POLİTİKA - 01 Mart 2012 Perşembe 15:29

ARINÇ: "KÖTÜ AMAÇLA HAZIRLANMIŞ BU TUZAĞIN FAİLLERİ MUTLAKA BULUNACAKTIR"

A
A
A
ARINÇ: "KÖTÜ AMAÇLA HAZIRLANMIŞ BU TUZAĞIN FAİLLERİ MUTLAKA BULUNACAKTIR"

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, İstanbul Sütlüce’de meydana gelen bombalı saldırıyla ilgili olarak, "Böylesine cahilane, vahşi bir şekilde tuzak kurulması ve masum insanların hayatına kast edilmesi terörün çirkin yüzünü gösteriyor" dedi.
Başbakan Yardımcısı Arınç, Manisa’da katıldığı bir organizasyonda gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. İstanbul Sütlüce’de yaşanan bombalı saldırıya değinen Arınç, "Aldığımız habere göre İstanbul Sütlüce’de bir bombalı düzenek hazırlanmış, uzaktan umanda ile patlatılmış çevik kuvvete ve AK Parti İl binasına yakın bir yerde. 15 vatandaşımızın yaralandığını biliyorum. Sabah aldığım bilgiler can kaybı olmadığı yönünde. Bu saldırıyı nefretle, şiddetle lanetliyorum. Kötü amaçla hazırlanmış bu
tuzağın failleri mutlaka bulunacaktır. Bu eylem sebebiyle zarar gören, yaralanan vatandaşlarımıza geçmiş olsun diliyorum ve bu tür eylemlerin son bulmasını diliyorum. Böylesine cahilane, vahşi bir şekilde tuzak kurulması ve masum insanların hayatına kast edilmesi terörün çirkin yüzünü gösteriyor. Mücadele devam edecek, ülkemiz bu tür eylemlerden mutlaka kurtulacaktır" dedi.
Gazetecilerin Türk Lirası’nın yeni logosu hakkındaki soruları üzerine Arınç, "Türk Lirası’nın yeni logosu sabah Başbakanımızın da katıldığı bir törenle Merkez Bankası Başkanı tarafından açıklandı. T ve L harflerinin bir birleşimi gibi bir şey geldi bana. Ortada da iki tane çizgi var. Bu tür logolar, amblemler mutlaka bir anlam taşırlar. Merkez Bakası Başkanı bunu belki izah etmiştir, her ülkenin mutlaka bir şekli, bir logosu vardır. Bu logo da Türk Lirası’nı tanıtırken umarım başarılı olur. O çizgilerin
ve logonun ne anlam ifade ettiğini doğrusu bilmiyorum" diye konuştu.
Fransa Anayasa Mahkemesi’nin sözde Ermeni soykırımını inkarı suç sayan yasayı iptaliyle ilgili olarak da Arınç, şunları söyledi:
"Birkaç gün önce Fransa’nın Anayasa Konseyi’nin vermiş olduğu karardan memnuniyet duyuyoruz. Twitterde ve arkadaşlarımızla yaptığımız konuşmalarda bunu değerlendirdim. Esasen Senato’dan çıkarılan kanun fikir ve ifade özgürlüğüne tamamen aykırı bir kanundu. Çünkü her olayı benimseyenler olabileceği gibi her konuda farklı düşünenler de olabilir. Dolayısıyla farklı düşüncelere set çekmek veya bunu suç haline getirmek hiçbir dünya parlamentosunda görülmemiştir. Çıkarılan kanunu gördüğümüzde böyle düşünmeye
mecbursunuz, aksi takdirde 1 yıl hapis ve 45 bin euro para cezasına çarptırılıyorsunuz. Kanun temelde sakat ve noksandı. Bereket ki Fransa milletvekillerinden ve senatörlerinden çok sayıda müracaatla konseye şikayet edildi, konsey de oy birliğiyle bunun Fransa anayasasına aykırı olduğu kanısına vardı. Sanırım şu temele dayanıyor bu kararın verilmesi; birincisi Fransa, özgürlükçü düşüncenin ana vatanıdır. Bu yasa bu ifade özgürlüğüne büyük bir engel, dolayısıyla kabul edilemez. Tarihte yaşanmış olaylar
konusunda parlamentoların üçüncü ülkeleri itham eden konularda yasa çıkarması mümkün değildir. Tarihi olaylar konusunda parlamentolar kanun çıkarmamalıdır ve bu bir evrensel ilkedir. Buna dayalı olarak karar verildi. Oy birliği ile karar verilmiş olması da Anayasa Konseyi’nin bu konulardaki temel düşüncesine bağlı olduğunu gördük. Her bakımdan doğru, faydalı ve yerinde bir karar oldu."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara TBMM Genel Sekreterliği’nden taciz iddialarına ilişkin açıklama TBMM genel Sekreterliği, Mecliste tacizlerin sistematik şekilde 2018 yılından bu yana sürdürüldüğü iddialarının gerçeği yansıtmadığını, staj yapan öğrencilere taciz iddialarıyla ilgili yürütülen adli soruşturma kapsamında 4 personel hakkında tutuklama, 1 personel hakkında adli kontrol kararı verildiğini açıkladı. TBMM Genel Sekreterliği tarafından kurumda staj yapan öğrencilere taciz iddialarına ilişkin yazılı açıklama yapıldı. Açıklamada, "Yürütülen idari soruşturmada İki stajyerin TBMM mutfağında 2024 yılının Eylül ayından 2025 yılının Haziran ayına kadar staj yaptığı, Meclis çalışanı H.İ.G. isimli aşçının anlık mesajlaşma uygulaması üzerinden bir stajyerimize 18 Haziran-1 Kasım 2025 tarihleri arasında, İ.B. isimli aşçının ise diğer stajyerimize 19-21 Temmuz 2025 tarihleri arasında yakınlaşma amaçlı taciz mesajları attıkları görülmüştür. İlgili personeller (H.İ.G. ve İ.B.) 4-5 Aralık 2025 tarihlerinde işten el çektirilmiştir. 11 Aralık 2025 tarihinde tamamlanan soruşturmaya göre de bu kişiler hakkında kamu görevinden çıkarılması teklifi getirilmiştir. Üçüncü stajyerin ise TBMM mutfağında 2025 yılının Eylül ayında başladığı stajına devam ettiği, Meclis çalışanı D.U. isimli aşçının sözlü ve fiziksel tacizlerine maruz kaldığı yönünde şikayetçi olduğu, kamera kayıtlarının incelenmesi sonucunda 24 Eylül 2025 tarihinde Halkla İlişkiler binası mutfağında diğer personellerin de yoğun olarak bulunduğu ve çalıştığı bir ortamda 13 dakika içerisinde üç kez fiziksel temasta (koluna ve beline) bulunduğu görülmektedir. Çocuğun üstün yararı ve kamera kayıtlarına yansıyan fiziksel temaslar göz önünde bulundurularak D.U. öncelikle işten el çektirilmiş, 11 Aralık 2025 tarihli soruşturma raporu ile de kamu görevinden çıkarılması teklifi getirilmiştir. Yine haklarında taciz suçlamasında bulunulan R.Ç. isimli aşçı ile R.S. isimli aşçıbaşı hakkındaki iddialar soruşturma sonucunda doğrudan sübuta ermemekle beraber kamu görevi sırasında itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak kapsamında disiplin cezaları teklifi getirilmiştir. Soruşturma kapsamında elde edilen tüm bilgiler ve disiplin raporunun bir örneği Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ile de paylaşılmıştır. Yürütülen adli soruşturma kapsamında 4 personel hakkında tutuklama, 1 personel hakkında adli kontrol kararı verilmiştir. Hepimizi üzen ve stajyerlerimiz ile ailelerini mağdur eden bu menfur hadisenin karşısında kararlı bir şekilde duracağımızın ve tekrarlanmaması adına her türlü idari tedbirleri almaya devam edeceğimizin herkes tarafından bilinmesini istiyoruz. Suç işlediği iddia edilen personelin konumuna, kıdemine veya unvanına bakılmaksızın gerekli idari ve adli işlemler en sert şekilde uygulanmaya devam edecektir. Öte yandan suça bulaşan, ahlaksızlık sergileyen az sayıdaki kişi nedeniyle ülkenin gözbebeği konumundaki TBMM’nin, personelinin genelini töhmet altına alınmasını da büyük bir haksızlık olarak görmekteyiz. Görev ve sorumluluklarını hukuka ve iş ahlakına uygun şekilde yerine getiren Meclis çalışanlarımızın yanında durmaya ve TBMM’nin saygınlığını korumaya devam edeceğiz" denildi. Taciz iddiaları kamuoyuna yansımasa konunun üzerinin kapatılacağı, herhangi bir işlem yapılmayacağı söylemlerinin gerçeği yansıtmadığı vurgulanan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Taciz iddiasıyla ilgili müşteki aile ilk olarak genel sekretere ulaşmıştır. Kendilerine verilen etkin soruşturma güvencesi çerçevesinde aile şikayet dilekçesini vermiş ve TBMM Başkanlık makamının emriyle soruşturma derhal başlatılmıştır. Taciz iddiaları medyada ilk olarak 10 Aralık’ta yer almakla birlikte idari soruşturmanın başlatılma tarihi 20 Kasım’dır. Hakkında delil elde edilen 3 personel 4-5 Aralık tarihinde işten el çektirilmiştir. Dolayısıyla konu medyadan öğrenilmemiş, tam aksine idari soruşturma kapsamındaki ifade alma v.b süreçler nedeniyle medya konudan haberdar olmuştur. Başlangıçta tek şikayetçi varken soruşturmanın titizlikle yürütülmesi sonucunda diğer iki şikayetçiye de ulaşılabilmiş ve soruşturmanın kapsamı genişletilerek 5 personel hakkında işlem yapılmıştır. Disiplin soruşturması kapsamındaki bilgi ve belgeler adli makamlarla anında paylaşılarak, adli sürecin önü açılmıştır. Bir stajyere ’iddialarını ispat etmeden konuşma’ şeklinde telkinde bulunulduğuna yönelik suçlamalara ilişkin ayrı bir disiplin soruşturması devam etmektedir. Mecliste tacizlerin sistematik şekilde 2018 yılından bu yana sürdürüldüğü söylemleri gerçeği yansıtmamaktadır. 2018 yılındaki hadise başka bir birimde görevli hizmetlinin stajyere fiziksel temas teşebbüsü şeklinde gerçekleşmiş ve yürütülen soruşturma sonucunda ilgili kişi kamu görevinden çıkarılmıştır. Gündemdeki vakayla suç mahalli, suçun işlenme biçimi, suçu işleyen personel gibi unsurlar açısından hiçbir benzerlik bulunmamaktadır. 7/24 esasına göre güvenlik kameraları ile izlenmekte olan ve kalabalık çalışma ortamı ile yoğun mesai sergilenen Meclis mutfağının kamera kayıtlarının geriye dönük incelenmesi sonucunda taciz iddialarına yönelik şüpheli tek durum tespit edilerek bahse konu soruşturmaya dahil edilmiştir. Taciz vakalarının kapsamının açıklanandan çok büyük olduğu, tecavüz, kürtaj gibi durumların üzerinin kapatıldığı iddiaları kesinlikle gerçeği yansıtmamaktadır. Öncelikle bilinmesi gereken husus müşteki stajyerler ve aileleri tarafından asla dile getirilmeyen bu tür iddialarla özellikle bu çocukların hakları ihlal edildiğidir. Yürütülen idari soruşturma kapsamında bu şekilde bir bilgi/belge/emareye ulaşılmamıştır. Adli makamlarla yapılan görüşmelerde adli soruşturma aşamasında da bu iddiaları doğrulayacak herhangi bir bilgi/belge/emare olmadığı ifade edilmiştir. Ortada bir müşteki olmamasına, bu yönde adli ve idari makamlarda bir tespit bulunmamasına rağmen, mağdur, suçlu, fiil, yer, zaman açısından hiçbir bilgiye dayanmayan iddiaları ortaya atmak en hafif tabiriyle sorumsuzluktur. Şu hususun da altını çizmek gerekir ki elinde bu yönde bir bilgi, belge veya emare olduğunu iddia eden ya da kamuoyunda bu iddiaları dillendiren kişilerin bir an evvel adli ve idari makamlara başvurmaları kanuni ve vicdani zorunluluktur. Soruşturmanın gizli kapaklı yürütüldüğü söylemleri gerçeği yansıtmamaktadır. TBMM Başkanlık makamının talimatları ile titiz ve kapsamlı şekilde yürütülen soruşturma süreci ile ilgili olarak şeffaflık ilkesi gereğince TBMM Genel Sekreterliğince 10 Aralık’ta yapılan basın duyurusu ile soruşturma süreci ile bilgilendirme yapılmış, disiplin soruşturmasının sonuçları 11 Aralık tarihinde kamuoyu ile paylaşılmıştır. Ayrıca siyasi parti gruplarımız ve KEFEK Komisyonumuz bilgilendirilmiş ve soruşturma sürecinde her türlü bilgi/belge paylaşımına açık olunduğu özellikle ifade edilmiştir. KEFEK Komisyonu içerisinde grubu bulunan siyasi partilerimizden birer üyeden oluşturulan İzleme Komitesi ile kapsamlı bir toplantı gerçekleştirilmiş, soruşturma kapsamındaki tüm bilgi ve belgelere erişimleri sağlanmıştır. İdari soruşturma kapsamında elde edilen tüm bilgiler adli makamlarla da paylaşılmıştır."
Kayseri Büyükşehir’in Kartal Kavşağı ve Bağlantı Yolları Projesi’nde yapım ihalesi gerçekleştirildi Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin ulaşımda vizyon projelerinden Kartal Kavşağı ve Bağlantı Yolları Projesi’nin yapım ihalesi tamamlandı. İhaleye 6 firma teklif sundu. Kayseri’nin ulaşım altyapısını güçlendirmek, trafik akışını daha güvenli ve konforlu hale getirmek amacıyla hayata geçirilen Kartal Kavşağı ve Bağlantı Yolları Projesi’nde önemli bir aşama daha geride bırakıldı. Kayseri Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Dairesi Başkanlığı Yapı İşleri Şube Müdürlüğü tarafından projenin yapım ihalesi gerçekleştirildi. 15 Aralık 2025 tarihinde saat 16.00 itibariyle yapılan ihaleye 6 firma teklif sundu. Büyükşehir Belediyesi Meclis Salonu’nda gerçekleşen ihalede Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Hüseyin Beyhan, "6 firmamız teklif verdi, hayırlı uğurlu olsun" dedi. İhale komisyonu tarafından zarflar açılarak firmaların teklifleri duyuruldu. Değerlendirme sürecinin tamamlanmasının ardından ihale sonucu yüklenici firmalara bildirilecek. Başkan Dr. Memduh Büyükkılıç’ın liderliğinde yürütülen ve afet ile iklim değişikliğine dayanıklı şehir vizyonu doğrultusunda hazırlanan Kartal Kavşağı ve Bağlantı Yolları Projesi, tamamlandığında Kayseri’nin ulaşım ağında önemli bir rahatlama sağlayacak. Büyükşehir Belediyesi, alternatif yollar ve kavşak düzenlemeleriyle şehir trafiğini daha düzenli ve sürdürülebilir hale getirmeyi hedefliyor.