EKONOMİ - 27 Nisan 2012 Cuma 13:43

TÜRKİYE SOYADA 2.5 MİLYAR TL CARİ AÇIK VERİYOR

A
A
A
TÜRKİYE SOYADA 2.5 MİLYAR TL CARİ AÇIK VERİYOR

Adana Ticaret Borsası (ATB) Meclis Başkanı Şahin Bilgiç, Türkiye`de 2011 yılında 2.3 milyon tonluk soya ve türevleri tüketilirken, bunun sadece 100 bin tonunun üretildiği, geriye kalan 2.2 milyon tonununsa ithal edildiğini söyledi. Bilgiç, soyadaki cari açığın ise 2.5 milyar TL olduğunu, bunun da çok ciddi bir rakam olarak öne çıktığını vurguladı.
ATB tarafından HiltonSA Adana Oteli`nde düzenlenen `İstişare Toplantısı`nda konuşan Bilgiç, Türkiye`de tarımsal üretiminde verimliliğin arttırılmasının bir zorunluluk olduğunu vurgulayarak, tarım ve hayvancılık sektörünün göz ardı edilemeyecek kadar önemli bir sektör olarak öne çıktığını kaydetti. Yeni `Teşvik Sistemi`nin, tarım stratejisi ile bütünleşmesi arzusunda olduklarını vurgulayan Bilgiç, Çukurova Bölgesi`nin gerek coğrafi konumu, gerekse de hava şartları ve toprak yapısı itibariyle önemli bir
potansiyele sahip olduğuna dikkat çekti. Bu potansiyelin tam anlamıyla kullanılması halinde hem bölge çiftçisine büyük katkı sağlanacağını, hem de sanayicinin kullanacağı hammaddeyi ülke kaynaklarından tedarik ederek, dışa bağımlılığın azalacağını savunan Bilgiç, konuyla ilgili olarak somut örnekler de verdi. Türkiye`de 2011 yılında yaklaşık 2.3 milyon ton soya ve türevlerinin tüketildiğine işaret eden Bilgiç, buna karşılık üretimin ise 100 bin tonda kaldığını ifade etti. Bilgiç, "Bunun yaklaşık yüzde
70`ini yani 70 bin tonunu Adana olarak biz üretmişiz. Yani ülke tüketiminin yüzde 4`ünü Adana karşılarken, yüzde 96 dışa bağımlıyız" dedi.
Soya ithalatının ton başına 650 dolara mal olduğuna işaret eden Bilgiç, "Soyada ürettiğimiz 100 bin tonu bir kenara bırakıp, 2.2 milyon tonluk bir ithalatı göz önüne aldığımızda ortaya bir milyar 430 bin dolarlık bir maliyet ortaya çıkarken, bugünkü kura göre bu rakam 2.5 milyar TL`ye denk geliyor. Bunu 650 dolarla çarptığımız zaman yaklaşık 1.5 milyar dolar paramız dışarı gidiyor. Bu bugünkü kurdan hesaplarsak 2,5 milyar TL ediyor. Bu ne demek oluyor? Türkiye, soyada 2.5 milyar TL`lik cari açık veriyor.
Bu küçümsenecek bir rakam değil. Bu rakamın dörtte birini ya da yarısını çiftçilerimize verdiğimiz zaman ben inanıyorum ki, dışa bağımlılığımız da büyük ölçüde azalacak. Buradaki dışa bağımlılığı sadece soyada değil, diğer ürünlerde de görmek mümkün" ifadesini kullandı.
Gıda güvenliği konusunda hazırlanan mevzuatı önemsediklerini kaydeden Bilgiç, mevzuatın aynı zamanda da sektörün geleceği açısından önemli bir uygulama olarak öne çıktığının altını çizdi. Şahin Bilgiç, "Sağlıklı gıda tüketimi, gelecek nesillerin yaşam kalitesi için vazgeçilmez en önemli unsurlarından biri. Tarladan sofraya gıda güvenliğinin sağlanması, bu toplumun bireyleri olarak hepimizin vazgeçilmezlerinden olmalı. Bu nedenle yeni mevzuatı uygulamada da başarı kazanmasını ümit ediyoruz" diye konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Marmaris Kordon Caddesi taksicilerinden belediyeye tepki Muğla’nın Marmaris ilçesi Tepe Mahallesi’nde bulunan Kordon Caddesi’nde Marmaris Belediyesi tarafından hayata geçirilmesi planlanan yürüyüş yolu ve meydan düzenlemesi projesine, cadde üzerinde hizmet veren üç taksi durağı basın açıklamasıyla tepki gösterdi. Taksi duraklarında görev yapan taksiciler, Marmaris Atatürk Meydanı’nda bulunan Atatürk Anıtı önünde bir araya gelerek kamuoyuna çağrıda bulundu. Yaklaşık 50 yıldır Kordon Caddesi’nde kesintisiz hizmet verdiklerini belirten taksi esnafı, söz konusu projenin ulaşım bilimine, şehir planlama esaslarına ve kamu yararı ilkesine aykırı olduğunu savundu. Açıklamada, "Bugün tartışılan mesele bir meydan meselesi değil; akıl mı rant mı, bilim mi keyfilik mi meselesidir" ifadelerine yer verildi. Taksiciler, Kordon Caddesi’nin kaymakamlık, emniyet birimleri, bankalar, liman, tur tekneleri, eczaneler ve taksi duraklarıyla Marmaris’in en kritik kamusal ulaşım akslarından biri olduğuna dikkat çekerek, bu hattın araç trafiğine kapatılmasının şehir içi ulaşımı olumsuz etkileyeceğini dile getirdi. Yapılan açıklamada, tek giriş-çıkışlı bölgelerde yayalaştırmanın alternatif ulaşım koridorları oluşturulmadan uygulanmasının trafik kilitlenmesine ve acil hizmetlere erişimde aksamalara yol açacağı vurgulandı. Marmaris’in bir metropol olmadığına işaret edilen açıklamada, ilçenin mevsimsel turizm ekonomisiyle ayakta durduğu, bu nedenle taksi duraklarının bilinçli bir planlamayla üç ayrı noktada konumlandırıldığı ifade edildi. Kordon Caddesi’nde Es Taksi’nin 38, Çınar Taksi’nin 23, Özlem Taksi’nin ise 26 araçla hizmet verdiği belirtilerek, bu dağılımın yıllara dayanan saha tecrübesinin sonucu olduğu kaydedildi. Durak sayısının bire düşürülmesinin yaklaşık bin kişinin geçimini doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyeceğini savunan taksiciler, böyle bir durumda Marmaris ulaşım sisteminin ciddi zarar göreceğini öne sürdü. Açıklamada, projenin hayata geçirilmesi halinde yalnızca taksicilerin değil, vatandaşların, esnafın, turistlerin, yaşlı ve engellilerin de mağdur olacağı belirtildi. "Henüz yazılı bir açıklama almadık" Basın açıklamasının ardından meydanda konuşan Marmaris Şoförler Odası Başkanı Bülent Kalaycı Marmaris Belediye Başkanı Acar Ünlü ile görüşme gerçekleştirdiklerini ve taleplerini ilettiklerini ancak şu ana kadar kendilerine yazılı bir açıklama ulaşmadığını söyledi. Kalaycı, "Biz Marmaris’in yararına yapılan tüm projelerin yanındayız, önce bunu belirtelim. Konu ile ilgili Belediye başkanımızla görüştük, tüm taleplerimizi kendisine ilettik. Ancak elimizde henüz yazılı bir belge yok. Burada 90 taksinin tek durakta toplanması yüzlerce taksi şoförünü ve taksici esnafını doğrudan etkiler" ifadelerini kullandı. Taksi esnafı, belediyenin projeye ilişkin işlemlerinin denetlenmesi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın sürece müdahil olması ve kamu zararına yol açtığı iddia edilen uygulamalar için müfettiş görevlendirilmesi talep ederek, tazminatlarının verilmesini istediler. Açıklamanın sonunda, taleplerin karşılanmaması halinde konunun yargıya taşınacağı belirtilerek, "Marmaris masa başında değil, yaşayanlarıyla yönetilmelidir" ifadeleriyle kamuoyuna çağrıda bulunuldu.
İzmir Hükümlülerin el emeği göz nuru ürünleri görücüye çıktı Ödemiş T ve M Tipi Ceza İnfaz Kurumlarındaki hükümlülerin el emeği göz nuru eserleri, tarihi Çakırağa Konağı’nda düzenlenen anlamlı bir sergiyle ziyarete açıldı. Satıştan elde edilen gelirlerin doğrudan hükümlülerin hesaplarına yatırılacağı bu özel sergi, 21 Aralık tarihine kadar ziyaretçilerini bekliyor. Ödemiş Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde, Ödemiş T Tipi ve M Tipi Ceza İnfaz Kurumlarında barındırılan hükümlü ve tutukluların topluma kazandırılması çalışmaları kapsamında anlamlı bir etkinlik gerçekleştirildi. Sosyal ve kültürel faaliyetler çerçevesinde üretilen yağlı boya resimler ve el sanatı ürünleri, Birgi Çakırağa Konağı önünde düzenlenen törenle sergilenmeye başlandı. Protokolden yoğun katılım Cumhuriyet Savcısı Fatih İbiş’in koordinesinde titizlikle hazırlanan serginin açılışına; Ödemiş Kaymakamı Hakan Yavuz Erdoğan, Ödemiş Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Karabulut, Ödemiş Belediye Başkanı Mustafa Turan, hakim ve savcılar, cezaevi müdürleri, denetimli serbestlik personeli ve çok sayıda vatandaş katıldı. Protokol üyeleri açılış kurdelesini kestikten sonra sergiyi gezerek ürünleri inceledi. Geliri hükümlülere umut olacak Serginin açılış konuşmasını yapan Ödemiş Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Karabulut, ceza infaz sisteminin sadece bir yaptırım değil, aynı zamanda bireyi topluma kazandırma süreci olduğunu vurguladı. Karabulut, "Burada sergilenen her bir ürün sabır, emek ve umutla üretilmiştir. Ürünlerin satış fiyatları bizzat hükümlüler tarafından belirlenmiş olup, elde edilen gelirler doğrudan kendilerinin veya ailelerinin hesaplarına yatırılacaktır. Bu sayede maddi durumu iyi olmayan bireylerin hayata tutunmalarına destek olunmaktadır" dedi. Tarihi mekanda sanat köprüsü Başsavcı Karabulut, serginin toplum ile ceza infaz kurumları arasında bir gönül köprüsü kurduğuna dikkat çekerek emeği geçen personele ve tüm kurumlara teşekkür etti. Tarihi Çakırağa Konağı’nın atmosferinde sergilenen özgün yağlı boya tablolar ve el sanatları ürünleri, katılımcılardan tam not aldı. Ziyaretçilerini bekliyor 18 Aralık’ta protokolün katılımıyla kapılarını açan sergi; 19, 20 ve 21 Aralık 2025 tarihlerinde de halkın ziyaretine açık kalacak. Vatandaşlar, hem sanata destek olup hem de hükümlülerin topluma yeniden kazandırılması sürecine katkı sağlayabilecek.