarını imzalayan Salantur, gençlerin ve çocukların Cumhuriyete sahip çıkmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Duayen siyasetçi ve devlet adamı Köksal Toptan’ın biyografisini anlattığı “Sakin Güç Köksal Toptan” ile ilk Meclisin toplanmasını günümüzden 23 Nisan 1920 tarihine giden iki çocuğu gözünden anlatan “İlk Meclise Yolculuk” kitaplarını kaleme alırken büyük bir heyecan duyduğunu belirten Salantur, aynı heyecanı okurlarının da yaşamasından memnuniyet duyduğunu ifade etti. Birinci Meclis’in hikayesini “dünyada eşi benzeri olmayan hikaye” olarak nitelendiren Salantur, şunları kaydetti: “Düşünün 1920’li yıllarda ülke işgal edilmiş, yokluklar içinde bir lider, Milli Mücadeleyi yönetmek için bir Meclis açıyor. Dünyada savaş yönetip başarıya ulaştıran ve cumhuriyet kuran başka bir parlamento yok. İşte bu yokluklar içindeki var ediliş hikayesin çocuklarımıza hatırlatmak istedim. İlk Meclisin gençlerimize verdiği mesaj; asla umutsuzluk yoktur. Gençlerimize kitapta şunu diyoruz: Millî Mücadelenin kahramanları hep birlikte yürütülen bu savaşı umutla kazandılar. Ve bize çok önemli bir şeyi gösterdiler: Umudumuzu kaybetmediğimiz sürece her türlü zorluğun üstesinden gelebiliriz. Bugün de eksiklerimiz ve zorluklarımız olabilir ama hiçbiri o mücadele günleri kadar ağır ve hayati değil. Bize bu cennet vatanı canları pahasına emanet edenler umutlarını kaybetmeden her zorluğu aşmışsa biz de aşarız.” Doğan Kitap etiketiyle yayımlanan “Sakin Güç Köksal Toptan”, Türk siyasetine damga vuran eski TBMM Başkanı Köksal Toptan’ın genç kuşaklara ilham verecek yaşam öyküsünü anlatıyor. Yine kitapta gücünü sakinliğinden ve sağduyusundan almış, sesini değil sözünü yükseltmeye gayret göstermiş, farklı siyasi partilerde iktidarı da muhalefeti de yaşamış, Türk siyasi yaşamına damgasını vurmuş çok sayıda isimle yakın çalışmış, parti yöneticiliklerinden bakanlığa, milletvekilliğinden meclis başkanlığına kadar siyasetin her basamağında bulunmuş bir siyaset duayeni Köksal Toptan’ın hayatı dönemin olayları eşliğinde aktarılıyor. Son 60 yılda darbelerin puslu ortamları, siyasetin ağır dönemleri, ekonomik sıkıntılar ve uluslararası krizler. Tüm bunlara yakından şahitlik etmiş bir siyasetçinin yaşadıklarının özeti olan Sakin Güç Köksal Toptan kitabı, yıllar süren titiz bir çalışmayla hazırlandı ve onun eşsiz tecrübeleri yanında ülkenin yakın siyasi tarihine de ayna tutuyor. Doğan Çocuk etiketiyle yayımlanan ve 2. baskısını yapan ‘İlk Meclis’e Yolculuk’ta zor şartlar altındaki ülkemizi kuşatan kara bulutları özgürlük umuduyla dağıtan, millet iradesinin kalbinin Ankara’da atmasını sağlayan, yurdun her köşesine bağımsızlık umudunu dalga dalga yayan Meclis’imizin açılış öyküsü çocukların gözünden anlatılıyor. Türkiye genelindeki bir bilgi yarışmasını kazanan Burcu ve Umut’un ödülü, zaman makinesiyle 23 Nisan 1920’ye yolculuk yapmaktır. 1920’de küçük bir kasaba olan Ankara’ya gidip Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışına katılacak, ülkemizi düşmanlardan kurtararak bugün özgürce yaşamamızı sağlayan Büyük Atatürk ile buluşacak, Kurtuluş Savaşı’na omuz veren değerli kahramanlarımızla tanışacaklardır.
İzmir Karşıyaka, play-off primleri için harekete geçti Karşıyaka Spor Kulübü yönetim kurulu, kulüp binasında bir araya gelerek futbol takımının oynayacağı play-off maçları için prim kampanyası başlattı. Karşıyaka Spor Kulübü Başkanı İlker Ergüllü ve beraberindeki yöneticiler, Mavişehir’deki kulüp binasında bir araya gelerek TFF 3. Lig 2. Grup’ta play-off oynayacak futbol takımı için prim kampanyası başlattı. Başkan Ergüllü 3 Milyon TL ile başlangıcı yaparken Nazım Torbaoğlu 3 Milyon TL, eski başkan Azat Yeşil 1 Milyon TL, kulüp yöneticisi Mustafa Taşova ve Mustafa Karabağlı da 2’şer Milyon TL bağışta bulundu. Toplantıda açıklamalar yapan Karşıyaka Spor Kulübü Başkanı İlker Ergüllü, “Futbolla ilgili ben 3 Milyon TL’lik başlangıçla kampanyayı başlatmak istiyorum. Bana vekalet veren ve işleri nedeniyle yanımızda olamayan Mustafa Taşova da 2 Milyon TL’lik katkı veriyor. Camiamızın sevilen isimlerinden Mustafa Özçakar da desteklerini açıkladı. Bu katkı play-off maçlarımız oynanırken büyüyerek devam edecektir” dedi. “Play-off öncesi takımlarımıza moral depolamak istiyoruz” ’Burada toplanmamız tarihi bir gün olarak kayda geçecektir’ diyen Başkan Ergüllü, “Biz Zühtü Işıl ve arkadaşlarının kurduğu savaşçı bir kulübüz. Artık bu savaş günümüz boyutlarında değişik boyutlara geçti. Bu nedenle futbola ve basketbola ekonomik alanda daha fazla desteklemek için play-off öncesinde moral motivasyon depolamak için burada toplandık. Başlangıcı güzel yaptığımızı düşünüyorum. Bu kampanya play-off’taki her maç sonrasında artarak devam edecektir. Umarım 6 maç sonunda da inşallah üst lige çıkan taraf biz olacağız. Burada sağlanan katkıyla da takımımızı ve teknik heyetimizi memnun edeceğimizi düşünüyorum. Tüm katkı vereceklere şimdiden çok teşekkür ederim. Hem kendi ve hem de yönetim kurulumuz adına. Buradan umarım üst lige çıkarız. Çünkü bir yılı daha kaybetmek maalesef hepimiz için hüsran olacak. Bu yılı camia olarak kazanalım” şeklinde konuştu. Öte yandan bağış yapılacak IBAN hesabının ise gün için resmi sosyal medya hesaplarından paylaşılarak taraftarların ilgisine sunulacağı dile getirilirken, ismini vermek istemeyen bağışçıların katkılarıyla prim için toplanan desteğin şimdiden 15 Milyon TL seviyelerine geldiği öğrenildi. Kampanyanın sloganı ‘Şampiyonlukta sende ol’ olarak belirlendiği duyuruldu. Basketbol VIP satışlar başlıyor Futbolda tarafında oynanacak play-off maçları için basın toplantısı düzenleyen Karşıyaka Spor Kulübü İlker Ergüllü, bir müjde de basketbolseverlere verdi. Gelecek sezona iyi başlangıç yapmak için VIP ve saha kenarı biletlerini satışa çıkarıldığını dile getiren Ergüllü, “Basketbol sezonumuzun eksiksiz tamamlanması ve geçmişi temizleyerek yeni bir bütçeyle başlamak adına yarından itibaren saha kenarı ve VIP satışlarını başlatıyoruz. Yaklaşık 1 hafta gündemde kalacak. Tüm basketbolseverleri, camiamızı ve taraftarlarımızı yerlerini almaya davet ediyorum” diyerek sözlerini tamamladı.