GENEL - 02 Mayıs 2012 Çarşamba 11:41

OKUL SÜTÜ PROJESİ`NE TZOB`DAN TAM DESTEK

A
A
A
OKUL SÜTÜ PROJESİ`NE TZOB`DAN TAM DESTEK

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 7 milyon 63 bin 768 çocuğa her gün en az 200 mililitre uzun ömürlü süt dağıtılmasını sağlayacak Okul Sütü Projesi`ni çok önemsediklerini ve atılan bu olumlu adımı sonuna kadar desteklediklerini belirtti.
Konuyla ilgili yazılı açıklama yapan Bayraktar, okullarda süt dağıtımının bugün başladığını hatırlatarak, sütün, sadece bebeklikte değil, insan yaşamının her evresinde tüketilmesi gereken bir besin olduğunu, düzenli süt tüketimi alışkanlığının, bebeklikten yaşlılığa, bireyin zihinsel ve fiziksel gelişimine, vücudunun güçlenmesine ve sağlığının korunmasına çok ciddi oranda katkı sağladığını vurguladı.
GÜNDE 3-4 SU BARDAОI SÜT TÜKETİLMELİ
Süt tüketiminin genellikle ileri yaşlarda görülse de temeli çocukluk ve gençlik dönemine dayanan osteoporoz (halk arasında bilinen adıyla kemik erimesi) hastalığına yakalanma riskini azalttığını hatırlatan Bayraktar, Sağlık Bakanlığı`nın, bireylerin günlük olarak tüketmesi gereken süt miktarını çocuklarda, ergenlerde, gebe/emzikli kadınlarda ve menopoz sonrası kadınlarda 3-4 su bardağı, yetişkinlerde ise 2 su bardağı olarak tavsiye ettiğini belirtti. Kalsiyum, protein, A, B, D, E vitaminleri bakımından
zengin olan sütün, kemik ve dişlerin sağlıklı gelişiminde, bağışıklık sisteminin güçlenmesinde, göz, saç ve deri sağlığında, sinir ve sindirim sisteminin düzenlenmesinde ve büyümede etkin rol oynadığını bildiren Bayraktar, "Bu nedenle büyüme ve gelişme çağından itibaren çocukların, gençlerin, anne adaylarının, yaşlıların süt ve ürünlerini dengeli biçimde tüketmesi gerekmektedir. Ayrıca yapılan araştırmalar sütün, bireylerin sağlığı üzerindeki olumlu etkilerinin yanı sıra osteoporoz, kanser, kalp krizi,
obezite gibi pek çok hastalığa karşı vücudu koruduğunu göstermektedir. Günde 2-3 bardak süt içenlerde kolon kanseri, meme kanseri ve over (yumurtalık) kanseri riskinin ciddi oranda azaldığı bildirilmektedir. Tüm dünya ülkeleri, süt tüketiminin artırılması adına ciddi çalışmalar yürütmektedir. Bu çalışmaların yürütülmesinde ve yeni inisiyatiflerin oluşturulmasında devlet, sivil toplum ve özel sektör kuruluşlarının işbirliği esas alınmaktadır. Ayrıca, tüm bu girişimlere halkın katılımı da son derece
önemlidir. Ancak ne yazık ki ülkemizde süt tüketim alışkanlığı yaygın değildir. Bu doğrultuda yapılan araştırmalar Türk halkında süt tüketiminin çay, su ve gazlı içeceklerden sonra 4. sırayı aldığını göstermektedir" dedi.
TÜRKİYE, DÜNYA İNEK SÜTÜ ÜRETİMİNİN YÜZDE 2,08`İNİ KARŞILIYOR
Bayraktar, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü`nün (FAO) verilerine göre, 2010 yılında dünyada 599 milyon 438 bin 3 tonu inek sütü olmak üzere 720 milyon 870 bin 390 ton süt üretildiğini, Türkiye`nin 12 milyon 480 bin 100 tonu inek sütü olmak üzere 13 milyon 605 bin 594 tonluk üretimle 11`inci sırada bulunduğu bilgisini verdi. Bayraktar, dünyada sütün çok önemli bir ürün haline geldiğini, toplam 179,2 milyar dolarla dünyada ürün bazında değer olarak en büyük üretimin inek sütünde yapıldığını
vurguladı. Türkiye`nin, 2010 yılında 12 milyon 480 bin 100 ton inek, 816 bin 832 ton koyun, 272 bin 811 ton keçi, 35 bin 851 ton manda sütü ürettiğini bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:
"İnek sütü, Türkiye`de de ürün bazında değer olarak en büyük üretimin gerçekleştirildiği kalemdir. Ülkemizde 2010 yılında 3,9 milyar dolarlık inek sütü üretilmiştir. Dünya nüfusunun yüzde 1,06`sı kadar olmasına rağmen, dünya inek sütü üretiminin yüzde 2,08, toplam süt üretiminin ise yüzde 1,89`unu karşılıyor. Son yıllarda süt üretiminde çok önemli bir artış var. Fakat üretimde sürekliliğin sağlanması için fiyat istikrarının korunması gerekir. Türkiye`de Mart-Nisan-Mayıs döneminde doğumlara bağlı süt
üretimi artıyor. Zamanlamanın doğumlara bağlı süt üretiminin arttığı döneme denk getirilmesi, sütte fiyat istikrarının korunması açısından da çok yerinde olmuştur. Uzun vadede yürütülecek Okul Sütü Projesi sayesinde Türkiye`de süt kalitesi yükselirken, aynı zamanda hayvancılık ve hayvancılıkla ilişkili diğer sektörler de gelişecek; bu sektörlerde istihdam kapasitesi artacaktır. Yine Okul Sütü Projesi ile beslenme yetersizliğinden kaynaklanan gelişim bozukluklarına yönelik yapılan harcamaların
azalacaktır. Türkiye, Okul Sütü Projesi`nden sosyal gelişimin yanı sıra ekonomik anlamda da topyekun bir fayda sağlayacaktır. Bu tip programlar; sağlıklı nesillerin yetişmesi açısından sosyal; tüketim alışkanlıklarının artırılarak süt ve süt ürünlerine talep yaratılması ve süt sektöründe arz-talep dengesinin sağlanması açısından da ekonomik fayda sağlamaktadırlar. Bu nedenle, sağladığı fayda ve gelişmiş ülkelerdeki uygulamalar dikkate alındığında, bu projenin başlatılmasının yanında, ayrıca bu projenin
peynir, yoğurt gibi süt ürünleri ile çeşitlendirilmesi ve mutlaka yasal bir zemine oturtulması gerektiğine inanıyoruz. Böylece, bu programların uygulandığı ülkelerdeki gibi sağlıkl nde 2-3 bardak süt içenlerde ı nesillerin yetiştirilmesi devlet garantisine alınmış olacaktır."
60`DAN FAZLA ÜLKEDE OKUL SÜTÜ PROGRAMI UYGULANDI
Gelişmiş ülkelerde süt tüketim rakamlarının Türkiye ile karşılaştırıldığında; kişi başına Avrupa Birliği`nde 10,7, ABD`de 11,8 kat daha fazla süt içildiğini belirten Bayraktar, "Dünyada birçok ülke bu sorunu çözmek için bireyleri özendirici ve teşvik edici okul sütü programlarına başvurmaktadır. Mevcut veriler 60`dan fazla ülkede okul sütü programlarının uygulandığını göstermektedir. Süt tüketimini artırma amaçlı gelişmiş ülkelerde uygulanan programlar genel itibarıyla yasal altyapısının olması
noktasında benzerlik göstermektedir. Uygulamalardaki farklılıklar ise ülkeden ülkeye değişmektedir. Örneğin; AB`de, eğitim kuruluşlarındaki öğrencilere, işlenmiş süt ürünlerinin tedarik edilmesi için topluluk yardımları verilmektedir. Ayrıca, bu yardımlara ilaveten üye ülkeler, aynı ürünler için ulusal yardımlar da verebilmektedir" dedi.
Bayraktar, Çek Cumhuriyeti`nin, çalışmalarda ulaşılan başarıda devletin rolünü en açık şekilde ortaya koyan ülke olduğunu kaydederek, "Küçük ölçekli bir işletme tarafından 1996 yılında Çek Cumhuriyeti`nin başkenti Prag`da başlatılan Okul Sütü Programı, AB`ye üyelik sürecinde, 1999 yılından itibaren devlet projesi haline gelmiştir. Çek Cumhuriyeti`nde, 2004 yılında, 2 bin 569 okulda 540 bin öğrenciye süt ve süt ürünleri (uzun ömürlü UHT süt, aromalı süt, yoğurt, sütlü tatlılar, sütlü çikolatalar )
dağıtılmış ve programın süt tüketiminde yüzde 19 oranında bir artış sağladığı gözlenmiştir. Program `Laktea` adlı kar amacı gütmeyen bir kuruluş tarafından yürütülmüş ve finansmanın yüzde 50`si ulusal ve topluluk yardımları ile yüzde 50`si ise aileler tarafından karşılanmıştır. Bir diğer başarılı uygulama örneği Portekiz`dir. Bu ülkede `Okul Sütü` uygulamaları sonucunda yıllık kişi başına içme sütü tüketimi 29 litreden 70 litreye yükselmiş, 10 yıl içinde boy ortalamasında 3 santimetreye yakın artış
olmuş, ayrıca çocukların okula devam ve zihinsel aktivitelerinde belirgin değişiklikler gözlenmiştir" dedi.
Okul sütü programlarının aynı zamanda süt hayvancılığında istikrarı sağlamak ve süt piyasasını düzenlemek için bir araç olarak kullanıldığını da ifade eden Bayraktar, "Avrupa Birliği Komisyonu Okul Sütü Programının genel amaçlarından birini `Süt ürünleri pazarını genişletmek` olarak belirtmektedir. Komisyon, programın esas amaçlarından birini ise `AB pazarında süt ürünleri için istikrar sağlamak ve yaşama standartlarının yükseltilmesine katkıda bulunmak` şeklinde açıklamaktadır. Okul sütü, toplam ulusal
süt tüketiminin; Tayland`da yüzde 25, Japonya`da yüzde 9, ABD`de yüzde 7, Finlandiya`da yüzde 5, Norveç`te yüzde 4, İsveç`te yüzde 4, Kanada`da ve Danimarka`da yüzde 3`ünü oluşturmaktadır" dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Başkan Sandıkçı: "2025 yılında ilçeye 27,8 kilometre yeni beton yol kazandırdık" Samsun Canik Belediye Başkanı İbrahim Sandıkçı, güvenli ve konforlu ulaşım seferberliğiyle çalışmaya devam ettiklerini ifade ederek, 2025 yılında ilçeye 27,8 kilometre yeni beton yol kazandırdıklarını belirtti. Canik Belediye Başkanı İbrahim Sandıkçı, ilçede ulaşım atağını hız kesmeden sürdürdüklerini söyledi. Canik’in 52 mahallesinde yol çalışmalarını eş zamanlı olarak yürüttüklerini vurgulayan Başkan İbrahim Sandıkçı, 2025 yılında 27,8 kilometre yeni beton yolun yapımını tamamlayarak vatandaşların kullanımına sunduklarını belirtti. Canik’te beton, asfalt ve taş parke yol çalışmalarının yanı sıra yol açma çalışmalarıyla da yeni yollar açarak, ilçenin ulaşım ağını daha güçlü bir hale getirmeye devam ettiklerini kaydeden Başkan İbrahim Sandıkçı, "Canik’imizde güvenli ve sorunsuz bir ulaşım için aralıksız bir şekilde çalışıyoruz" dedi. "2026 yılı yol çalışma programımız hazır" Canik’te 2025 yılı beton yol yapım çalışmalarını yoğun bir şekilde sürdürdüklerine ve bu çalışmalar çerçevesinde şu ana kadar 20 bin metreküp beton kullandıklarına değinen Başkan İbrahim Sandıkçı, ilçede devam eden yol çalışmalarıyla ilgili şunları söyledi: "Canik’imiz için sahada var gücümüzle çalışıyor, güvenli ve konforlu yolları hemşehrilerimizin hizmetine sunmaya devam ediyoruz. 52 mahallemizin tamamında yol çalışmalarımızı koordineli bir şekilde sürdürüyoruz. Hızlı ve etkin hizmet anlayışıyla yol çalışmalarımızı eş zamanlı olarak yürütüyoruz. Yeni asfalt, beton ve taş parke yolları ilçemize kazandırdık. Yeni yollar açarak mesafeleri kısalttık, ulaşım ağımızın gücüne güç kattık. Sathi kaplama çalışmalarımızı özveriyle gerçekleştirdik. 2025 yılı yol çalışmalarımız çerçevesinde yapımını tamamladığımız 27,8 kilometre yeni beton yolu hemşehrilerimizin hizmetine sunduk. 2026 yılı yol çalışma programımız hazır. Canik’imiz için durmuyoruz, çalışıyoruz, üretiyoruz. Güvenli, konforlu ve sorunsuz ulaşım hedefiyle ulaşım alanında yeni yatırımları ilçemize kazandırmaya devam edeceğiz. Yeni, konforlu ve güvenli yolları hemşehrilerimizle buluşturmayı sürdüreceğiz."
Kayseri Melikgazi Belediyesi 2025 yılında 780 adet işletmeye ruhsat verdi İlçede esnafın her zaman yanında olan esnaf dostu Melikgazi Belediyesi, 1 yıl içerisinde 780 adet işyeri açma ve çalıştırma ruhsatı verdi. İlçe genelinde ekonomik hayatın canlanmasına katkı sağlayan ve gerekli yükümlülükleri yerine getiren işletmelere ruhsat verdiklerini söyleyen Melikgazi Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Palancıoğlu, "Esnaflarımız, şehrimizin ekonomik ve sosyal hayatının temel yapı taşlarından biridir. Bizler de belediye olarak bu yapının düzenli, güvenli ve sürdürülebilir şekilde işlemesini sağlamak zorundayız. Melikgazi Belediyesi olarak esnaf kardeşlerimizle her zaman iletişim ve iş birliği içindeyiz. Aynı zamanda esnafımızın talep ve ihtiyaçlarını dinleyerek çözüm odaklı çalışmalar da yürütüyoruz. Yapılan çalışmalar kapsamında gerekli denetim ve incelemeleri tamamlanan işletmelerimize ruhsatlarını veriyoruz. 2025 yılında ilçemizde hizmet veren 780 adet işyerine ruhsat verdik. Ruhsatlandırma süreçlerimiz hızlı ve şeffaf bir şekilde yürütülüyor. En çok ruhsat verdiğimiz işletmelerin başında yeme içme mekanları yer alıyor. Ayrıca 5 yıldır "e-İşyeri Ruhsat" modülümüzle vatandaşlarımız kolaylıkla internet üzerinden ruhsat başvurusunda bulunuyor. Verdiğimiz ruhsatlar hem istihdama hem de yerel ekonomiye önemli katkı sağlıyor. Girişimciliği her zaman destekleyen belediyemiz, istihdamın artmasına ve yerel ekonominin güçlenmesine, düzenli, güvenli ve sürdürülebilir ticari hayatın devam etmesine katkı sunmayı kararlılıkla sürdürecek" dedi.
Bilecik Bozüyük’te okul duvarları sanatla hayat buldu Bilecik’in Bozüyük ilçesinde, Yavuz Sultan Selim Ortaokulunun duvarları dev birer tuvale dönüştü. Grafiti Sanatçısı Adil Çal, gerçekleştirdiği sanatsal dokunuşlarla hem okul çevresini güzelleştirdi hem de mahalle sakinlerine görsel bir şölen sundu. Estetikten yoksun karalamalarla kötü bir görünüme sahip olan okul duvarı bu çalışma sayesinde rengarenk bir hâle döndü. Bozüyük sokakları, grafiti sanatının en estetik örneklerinden birine ev sahipliği yapıyor Yavuz Sultan Selim Ortaokulunun bahçe duvarlarına uygulanan "Stalker" ve "Ghost" temalı çalışmalar, bölgeye modern ve dinamik bir hava kattı. Doğal manzaralarla harmanlanan sevimli karakter figürleri, özellikle çocukların ve gençlerin büyük ilgisini çekiyor. Ön yargıları sanatla kırmak Sanatçı Adil Çal, bu projenin sadece bir boyama çalışması olmadığını, temel amacın grafiti sanatına yönelik bakış açısını değiştirmek olduğunu vurguladı. Sanatın sokakla buluştuğu bu noktada; gri ve soğuk duvarların yerine renkli, enerji dolu ve estetik bir çevre oluşturulması hedeflendi. Mahalle sakinlerinden tam not Okul çevresinden geçen vatandaşlar ve öğrenciler, karşılaştıkları bu manzara karşısında memnuniyetlerini dile getirdi. Bu tür sanatsal faaliyetlerin, çocukların hayal dünyasını geliştirdiği ve çevreye karşı aidiyet duygusunu artırdığı belirtiliyor. Grafiti sanatının sadece bir "duvar yazısı" değil, bir ifade biçimi ve şehre değer katan bir sanat dalı olduğu, Bozüyük’ün bu renkli duvarlarıyla bir kez daha kanıtlanmış oldu.
Kayseri Altında yükseliş beklentisi Kayseri’de sarraflık yapan Murat Polat, 2025 yılında altının tahminlerden daha hızlı yükseldiğini söyleyerek, "Altın yeni yılda da yükselmeye devam edecek diye düşünüyoruz" dedi. 2025 yılında altının beklentilerinin üzerinde yükseldiğini söyleyen Sarraf Murat Polat, "2025 yılı altın için yine zirve oldu diyebiliriz. Tahminlerimizin üzerinde Eylül ayı ile başlayan ciddi anlamda bir yükseliş oldu. Bu yükseliş her zaman oluyordu ama Eylül ayı ile olan yükselişe ekstra da diyebiliriz. Hem beklentimiz vardı hem de şaşırttı diyebiliriz. Yükselişine ciddi anlamda devam etti ve 2026’ya kadar bekliyoruz. 2026 yılı eğer 2025’teki hızı ile devam edecek mi diye düşünürsek ki öngörüler o yönde. Altının ons anlamındaki yükselişi hızla devam edecek gibi görünüyor. 2025 yılında olan bu hızını kaybetmeden daha da hızlı devam edecek diye tahminde bulunabiliriz" dedi. Polat, altına korkmadan yatırım yapılabileceğini söyleyerek, "Artıları ve eksileri ne olacak dersek de altının bu hızla yükseldiğini düşünürsek insanların eskisi gibi alım gücü yok. Altın da yükselmeye devam ettikçe bu daha da zorlaşacak. Bir çeyrek altın bugün 9 bin 500 TL bandında ve bunun 2026’da 15 binlere çıktığını düşünelim insanlar nasıl altın alacak? Bizim için iş anlamında mutlaka düşüşler olacaktır. İnsanların alım gücü düştükçe ve altında yükseldikçe bizi zor günler bekliyor diyebiliriz tabi ki. Altın suni düşüşleri mutlaka olmuştur ama reelde her zaman yükseldi. ‘Benim boşta param var, yatırım olarak bir şey almak istiyorum’ derseniz kesinlikle altın her zaman güvenli bir yatırım. Altına hiç korkmadan yatırım için devam edebiliriz diyebilirim" ifadelerini kullandı.