GENEL - 27 Nisan 2012 Cuma 12:19

HANEFİ BOSTAN: "FEN-EDEBİYAT FAKÜLTELERİ SORUNU ÇÖZÜLMELİDİR"

A
A
A
HANEFİ BOSTAN: "FEN-EDEBİYAT FAKÜLTELERİ SORUNU ÇÖZÜLMELİDİR"

Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan, Yükseköğrenim Kurulu`nun Fen-Edebiyat fakültelerinin pedagojik formasyonunu kaldırılmasıyla ilgili olarak bu sorunun bir an önce çözülmesi gerektiğini ifade etti.
Yazılı açıklama yapan Bostan, Fen-Edebiyat Fakültelerinde okuyan öğrencilere öğretmenlik formasyonu verilmeyeceği haberinin büyük bir infiale sebep olduğunu hatırlatarak, "Birçok kişi öğretmenliğe kaynak olarak Eğitim Fakültelerini kabul etmektedir. Bu kanaat, bu okullara giren öğrencilerin, öğretmen olmak ve bu hedefle, buraları tercih etmesinden kaynaklanmaktadır. Eğitim Fakültesi mezunlarının, öğretmen olmaktan başkaca bir şansı da bulunmamaktadır. Siyasi iktidar, on yıl önce, 72 bin olan ataması
yapılmayan öğretmen sayısını, yanlış öğretmen istihdam politikası yüzünden, göz göre göre, bugün 350 bin`lere çıkmasını seyretmiştir. Yıldan yıla artan, atama bekleyen öğretmen sayısı, duruma çözüm bulamayan İktidarı, öğretmenliğe kaynak okulları azaltmaya yönlendirmiştir. Adam gibi öğretmen atama politikası oluşturmayı beceremeyenler, en kolay yolu bulmuş ve Fen- Edebiyat Fakültelerini oyun dışı bırakmayı tercih etmiştir" dedi.
Verdikleri kararla 200 bin öğrencinin umutlarını tükettiklerini belirten Bostan, "Aldıkları kararın, hangi sonuçları doğuracağını düşünmekten aciz bir anlayışla, kazanılmış haklar ilkesini göz ardı ederek, 200 bin öğrencinin umutlarını tükettiklerini fark edemeyenler, bir çırpıda Fen- Edebiyat Fakültelerini gözden çıkarmayı geçerli bir yol sanmaktadırlar. KESK`e bağlı Eğitim Sen`in açtığı davayla, yargının Fen-Edebiyat fakültelerine formasyonu engelleyen kararını, dört gözle bekliyor gibi, jet hızıyla
Fen-Edebiyatları şok eden kararı aldılar. Mahkemenin kararı Eğitim Fakültelerinde 5 yıl, Fen Edebiyat Fakültelerinde okuyanların 4 yılda öğretmen olmaları kararını bozmuştur. Mahkeme kararının ne anlama geldiğini fark edemeyenler sorunu bir çıkmaza sürüklemişlerdir. Fen-Edebiyatlarla ilgili olumsuz kararın tek sorumluları YÖK ve Milli Eğitim Bakanlığıdır. Bugüne kadar, işlerine gelmeyen, birçok yargı kararının arkasından dolananlar, şimdi çıkıp ta, bu kararı bahane etmesinler. Çünkü bu karar eşitsizliğin
düzeltilmesine yöneliktir. Bugüne kadar hukuk tanımayanlar, şimdi hukukun ardına saklanmasınlar ve hukuki kararları yanlış tefsir etmesinler" diye konuştu.
Eğitim Fakültesi mezunlarının öğretmen olarak, öncelikli atanmasına kimsenin itirazı olmadığına dikkat çeken Bostan şunları söyledi;
"Ancak, bugüne kadar Fen-Edebiyat mezunlarını öğretmen olarak atayanlar sizler değil miydiniz? Bugün bu okulları tercih edenler, size güvenerek Fen-Edebiyat Fakültelerini tercih ettiler. Bugün, sadece, 11 üniversiteye bağlı Eğitim Fakültesinde, lise branş öğretmeni yetiştirilmektedir. Bu kararınız, önümüzdeki yıllarda lise branş öğretmeni ihtiyacı yaratmayacak mıdır? Yeni ihdas ettiğiniz 4+4+4 sisteminin branş öğretmeni ihtiyacını artıracağını da söyleyen, aynı Milli Eğitim Bakanlığı değil mi?"
Hanefi Bostan Eğitim Fakültesi, Fen-Edebiyat Fakültesi kavgası oluşturmanın doğru olmadığına inandıklarını belirterek, "Kavga ve ben haklıyım yerine bir çözüm arayışına girilmelidir. Eğitim Fakültesi mezunları da mağdurdur, ataması yapılmayan mezun sayısı 350 binlere ulaşmıştır. Ancak bu durum, Fen-Edebiyat Fakültesi öğrencilerini tamamen umutsuzluğa sürüklemek sonucunu doğurmamalıdır. Çünkü, öğretmen ataması konusunda yaşanan kaosun sebebi, Fen-Edebiyat Fakültelerini tercih eden öğrenciler değildir. Bu
öğrenciler, Fen-Edebiyat tercihlerini mevcut sisteme güvenerek yapmışlardır. Şu anda görev yapan, on binlerce Fen-Edebiyat Fakültesi mezunu öğretmen bulunmaktadır" diye konuştu.
Alınan kararın sadece, Fen-Edebiyat Fakültelerini değil, öğretmenliğe kaynaklık eden, İlahiyat, Spor Akademileri gibi okulları da olumsuz etkileyeceğine dikkat çeken Bostan, "Türk Eğitim-Sen olarak, acele ve sonuçlarının neler olacağı derinlemesine düşünülmeden alınan söz konusu kararın, kazanılmış haklar ilkesi ve 200 bin gencimiz açısından, yeniden gözden geçirilmesi gerektiğine inanıyoruz. YÖK ve Milli Eğitim Bakanlığı beraberce, Eğitim Fakülteleri, Fen-Edebiyat Fakültelerinin ve sivil toplum
örgütlerinin katılımı ile en kısa sürede bir çalıştay düzenlemelidir. Çalıştay`da, hem Eğitim Fakültelerinin hem de Fen-Edebiyat Fakültelerinin içinde bulunduğu durum beraberce ele alınmalı, bundan sonra, Fen-Edebiyat Fakülteleri açısından nasıl bir yol takip edileceği, Eğitim Fakülteleri ile birleşip birleşemeyeceği gibi konular masaya yatırılmalı, ülke ve gençlerimizin geleceği yönünden kar, zarar analizleri yapılmalı ve en kısa zamanda uygulanacak bir yol haritası ortaya konulmalıdır" dedi.
YÖK`ün formasyon konusundaki kararını askıya aldığı yönde bir açıklama yapması gerektiğini ifade eden Bostan sözlerini şu şekilde tamamladı;
"Yukarda açıkladığımız çalışmalar yapılana ve sonuçlanıncaya kadar, YÖK formasyon konusundaki kararını askıya aldığını açıklamalıdır. Aksi takdirde, 200 bin öğrencinin umutsuz bırakılmasının tarihi sorumluluğu YÖK ve Milli Eğitim Bakanına ait olacaktır. Bundan sonra da, sayıları yüzü geçen Fen-Edebiyat Fakültelerinin bir anlamının kalmayacağı görülmelidir. Bu problemin aşılması için, Sayın Başbakan`da devreye girmeli ve söz konusu çalıştay`ın bir an önce yapılması için talimat vermelidir."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Dezavantajlı grupların istihdamına yönelik iş birliği protokolü imzalandı Dezavantajlı bireylerin toplumsal yaşama kazandırılması ve istihdam olanaklarının artırılması amacıyla Atatürk Üniversitesi, Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı ve Erzurum Ticaret Borsası (ETB) arasında önemli bir iş birliğine imza atıldı. "Dezavantajlı Grupların Hizmet Sektörüne Kazandırılması Projesi" kapsamında hazırlanan protokol; Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu, Erzurum Cumhuriyet Başsavcısı Adem Aydemir ve Erzurum Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Oral’ın katılımıyla imzalandı. Kuzeydoğu Anadolu Kalkınma Ajansına (KUDAKA) sunulacak proje ile denetimli serbestlik yükümlüleri ve eski hükümlülere yönelik 4 haftalık mesleki eğitim programları düzenlenmesi hedefleniyor. Proje kapsamında katılımcılara; aşçılık, servis yönetimi, hijyen ve sanitasyon başta olmak üzere hizmet sektörüne yönelik kapsamlı eğitimler verilecek. Eğitim sürecini başarıyla tamamlayan katılımcılar, sertifika almaya hak kazanarak otel, restoran ve lokanta gibi işletmelerde istihdam edilme imkânına kavuşacak. Projenin başvuru sahibi Erzurum Ticaret Borsası olurken; Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı Denetimli Serbestlik Müdürlüğü ile Atatürk Üniversitesi Turizm Fakültesi proje ortakları arasında yer aldı. Taraflar, projenin gerektirdiği tüm iş ve işlemleri iş birliği ve koordinasyon içerisinde yürütmeyi taahhüt etti. "Üniversiteler, topluma dokunan ve sosyal sorumluluk üstlenen yapılardır" Protokol imza töreninde değerlendirmelerde bulunan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu, üniversitelerin yalnızca akademik bilgi üreten kurumlar değil, aynı zamanda topluma dokunan ve sosyal sorumluluk üstlenen yapılar olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Hacımüftüoğlu: "Toplumsal bütünleşmenin güçlenmesi ve bireylerin yeniden hayata tutunabilmesi adına bu tür projeleri son derece kıymetli buluyoruz. Atatürk Üniversitesi olarak, bilgi ve birikimimizi toplumun her kesimiyle paylaşmayı temel bir sorumluluk olarak görüyoruz. Turizm Fakültemizin akademik katkısıyla yürütülecek bu eğitimlerin, katılımcıların mesleki yeterlilik kazanarak istihdama katılmalarına önemli bir kapı aralayacağına inanıyorum. Bu anlamlı iş birliğinin hayata geçirilmesinde emeği geçen tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı. İmzalanan protokol ile dezavantajlı bireylerin mesleki becerilerinin geliştirilmesi, ekonomik hayata katılımlarının artırılması ve toplumsal uyum süreçlerinin desteklenmesi hedeflenirken; kurumlar arası iş birliğinin güçlü bir örneği de ortaya konmuş oldu.
Gümüşhane Sürücülerin korkulu rüyası Tersun Dağı’nda kartpostallık görüntüler Gümüşhane-Şiran arasındaki en kısa güzergah olan 2 bin rakımlı Tersun Dağı Geçidi, etkili olan kar yağışının ardından kartpostallık görüntülere sahne oldu. Kıvrım kıvrım yolları ve dik rampalarıyla sürücülerin ’korkulu rüyası’ olan geçitte, karın oluşturduğu eşsiz manzara havadan görüntülendi. Doğu Karadeniz bölgesini İç Anadolu ve Doğu Anadolu’ya bağlayan en kısa ve en kritik güzergahlardan biri olan Gümüşhane-Şiran karayolu üzerindeki Tersun Dağı Geçidi, kış mevsiminin gelişiyle birlikte bambaşka bir kimliğe büründü. 2 bin metre rakımda yer alan geçit, kar yağışının ardından ladin ve çam ormanlarıyla kaplı coğrafyasında seyrine doyumsuz manzaralar meydana getirdi. Kar yağışının ardından kristalize olan ağaç dalları ve bembeyaz örtüyle kaplanan dik yamaçlar, havadan çekilen görüntülerle bölgenin doğal güzelliğini bir kez daha kanıtladı. Yol boyunca uzanan köknar ve çam ağaçlarının kar altındaki heybetli duruşu, sürücülere zorlu bir yolculuğun yanında görsel bir huzur da vaat ediyor. Tersun Dağı, sadece zorlu rampaları ve keskin virajlarıyla değil, sunduğu panoramik manzaralarla da biliniyor. Keskin virajları, dik rampaları ve kış aylarında eksik olmayan sisiyle bilinen geçit, karın ardından adeta bir labirenti andırıyor. Drone çekimlerine yansıyan görüntülerde, kar altındaki kıvrımlı yolların arasından süzülen araçlar, doğanın gücü karşısındaki mücadeleyi gözler önüne seriyor. Bölgedeki ormanlık alanlar, devasa ağaçların dallarındaki kar kütleleriyle kışın tüm görkemini yansıtıyor. Görsel güzelliğinin yanı sıra kış aylarında buzlanma ve tipi nedeniyle zaman zaman ulaşıma kapanma noktasına gelen Tersun Dağı, sürücüler için büyük bir sınav niteliği taşıyor. Kışın tüm sertliğinin hissedildiği geçitte, Karayolları ekipleri ulaşımın aksamaması için 7/24 mesai harcıyor. Bölge halkı ve yolu aktif kullanan sürücüler, yıllardır dile getirilen ’Tersun Tüneli’ projesinin bir an önce hayata geçirilmesini bekliyor. Tünelin yapılmasıyla birlikte hem can güvenliğinin maksimum seviyeye çıkacağı hem de yakıttan ve zamandan büyük tasarruf sağlanacağı vurgulanıyor.