YEREL HABERLER - 29 Şubat 2012 Çarşamba 12:16

GEYVE`DE 28 ŞUBAT KONFERANSI

A
A
A
GEYVE`DE 28 ŞUBAT KONFERANSI

Özgür-Der Geyve Temsilciliği tarafından düzenlenen ‘Darbeci Zihniyet ve 28 Şubat’konulu konferans Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya ve Genel Başkan Yardımcısı Kenan Alpay’ın katılımı ile gerçekleştirildi.
Geyve Kültür Merkezinde gerçekleştirilen program Sıtkı Duman’ın Şuara suresinin son ayetlerini okuması ve mealini vermesi ile başladı. Ardından Özgür-Der Adana Şubesi tarafından hazırlanan Özgür-Der kuruluş sürecini ve diğer şube ve temsilciliklerle birlikte yapılan etkinlik ve eylemliliklerin tanıtıldığı sine vizyon gösterimi yapıldı.
Daha sonra programa konferansla devam edildi. Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya sunumuna 28 Şubat nedir ve nasıl tanımlanmalıdır? Nasıl bir geleneğe yaslanmakta ve gücünü ve cesaretini nereden almaktadır? Sorularını sorarak başladı. Ümmetten bir ulus yaratma projesinin üzerine ciddi olarak düşünülmesi gereken bir olgu olduğunu vurgulayan Kaya “Burada ümmet gericiliği irticayı kötüyü ulus ise ilerlemeciliği kalkınmayı iyiyi temsil etmektedir. Egemenler bu zihin yapısını en başta yerleştirmeye çalışmışlardır” dedi.
“28 Şubatı süreklilik boyutu içerisinde değil de adeta nevzuhur bir gelişme olarak değerlendirmek yanlıştır” diyen Kaya sözlerine şöyle devam etti: “28 Şubat bir ilk değildir. Tarihi kökleri vardır. Egemenlerin zora sopaya başvurma geleneklerinin bir devamıdır. Bu yönüyle 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül gibi 28 Şubatta darbenin ve darbecilerin ruhuna uygun ayarlanmış ve halka dayatılmıştır. Sistem ülkenin kendisine göre yoldan çıktığına karar verdiğinde bunu az önce saymış olduğumuz darbelerle balans ayarı yaparak tekrar istediği ve hoşnut olacağı bir noktaya çekmeyi arzulamaktadır. Darbelerin ve özellikle de 28 Şubat’ın merkezinde Genelkurmay vardır. Askeri bürokrasi sivil bürokrasi özellikle yargı etkin rol oynarlarken sermaye çevreleri TÜSİAD ve medya aydınları ve üniversiteler ile resmi STK’lar da üzerlerine düşen görevi harfiyen yerine getirmektedirler. 28 Şubat geniş çaplı ve ciddi destekli bir operasyondur. Kampanyalar yoluyla halka olmayan olaylar olmuş gibi gösterilmiş veya abartılarak inandırılmaya ve bu şekilde algı oluşturulmaya çalışılmıştır. Bu anlamda Susurluk olayı bile kullanılmış o dönemin Hükümetinin zaafları iyi değerlendirilerek darbeye hazırlık anlamında manipüle edilmiştir.”
28 Şubat sürecinin öne çıkan özelliğinin İslami kimliğe topyekun bir şekilde savaş açmak olarak özetleyen Kaya, “Bu anlamda 12 Eylül zihniyeti ile de kesişen bir özelliğe sahiptir. Bildiğimiz gibi 28 Şubat’ın ana figürü Sincan’daki Kudüs gecesi programı ve buradaki İsrail’e atılan taş atma mizansenidir. Hemen ardından Sincan’da tankların yürütülmesi ve bundan kısa bir süre önce Genelkurmay Başkanı Karadayı’nın İsrail ziyaretinde bulunmasıdır. 28 Şubat’la birlikte ardından İsrail ile akıl almaz derecede askeri işbirliği anlaşmaları yapılmıştır. İkinci olarak hukuktan ve adaletten bağımsız yargı olgusu. Bununla ilgili olarak verilen brifingleri verebiliriz. Bu süreçte otobüslere bindirilerek Genelkurmay’a getirilen hukuk adamlarına brifingler verilmiş ve koca koca yargıçlar bu brifingi dakikalarca ayakta alkışlamışlardır.Üçüncü olarak sermaye çevrelerinin fırsat düşkünlükleri ve çıkarcılıklarıdır diyebiliriz.28 Şubatta ordu ve sermaye el ele hareket etmiştir. Sermaye sürekli güçlünün yanında yer almış hak hukuk tanımamıştır. Son olarak sindirilmiş ve kişiliksizleştirilmiş bir toplum oluşturma idealini sayabiliriz” dedi.
Kaya konuşmasını şu ifadelerle tamamladı: “Sonuçta 28 Şubatta binlerce utanç manzaraları oluşmuştur. Binlerce başörtülü kız öğrenci mağdur olmuştur. Darbeciler mutlak bir galibiyet elde etme hevesine kapılmışlardır. Ancak hevesleri kursaklarında kalmıştır. Ne yapılmalı denecek olursa ne 28 Şubat’a ne de başka bir darbeye kesinlikle boyun eğilmemelidir. Direnmenin var olmanın yolları aranmalıdır. 28 Şubat’ın daha başında Haksöz dergisi Mart ayında şu manşetle çıkmıştır. Darbe tehdidi düzenin tükenmişlik ilanıdır.”
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Filistin Dayanışma Platformu, İsrail’in Refah’ta başlattığı saldırıyı Ankara’da protesto etti Ankara’da bulunan Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla İsrail’in başlattığı saldırıyı protesto etmek için Amerikan Büyükelçiliği önünde toplandı. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının ardından 1 buçuk milyona yakın Gazzeli, Refah kentine sığınmıştı. İsrail’in Refah kentine yönelik başlattığı hava saldırısının ardından Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla saldırıyı kınamak için Ankara’da bulunan Amerikan Büyükelçiliği önünde çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte İsrail’i protesto etti. Elçilik binası önünde toplanan kalabalık, İsrail’i protesto etmek için "İnsanlık onuru siyonizmi yenecek" ve "Susma haykır soykırıma hayır" sloganları attı. Öte yandan kalabalık, İsrail askerleri tarafından Kudüs’te öldürülen Hasan Saklanan’ı ise rahmetle anmayı unutmadı. Grup adına basın açıklamasında bulunan Zeynel Abidin Özkan, İsrail’in Gazze’ye yönelik düzenlediği saldırıların ardından Refah sınır kapısına sığınan yaklaşık bir buçuk milyona yakın Gazzeli’nin 214 gündür açlıkla boğuştuğuna dikkati çekti. "Soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar" Refah’a başlatılan saldırılarla birlikte bölgede can güvenliği sorununun da başladığının altını çizen Özkan, “214 gündür dünyanın gözü önünde Filistin’de kardeşlerimiz İsrail soykırımına maruz bırakılıyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde devam eden yargılamalara; İsrail, lobi faaliyetleriyle tüm ülkelere müdahale ettirmeye ve İsrail yetkililerinin ceza almaması için bir çaba içerisine girdi. Hepimiz gördük ki aslında adalet İsrail için varmış ve tüm ülkeler de İsrail’in soykırımını desteklemek için çalışıyormuş. Bugün ortaya çıkan belgelerde görüldü ki Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde İsrail’in soykırımına ortak olan yöneticilerinin ceza almamasına yönelik baskı içeren mektuplar mahkemeyi köşeye sıkıştırmak adına kullanılıyor. Biz inanıyoruz ki hem mahkemede görülen davada hem de Güney Afrika’da devam eden davada soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar” ifadelerini kullandı.