YEREL HABERLER - 01 Mayıs 2012 Salı 13:59

MEHMET DOLAŞ ÇALIŞMALARINI SÜRDÜRÜYOR

A
A
A
MEHMET DOLAŞ ÇALIŞMALARINI SÜRDÜRÜYOR

İngiltere`nin Manchester kentinde 3-6 Mayıs tarihleri arasında yapılacak olan Büyükler Taekwondo Avrupa Şampiyonası`nda ülkemizi temsil edecek olan Milli Sporcu Mehmet Dolaş, antrenmanlarını sürdürüyor.
54 kiloda yarışacak olan Dolaş, Milli Takım Kampında Teknik Direktör Ali Şahin nezaretinde yoğun bir şekilde çalışmalarına devam ediyor. Dolaş, Milli Takımı kadrosunda bulunan +87 kiloda 3 dünya birinciliği ve olimpiyat ikinciliği olan, `Dünyanın En Başarılı Sporcusu` unvanını elinde tutan Bahri Tanrıkulu ve 68 kiloda olimpiyat üçüncüsü ve dünya şampiyonu olan, 2011 yılında Dünya Taekwondo Federasyonu tarafından `Dünyanın En Değerli Sporcusu` unvanını alan Servet Tazegül ile aynı kadroda bulunuyor. Bu sporcuların boş zamanlarında kendisi ile ilgilenmeleri, moral, motivasyon ve psikolojik olarak yardımcı olmalarının kendisini mutlu ettiğini dile getiren Mehmet Dolaş, "Kampta ağabeylerimin benimle ilgilenmeleri, bilgi ve tecrübelerini aktarmaları beni çok mutlu ediyor. Ben de Avrupa Şampiyonası`nda ağabeylerimin izinden giderek ülkem ve ilim adına şampiyon olarak dönmek hedefimdir" dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum TOBB yönetim kurulu üyesi Özakalın, bölge ziyaretlerini tamamladı Bölge illerinde iş dünyasının sorunlarını yerinde tespit etmek ve istişarelerde bulunmak amacıyla başlattığı ziyaretlere devam eden, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Üyesi ve Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası (ETSO) Yönetim Kurulu Başkanı Saim Özakalın, programın ikinci gününde Iğdır, Doğubayazıt ve Ağrı’daki Oda ve Borsaları ziyaret etti. TOBB Oda ve Borsalar Daire Başkanlığı Uzmanı Kadir Akalın’ın eşlik ettiği Başkan Özakalın, Kars’tan Iğdır’a geçerek Iğdır Ticaret Borsası (ITB) ve Iğdır Ticaret ve Sanayi Odası’nı (ITSO) ziyaret etti. Iğdır Ticaret Borsası’nda Meclis Başkanı Kasım Çankaya ile görüşen Başkan Özakalın, tarım ve hayvancılık konusunda sektör sorunlarıyla ilgili bilgiler aldı. Ardından, Iğdır Ticaret ve Sanayi Odası’nı ziyaret eden Özakalın burada da Yönetim Kurulu Başkanı Kamil Arslan’la bir araya geldi. ITSO Yönetim Kurulu ve Meclis Üyelerinin de iştirak ettiği bir toplantıda şehrin ekonomisine yön veren sektörlerle ilgili konular üzerinde duruldu. Sınır ticaretiyle ilgili meselelerinin ağırlıklı olarak ele alındığı toplantıda sorunların aşılması noktasında yapılması gereken çalışmalar istişare edildi. Iğdır’dan sonra Doğubayazıt’a giden Özakalın, Doğubayazıt Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Can’la görüştü. Başkan Can’la şehrin meselelerini değerlendiren Özakalın, hazırlanacak raporda, başta sınır ticaretiyle ilgili konular olmak üzere bölge iş dünyasının sorunlarına yönelik yapılan tespitlere yer vereceklerini vurguladı. Özakalın Doğubayazıt’ın ardından bölge Oda ve Borsalara gerçekleştirdiği ziyaretlerin son durağı olan Ağrı’ya geçti. Ağrı Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Saim Alpaslan’la makamında bir araya gelen TOBB Yönetim Kurulu Üyesi ve ETSO Yönetim Kurulu Başkanı Özakalın, farklı sektörlerde yaşanan sorunları dinledi. Sorunların çözümü konusunda TOBB’un Oda ve Borsalarla iş birliği ve koordinasyon içinde çalışacağını kaydeden Başkan Özakalın, bölge Oda ve Borsalarla iletişimin en üst seviyede süreceğini dile getirdi. Ziyaretlerde Başkan Özakalın, Oda ve Borsa Başkanlarına üzerinde nazar boncuğu bulunan bir şilt ve Erzurum’un coğrafi tescilli ürünlerinden Oltu taşından yapılmış tespih hediye etti. Iğdır TB Meclis Başkanı Kasım Çankaya, Iğdır TSO Yönetim Kurulu Başkanı Kamil Arslan, Doğubayazıt TSO Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Can ve Ağrı TSO Yönetim Kurulu Başkanı Saim Alpaslan da Başkan Özakalın’a ziyaretinin anısına plaket ve çeşitli yöresel ürünler takdim ettiler.
Çankırı Üniversite öğrencileri sınav stresini kurdukları futbol takımıyla atıyor Çankırı’da eğitim gören üniversite öğrencileri, yaklaşan sınavların stresini kurdukları futbol takımı sayesinde atıyor. Çankırı’da Hukuk Fakültesinde eğitim gören geleceğin avukatları, yaklaşan sınavların stresini atmak için futbol takımı kurdu. Öğrenciler kurdukları takımla halı saha maçları yaparak sınav stresini atma fırsatı buluyor. Öğrenciler, kurdukları takımla sosyal ilişkilerini de geliştiriyor. Kurdukları takım sayesinde motivasyonlarının arttığını belirten öğrenciler, sınavlara daha rahat hazırlanabildiklerini kaydetti. “Sınav stresini kurduğumuz halı saha takımı ile hafifletiyoruz” Turnuvanın hakemliğini yapan Hukuk Fakültesi öğrencisi Mehmet İçöz, “Final sınavlarımıza yaklaşık 15 günlük kısa bir zaman kaldı. Haliyle öğrencilerin sınavlara çalışma stresini atmasını gerekiyor. Burada 30 yaşında da 18 yaşında da arkadaşlarımız var. Kimisi final sınavlarına kimisi de mesleğe giriş sınavlarına hazırlanıyor ve çok yüksek seviyede sınav stresimiz oluyor. Biz de bu sınav stresini kurduğumuz takımı ile hafifletiyoruz. Ben de bu turnuvada hakemlik yapıyorum. Burada bir dayanışma içerisinde sınav stresini yenebileceğimiz bir ortam oluşturduk ve bu ortam gayet başarılı ilerliyor” dedi. “Stresimizi atıp daha yoğun bir şekilde sınavlara hazırlanmamızı sağlıyor” Kurulan takımda oynayan Hukuk Fakültesi öğrencisi Ömer Efe “Final sınavlarımıza yaklaşık 15 gün kaldı. Sayılı günler kala sınav stresimizi bir nebze azaltmak için burada bir sporsal faaliyet gerçekleştiriyoruz. Geçen sene de aynı şekilde etkinlikler yapmıştık. Bu şekilde sosyal etkinliklerde bulunmanın öğrencilik açısından da bize çok faydası oluyor. Öğrenci arkadaşlarımızla stresimizi atıp daha yoğun bir şekilde sınavlara hazırlanmamızı sağlıyor. İnşallah bu tür etkinlikleri sürekli devam ettiririz” dedi. (BG-MK-
Düzce Dr. Özde “Anne sütü yaratandan yaratılana en güzel hediyedir” DÜZCE(İHA) – Dr. Şükriye Özde, “Doğumdan sonra ilk gelen kolostrum dediğimiz anne sütü, bebeğin aynı zamanda ilk aşısı olduğu için çok önemlidir” dedi. Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekim Yardımcısı ve Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Şükriye Özde, sağlıklı bebek yetiştirmede anne sütünün önemi hakkında dikkat çekici bilgiler paylaştı. Sağlıklı bir bebek yetiştirmek için anne sütünün önemini vurgulayarak sözlerine başlayan Şükriye Özde, “Bütün bebekler ve çocuklar sağlıklı olmak, sağlığını korumak için yeterince beslenme hakkına sahiptir. Emzirme ise; bebeklere ve çocuklara bu hakkı sağlayan en ideal yöntemdir. Sağlıklı bir büyümeye giden yolda atılması gereken ilk adım anne sütü ile emzirmenin korunması, desteklenmesi ve yaygınlaştırılmasıdır. Her annenin sütü bebeğine özeldir. Doğumdan sonra ilk yarım saatte, anne ile ten tene teması sağlayıp emzirmeliyiz. Yeni doğan bir bebeğin ilk ihtiyacı annesinin kokusu, sıcaklığı ve onun sütüdür. Ne kadar erken emzirmeye başlarsak anne bebek bağı o kadar çabuk oluşacak ve anne sütünden bebek bolca faydalanacaktır. Doğumdan sonra ilk gelen kolostrum dediğimiz anne sütü, bebeğin aynı zamanda ilk aşısı olduğu için çok önemlidir. Anne sütü ilk 6 ay bebeğin tüm ihtiyaçları karşılar ve büyümesi için tek başına yeterlidir, taze ve ekonomik bir besindir” dedi. Anne sütünün faydaları Bebek emzirmenin anne ve bebek için faydaları hakkında da bilgi veren Özde, “Anne sütünün bebeğe faydalarını sayacak olursak; her zaman sterildir, ısı derecesi idealdir, hidrasyon için gerekli suyu sağlar, besin değerleri bebeğin ihtiyaçlarına uygundur, koruyucu etmenleri içerir, hormonlar ve büyüme faktörleriyle bebeğin sağlıkla büyümesini destekler. Anne sütü alan bebekte solunum ve sindirim sistemi enfeksiyonları daha az görülür, orta kulak iltihabı riskini azaltır. Sağlıklı çene ve diş gelişimini destekler. Tip I,2 diyabetes mellitus, çöliak, obezite gibi kronik hastalıkların riskini azaltır. Astım, atopik dermatit gibi alerjik hastalıklara karşı koruyucudur. Ruhsal, bedensel ve zeka gelişimine yardımcı olur. Anne-bebek arasındaki bağın sağlıklı oluşmasını sağlayarak bebeklerin huzurlu ve mutlu olmasını sağlar. Anne için faydaları ise; her zaman ucuz, hazır ve zahmetsizdir. Anne ve bebek arasındaki duygusal bağ güçlenir, yeni bir gebeliği önlemede etkilidir. Annenin; meme kanseri, over kanseri riskini azaltır. Osteoporoz ve anemiden korur” diyerek emzirmenin sağlıklı bir bebek yetiştirmenin yanında annenin sağlığını korumada da ne kadar önemli olduğunu vurguladı. Bebekler her istediğinde emzirilmelidir Bebeklerin her istediğinde mutlaka emzirilmesi gerektiğinin ve akıllardan çıkarılmamasının altını çizen Dr. Öğr. Üyesi Özde, “İlk ay bebek emzirme sıklığı en yüksek olan aydır. 2. ve 3. aylarda bebek emmeyi öğrenir ve midesi ilk aya göre büyür. Bu nedenle bebek emzirme sıklığı değişir. Bebek, bir defada daha çok süt aldığı için daha uzun süre acıkmadan uyuyabilir. Emzirme aralıkları uzar. 6 aydan sonra ek gıdalar sayesinde süre sıklığı yine değişmeye devam eder. Yeni doğan bebekler için emzirme sıklığı kişiden kişiye farklılık gösterse de gün içerisinde ortalama 2 saatte bir emzirilmesi gerekir. Normal şartlarda bir bebek tek bir memede 15-20 dakika kalmalıdır. Eğer bebek hala emmek istiyorsa diğer memeyle emzirilmeye devam edilmelidir. İlk aydan sonra bebekler güçlü bir şekilde emmeyi öğrenir. Bebek emzirme saatleri eğer bebeğin gelişimi ideal şekilde ilerliyorsa uzamaya başlar. Örneğin 2 aylık bebek emzirme sıklığı geceleri eğer kendi uyanmıyorsa 4 saat kadar beklenilebilir. Bebek emzirme sıklığı 3 ayın sonunda uzamaya başlar. Altı aydan sonra başlanılan ek gıdalar sayesinde günde 4-5 kez emzirilmeye kadar düşer” ifadelerini kullandı. Bebeğin acıktığını ve doyduğunu gösteren belirtiler Bebeğin emmek istediğini anlatan birtakım işaretleri olduğunu söyleyen Özde bunları; “Bebek elini ağzına götürüyor ve parmaklarını emmeye çalışıyorsa, ağzını açarak dilini dışarı çıkarıyorsa, kucağa alındığında kafasıyla meme arıyorsa bu bebeğin emmek istediğine işarettir” şeklinde sıraladı. Başarılı emzirmenin anneye ve bebeğe ait belirtilerinin olduğunu vurgulayan Dr. Özde, anneye ait belirtilerini; “Emzirme önce ve sonrasında memede dolgunluk, bebek emerken diğer memeden süt akması, memelerde iğneler batma hissinin varlığı, doğum sonrası ilk günlerde emzirme sonrası rahimde kasılmaların hissedilmesi, meme başında ağrı olması” şeklinde sıralarken, bebeğe ait belirtilerinde ise; beslenme yeterliliğinin en önemli göstergesinin haftalık tartı alımı olduğunu vurgulayarak, ilk 6 ayda 150-250 gr/ hafta tartı alımının ideal olduğunu söyledi. Ayrıca günlük en az 5-6 defa idrar çıkışı ve bir defa da kaka yapıyor olmasının bebeğin yeterli beslendiğinin işaretlerinden olduğunu sözlerine ekledi. Daha huzurlu olurlar Anne sütü alan bebeklerin sindirim sistemi yakınmalarının mama alanlara göre kesinlikle daha az olduğunun altını çizen Dr. Şükriye Özde, anne sütü alan bebeklerin daha huzurlu bebekler olduğunu vurguladı. Birçok annenin, sütünün yetersiz olduğunu düşünerek ek besine ya da mamaya başladığını söyleyen Özde, “Her anne iki bebek büyütecek süt üretme kapasitesine sahiptir. Bazen bebekler yeterince süt almazlar ancak; bunun genellikle nedeni bebeklerin yeterli veya etkin emmemesidir. Bu süreçte anneleri; anne sütünün artması için; yorgunluğunu, uykusuzluğunu paylaşıp destekleyerek endişe ve stresini azaltmak anneye ve bebeğe vereceğimiz en kıymetli hediyedir. Anne sütünü arttırmak için; bebeği her istediği zaman istediği kadar emzirmek de çok etkilidir. Anne sütü ne kadar talep olursa o kadar çok olacaktır. O nedenle sütünüzü arttırmak için özellikle ilk on gün boyunca saate bakmaksızın bol bol emzirin. Emzirmek anneler için anne ile bebek arasında bağı güçlendirir ve anne için doğal sakinleştiricidir” dedi. Emzirme destek sistemi nedir Emzirme destek sistemi hakkında da bilgi veren Özde, “Anne ya da bebek kaynaklı bazı sağlık sorunları nedeniyle yeterli emzirme mümkün olmadığı durumlarda, anne sütü eksikliği ya da yokluğu gibi durumlarda gelişimlerini sürdürebilmeleri için çocuk doktorunuza danışarak bebeklere beslenme desteği verilmesi gerekebilir. Ebeveynler; sağılmış anne sütü, devam sütü gibi beslenme desteklerini kimi zaman biberon, fincan ya da kaşıkla verirler. Aslında bebeğin olumlu beslenme alışkanlıkları geliştirmesine ve anne ile bağ kurmasına yardımcı olan başka bir yöntem vardır: Emzirme destek sistemi (EDS). Emzirme destek sistemi, beslenme takviyesi verilmesi gereken bir bebeğin hem memeden emip hem de ihtiyaç duyduğu gıdaları almasına yardımcı olan bir araçtır. Bu emzirmeyi destekleyici sistemde; bir tüpün ucu, meme başına sabitlenerek memeyi kavrayan bebeğin ağzına doğru sokulur. Tüpün ucu, bebeğin ağzına memenin ucu kadar yerleştirilmelidir. Tüpün diğer ucunda ise sağılmış anne sütünün bulunduğu biberon benzeri bir hazne bulunur” şeklinde konuştu. “Hastanemiz anne ve bebek dostu hastanedir” Bebekler için anne sütünün önemini tekrar vurgulayarak sözlerine devam eden Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekim Yardımcısı ve Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Şükriye Özde, “Anneler bebeklerini anne sütü ile besleyerek bebeklerinin üzerine en iyi yatırımı yapmış olurlar ve yarınlarını garanti altına alırlar. Anne sütü; Yaratandan yaratılana en güzel hediyedir. Bu nedenle anne sütü her bebeğin en doğal hakkıdır. Sağlıklı nesiller için anne sütünün öneminin farkındayız. Hastanemiz; Anne ve Bebek Dostu Hastanedir” diyerek sözlerini sonlandırdı.