YEREL HABERLER - 27 Nisan 2012 Cuma 20:22

GARANTİ ANADOLU SOHBETLERİ

A
A
A
GARANTİ ANADOLU SOHBETLERİ

Garanti Bankası`nın 78`ncisini düzenlediği `Garanti Anadolu Sohbetleri` toplantısında, EXPO 2016 fuarının Antalya`ya getireceği değer tartışıldı.
Garanti Bankası`nın 2002 yılından bu yana düzenlediği `Garanti Anadolu Sohbetleri` toplantısı, "Antalya`ya Yeni Bir Fırsat: EXPO 2016 - Çiçek ve Çocuk Kenti Antalya" başlığı ile Dedeman Oteli`nde yapıldı.
Toplantıya Antalya Valisi Ahmet Altıparmak, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın, Süs Bitkileri ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Osman Bağdatlıoğlu, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Çetin Osman Budak ve İstanbul Bilgi Üniversitesi İİBF Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Asaf Savaş Akat katıldı.
EXPO 2016`nın da tartışıldığı toplantıda Uluslararası Bahçe Bitkileri Üreticileri Birliği Başkanı Doeke Faber ve International Destination Strategies Yönetici Ortağı Hans Van Driem, EXPO hakkındaki deneyim ve değerlendirmelerini paylaştı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Nafiz Karadere, Antalya`nın EXPO 2016`ya ev sahipliği yapacak olmasından son derece heyecanlandığını ve gururlandığını söyledi.
Bu dev organizasyonun Antalya`nın tüm dünyaya farklı bir açıdan tanıtılmasını sağlayacağını ifade eden Karadere, "160 yıllık EXPO tarihinde, Türkiye`nin ilk kez yer alacağı böylesine büyük bir organizasyon, yalnız Antalya`nın değil, hepimizin projesi olmalıdır. Projenin başarılı olması için kolları sıvamalı, topyekun bir seferberlik ortamı yaratmalıyız. Biz de bugün, Garanti Bankası olarak, Antalya`nın EXPO 2016`ya yönelik yapacağı çalışmaları desteklemek amacıyla buradayız. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim
ki, Antalyalıları geçmişte hiç bu kadar heyecanlı, inançlı ve ortak bir hedef etrafında kenetlenmiş görmemiştik" şeklinde konuştu.
EXPO`ların gerçekleştirildiği şehirlerin ekonomik ve sosyal yaşamına kattığı ivmenin yanı sıra kentin kimliğine de itibar kazandırdığını kaydeden Karadare, EXPO`ların aynı zamanda şehirlere sürdürülebilir gelişme kapısı araladığını söyledi.
8 milyon ziyaretçi, 10 ülkenin katılımını beklediklerini söyleyen Orta Anadolu süs Bitkileri ve Mamülleri ve İhracatçıları Birliği Başkanı Osman Bağdatlıoğlu ise Expo`nun tarihçesine değinerek "Expo 15-20 yıldır konuşulan bir konu, ama 4 yılda çok fazla konuşuldu. Tayland, Fransa, Kore ve Hollanda`da EXPO`lar yapılıyor. EXPO`nun alınmasındaki en büyük etken marka olan Antalya" dedi.
Botanik fuarların şehirlere kattığı değeri anlatan Uluslararası Bahçe Bitkileri Üreticileri Birliği Başkanı Doeke Faber EXPO`ların konuk olduğu şehirlerde çekici kılan faktörlerine değindi. Türkiye`nin bahçe bitkileri sektörünün hızla büyümekte, saygın ve global ölçekte itibar kazandığını söyleyen Faber EXPO 2016`nın Antalya için unutulmaz bir deneyim olacağını kaydetti.
Dünya Botanik EXPO`sunun yönetiminde aktif görev alan Hans Van Driem ise, geçmişte ve halen yürüttüğü projeler ışığında, EXPO 2016`nın Antalya`nın geleceğini nasıl şekillendirebileceği konusundaki öngörülerini paylaştı.
Toplantı, katılımcıların soru cevaplarıyla devam etti.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Baba-oğul kalaycılık mesleğini yaşatmaya çalışıyor Gaziantep’te kalaycılık mesleğinin son temsilcilerinden Ömer Çetinkaya, oğlu Halil İbrahim Çetinkaya ile birlikte mesleğini yaşatmaya çalışıyor. Kentte yaşayan 59 yaşındaki Ömer Çetinkaya, son yıllarda az sayıda ustanın ayakta tutmaya çalıştığı kalaycılık mesleğini 23 yaşındaki oğlu Halil İbrahim Çetinkaya ile birlikte sürdürüyor. Çelik mutfak eşyalarının kullanımının yaygınlaşması ve teknolojik yenilikler karşısında çok az kişinin yaptığı meslekler arasında yer alan kalaycılığa çocuk yaşında 45 yıl önce Şahinbey ilçesindeki tarihi Bakırcılar Çarşısı’nda çırak olarak adım atan Ömer Çetinkaya, kalfalık ve ustalık sürecinin ardından kendi iş yerini açtı. Mesleğini oğlu Halil İbrahim Çetinkaya’ya öğreten Ömer Çetinkaya, oğlu ile birlikte kale altındaki iş yerinde mesleğini yaşatmaya çalışıyor. İlkokul öğrencisi olduğu dönemden bu yana babasına destek olan ve okuldan arta kalan zamanlarda da iş yerinde çıraklık yapan Halil İbrahim Çetinkaya, babasından mesleğin tüm inceliklerini öğrendi. Oğluna mesleği yaşatmaları için nasihatler veren ve aynı zamanda da mesleği her yönüyle uygulamalı olarak öğreten Çetinkaya, oğlu ile birlikte müşterilerden gelen bakır eşyaları kalaylıyor. Unutulmaya yüz tutmuş mesleklerini yaşatmaya çalışan baba-oğul, birlikte hem ekmek paralarını kazanıyor hem de mesleklerini ayakta tutup gelecek nesillere aktarmanın mücadelesini veriyor. Yıllardır aynı çatı altında omuz omuza ocak başında bakır eşyaları kalaylayan baba-oğul, mesleklerini geleceğe taşımak için adeta bir köprü görevi görüyor. 45 yıldır mesleğini severek yapan Çetinkaya, çocuğuna adeta miras olarak bıraktığı mesleğini 15 yıldır oğluyla beraber devam ettiriyor. Mesleğinde çırak bulamazken oğluyla aynı işi yapıyor olmanın mutluluğunu yaşadığını belirten Ömer Çetinkaya, başkalarının çocuklarına miras olarak para bıraktığı bir devirde kendisinin oğluna meslek bıraktığını söyledi. 45 yıl önce kendi iş yerini açtığı mesleğe aralıksız devam ettiğini belirten Ömer Çetinkaya, "1980’de bu mesleğe başladım. Bu meslekte çok değerli bir ustam vardı, mesleğimi ustamdan öğrendim. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun, nur içinde yatsın. Ustamın benim üzerimde büyük emeği var. Mesleğimiz kalaycılık ve bakır eşyaları kalaylıyoruz. Meslekte 40-45 yıl geride kaldı. İlkokulu bitirdim, 1980 yılında başladığım mesleğimi yıllardır severek yapıyorum. 1980 yılından beri Allah’a çok şükür başka bir meslek yapmadım. Bu meslekte bir çırağın yetişmesi için 15-20 yıl geçmesi lazım. Eleman sıkıntısı olduğundan dolayı ben de oğlumu getiriyordum. Yıllardan beri oğlumla beri beraber çalışıp mesleğimize devam ediyoruz" dedi. Babasının yetiştirdiği Halil İbrahim Çetinkaya da ilkokul öğrencisi olduğu dönemden beri babasının yanında çalıştığını belirterek, "Ben 8-9 yaşından beri bu meslekteyim. Okuldan sonra gelir babamın yanında çalışırdım. Tatillerde babamın yanında çalışırdım. Mesleği babamdan öğrendim. Babamın bana öğrettiği mesleği devam ettiriyorum. Eleman yoktu. Bende babamı yalnız bırakmak istemedim. Liseye kadar okudum. Lisedeyken okulu bıraktım. Babamla birlikte mesleğimize devam ediyoruz. Çok şükür bir ekmeğimizi yiyoruz. Kalay yapıyoruz. Çaydanlık, sürahi ve eski bakırları kalaylıyoruz. Baba mesleğini yapmak güzel. Babama yardımcı olduğum için çok mutluyum. Babamla birlikte güzel bir şekilde çalışıyoruz. Mesleğimiz çok güzel" diye konuştu.
Eskişehir Huzurevinde kalan yaşlılar için etkinlik Eskişehir’deki Fethi Yılmaz Sezer Huzurevi’nde kalan yaşlı bireylerin keyifli vakit geçirebilmeleri adına bir etkinlik düzenlendi. Odunpazarı ilçesi Orhangazi Mahallesi’nde bulunan Fethi Yılmaz Sezer Huzurevi’nde kalan yaşlı bireyler için etkinlik düzenlendi, Huzurevi sakinlerinin keyifli vakit geçirebilmesi adına düzenlenen program kapsamında sanatçı Yaşar Aydın huzurevinde sahne aldı. Söylenen şarkılar esliğinde dans edip vakit geçiren yaşlı bireyler bir yandan sosyalleşirken bir yandan ise stres attı. Ayrıca etkinliğe Orhangazi Mahalle Muhtarı Hüseyin Erdemir ve mahalle sakinleri de katılım gösterdi. "İnşallah bunun devamı gelir" Orhangazi Mahalle Muhtarı Hüseyin Erdemir etkinlikle ilgili şunları söyledi: "Yaşlı Çınarlarımız da burada sevinçlidir. Hepsi güzel, vakti güzel seviniyorlar. İnşallah bunun devamı gelir." "Her ay bir mahallemizi buraya getireceğiz" Sanatçı Yaşar Aydın, "İlk programımızda demiştik ki Orhan Gazi mahallemizin sakinleri, muhtarımız bugün Fethi Yılmaz Sezer Huzurevi bütün Huzurevleri bir yerde toplandı efendim. Çok da güzel bir bina oldu. Her şeyiyle mükemmel. Her ay bir mahallemizi buraya getireceğiz. Derneklerimiz, sivil toplum kuruluşları, organizedeki büyük fabrika sahiplerimiz ve çalışanları, ilçelerimiz, büyük köylerimiz örnek veriyorum; Ayvalı, Bardakçı, Cevizi gibi köylerimiz de buraya otobüslerle getirip bu güzel insanlarla buluşturacağız" dedi.
Erzurum ER-VAK Başkanı Güzel; "Sarıkamış Harekâtı yüce Türk milletinin hafızasında hüzünlü bir sayfadır" Erzurum Kalkınma Vakfı (Er-Vak) Başkanı Erdal Güzel, Sarıkamış Harekatı’nın 111. yıl dönümü münasebetiyle yaptığı açıklamada Türk tarihinin en trajik sahnelerinin yaşandığı bu savaş sırasında, beyaz karları kefenleri yapan Allahuekber şehitlerini unutmadıklarını ve unutturmayacaklarını ifade etti. Güzel, çok uzun yıllar ülke gündeminden uzak tutulan ve karlar altında saklı kalan Allahuekber Şehitlerini 2003 yılında yaptıkları "Allahuekber şehitleri torunlarıyla buluşuyor" etkinliği ile gündeme taşıdıklarını ve uzun yıllar konunun takipçileri olduklarını belirterek ER-VAK’ın bu konuda büyük bir tarihi sorumluluğu yerine getirmenin haklı gururunu yaşadığını ifade etti. Sarıkamış Harekatı anma proğramlarıyla ilgili açıklamalarda da bulununan Güzel, tarihin seyri ve gerçekliği içerisinde bu proğramların yapılması gerektiğine dikkat çekerek Sarıkamış’ın o tarihlerde düşman işgalinde olduğınu, harekatın Erzurum’da planlandığını ve başlatıldığını, 3.Ordu Komutanı Hafız Hakkı Paşa’nın mezarının Erzurum’da bulunduğunu hatırlatarak anma merasimlernin Kars Kapı Şehitliğin’den başlatılmasını arzu ettiklerini söyledi. Güzel onbinlerce Mehmetçiğin, toprağı vatan yapmak uğruna soğuğa, tifüse ve Ruslara karşı vermiş olduğu ve sonu hüzünle biten şanlı mücadelenin yıl dönümünde Allahuekber ve Soğanlı dağlarında bir hilal uğruna canlarını veren şühedayı saygı, rahmet ve minnetle andıklarını ifade etti.