YEREL HABERLER - 05 Mart 2012 Pazartesi 18:11

GAZİANTEP`TE MUTFAK SANATLARI AKADEMİSİ KURULUYOR

A
A
A
GAZİANTEP`TE MUTFAK SANATLARI AKADEMİSİ KURULUYOR

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Gaziantep’in lezzet değerlerini akademik anlamda yaşatmak için Mutfak Sanatları Akademisi kuruyor.
"Bu güzel kenti anlatmaya, ne dil yeter, ne kalem, ne de kağıt" diyen Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Asım Güzelbey, “Neresinden dokunsanız Gaziantep’e, dağarcığınızı dolduracak bir şeyler çıkar mutlaka. Bundan yüz yıllar önce Gaziantep için Evliya Çelebi, Şehr-i Ayıntap-ı Cihan yani dünyanın gözbebeği Antep demiştir. Yeme-içme kültürüyle de farklı bir zenginliğiyle dikilmektedir karşımızda” dedi.
Gaziantep Mutfak Sanatları Akademisi işi ile ilgili önemli bilgiler veren Güzelbey, “Gaziantepli yemek için yaşar, yaşamak için yemez. Durum böyle olunca Gaziantep mutfağının her köşesinden perhiz bozduran zenginlikler karşımıza çıkmaktadır. Neredeyse tüm dünyanın tanıyıp, takdir ettiği eşsiz Gaziantep Mutfağı, atalarımızdan ailelerimize kadar gelmiş ellerin tadını, sevdanın kazandaki şeklini, bir yemeği meydana getirirken bütünleştirebilmenin hazzıdır. Gaziantep’in kendine has iklim koşulları, yeme içme üretiminde kullanılan ürünleri; tadıyla, kokusuyla hatta görünümüyle dahi ayrı bir başkalığını ortaya koymaktadır. Gaziantepli yemek kültürüyle asırlardan beri süregelen yoğun ilişkisi nedeniyle adeta bütünleşmiştir” diye konuştu.
Başkan Güzelbey, şöyle devam etti:
“Binlerce yıllık bir birikim ve ata yadigarı olan lezzetlerimizin korunmasında ve ortaya konmasında öncülük etmek Belediyemizin öncelikli görevlerindendir. Bu düşünceden hareketle Gaziantep Mutfak Müzesini ziyarete açtık ancak tüm bu mutfak gelenek ve lezzetlerini yerli ve yabancı turistlerin yaşaması ve tatması amacıyla Gaziantep Mutfak Sanatları Akademisi yapmaktayız. Gaziantep Mutfak Sanatları Akademisinde, lezzet tutkunu gurmelere, yemek düşkünlerine ve konuklarına özel kurs programlarıyla yemek pişirmenin teknikleri ve püf noktaları öğretilecektir. Kurs programlarının yanı sıra, yemekleriyle ve Mutfak Müzesiyle dikkatleri çekecek Gaziantep Mutfak Sanatları Akademisi, sadece Türkiye’de değil, dünyada da aşçılık mesleğinin en iyi okullarından birkaçı arasında yer alacaktır.”
Proje detayları hakkında bilgiler veren İmar ve Şehircilik Daire Başkanı Sezer Cihan da şunları söyledi:
“Kentimizin ruhunu oluşturan kültürel miraslarımızdan Gaziantep Mutfağının tatlarından ödün vermeden, ürünün tedarikinden korunmasına, üretimden sunuma ve tanıtıma kadar Gastronomi Şöleni yaşatmak amacıyla yapmakta olduğumuz Gaziantep Mutfak Sanatları Akademisi projesi çalışmalarına Kasım 2011 tarihinde başladık. Ağustos 2012 tarihinde ise projeyi tamamlamayı planlıyoruz. Mutfak Müzesinin arkasında yer alan Akademi, iki ayrı binadan oluşmaktadır. Bunlardan birisi geleneksel Antep Evi diğeri ise ek olarak yapılacak olan olup, toplam 413 metrekare üzerine oturmaktadır. Soğuk hava, erzak, kuru erzak depoları, 16 kişilik yemek pişirme bölümü, aşçıbaşı odası, soyunma giyinme odası, wc, duş bölümü ve Gaziantep Mutfağına yönelik eğitimlerin verileceği 14 kişilik yemek pişirme alanı, 65 kişilik çok amaçlı salon, 12 kişilik yemek salonu, servis mutfağı, yönetim holü ve idari birimlerden oluşmaktadır. Tüm bunların yanı sıra Gaziantep Mutfağına yönelik video gösterimi, sergi salonlarının yapılması planlanmaktadır. Belediyemizin İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığı bünyesindeki Koruma Uygulama Denetim Bürosu (KUDEB) Şube Müdürlüğü tarafından yürütülen Mutfak Sanatları Akademisi projesinin kısa sürede tamamlanmasını planlamaktayız."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Türkiye’nin canlı ve minarel türleri bu müzede sergileniyor Türkiye’nin ilk doğa tarih müzesi olma özelliği taşıyan Erzincan’ın Kemaliye ilçesindeki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, başta Kemaliye olmak üzere Erzincan ve yurt genelinden canlı ve minarel türlerine ait yaklaşık 5 bin çeşit materyali sergiliyor. Erzincan Kemaliye’deki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliyeli olan, Prof. Dr. Ali Demirsoy’un katkıları ile kuruldu. Müzeyle ilgili şu bilgilere yer verildi: “Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliye ilçesinde kurulan “Doğa Müzesinde Bilimsel Bir Gezinti” isimli proje kapsamında 2009 yılında kuruldu. Müzenin kuruluşuna Prof. Dr. Ali Demirsoy, Prof. Dr. Aydın Akbulut ve Öğ. Gör. Yusuf Durmuş öncelik etti. Bu müzede sergilenen örneklerin önemli bir kısmı 10 ayrı üniversiteden 48 bilim insanının görev aldığı “Kemaliye ve Çevresinin Biyoçeşitlilik Açısından İncelenmesi” projesi kapsamında bölgeden toplanan jeolojik ve biyolojik örneklerden oluşmakta. Kurulduğu tarihten bugüne bölge halkı, öğrenciler ve ekoturizm açısından önemli bir ilgi odağı oldu. Ülkemizin değişik bölgelerinden ve Kemaliye çevresinden alınan mineral, taş, toprak ve her türlü jeolojik materyal MTA’daki uzmanlara teşhis ettirilerek dolabların içindeki raflarda uygun kaplarda sergilenmekte. Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelmiş mineral, kristal, toprak, kayaç örnekleri sergilenmekte. Kemaliye ve çevresinin Gastropad, Bivalvia ve Echinodermata gruplarına ait fosil örnekleri teşhis edilerek, raflarda sergilenmekte. Bir hücreli bitki ve hayvanların mikroskop altında görüntülerinin sunulduğu bir bölüm bulunmakta. Karasal ekosistemin ilk canlı gruplarından olan likenler doğal ortamına uygun habitat ortamları hazırlanarak sergilenmekte. Yine Kemaliye’den toplanan ve teşhis edilen karayosunu örnekleri sergi panolarına yerleştirilerek sunulmakta. Omurgasızların önemli bir kısmı formol ve alkol içinde kavanozlarda etiketleriyle birlikte sunulmakta. Böceklerin büyük bir kısmı, bilimsel örnek hazırlama yöntemine göre içi boşaltılıp tahnit edilmiş, özel böcek iğnelerine geçirilerek panolarda (müze görsel materyali olarak) ya da parazitlere karşı özel korumalı, çekmeli müze dolaplarında saklanmakta. Müzenin en ağırlıklı kısmını böcekler ve herbaryum materyali oluşturmakta. Bölgenin ve ülkemizin tatlısularında ve denizlerinde yaşayan balık örnekleri çeşitli kimyasal işlemlerden geçirerek (formolalkol) görsel malzemeye dönüştürülerek sergileniyor. Aynı işlem amfibiler için de yapılmıştır. Farklı türlerden oluşan amfibi örnekleri alkollü kaplar içinde ve sergi dolaplarında teşhir edilmekte. Birçok zehirli yılın türünün bulunduğu sürüngen örnekleri de aynı yöntemle görsel malzemeye dönüştürülmüştür. Özellikleri, zehirleri ve korunma önlemleri konusunda bilgiler verilmiştir. Çeşitli fırsatlarla elde edilmiş kuş örnekleri tahnit edilerek sunulmaktadır. Kemaliye ve çevresinden 200 yakın kuş türünün (bir kısmı göçücü, transit) varlığı bilinmektedir. Bu kuş türlerine ilişkin tanıtıcı resimler ve tahnit malzemeleri önemli bir eğitim malzemesi niteliği taşımakta. Türkiye’deki yırtıcıların büyük bir kısmını barındıran yörede, memeliler önemli bir yer tutmaktadır. Soyu tehdit altında olan ayı, kurt, vaşak, sansar, dağ keçisi, porsuk, sincap, yedi uyur, fındık faresi, yer sincabı, çok sayıda küçük memeli ve kemirici türleri yörenin fauna elemanları olarak müzede halkın ve eğitim camiasının hizmetine sunulmuştur. Çeşitli şartlar altında elde edilmiş olan büyük ve küçük memeliler tahnit edilerek üç boyutlu sergilenmiştir. Ayrıca bu memelilerin postları ve bazılarının iskeletleri de sergilenmekte ve tanıtıcı bilgi verilemekte. Kemaliye ve çevresinden teşhis edilen 1000 kadar bitkinin en az yarısı, özellikle soğanlı bitkiler görsel olarak sunulmuştur. Bitkiler müze materyali olarak preslendikten sonra kartonlara yapıştırılmıştır. Bu örneklerin hepsi herbaryum örnekleri olarak özel dolaplarda bilim insanlarının kullanımına açıktır ve sergilenmekte”